sevgi ve aşk
 

SEVGİ ÜZERİNE
Yeryüzünde ne kadar şeytanlık, hastalık, bela varsa hepsi cehennemin bilmem kaçıncı katında toplanırlar. İçlerinden en belalısını başkan seçecekler kendilerine. Oylar atılır, sandıklar açılır ve sonunda ‘KARARSIZLIK’ seçilir genel başkanları olarak.
Bu manzum hikayeyi anlatan Victor Hugo’nun yerinde olsaydım hastalıkların da, dertlerinde en belalısı olarak sevgisizliği seçerdim. Her ne türlüsü olursa olsun, sevgisizlik için yalnızlık diyebiliriz. Yani insanın kendini yapayalnız hissetmesidir sevgisizlik.
Bilmezler yalnız yaşamayanlar
Nasıl korku verir sessizlik insana
İnsan nasıl konuşur kendisiyle
Nasıl koşar aynalara
Yaşamak için ne protein, ne fosfat, ne marmelat ne de abcçdek vitaminleri. Beşikten mezara dek yaşamımızın anlamı sadece sevgidir.
Her çocuğa olduğu gibi 4-5 yaşımdayken bana da sorarlardı, hatırlıyorum
 Söyle bakalım bizi ne kadar seviyorsun?
Kollarımı açar …… işte derdim ilkin büyük annemi bu kadar, sonra biraz daraltıp dedemi bu kadar, sonra biraz daha küçültüp annemi bu kadar…… ve en sonunda sıra kulaç boyu en küçüğe gelince kedimiz Minnoş da payını alır giderdi. Tabi o zamanlar o güzeller güzeli komşu kızını daha tanımadığım için maalesef onun adı geçmezdi. Daha sonra duyduğum, her gördüğüm şeyi başta sen olmak üzere bu sevgi gölüme ekledim.
E tabi sevgiden bu kadar bahsedip aşk hakkında yazmamak olmaz. Nedir acaba aşk?
Aşkının tutkusunun verdiği zevkten dört köşe olan zavallı aşık, hazzın en yücesine varmak için bir uykuyu cananıyla uyurken gerçekten sadece türe hizmet ediyor. Anlaşılıyor ki tabiat doğum kontrolcularını hiçte memnun etmeyen bu mutlu çoğalma sonucuna varmak için aşk denilen sersemleme halini araç olarak kullanmaktadır. İşte aşk budur.

çok güzel bir yazı olmuş bilinç yüreğine sağlık...

teşekkürler cok güzeldi...