07-02-2008, 14:36 | #1 |
Dost
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Bulunduğu Yer: NEFES ALDIĞIM YER!!!!!
Mesajlar: 879
Tesekkür: 0
|
soluk soluğa aşk ????
[
CENTER]Uzun, karanlık bir çığlığın da ardına düşebilir insan, [/CENTER]
siteadi.com - soluk soluğa aşk ???? Titrek, eğri büğrü bir yazının çağrısına da uyar. Bırakıp her şeyi döner - Aşk bir buluşmadır çünkü, Her zaman gecikmiş bir buluşma. Cevat Çapan'ın 'Soluk Soluğa' şiirindeki gibi uzun, karanlık bir kış geçiyor. Demek ki buluşacağımız, bizi ısıtacak birine her zamankinden çok ihtiyacımız var. Belki 'Sevgililer Günü'nün şubatın tam ortasına isabet etmesinin gizli nedeni de bu. Yani ateşle barut bir araya gelsin, hem birbirlerini hem de etrafı ısıtsın diye. Hem iki gönül bir olunca buna kış mı dayanır? İster el ele seyredelim yağan karı, ister uzaktaki sevgilimizi düşünerek efkârlanalım, aşk belirdiği anda kalbimizdeki küçük ateş usul usul yanmaya başlar. Başka zaman kül rengi olan duygularımız yavaşça kora dönüşür. Kalbimizin ısınırken çıkardığı sesler ruhumuza huzur verir. Hele bir de kıvılcım sıçrarsa etrafa, o zaman ısınalım derken yangın çıkarmak, soğuktan kaçarken yanıp kül olmak da mümkündür. Ama bunun bile vahşi bir zevki vardır bazen. O kadar derdimizin, sıkıntımızın arasında bir de onunla uğraşırız. Bitmeyen bir kavuşmadır da aşk - Araya her zaman bir şeyler girer: Bazen kendi sevincinin kanat gölgesi, Bazen nabzın hızı, yüreğin titreyişi, Tüylerin telaşıyla besleniyor gibidir - Araya her zaman bir şeyler girer: Çalışma saatleri, karşılıksız sorular. Nereden bilebilir insan Bunların hepsinin de aşk olabileceğini? Kış kışlığını yaptıkça, biz sevdaya sığınırız. Gecenin soğuğunda narasıyla mahalleyi titreten bıçkın da söyleyebilir bize bunu, dağlara bakıp askerdeki sevdiğini düşünen kızlar da anlatabilir. Hangi dönemde, nerede yaşarsak yaşayalım, biz ondan vazgeçmeyiz. Bağımsızlık aşkıyla silaha, yaradan aşkıyla kitaba sarılır, kalbimizden geçenlerin aklımızdan geçenleri yenmesine çoğu zaman izin veririz. Sevda olmadan yapamayız. En ümitsiz durumlarda bile ona doğru ruhumuzu kurtaracak bir tünel ararız. Hayat bizi köşeye kıstırdıkça, akılla mantıkla ilişkimizi kesmek isteriz. Şartlar zorlaştıkça, akıl dışı duygular daha çok işimize gelir çünkü. En umutsuz durumda ihtiyaç duyduğumuz gücü, o duygulardan alırız. Hem de aldanmak pahasına. Çoğu kez aldatıcıdır da, Bakarsın, herkes onun askeri, onun şehidi. Oysa aşk hiçbir zaman bir yarış değildir ki. Bu yüzden yanılır hep Sayın muhbir vatandaş, köftehor okur, arsız yetkili. Karşımıza hangi kılıkta çıkarsa çıksın başka şeye benzemeyen, ilk bakışta fark edilen bir havası vardır. Yine de onu tarif etmek için yazarlar ve şairler yüzyıllardır çırpınır durur. Ama onun yanında her tarif biraz ek**** her şiir biraz yarımdır. Aşkın bin bir tane yüzü vardır çünkü. Sararmış bir fotoğraf olarak da çıkabilir karşına, Borulu bir fonograf kılığıyla da. Bakarsın, ona da dadanmış Gündelik hayatın sosyolojisi. Üstelik, sevgiye de benzemez. Sevgi ne kadar güvenilirse, aşk o kadar tekinsizdir. Aslında biz aralarındaki o farkı iyi biliriz. Bu yüzden, İngilizce'deki 'love' yerine bu iki kelimeyi kullanırız zaten. Her ihtimale karşı. Aşkı hem heyecan verici hem de korkunç yapan da çekirdeğinde milyonlarca yıldır yaşayan o kendine özgü, tehlikeli özelliğidir belki. Yani evrendeki iki yalnızlığın o önüne geçilmez tekleşme arzusu. Aşık olmak macera dolu bir yolculuktur bu yüzden. Kendi içimize doğru, 'Dünyanın Merkezine Yolculuk' romanındaki gibi. Aynı o romandaki gibi, yeni bilgilerle döneriz her defasında. Kendimiz hakkında yeni şeyler öğrenmiş oluruz. Bazen o öğrendiklerimiz hoşumuza gitmese bile vazgeçmeyiz bavullarımızı toplamaktan. Bazen bir bakış, bir gülüş ya da bir koku, geri dönüşü olmayan o bileti elimize yeniden tutuşturur. Ne olursa olsun, biletimiz yansın istemeyiz işte. Geç kalmaktan korkarız. Yetişememekten korkarız. Cevat Çapan'ın söylediği gibi, bu bir buluşmadır çünkü. Hem iki sevdalı kalbi bir araya getirir hem de düşüncemiz, halimiz, vaktimiz ne olursa olsun hepimiz orada rastlarız birbirimize. Yeniden duyulur bazen o uzun ve karanlık çığlık. Çağıran o titrek yazı yeniden belirir - Çünkü aşk en eski köprüsüdür Balkanların, en eski. |
Tags |
aşk, soluğa, soluk |
|
|