|
Çöp Kutusu Yenilenemeyecek konular buraya |
|
LinkBack | Konu Seçenekleri | Modları Göster |
18-10-2009, 23:51 | #1 |
Dost
Üyelik Tarihi: Mar 2007
Yaş: 51
Mesajlar: 1,485
Tesekkür: 1366
|
Savrulmuş Yaşamlar
siteadi.com - Savrulmuş Yaşamlar Hikmet Çetinkaya Savrulmuş Yaşamlar 18-10-2009 02:17 Savrulmuş Yaşamlar... Yıldızların külü savruluyor yine... Yine kapanıyor gökyüzü... Yasını tutuyor senin çocuklar... Tristan Tzara çocukların yaşam hülyası kurduğu, ufka uzanan topraklarda dolaşıyor akşamın soluğunda. Işıklarla bezenmiş gözyaşları... Bir adam şarkı söylüyor sokaklarda... Bilmem duyuyor musunuz ıssız gecelerin çığlığını, kayın ağaçlarının ağlayışını? Seyrediyor musunuz o duru beyazlığı? Sırılsıklam ıslak bir zaman... Bir düş... Bir korku... “İşte kum işte vücudum İşte mermer ve ırmak Sayıların çınladığı masanın üstünde Ay yüzlü şarap bardağı Ve içimize işleyen kristalin sesi” Göçmen şarkılar, hüzün bulutları kuşatır göğü. Yaşama dair yazılan şiirler. Aşk için yanan alev kubbeleri. Ölümün o kuşku verici ayininde... Boz bulanık akan ırmaklar... Denizlerdeki o azgın dalgalar. Susuzluk ve açlık! Bir ses yükselirken senin adını tekrarlayan... Yitip giden aşklar... Özlemler ve kaçışlar. “Bilmek istiyorum, gece beyaz mı görür Kumaştan yapılmış bedenler, aşağıda toprağa yayılmış, Sahte taşlar, mukavva parçaları, ip, deri, hâlâ su, Yerde ezilmiş gibi yassılanmış kuşlar Ya da demir gümbürtüsü, erkek için bakir bir orman.” *** Eğer deniz beni sarhoş eden o gizli kuşkuysa... Vicente Aleixandre’nin ezgilerinin kızıysa. Zamana boyun eğmiyorsa eğer yaşam. Gücün ve gerçeğin mavisiyle ruhumuz. Daha anlatacak çok öyküm var benim... Cizre’de bir mezrada ölen 12 yaşındaki çoban kız Ceylan... Elinde patlayan bir mermi miydi, uzaktan atılan bir bombanın parçası mı? Kim yanıt verecekti bu soruya? Siyah gözleriyle bakan, bizden, bizlerden hesap soran. Bir umursamazlık, bir boşvermişlik... Neden, niçin? Hastane odasında yatağına zincirlenen, kelepçelenen kanser hastası Güler Zere. Hiç utanç duymuyor Güler’i zincire vurup kelepçeleyenler! Neden bu sevgisizlik, bu vicdansızlık, neden? Belki Tadeusz Rozewicz’in dizeleridir bu sorulara yanıt: “Birbirine işkence ediyorlar sakatlıyorlar sessizlikle sözcüklerle sanki yaşayacakları başka hayatları varmış gibi ............... gövdelerinin ölmeye yatkın olduğunu ve insanların içlerinin kolayca kırılabileceğini unutmuşçasına yapıyorlar bunu” *** Attila Jozsef’in dalgalar gibi art arda yürüyen kalabalıkları, yumruklarından taşlar fışkıran insanlar, yürüyen bir ormana benziyor düşlerimde. Düşlerimde özgürlük ve barış çiçekleri açıyor bunca acımasızlıklara, yıkımlara karşın! Bu sabah duman gibi yayılıyor ince bir yağmur. Düşünceyle sözcük arasında bir yerde duruyorum... Kâğıtlar gibi uçuşuyor ağaçların sarı yaprakları... “Sesin yağmur kadar ilkel, seninle ufuk arasında... Anılarım hep beyazlar giydiriyor sana... Güller de şarkılar da sessizdir sen varken.” Bir gök ölüyor ellerinde, inceliğinde bir gök doğuyor... Sevecenlik bir çiçek gibi açıyor yanında seni düşünürken.
__________________
,,,BiLmeyen Ne BiLsin Bizi, BiLenLere SeLam oLsun,,, |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Abudeniz üyemize tesekkür ettiler | Lavinia (19-10-2009) |
19-10-2009, 00:22 | #2 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Yaş: 35
Mesajlar: 696
Tesekkür: 958
|
yazi güzel hos.. baslarda hayata dair kendi gözlemlerini yazarken..
ortalara dogru neden cizredeki cocuga ya da güler zere ye atifta bulunmus anlamis degilim.. yani .. yaziyi dramatiklestirmek.. ya da vurucu bir nokta belirlemek istemis olabilir.. ama ben pek uydugunu düsünmüyorum.. paylasim icin tesekkürler.. |
Tags |
savrulmuş, yaşamlar |
|
|