23-03-2007, 08:23 | #1 |
Guest
Mesajlar: n/a
Tesekkür:
|
Çıkmaz Sokak...
Gemi alarak deniz taşımacılığı işine giren bir başbakan oğlu dünyanın her yerinde haber olur.
siteadi.com - Çıkmaz Sokak... Kendine güveniyor ve hesabını verme konusunda şüphe taşımıyorsa o genç adam, bedava reklâm sağladığı için habere memnun kalır, hatta teşekkür eder. Türkiye’de yaşamanın bedeli olarak biz tehdit edildik! Başbakan Erdoğan dün AKP il başkanlarına hitap ederken sözü oğlunun gemi alması üzerine VATAN’da çıkan habere getirerek, bir devlet adamı için ne demek, vasat bir siyasetçi için bile ayıp sayılacak, tahammülsüzlük sayılacak şeyler söyledi. Sözlerine şöyle başladı: “Öyle gazete başlıklarıyla, yalan dolan ifadelerle bir yere varamazsınız. Başlık başka, altını okuyorsun başka. Alan belli, satan belli. Benim oğlumun bir başka ortağıyla iki ortaklı bir şirketleri var, doğrudur. Aldıkları gemi 16-17 yıllık ufak kosterdir. 2,5 milyon dolar civarında bir gemi. 500 bin dolar peşinatla ve banka kredisiyle aldıkları bir gemidir. Bundan sonra zaten gemi kendi kazancıyla taksidini ödeyecek noktadadır.” Doğru ise derdi ne? Başbakan bu açıklamaları yaparken VATAN’da çıkan haberin tüm unsurlarını tek tek doğrulamaktan başka bir şey yapmamıştır. O zaman gazabını devlet yetkilerini kötüye kullanıp köpürterek tehditkâr bir silâh gibi kullanmasının sebebi ne? Şu ayıplı ifadeler hangi amacı güdüyor: “Bu medyanın karın sancılarının ne olduğunu biliyorum. Kusura bakmasınlar o başlığı atanlara sesleniyorum. Sancılarınızın ne olduğu belli. Neyi, nereden, nasıl alıp verdiklerinin... Onları da zaten şu anda maliyesi de her şeyi de takip ediyor!” Başbakan’ın taktığı “o başlık”ta ne yazıyor ki? VATAN’ın manşeti “Başbakan’ın oğlu gemi aldı” diyordu. Yalan mı, ne var bunda? Belli ki Başbakan’ı, kamudan aldığı gücü kişisel hıncını tatmin amacında kullanabileceğini açıkça söyleyecek kadar sinirlendiren sebep bu haberin yayınlanmasıdır. Haber hiçbir olumsuz ima bile taşımadığı halde kızdırmıştır Başbakan’ı. Vicdanı rahat değil “Aldıkları gemi 16 yıllık bir koster, 2.5 milyon dolar. 500 bin dolar peşinat. Gemi, kazancıyla kendini ödeyecek” derken bunu sanki herkesin kolayca ulaşabileceği bir imkân gibi basitleştirmeye çalışıyor. Ama öbür yandan da 500 lira maaşlı devlet memuru olabilmek için KPSS sınavına girip başarılı olan fakat yıllardır boş bekleyen milyonlarca üniversite mezunu genci ve ailelerini ikna edemeyeceğini biliyor. Başbakan o koltuğa Anayasa’nın tanıdığı hakları kullanarak geldi. Çankaya’ya çıkarsa gücünü yine aynı kaynaktan alacaktır. Cumhurbaşkanı olmasına muhalefet edenlere karşı kullandığı bu argüman kendisine görev ve sorumluluk yüklemiyor mu? Maliye ve vergi denetimi doğal bir işlevdir. Doğal olmayan, denetimin basına sansür uygulamak amacıyla kullanılmasıdır. İktidarın devlet yetkilerini medyayı susturmak amacıyla kötüye kullanması, sadece ahlâki çürüme değil bir Anayasa suçudur. VATAN olarak görevimizi ve sorumluluklarımızı biliyoruz. Anayasa’dan aldığımız güçle, vicdanımızın pusulasına bakarak doğruları hep yüksek sesle savunacağız. Başbakan da aynı şeyi yapsın. Sansür ve tehdit yol değildir. Girdiği yol çıkmaz sokaktır! Güngör Mengi |
23-03-2007, 11:37 | #2 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
sakin ol tayyip saol dost.
|
23-03-2007, 11:57 | #3 |
Dost
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: ANKARA
Yaş: 48
Mesajlar: 4,240
Tesekkür: 87
|
niye kızmış ki bu kadar bi ata sözü var "yarası olan gocunur" demekki çok zoruna gitmiş başlık
__________________
Kayıp kentin güzel insanı
Rüzgar esermi sizin oralarda? Ve Umut türküsü söylenirmi Sevda misali? Yada buradan sesimiz duyulurmu Bir SELAM desek dosta... |
Tags |
Çıkmaz, sokak |
|
|