Dostun Sayfasi

Dostun Sayfasi (http://www.dostunsayfasi.com/)
-   Denemeler (http://www.dostunsayfasi.com/denemeler/)
-   -   Gereğinden Önce Gereğinden Sonra ve Şimdi (http://www.dostunsayfasi.com/denemeler/9908-gereginden-once-gereginden-sonra-ve-simdi.html)

HAWIN_ZEL 13-05-2007 14:59

Gereğinden Önce Gereğinden Sonra ve Şimdi
 
Kupkuru bir hava... Sinsi bir yalnızlık içine girmiş. Kendi ellerimle besledim. Güneşlerimi toplayıp önüne serdim. Ve en karanlık günlerimde bir misafir gibi ömrüme yalnızlığımı ikram ettim. Ey dünden kalan artıklar, bu sefer son. Hiç ilk olmadığı gibi, bu son.
Konuşmama hakkına sahip olduğum yerde çöktüm duvarın dibine ve düşünmeye başladım yaptıklarımı. Bu dört duvar hangimizin, hangi gecikmiş ömrün sonuna ait? Kaç arkadaşımı yitirdim bu yolda?
Kırmızı akşamlarda, bembeyaz ömrün en çingene hali bu. Bu beden benim. Bütün insanlığın yalnızlıklarına sahip bedenim. Ey akşamlarım, bu sözlerim size! Bir dağ başında kaçamak içtiğim sigaranın hatırına, geleceğimi bilmediğim tavrımla... Duyun beni.
En önemlisi aydınlıklarımı vermekti halkıma. Bütün kurşunlarım bitene kadar çatışmada olmaktı; tüm inancımla ölmekti bir vakit. Silah seslerinden sonra kulağımdaki çınlamalardı bitişim. En kuytu yerde savurmaktı küllerini yoldaşlarımın. Ve ardından göz yaşlarımı biriktirmekti onlar için, ölenler için.
Ey ömrüm, ben neden varım?
Soğuk bir kış akşamında bütün dertlerimi aldım ve oturdum bir kayanın dibine. Kararsızlığımın son anları gibi bitişini izledim yıldızların. Sanki, yıldızlar kayarken kararsızlığımı götürüyorlardı. Ben, sizin için varım yıldızlar, sizin özgürlüğünüz için... Kapatmayın ışıklarınızı bana. Yağmurun toprağa bıraktığı koku gibisiniz bitmişliklerim; en gerilla halimsiniz benim. Nelerin ne olduğunu anladığınız anda özgür gibisiniz işte. Hiç tutmadığım yemin gibisiniz, hatırlayamadığım geçmişim ve sözcüklerim gibisiniz. Gereğinden önce çeliştiğim benliğim gibisiniz... Sizler bensiniz. En önemlisi, halkım için attığım yalansınız. Hiç yalana benzemediğiniz kadar hem de! İnandıklarım için çelişkisiniz; hep düşündüklerimsiniz.
Yağmurların yağdığı yere baktım; ağlıyordu gökyüzü. Aslında ağlayan yurdumdu benim. Duyguların sömürülmesine daha fazla dayanamamış gökyüzü ve bırakmış yağmurlarını yurdumun üstüne. Yıkanıyor çocuklarımız, bak neler bekliyor bizi. Bir damla suyuna muhtacız emeğin. Emeğinde yıkanıyor çocuklar ve ardından kendilerince halaya duruyorlar. Oyun gibi gelse de, bu savaşımız onlar için. İşte yağmurlar bu yüzden yağıyor. Haberin var mı yağmurlardan çelişkilerim?
Bu dağlar senin varoluşun için, bu yaşam senin için. Aç ellerini gökyüzüne; kurtar kendini bu sömürülerden. Buna çocuklar kadar senin de ihtiyacın var. Sen bu varoluşun bencilliğisin kederim, toparla kendini. Bu çektiğim zulüm, sana düşman olsun ölümüm. Hiç gereğin yokken bitiverdin yanımda. Ne kadar çok eksiğim var ölmeye, biliyor musun? Benim daha gurura ihtiyacım var. Haketmedim seni. Git bu dağın başından.
Çığlığımdır, sessiz kalmam bu kainata. En bereketli halimdir ömrümün şu saati. Alın beni ve emeğin toprağında işleyin. Bana, olanların, yaşananların ihtiyacı var.
Ey katledilmiş yarınım! Yakınımda bir yerdesiniz, belki de yanı başımda... Biliyorum fakat bulamıyorum... Bu dağın başına yağan yağmurlar! Yardım edin bana, diğer çatışanlara ettiğiniz gibi."
...
Yangınların ortasında kaldığım zaman; su olup, toprak olup söndürdü ellerim bedenimi. Yanan benim bedenimdi en susuz, topraksız yerlerde. Etlerim yandı ve iskeleti kaldı bedenimin. Yanan bendim, yangınımı söndüren olmadığı vakit... Bazen, ellerim yoktu. Yanıyordum... Sönemiyordum... İşte tam o anda damla damla yağmur olup düştün sevdiğim. Sana dağın başında da, dört duvar arasında da, yangınlarda da ihtiyacım var. Bak bu yaşanmışlıklarım senin.
Söndürebiliyor musun beni? Sesimi, yangınımı duyuyor musun?
Kalbim işgal altında, ateşli aşklara kapalı. Eğilmem aşklara, umudum izin vermiyor. Kalbim işgal altında, savaşması lazım sevgi için... Umudumla beraber.
Korkuyorum ölmekten, eğer ben ölürsem hem bu dünya bensiz, yalnız kalacak hem düşmanlarım varlığını sürdürecek. Ben olmasam neye yarar çatışma, en güzel direnişim, söylesene...
Kısaca benim ölmemem gerek. Buna gururumun o kadar ihtiyacı var ki. Benim gururuma o kadar ihtiyacım var ki.
Ellerim tetikte, gururumu bekliyorum. Var mı gururlu olmak isteyen, özgürlüğünü halka adamak için. Ömrünün baharında yatanlar için, yananlar için. Bu bir çağrı değil. İsteyen yağmurlara tutunsun, anlamak isteyen zaten anlayacağını anlıyor.
Aslında anlatacaklarıma harfler yetmiyor, cümlelerimi kuramıyorum. Benim ölmemem gerekiyor, anlatamadıklarım için ölmemem gerekiyor.
Hava kupkuru. Görünmüyor dumandan dışarısı. Ellerim tutmuyor, gözlerim görmüyor. Kalbim seni sevdiğimi hissediyor fakat söyleyemiyor.
Yürümekte zorlanıyorum ve geçmişim hatırımda değil. Ne söylediğimi, ne anlattığımı bilmiyorum. İışte bu yüzden çelişiyorum kendimle. Beni ben eden ömrüme lanetler olsun ki bu halimle varım ve yaşıyorum... Buna her ne kadar ihtiyacımız olsa da.
Bütün bu söylediklerim sana en güzel yarınım. Seni yüreğimin en aydınlık yeri kadar seviyorum.
Geçmişimde seni tanımasam ve sana doğru yürüyemesem de.

__________________

pınar09 14-05-2007 08:23

ne diyeyim çok güzel bir paylaşımdı dostum,yüreğine sağlık.

bulut 15-05-2007 12:21

emeğine sağlık dost sağol paylaşımın için cok beğendim...

gunbatimi 21-08-2007 22:58

çok güzel
 
emegine saglık çok güzel:maviboncuk:


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:56 .

Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1