Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Geri Dönüsüm Kutusu > Çöp Kutusu

Çöp Kutusu Yenilenemeyecek konular buraya

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Modları Göster
Eski 16-06-2007, 09:06   #1
Onursal Dost
ZiLAN - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 1,415
Tesekkür: 0
41 mesajina 63 kez tesekkür edildi
 ZiLAN isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı Sibel Yalçın'ın direnişi Ve Sibel Yalçın için direniş

Sibel Yalçın'ın direnişi Ve Sibel Yalçın için direniş
siteadi.com - Sibel Yalçın'ın direnişi Ve Sibel Yalçın için direniş 11- 16 Haziran 1995


Sibel Yalçın 18'inde bir devrimciydi. Bir eylemin ardından yanındaki yoldaşlarıyla birlikte kuşatıldıklarında, ilk düşüncesi, yanındaki yoldaşlarının güvenliği oldu. Ölüm mangalarını üzerine çekerek yoldaşlarının kurtulmasını sağladı. Ancak ardından Okmeydanı'nda girdiği bir evde kendisi kuşatıldı. Ev sahiplerini dışarı çıkararak direnişini orada sürdürerek, orada kahramanlaşarak şehit düştü. Teslim olun çağrılarını "siz bizim teslim olduğumuzu nerede gördünüz" sözleriyle cevapladı.
18 yaşındaki bir genç kızın direnişi ve iradesi karşısında yenilmişti ölüm mangaları. Bunun "intikamını", Sibel Yalçın'ın cenazesini engelleyerek almaya kalkıştılar. İşte o zaman yeni bir direniş başladı.
Cenazenin verilmemesi üzerine 11 Haziran'da her yaştan, her meslekten yüzlerce Komutan Sibel'i sahiplenmek için cenaze evinin bulunduğu Yenibosna'daki Yeşilkent Sitesi'ne aktı.
Sibel'in ailesinin evinin balkonuna "Cenazemizi Vermiyorlar" pankartı asılırken sokak boyunca kortej halinde oturan insanların ellerinde Sibel'in resimleri dalgalanıyordu.
Akşam yaklaşık 1500 kişi, Adli Tıp'a doğru 40 otobüs ve minibüsten oluşan konvoyla yola çıktı. Yollara kurulan polis barikatlarına, bütün engellemelere rağmen konvoyun Adli Tıp'a gitmesi engellenemedi. Adli Tıp'tan "cenazenizi yarın alacaksınız" denmesi üzerine konvoy tekrar Yenibosna'ya döndü. Hava kararmaya başlarken sokağın her iki tarafı militanlar tarafından tutuldu. Herhangi bir saldırıya karşı taşlar toplanarak, sokak kenarlarına yığıldı.
Ertesi gün cenaze yine verilmeyince cenaze evinin penceresine "Cenazemizi Vermiyorlar" pankartı yeniden asıldı, "Cenazemizi Alacağız" sloganları yükseldi göğe. Böylece 6 gün gece ve gündüz sürecek direniş başlamış oldu. 12 Haziran'da mahallede yürüyüş yapıldı, balkondan yeni bir pankart sarkıtılmıştı o arada: "16'sında Direnişçi 18'inde Kahraman Sibel Yalçın"...
13 Haziran'da polisin panzerler ve çevik otolarıyla direniş bölgesine yöneldiğinin öğrenilmesi üzerine barikatlar güçlendirildi. Ancak polis saldırmaya cesaret edemedi ve vali yardımcısı görüşme talebinde bulundu. Görüşmede cenazenin Alibeyköy Mezarlığı'na gömülmesi kabul edilerek, direniş zaferle sonuçlandırıldı.
16 Haziran'da cenazesi alınan Sibel Yalçın, yoğun polis kordonu altında Alibeyköy Cemevi'ne getirildi. Halkın öfkesinden korkan polis cemevine ve kitleye yaklaşamazken çareyi Alibeyköy'ü kuşatmada buldu. Yenibosna'dan gelen iki otobüs durdurularak içindekiler gözaltına alındılar. Bunu duyan kitle yürüyüşü erteleyip, olacaklardan kendilerinin sorumlu olmayacaklarını bildirerek gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istediler. Polis gözaltına alınanları serbest bırakmak zorunda kaldı. Binler sahipleniyordu işte Sibel'i.
Sibel Yalçın, saygı duruşundan sonra, hep bir ağızdan devrim andı içilerek toprağa verildi. Ne Sibel'i yenebilmişlerdi, ne Sibel'in sahiplenilmesini engelleyememişlerdi. Sibel destanı artık halkının ağzından hiç düşmeyecekti.

__________________
Serbest piyasa dostluklar

ikilem kıskacında

Hüküm sürüyor iktidar

Hükümlü olmuşuz

Hükmettiğimiz çarkın sahte zarında

Her gün,

Biraz daha zalimleştiriyor

İçimizdeki canavarı

Her kuvvet,

Biraz daha zalimleştiriyor

İçimizdeki şeytanı


DİLİMİN SINIRI DÜNYAMIN SINIRLARIDIR...

Konu ZiLAN tarafından (16-06-2007 Saat 09:20 ) de değiştirilmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 16-06-2007, 10:54   #2
Can Dost
Aydındost - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: LAMEKAN
Yaş: 52
Mesajlar: 1,442
Tesekkür: 970
389 mesajina 3748 kez tesekkür edildi
 Aydındost isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

BİZ HİÇ TESLİM OLMADIK Kİ
daha onsekizinde, ömrünün baharında. ölüm daha çok uzak yaşına. umut onunla, sevinç onunla, gelecek onunla. yükselsin diye erdemin bayrağı semalarımızda, onsekizinde, ömrünün baharında, yüreğine doldurup umudu, düştü hasretinin ardına... erken büyüyor çocuklarımız. onaltı yaşında direnişçi, onsekizinde bir kahraman. öyle bilge, öyle insan. gözlerinde gökyüzünün yedi rengi...

uyanıyor bir haziran sabahında istanbul. uyanıyor gazi, uyanıyor armutlu. okmeydanı uyanıyor. gün dönüyor, varoşlardan akıyor hayat. taze bir bahar havası sokaklarda. uyanıyor istanbul, gencecik bir kızın, sibel’in zafer sloganlarıyla. bu haykırış, bu slogan, bu ses... tanıyor bu sesi insanlık. binlerce yıl öncesinden, anadolu köylerinden tanıyor. baba ishak’tan, demirci kawa’dan, köroğlu’ndan, bedrettin’den tanıyor. pir sultan’ın sesi bu, yuzyıllar öncesinden bugüne uzanan... bir ana nasıl korursa yavrularını kötülüklerden, bir güvercin nasıl çırpınırsa yavruları için; öyle koruyor yoldaşlarını. onun mayasında vefa var, özveri var. tereddütsüz kendini feda etmek var yolunu gözleyenlere. o, feda kuşağının evladı. kaç gez geçti de ateş çemberinden, kaç kez sınadı da yüreğini kavgada, öyle aldı bu yükü omuzlarına. geri çekiliyor vuruşa vuruşa, gecekondular sıralanmış yolu boyunca.çiçekleniyor sokaklar, o vuruştukça. gözler aralamış perdeleri. “gir içeri” diyor gözler, “burası siper, burası vatan sana.”

sırtından sıvazlıyorlar sibel’i, gözlerimizden bir damla yaş olup akanlar. dört mevsime, yedi iklime sorduklarımız. canımızdan çok sevdiklerimiz. kulağına eğiliyorlar ve “sor bunların hesabını” diyorlar. “bir vakit orman kuytuluklarına atılmanın, dipsiz kuyulara salınmanın, ahlaksızlıkların, namussuzlukların... sor bunların hesabını... makineye kaptırılan kol için sor, üzerine kurşun yağan bedenler için sor”. güç veriyorlar, damarlarına taze kan oluyorlar akacaklarını bile bile... “asıl siz teslim olun”

biz hiç teslim olmadık ki! pir sultan, teslim olmadı ki hızır paşa’ya!.. mahir, teslim olmadı ki!.. bedrettin bir kez bile el pençe divan durmadı ki!.. seyit rıza darağacında kendi çekti ya ipini!.. çiftehavuzlar’da, bağcılar’da nazlı nazlı dalgalanan bayrağımız, sabo’larımız, sinan’larımız, niyazi’lerimiz hiç teslim olmadı ki! yazmaz tarih kitapları başeğdiğimizi zulmün önünde. ölüme; yarine hasret bir sevdalı gibi sarılıp öylece ölürüz de başeğmeyiz yine de zulmün önünde...

ey evladını yitirmiş analar! ey şafak söktüğünde yolla dizilip, gecekondu sokaklarında çamura, toza bulananlar. alnından akan terle toprağı işleyenler. bir dilim ekmek için, gün doğumuyla gün batımını kör, karanlık mahzenlerde yitirenler. ey işçiler! gökkuşağının renkleriymişçesine tamamlayanlar birbirlerini. anadolu’ya can katanlar, halklarımız...( GRUP YORUM )

__________________



ilk meyvasını veren bir fidandan ham zerdaliler toplayıp
uzun yollar boyunca esaret ve zafer üstüne marşlar söylemiştik
yaşadığın günlerin hesabını soranlara
bildiğin marşları söylemeyi unutma .
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
direniş, direnişi, için, sibel, yalçın, yalçının

Konu Seçenekleri
Modları Göster

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:23 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1