Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Güncel Olaylar
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 27-02-2010, 22:31   #1
Dost
..demet.. - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Dec 2007
Bulunduğu Yer: ankara
Yaş: 36
Mesajlar: 167
Tesekkür: 53
42 mesajina 73 kez tesekkür edildi
 ..demet.. isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı Bayrakları bayrak yapan, bayrak imalatçılarıdır; toprak, uğrunda ölen varsa eğer..

Bayrakları bayrak yapan, bayrak imalatçılarıdır; toprak, uğrunda ölen varsa eğer, utanmalıdır!
siteadi.com - Bayrakları bayrak yapan, bayrak imalatçılarıdır; toprak, uğrunda ölen varsa eğer.. Bir süredir televizyonlarda bir reklam dönüyor. Mutlaka dikkatinizi çekmiştir, papağan gibi ‘tıkır tıkır’ deyip duran adamlar ve kadınlar sırayla geçiyorlar ekrandan. İşler ‘tıkır tıkır’ yürüyormuş öyle diyorlar memleketin asıl ve en büyük sahipleri. Mustafa Koç, Güler Sabancı, Abdülkadir Konukoğlu, Erdoğan Demirören, Cem Boyner, İdil Yiğitbaş ve Bülent Eczacıbaşı demekteler ki, makineler dönüyor, her şey yolunda...

Haklılar. Sermaye için her şey yolunda hakikaten. Dağ başındaki jandarma karakollarında ölenler onların sıpaları değil, yoksul çocukları ölüyor, onların işleri yolunda gitsin diye. Asker olmazdan önce muhtemelen işsiz olan ve askerliği sağ salim bitirebilse en iyi ihtimalle karın tokluğuna köle gibi çalışacak olan o gencecik çocukların kanlarıyla dönüyor ‘tıkır tıkır’ makineler. O çocukların cenazelerinde “Şehitler ölmez...” sloganları atan, Kürt kardeşlerinin kanına susamış yarı aç yoksullar döndürüyor Sabancı’ların makinelerini. “Vatan sağ olsun, bi evladım daha var onu da vermeye hazırım...” diyen ayakkabısı delik, elbisesi yamalı babalar anneler ‘tıkırdatıyorlar’ makineleri. Tokat’taki, Diyarbakır’daki asker nasıl ki makineleri tıkırdayanların, mesela İstanbul Sanayi Odası Başkanı’nın oğlu değilse, onun öldürdüğü ya da onu öldüren gerilla da Diyarbakır Sanayi Odası Başkanı’nın oğlu değil. Ve o Kürt emekçilerinin oğullarıyla Türk emekçilerinin oğulları birbirini öldürdükçe dönüyor o makineler tıkır tıkır. Gencecik çocukların kanı o makinelere yağdır. Ve o tıkır tıkır dönen makinelerin, yoksullara kefen bezi dokuyan mekikleri, çarkları, dişlileri arasında devir daim eden yağ, patronların göbeklerini, banka hesaplarını ve iktidarlarını büyütüyor…

Bir işçinin hayatı
Yerin yedi kat altından kömür çıkarıyor binlerce insan 600–700 lira maaşa. Kim bilir, evde çocukları soğukta oturuyordur, parasızlıktan, kömürsüzlükten. Germinal koşullarındaki ocaklarda çalışıyorlar Allaha emanet... Grizu yaman patlıyor, bir lokma ekmeklerini kazandıkları dehlizler mezar oluyor işçilere. Kim bilir, Bursa’daki o ocakta ‘şehit düşen’ işçilerden bazıları da askerliklerini Tokat Reşadiye’de yapmıştır, ya da Cudi’de, Gabar’da, Dersim’de. Belki ocağa inerken yanındaki arkadaşına kahramanlık hikayelerini anlatıyorlardı, aldıkları ‘kelle’leri, gittikleri operasyonları, vatana hizmetlerini. Ama işte vatanın onlara hizmeti de kendilerine mezar olan o dehlizlerdir en fazla. Uğruna can alıp can verdikleri esas vatan, aslında makinelerin tıkır tıkır döndüğü patronların vatanıdır; keşke bunu bilselerdi, keşke anlatabilseydik. Onlar dağlarda ölüp öldürdükçe, o yer altı zindanlarına koyun gibi sürüldükçe, kömür karası kaderlerine razı geldikçe dönüyor o makineler tıkır tıkır…

Hürriyet gazetesine yarım sayfa ilan veriyor dehlizlerinde işçilerin kanından kömür damıtan patron. 5 bin liraymış bir işçinin hayatı, öyle diyor, “Beşer bin vereyim, unutun gidenleri,” diyor, “Maksat makineler dönsün,” diyor. Hürriyet bıçak gibi kesiyor kaza haberlerini, Aydın Doğan’ın makineleri de dönüyor tıkır tıkır, bu yazı yazılırken istifa haberleri yayılan Ertuğrul Özkök, ölen işçilerin kanını hiç aklına getirmeden, rafine zevki icabı yudumluyor Fransız şarabını.
Makineler tıkır tıkır dönüyor. Tüfek çıkıyor, süngü çıkıyor, cop, gaz bombası çıkıyor, soruşturma evrakı çıkıyor makinelerin ağzından. 25 Kasım’daki greve katılan, o dönen arka çomak sokmaya niyetlenen 15 bin öğretmene soruşturma açılıyor İstanbul’da. “Bu ne cüret?!” diyorlar öğretmenlere, emekçilere. “Esas olan makinelerin tıkır tıkır işlemesidir,” diyorlar, diğer her şey teferruat, açlık yoksulluk hikaye…

Tokat’ta ölen ya da memleketin herhangi bir dağ başında ölmeye ve öldürmeye hazır bekleyen çocuklardan herhangi birinin babası, amcası, ya da abisi olması kuvvetle muhtemel Tekel işçileri günlerdir yağmur, çamur eylemdeler Ankara sokaklarında. Ellerinde ay yıldız bayraklar, biz de bu vatanın evladıyız diyorlar ve patronların vatanı savunmak için besledikleri polisle, jandarmayla, devletle karşı karşıya geliyorlar. Bilmiyorlar ki, vatan polis copuyla, jandarma dipçiğiyle, zehirli gazla, kurşunla, bombayla korunan bir yerdir. Bilmiyorlar ki, vatan patronların makinelerinin tıkır tıkır işlediği yerdir. Ve kendileri, ellerinde al bayrak da olsa vatan hainidirler vatanın sahiplerinin gözünde, o bayrakların sopaları o nasırlı ellere müthiş yakışmaktadır zira. Bir bilebilseler, ihtiyaç duydukları şeyin sopaların ucundaki bayraklar değil, bizatihi sopaların kendisi olduğunu. Bir anlatabilsek o bayrağın tıkır tıkır işleyen makinelere kol kanat germek için var olduğunu... Yavaş yavaş anlayacaklar, panzerlerden sıkılan tazyikli suların o eşsiz ayıltıcı kuvvetiyle…

Domuzların dünyası
Kuzu kuzu çalışırken, işsizliğe, açlığa boyun eğerken, vatanın bekası için can alıp can verirken kıymetli olan o işçiler ne zaman ki meydanlara çıkıyor o zaman makbul olmaktan da çıkıyor patronların ve devletin gözünde. “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirtmem!” diye böğürüyor Tayyip Efendi Tekel işçilerine, “Devletin malı deniz, yemeyen domuz devri kapandı!” buyuruyor. Allah’tan da korkmuyor yetim hakkını ağzına alırken. Oğullarının gemicikleri, damatların holdingleri, analarının ak sütü gibi helal ya! Zapsu’ları, Unakıtan’ları, Ramzey’leri, Çalık’ları, ortaklıkları, şirketleri, yolluları, yolsuzları, anaları, ataları, danaları, sıpaları alın teriyle yaptılar ya o tıkır tıkır işleyen makineleri, o servetleri. Memlekette onur, şeref, haysiyet onlardan soruluyor ya, tüyü bitmemiş yetim hakkı, devletin malı onlara emanet ya... Peki, söyleyin şimdi, durmadan, aksırıncaya, tıksırıncaya kadar tıkınan domuzlar kim?

Ve fakat bunlar da teferruat tabii. Makineler tıkır tıkır dönüyor ya memlekette, esas olan o. Bakınız, memleket güya tarihinin en çalkantılı, en kritik döneminden geçiyor. Televizyonda haber seyrederken, gazete okurken tansiyonumuz yükseliyor. Açık oturumların, tartışma programlarının kadrolu terör, strateji, siyaset falan uzmanları derin analizlerini attırdıkça dehşete kapılıyoruz, “N’oluyoruz lan!” diyoruz. Ama memleketin en büyük patronları dehşet senaryosu arası reklam kuşaklarında pişmiş kelle gibi sırıtarak ‘tıkır tıkır’ deyip duruyorlar dalga geçer gibi. Kesinlikle dalga geçmiyorlar! Makineler tıkır tıkır dönüyor memlekette.
Açılım açılmış açılmamış, DTP kapatılmış kapatılmamış, Osman Baydemir ‘Hassktir!’ demiş dememiş, Arınç’a suikast mı planlanmış, sivil hakim ‘kozmik oda’da arama mı yapıyormuş, imza yaş mıymış kuru mu, askeri vesayet mi varmış sivil demokrasi mi, Tayyip mi haklıymış Baykal mı?.. Yeminle hepsi teferruat! Hatta üniter devlet mi olsun federal mi, eğitim dili Kürtçe mi olsun Türkçe mi, genel af mı çıksın, sıkıyönetim mi gelsin, ayrıntı bunlar. Yalnızca o sihirli kelimeleri ‘istikrar’ bakımından ilgileniyorlar bu tali meselelerle, yabancı sermaye ürkmesin, döviz dalgalanmasın, piyasalar panik yapmasın diye. Makineler tıkır tıkır dönsün de gerisi önemsiz. Dikensiz gül bahçesi olsun da dikenler nasıl budanmış olursa olsun.
Hele ki, millet açlıktan kırılıyormuş, okul, hastane paralı olmuş, iş güvencesi sigorta falan yokmuş, grizu patlıyormuş, işçiler göçük altında ölüyormuş, dağlarda birbirini vuran Türklerle Kürtler artık şehirlerde de kavgaya tutuşmuşlar kitleler halinde, ne ala memleket işte. Çarklarına dokunmasın kimse de, yesinler birbirlerini.
Bir tek şeyden korkuyorlar. Sınıf denince, sendika denince, grev denince, direniş denince kanları donuyor korkudan. Çarklarına çomak sokacak olanın işçiler olduğunu iyi biliyorlar. Kurdukları tezgahın aslında bi vuruşluk canı olduğunun da farkındalar. Boşuna değil Ankara’yı Tekel işçilerine zindan etmeleri günlerdir, o tıkır tıkır makinelerden çıkan gastelerin televizyonların bu büyük işçi mücadelesinden neredeyse hiç söz etmeyişleri boşuna değil. Şuursuzluğa mahkum ettikleri milyonları o derin şuursuzluğun içinde tutabilmek için attıkları taklalar boşuna değil.

Ama bu devran hep böyle gitmeyecek elbet. Bugün tıkır tıkır işleyen tezgahlar yarın cayır cayır yanacak. Germinal filmini seyretsinler, ‘tıkır tıkır’ın yerini ‘kıtır kıtır’ alacak. Kin bileniyor zira, bıçaklar bileniyor…

Ümit Dertli (RED Dergisi, Ocak 2010, 40. Sayı)

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi ..demet.. üyemize tesekkür ettiler
*Yakamoz* (13-03-2010), Abudeniz (13-03-2010), Daywalker (09-03-2010), DEDE KARTAL (27-02-2010), Lavinia (27-02-2010), MEHMETDOST (13-03-2010), sahteker (29-03-2010)
Eski 13-03-2010, 13:37   #2
Dost
Daywalker - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Bulunduğu Yer: İstanbul
Yaş: 36
Mesajlar: 1,302
Tesekkür: 41
92 mesajina 265 kez tesekkür edildi
 Daywalker isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Bir gerçek var ki türkiye kapitalizme uyarlanmaya çalışılıyor deniliyor her zaman ancak biz kapitalizme değil sömürgeliğe uyarlanıyoruz, bunu büyüklerimiz farkedeli 40 yıldan fazla oluyor... izlenen ekonomi politikalarını inceleyecek olursak devletçi modelden büyük bir hızla piyasacı ekonomiye geçiliş var. ama hangi piyasa piyasa da kimler hakim? bu soruya cevap verilebilirse güzel olur... Şiddetle sömürge oluyoruz. (Bu yeni birşey değil tabi ki artık 40 yıldan fazladır yeni sağ ideolojinin 15 yıldan fazladır da yönetişimin muzdaripleriyiz hepimiz) sağlıcakla...


Teşekkürler Demet

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Daywalker üyemize tesekkür ettiler
Abudeniz (13-03-2010), MEHMETDOST (13-03-2010)
Cevapla

Tags
bayrak, bayrakları, eğer, imalatçılarıdır, toprak, uğrunda, varsa, yapan, Ölen


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:23 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1