''Sen misin 'Önce insan, sonra vatan' diyen!...''
siteadi.com - Recep Güven ''Sen misin 'Önce insan, sonra vatan' diyen!...''
Yakın bir zaman içinde muhtemelen Recep Güven Diyarbakır'dan alınıp pasif bir göreve atanacak.

Diyarbakır Emniyet Müdürü’nün söylediklerini konuşmaya başlamadan önce isters...
eniz 90’lı yıllara geri dönelim. PKK terörünün zirveye çıktığı yıllarda Recep Güven yine Diyarbakır Emniyet İstihbaratı’nda görev yapan bir polis memurudur. Şu anda Silivri Cezaevi’nde neden hâlâ tutuklu olduğu açıklanamayan Hanefi Avcı ise o günlerde Diyarbakır Emniyeti’nin istihbaratının başındadır. Ünal Erkan süper yetkilerle donatılmış bölge valisidir. Tam da PKK eylemleri artmışken bir yanda JİTEM, diğer yanda Hizbullah yavaş yavaş sahaya inerken, itirafçılar yeni yeni devşirilirken dönemin İçişleri Bakanı bölgeye bir ziyarette bulunur. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde PKK terörünün çözümü konusunda tartışma çıkar. İstihbaratçılar PKK’yı yeni yeni çözmeye başlamış ve işin güvenlik politikaları ile çözülemeyeceğini dillendirmeye başlamışlardır. Ancak bu tür sözler özellikle seçilmiş politikacılar tarafından hoş karşılanmaz. İş kapalı kapıların ardında azarla biter. Güvenlikçi politikalar öne çıkartılır.

Aradan geçer bir yirmi yıl, bir de bakmışsınız onca silaha, onca güvenlikçi politikalara rağmen hâlâ PKK ayakta.

Geçen yıllar içinde çok dereler aktı. Emniyet müdürleri arasına kara kediler girdi. Birbirlerine küstüler, kızdılar, kavga ettiler, az gittiler uz gittiler, Güneydoğu’da PKK ile mücadele konusunda yine aynı yere geldiler.

Bugün Güneydoğu meselesini en iyi bilenler MİT veya Emniyet İstihbarat’ın içindeler. Her iki kurum da meseleyi sadece bir güvenlik meselesi olarak değil sosyal bir mesele olarak ele alıyor. Gelin görün ki seslerini politikacılara net duyurabildiklerinden emin değilim.

Bugün Türkiye’nin sağ yelpazesinden sol yelpazesine kadar bütün politikacılarının Diyarbakır Emniyet Müdürü’nün ‘barış ve empati’ sözlerine karşı birleşmiş olmaları da bunu gösteriyor.

Hay Allah, sizce bu işte bir tuhaflık yok mu?

Milliyetçi söylem yıllar içinde sadece MHP’yi değil Ak Parti’yi ve CHP’yi de öyle bir ele geçirmiş ki yeni bir cümleye, farklı bir söze seçilmiş ve parlamento çatısı altında güya bu meseleyi siyaseten çözecek olan hiç kimsenin tahammülü yok.

Bu ülkede bir PKK terörü varsa emin olun bunda bazı bürokratların seçilmişleri yanlış yönlendirmesinin büyük payı var. Meseleyi okuyamadılar, bölgeyi anlayamadılar, başkalarının acıları için ağlayamadılar ve politikacıları kandırdılar. Kimi bunu koltuk için yaptı, kimi mevki için, kimi biraz daha yükselebilmek ya da siyasetçilerin duymak istedikleri sözleri söyleyebilmek uğruna, kimi ise cahilliklerinden, iş bilmezliklerinden Güneydoğu’da yaşanan terörün gerekçelerini anlamadılar. Anlamazlıktan geldiler.

Şimdi Recep Güven Diyarbakır Emniyet Müdürü olarak bunları yine dile getirince bütün siyaset afalladı. Herkes panikte.

Yakın bir zaman içinde muhtemelen Recep Güven görevden alınıp pasif bir göreve atanacak. Sonra yerine adını bilmediğimiz yeni bir bürokrat gelecek ve tam da her kesimden siyasilerin istediklerini söyleyerek koltuğa oturacak.

‘Vatan, millet, sakarya...’

Emniyet Müdürü’ne belaltı vuruşlar!

Recep Güven’in açıklamalarından sonra bir yandan siyasetçiler Diyarbakır Emniyet Müdürü’ne bindirirken bir kısım medya da hemen Emniyet Müdürü’nün secerisini çıkartmaya başladı. Anlaşılan Recep Güven’in Ergenekon soruşturmasını başlatan ekipte olduğunu deşifre edip belaltı vuruşunu buradan gerçekleştirecekler.

Böyle düşünenlerin pek hoşuna gitmeyecek bir haberim var. 2008 yılında Emniyet İstihbarat’ın hikâyesinin anlatıldığı Önemli İşler Dairesi kitabımı yazarken istihbaratta görev yapan pek çok farklı isimle görüşmüştüm. İstihbaratçıların arası açıktı ama her kesim bana güvenip konuşmayı kabul etmişti. İşte o görüştüğüm isimlerden biri de Recep Güven’di. Kendisi ile ancak İçişleri Bakanlığı’nın ve Emniyet İstihbarat’ın özel izni ile görüşmem mümkün olmuştu. Görüşmemizin bir kısmı Ergenekon üzerineydi ama büyük bir yoğunluğu Recep Güven’in 1991-1996 arasında görev yaptığı Diyarbakır İstihbarat’taki anıları üzerine gerçekleşti. Recep Güven tıpkı o dönem bölgede görev yapan diğer istihbaratçılar gibi bölge gerçeğini bilen, gözlemleyen isimlerden biriydi.

Görüşmemizde beni asıl şaşırtan düne ait değil çok kısa bir zaman süre sonra başlayacak ve adına KCK denilecek operasyonlarla ilgili anlatılanlardı. Recep Güven o dönem belki de ilk kez adını vermeden KCK yapılanmasından üstü kapalı olarak bahsetmişti.

Yani daha açık yazayım, bugün kendisini milliyetçi cephe olarak anan siyasilerin, ulusalcı basının söylemlerinden dolayı hazzetmedikleri Diyarbakır Emniyet Müdürü sadece Ergenekon’un değil aynı zamanda o pek hazzettikleri KCK operasyonlarının da beyin takımında yer alan isimlerden biriydi.

Bugün MHP’sinden Ak Parti’sine onayladıkları KCK operasyonlarının beyin takımında yer alan bir isim. Şimdi iki cümlesi ile harcamaya hazırlanan politikacılar için bir şey ifade eder mi bilmem.

Yıllar içinde şunu gördük ki bürokrasi bir insan öğütme makinesi.

Giden gittiği ile kalıyor da o gidenin yeri hiç boş kalmıyor!

Bir şey daha, isimleri, görüşleri değişse de biz gazetecilere her dönem haksızlığa uğrayanın hakkını savunmak düşüyor.

//Radikal

__________________

*********************************

Yaşamak, kendi kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak etinden kemiğinden kendi heykelini yapmaktır.

Goethe

*********************************