KKTC ve Azerbeycan'i da Kaybetik...!!!

Sürgün*25 · 15-09-2013, 07:16

KKTC ve Azerbaycan’ı da kaybettik
siteadi.com - KKTC ve Azerbeycan'i da Kaybetik...!!!
Suriye krizi bir şeyi netleştirdi. AKP yönetimindeki Türkiye’nin dış politikası 11 yılın sonunda tamamen iflas etti, liderliği yalnızlaştı, ülkemiz sıfır komşuyla yaşamaya başladı.

Bu yeni bir haber değil. Dünya alem bu gerçeği her gün ilan edip duruyor. Ama bir önemli ayrıntı daha var ki, o da KKTC ile Azerbaycan’ın sadece komşu olmadığı, soydaş ve bir millet 3 devlet olduğu gerçeği.
Ama öyle bir hale geldi ki, bir millet artık oldu 3 millet.
Bu illeti başımıza getirenlerin başında da Davutoğlu nam eski kaymakam bulunuyor.
Sadece mezhep üzerinden dış siyaset üreten, soydaşlık bağlarını bile koparıp atan bir zihniyetten söz ediyoruz.
KIBRIS’TA TAM BİR HEZİMET
Aslında işin başı 2 binlerin başına denk düşüyor.
Milli kahraman Rauf Denktaş’ın bizzat Ankara tarafından izole edilmesi sürecin başlangıcı oldu.
Hatırlayın adanın zorla birleştirilmesini öngören Annan Planı’nı, dönemin yandaş Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök bile basın toplantısıyla savunmuştu.
Sonra Tayyip Erdoğan’ın Talat ile konuşmaları: “O bitmiştir” sözleri.
KKTC’nin giderek Türkiye’nin stratejik öncelikleri arasından düşürülmesi.
Kıbrıslı Rumların İsrail ile petrol ve doğalgaz aramaları yapması.
Doğu Akdeniz’i savunacak Türk donanmasının esaret altına alınması.
Ve son olarak adadaki siyasete müdahale eden ve sonuç alamayan bir Ankara hükümeti.
Bugün KKTC’de kurulan koalisyona karşı devreye giren Beşir Atalay (Niye o bu arada? Neden Davutoğlu değil?) başarısız oldu.
Atalay, Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş’ın partisi DP-UG (Demokrat Parti-Ulusal Güçler) ile CTP-BG’nin (Cumhuriyetçi Türk Partisi ile Birleşik Güçler) koalisyonuna karşıydı.
Yani babasından sonra oğluna da karşılardı.
AKP’nin dayattığı politikalar yüzünden iflas eden ve Başbakanı bile (İrsen Küçük) milletvekili seçilemeyen UBP ile CTP-BG koalisyonu istediler.
Ama olmadı.
CTP ile DP koalisyon yaptı. Güvenoyunu da aldılar.
Bu süreçte KKTC’den gelen bir açıklama çok önemliydi.
Suriye saldırısı henüz gündemde iken ve Türkiye savaş çığırtkanlığı yaparken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı,
"Bölgedeki çatışma ortamını daha da körüklemek için adanın bir sıçrama tahtası olarak kullanılmasını kabul etmemiz mümkün değil"dedi.
Bu çok önemli bir manifesto idi.
1974’ten beri ilk kez KKTC, dış politikasında Türkiye’yle ters düşüyordu.
Çünkü, Suriye’ye saldırıda bir sıçrama tahtası olarak kullanılacak ada için bu savaş tam bir felaket olacaktı.
Gerçi İngilizler üslerini ABD’ye kullandırmayacaklarını açıkladı ama Fransız Savaş gemileri 2006’daki anlaşmaya koşut olarak Rum Kesimi’nde demirlemişti bile.
Davutoğlu’nun Yeni Osmanlı hayalleri, Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC’nin de kopmasına yol açtı.
AZERBAYCAN RESPUBLİKASI DA GİTTİ
SSCB’nin dağılması sonrası bir millet iki devlet diye başlanan ilişkiler, bugün neredeyse küslük noktasında.
Kırılma noktası Ermenistan açılımı oldu.
Bursa’daki Türkiye - Ermenistan milli maçında çöpe atılan Azerbaycan bayrakları durumu en net sembolize eden olaydır.
Ama iş burada bitmedi.
Enerji politikalarında ABD’nin sözünden çıkmayan AKP yönetimi, Bakü’yü tamamen küstürdü.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Tayyip Erdoğan ile selamı sabahı kestiği konuşuluyor.
Nabucco gibi saçma sapan hayallerin peşine düşen Ankara, Azerbaycan’ı Rusya’nın kollarına itti.
Türkiye ile ilişkileri asgari düzeye indiren Azerbaycan, Rusya ile yakınlaştı, diğer taraftan Uzak Üçlü (Çin, Japonya ve G. Kore) ve İsrail gibi aktif siyasi aktörlerle de diyaloga girdi.
Bugün Azerbaycan’da Fethullah okulları kapatıldı, (Ermenistan ile imzalanan protokoller ve Karabağ’da yalnız bıraktığına inanılan) Türkiye’ye karşı neredeyse hasmane bir tutum var.
Enerji konularında direk Rusya’ya bağlandılar.
Bakü, son imzalanan TANAP projesiyle Ankara’yı resmen kazıklamayı planlıyor.
Tüyoyu kimden aldılar; Rusya’dan tabii.
Suriye krizinde ise çekimser kaldılar.
Aslında Batı basının iddialarına göre Esad’a silah yardımı yapıyorlardı ama herhalde İsrail’i küstürmemek için danışıklı bir çekimserlikti bu.
Ama bugün Bakü yönetiminin dış politika parametrelerinde Türkiye diye bir ülke yok.
Sıfır sorun fiyaskosunda kaybedilen sadece Irak, Libya, Suriye ve Mısır değil, KKTC ile Azerbaycan gibi tarihten gelen bağlarımızın olduğu“kardeş” ülkeler de var.
Hüseyin Vodinalı

OdaTv.com

15-09-2013, 07:16	#1
Sürgün25 Dost* Üyelik Tarihi: Nov 2012 Bulunduğu Yer: Paris Yaş: 67 Mesajlar: 784 Tesekkür: 752 174 mesajina 255 kez tesekkür edildi	KKTC ve Azerbeycan'i da Kaybetik...!!! KKTC ve Azerbaycan’ı da kaybettik siteadi.com - KKTC ve Azerbeycan'i da Kaybetik...!!! Suriye krizi bir şeyi netleştirdi. AKP yönetimindeki Türkiye’nin dış politikası 11 yılın sonunda tamamen iflas etti, liderliği yalnızlaştı, ülkemiz sıfır komşuyla yaşamaya başladı. Bu yeni bir haber değil. Dünya alem bu gerçeği her gün ilan edip duruyor. Ama bir önemli ayrıntı daha var ki, o da KKTC ile Azerbaycan’ın sadece komşu olmadığı, soydaş ve bir millet 3 devlet olduğu gerçeği. Ama öyle bir hale geldi ki, bir millet artık oldu 3 millet. Bu illeti başımıza getirenlerin başında da Davutoğlu nam eski kaymakam bulunuyor. Sadece mezhep üzerinden dış siyaset üreten, soydaşlık bağlarını bile koparıp atan bir zihniyetten söz ediyoruz. KIBRIS’TA TAM BİR HEZİMET Aslında işin başı 2 binlerin başına denk düşüyor. Milli kahraman Rauf Denktaş’ın bizzat Ankara tarafından izole edilmesi sürecin başlangıcı oldu. Hatırlayın adanın zorla birleştirilmesini öngören Annan Planı’nı, dönemin yandaş Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök bile basın toplantısıyla savunmuştu. Sonra Tayyip Erdoğan’ın Talat ile konuşmaları: “O bitmiştir” sözleri. KKTC’nin giderek Türkiye’nin stratejik öncelikleri arasından düşürülmesi. Kıbrıslı Rumların İsrail ile petrol ve doğalgaz aramaları yapması. Doğu Akdeniz’i savunacak Türk donanmasının esaret altına alınması. Ve son olarak adadaki siyasete müdahale eden ve sonuç alamayan bir Ankara hükümeti. Bugün KKTC’de kurulan koalisyona karşı devreye giren Beşir Atalay (Niye o bu arada? Neden Davutoğlu değil?) başarısız oldu. Atalay, Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş’ın partisi DP-UG (Demokrat Parti-Ulusal Güçler) ile CTP-BG’nin (Cumhuriyetçi Türk Partisi ile Birleşik Güçler) koalisyonuna karşıydı. Yani babasından sonra oğluna da karşılardı. AKP’nin dayattığı politikalar yüzünden iflas eden ve Başbakanı bile (İrsen Küçük) milletvekili seçilemeyen UBP ile CTP-BG koalisyonu istediler. Ama olmadı. CTP ile DP koalisyon yaptı. Güvenoyunu da aldılar. Bu süreçte KKTC’den gelen bir açıklama çok önemliydi. Suriye saldırısı henüz gündemde iken ve Türkiye savaş çığırtkanlığı yaparken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, "Bölgedeki çatışma ortamını daha da körüklemek için adanın bir sıçrama tahtası olarak kullanılmasını kabul etmemiz mümkün değil"dedi. Bu çok önemli bir manifesto idi. 1974’ten beri ilk kez KKTC, dış politikasında Türkiye’yle ters düşüyordu. Çünkü, Suriye’ye saldırıda bir sıçrama tahtası olarak kullanılacak ada için bu savaş tam bir felaket olacaktı. Gerçi İngilizler üslerini ABD’ye kullandırmayacaklarını açıkladı ama Fransız Savaş gemileri 2006’daki anlaşmaya koşut olarak Rum Kesimi’nde demirlemişti bile. Davutoğlu’nun Yeni Osmanlı hayalleri, Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC’nin de kopmasına yol açtı. AZERBAYCAN RESPUBLİKASI DA GİTTİ SSCB’nin dağılması sonrası bir millet iki devlet diye başlanan ilişkiler, bugün neredeyse küslük noktasında. Kırılma noktası Ermenistan açılımı oldu. Bursa’daki Türkiye - Ermenistan milli maçında çöpe atılan Azerbaycan bayrakları durumu en net sembolize eden olaydır. Ama iş burada bitmedi. Enerji politikalarında ABD’nin sözünden çıkmayan AKP yönetimi, Bakü’yü tamamen küstürdü. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Tayyip Erdoğan ile selamı sabahı kestiği konuşuluyor. Nabucco gibi saçma sapan hayallerin peşine düşen Ankara, Azerbaycan’ı Rusya’nın kollarına itti. Türkiye ile ilişkileri asgari düzeye indiren Azerbaycan, Rusya ile yakınlaştı, diğer taraftan Uzak Üçlü (Çin, Japonya ve G. Kore) ve İsrail gibi aktif siyasi aktörlerle de diyaloga girdi. Bugün Azerbaycan’da Fethullah okulları kapatıldı, (Ermenistan ile imzalanan protokoller ve Karabağ’da yalnız bıraktığına inanılan) Türkiye’ye karşı neredeyse hasmane bir tutum var. Enerji konularında direk Rusya’ya bağlandılar. Bakü, son imzalanan TANAP projesiyle Ankara’yı resmen kazıklamayı planlıyor. Tüyoyu kimden aldılar; Rusya’dan tabii. Suriye krizinde ise çekimser kaldılar. Aslında Batı basının iddialarına göre Esad’a silah yardımı yapıyorlardı ama herhalde İsrail’i küstürmemek için danışıklı bir çekimserlikti bu. Ama bugün Bakü yönetiminin dış politika parametrelerinde Türkiye diye bir ülke yok. Sıfır sorun fiyaskosunda kaybedilen sadece Irak, Libya, Suriye ve Mısır değil, KKTC ile Azerbaycan gibi tarihten gelen bağlarımızın olduğu“kardeş” ülkeler de var. Hüseyin Vodinalı OdaTv.com Benzer Konular Olimpiyatkari kaybetik...!!!... Rumlarin, Schröder'in Kktc Ziyaretine Tepkileri... Schröder KKTC yolcusu... MEMOLİ'den KKTC... Share Share this post on Digg Del.icio.us Technorati Twitter __________________ Kapansin El Kapilari, Bir Daha Acilmasin ! Yok Edin; insanin insana Kullugunu, Bu Davet Bizim...