17-08-2007, 21:41 | #1 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Bulunduğu Yer: ANTALYA
Mesajlar: 1,727
Tesekkür: 5
|
Yilmaz Güney'den "yenice'nin Atlari"
Yenİce’nİn Atlari
siteadi.com - Yilmaz Güney'den "yenice'nin Atlari" Çocukluk günlerim, anamın acıklı, türkülü masallarıyla, hikayeleriyle doludur. Yenice’de, o uzun kış geceleri, masal anlatsın diye zengin evlerine çağırırlardı anamı. Anam, beni ve benden iki yaş küçük bacımı da götürürdü. Kadınlar, çocuklar bir odaya doluşur anamı dinlerdik. Herkesi anlatırdı anam. Biz de ağlardık. Masal kahramanlarının ağzından türküler söylerdi anam; dokunaklı ve etkili... Zengin evlerinde bize, ceviz, kızılcık kurusu, pestil verirlerdi. Ben bunların bir kısmını yer, bir kısmını da kankardeşim İsmail’e götürürdüm. Kara kuru bir çocuktu İsmail. Dişleri kapkaraydı. Sekiz yaşlarındaydık. Ben ve İsmail. Yüreğir ovasında, Yenice’nin iki küçük atıydık. Varlıklı çocukların atı olurduk ikimiz. İpleri renkli kağıtlarla süslenmiş gemilerimiz vardı. Akşamları okuldan çıkınca, at olur uçardık, ben ve İsmail. Çocuklar yorulup evlerine gidince ikimiz kalırdık. Ben onun atı, o da benim atım olurdu, sırayla. Akşamları at olur uçardık Yenice’de. İkimiz de dal gibi inceydik. İsmail hepimizi, bütün atları geçerdi; hep birinci olurdu. Birgün, sonuncu olduğum için, atı olduğum çocuk beni dövdü. Çok dokunmuştu bu İsmail’e. Ben ağlıyordum sümüğümü çekerek. Çocuklar bırakıp gitmişlerdi bizi. Duvarın dibinde, akşamın serinliğinde yalnızdık. İsmail gözlerini uzaklara dikmiş, suskun bekliyordu. "Bir daha kimsenin atı olmıyalım” dedi bana. O güne dek, hep başkalarının atı olurduk. Bizim hiç atımız olmadı birbirimizden başka. Düşündük, karar verdik. Kimsenin atı olmayacaktık artık. Fakat sözümüzde duramadık. Bizi dövdü çocuklar...Korkumuzdan yine at olduk onlara. “Şimdi çocuğuz” dedi İsmail, “ama birgün büyüyeceğiz, kocaman olacağız İşte o zaman atı olmayacağız kimsenin.” Büyüyünce kimsenin atı olmıyacaktık. Bir yıl sonra İsmail öldü. Su toplamıştı karnı. Öküz arabasıyla acele Adana’ya götürmüşlerdi; hastaneye. Kurtulamadı... öküz arabasyıla getirdiler ölüsünü. Onu, köyümüzün küçük mezarlığında, küçücük bir mezara gömdüler. Eski bir tahta diktiler başucuna... helvasını dağıttılar. Anası çok ağladı İsmail’in. Bende çok ağladım. Ve ona söz verdim. Büyüyünce kimsenin atı olmayacaktım. İşte benim savaşım İsmail’in ölümüyle başlar. Yoksul çocuklar kimsenin atı olmasın diye de sürer gider. Ve İsmail, bütün dünyanın ezilmiş, yoksul çocukları adına yaşar, büyür içimde Yılmaz GÜNEY,Selimiye 1973
__________________
"YAŞAMAK DİRENMEKTİR YANGIN YÜREKLİM" [email protected] hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü hoşçakal sazımdaki hüznü
içimdeki sızıyı boynu bükük karanfilimi ve yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara sırılsıklam yalnızlığımı alıp yanıma gidiyorum hoşça kal bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar hoşçakal |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi AYIŞIĞI üyemize tesekkür ettiler | serdarbyrm (25-08-2019) |
18-08-2007, 12:01 | #2 |
Dost
Üyelik Tarihi: Jan 2007
Yaş: 37
Mesajlar: 3,610
Tesekkür: 201
|
çok anlamlıydı bidenem,teşekkürler bizlerle paylaştığın için.
__________________
Ben bir ırmağım, dağlardan coşarım Akma deme bana, ben akarak yaşarım |
Tags |
güneyden, yenicenin atlari, yilmaz |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|