Dostun Sayfasi

Dostun Sayfasi (http://www.dostunsayfasi.com/)
-   Hatiralar ve Anilar (http://www.dostunsayfasi.com/hatiralar-ve-anilar/)
-   -   hoşçakal baba..okursanız sevinirim.. (http://www.dostunsayfasi.com/hatiralar-ve-anilar/9621-hoscakal-baba-okursaniz-sevinirim.html)

ZiLAN 09-05-2007 13:29

hoşçakal baba..okursanız sevinirim..
 
YAŞANMIŞ GERÇEK OLAY



1994 senesinin soğuk Mart ayındaydık... Tüm aile bireyleriyle birlikte salonda oturup TRT 1'deki kovboy filmini izliyorduk. Televizyonun sesinden başka kimseden ses çıkmıyordu. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Ben annemin dizinde uykuya dalmaya hazırlanıyordum. Birden kapının zili çaldı ve herkes irkildi. Gecenin bu saatinde kim olabilirdi ki? Zil bir daha çaldı… Dedem, hızlı adımlarla kapıya doğru yöneldi… Kapıyı açtığında, takım elbiseli, koca cüsseli iki adam vardı.

- İyi geceler Amca.
- İyi geceler. Kimsiniz?
- Bizler polisiz. İsmet Taştekin'i soruşturma için karakola kadar götüreceğiz.
- Hangi sebepten? Ne yapmış benim oğlum?
- Bunu söyleyemeyiz. Nerede şu anda?
- Evde yok…
- İçeriyi arayabilir miyiz?
- Hayır giremezsiniz.
- Zorluk çıkarma amca. İsmet’i alıp gideceğiz.


Adamlar, bir hışımla evin içine girdiler. Kimse sesini çıkaramadı adamlara karşı. O anda babam ortadan yok olmuştu sanki. Oysaki tam karşımdaki kanepede oturmuş bizlerle birlikte televizyon izliyordu. Evin tüm odalarına baktılar. Dolaplara, yatak altlarına… En sonunda babamı evin banyosunda, kapı arkasına saklanırken bulmuşlardı. Niçin kaçıp, oraya saklanmıştı?

Babamı, saklandığı banyodan alıp, apar topar evden dışarı çıkarttılar. Babamdan bir ses çıkmıyordu bile… Boynunu bükmüş, adamların kollarındaydı… Dedem, bu iki adamın önüne geçip, dakikalarca ısrar etti. Ancak adamlar pek oralı olmadılar… Dedemin söylediklerini kulak arkası ederek, sadece tek bir cümle söylediler;

- Emniyete kadar götüreceğiz, size haber veririz…

Babamı neden ve niçin götürdüklerini kimse anlamamıştı. Olanları soğuk kanlılıkla izledim ve onlar gittikten sonra, kapının eşiğine doğru uzandım… Oturup ağlıyordum, halen babamı neden götürdüklerine bir anlam verememiştim… Suç mu işlemişti, hırsızlık mı yapmıştı, cinayete mi karışmıştı… Evdeki herkes “ben bir şey bilmiyorum” der gibi bakıyordu. Sinirlerime hakim olamadım, çocuktum ama biraz daha ağır başlı olabilirdim. Fakat yapamamıştım… Evin içinde çığlıklar atmaya başladım… Babamı götürdüklerine dair hâlen ortada bir neden yoktu… Bir saat sonra bir telefonla herkes irkildi. Telefona tam koşacakken, amcam benden önce davranıp telefonu açtı.

- Alo!
- Tuncay ben İsmet. Beni merak etmeyin. Polis abiler bana iyi bakıyorlar.
- Neredesin abi?
- Şu anda bir lokantadayız. Yemek yiyoruz polis abilerle.
- Bir şey mi oldu abi?
- Yok bir şey. Merak etmeyin siz beni. Hadi görüşürüz...
- Abi emin misin?
- İyiyim dedim ya! Merak etmeyin beni. Görüşürüz…

Babam telefonu aniden kapatmıştı. Yine ne olduğunu anlamamıştık bile... Şaşkın gözlerle herkes birbirine bakıyordu… Dedemin sinir kat sayıları artmıştı… “Bu işte bir şey var! Eğer ki bir şey varsa hakkımı helal etmeyeceğim ona!” demişti. Dedem bu lafı söyleyince benim içim daha da kötü olmuştu… Benden ne saklanıyordu? Bilmediğim, bu kadar saklı tutulan şey neydi? Bir saat sonra bir telefon daha… Telefonu yine amcam açmıştı…

- Alo! Abi sen misin?
- Benim… Yeldeğirme'ni karakolundayım. Merak etmeyin beni. Polis abiler ifademi alacaklar, bitince hemen geleceğim.
- Tamam abi. Bir şey yok değil mi?
- Yok yok... Merak etmeyin siz. Görüşürüz.
- Görüşürüz abi…

O gece, amcamla babamın bu son konuşmaları olmuştu. Bir daha telefon çalmadı… Herkes merak içinde kalmıştı. Bende kapının eşiğinde uyuya kalmıştım. Uyuyana kadar ağlamam kesilmemişti. Sonunda ben uyuyunca da annem beni yatağıma yatırmıştı.

Sabah gözlerimi açtığımda evde herkes annemlerin odasındaydı. Evde bir yas ilan edilmiş ve herkes bu yasın bir parçası olmuştu sanki. Yatakta uzanan bir adam vardı ve hepsi de o adamın başında toplanmışlardı… Dikkatlice kapı girişinden baktım ama tanıyamadım… Kel bir adamdı... Üstelik kaşları da yoktu... Ama bu adamın yüzü tanınmayacak hale gelmişti ve mosmordu. Gözleri morluk içinde kalmış ve şişkin bir haldeydi. Kimdi bu adam ve niçin buradaydı? Yanına yaklaştım ve yüzüne daha dikkatlice baktım… Hayır… Bu adamı tanımıyordum... Annemin kolundan çekiştirerek ona sordum;

- Anne.
- Efendim oğlum?
- Bu amca kim?

Yüzünde acı bir ifade belirdi… Acı bir ses tonuyla;

- Baban...
- Babam mı! Kim yaptı bunu ona!
- Dün gece gelen adamlar…
- Polis amcalar mı?
- Evet…

Polisler babamı neden bu kadar çok dövmüşlerdi? Anlam veremedim… Öldürürcesine dövmüşlerdi onu resmen… Babamın suratına tekrar baktım… Gözlerini açamıyordu… Baygın bir halde yatıyordu yatağında… O sinirle sokağa çıktım ve yoldan bir polis geçiyordu…

- Sen ********sin! Sen babamı dövdün! Şerefsizsin sen... Neden dövdünüz babamı!
- Oğlum dur kimi dövmüşüz ne diyorsun sen?
- Babamı dövdün ********sin! Allah belanızı verir inşallah!

Polis beni de dövecek diye korkup kaçmıştım. Babamı fenalaştığı için hastaneye kaldırmışlardı. Beyin tomografileri ve röntgenleri çekildi. Elmacık kemikleri ve dişleri kırılmıştı ve beyin travması geçiriyordu… En son onu ambulansla hastaneye götürdükleri gün gördüm… Yüzünün hali aklımdan çıkmıyordu. Günlerce onun yüzüne alışamadım ve polislere karşı hep öfke dolu bakışlarla baktım...



*****


İki hafta sonra elime bir gazete geçti... Posta Gazetesi bu olaya sürmanşet yer ayırmıştı. Manşette şöyle yazıyordu;

"Uyuşturucuyla Mücadele Eden "Köroğlu" Lakaplı Sedat Peker..."

Haberin içeriğinde; Sedat Peker'in uyuşturucu bağımlısı olan kardeşi aşırı doz uyuşturucu kullanıp öldüğü için bir intikamdan söz ediliyordu. Uyuşturucu bağımlıları ve uyuşturucu satıcılarına karşı yapılan işkenceden bahsediliyordu… Ünlü kabadayı Sedat Peker, uyuşturucu bağımlılarını ve uyuşturucu satıcılarını bir bir evlerinden alıp, arabayla birlikte, gözleri bağlı bir şekilde bir binaya getiriyor... Burada onların saçları ve kaşları kesiliyor ve yüzlerine bir havlu sarılıp, kasaplarda etleri ezmek için kullanılan et döveceği ile yüzlerine vurularak işkence ediliyordu. Asıl niyetleri; bu kişilere yemin ettirip bir daha bu maddeyi kullandırtmamak ve sattırmamak... Haberde işkenceden ölüp yolun kenarına atılan insanların fotoğrafları da yer alıyordu... Babamın yüzünü o hale polisler getirmemişti… Artık, o gece babamın neden banyoya saklandığını, o adamların dedeme karşı neden bu kadar katı davrandıklarını ve telefon görüşmelerini anlamıştım…

Babam halen hastanede komadaydı... Gazeteyle birlikte hastaneye annemin yanına gittim ve ona isyan ettim.

- Neden benden sakladınız neden! Neden bana anlatmadınız hiç bunları! Neden yalan söylediniz bana? Hiç mi değerim yoktu sizin gözünüzde! Ben sizin evladınız değil miyim! Yazıklar olsun hepinize!

Annemin gözleri doldu ama bir şey de söyleyememişti bana... Sadece yüzüme bakakaldı. Boyumdan büyük laflar etmiştim… Koşarak oradan uzaklaştım ve eve geldim…Babamın yatağına yatıp, saatlerce ağladım…

Akşam üzeri eve kara bir haber geldi... İşkenceye dayanamayan babam, hastanede can vermişti. Öylesine sevmiştim ama öylesine de nefret etmiştim ki ondan... İçimi büyük bir kin kaplamıştı. Benden saklamamalıydı ve bu böyle olmamalıydı... Beni hep sevdiğini zannediyordum… Benimle her zaman bir arkadaş olduğunu sanıyordum… Nefretimden dolayı onun cenazesine bile gitmemiştim. Evde oturup sabahlara kadar ağladım...

boranjudge 09-05-2007 13:32

çok güzel bir yazıydı teşekkürler zilan...

mnoocalan 09-05-2007 13:44

zilan ne kadar acıklıydı helede o çocuğun haykırması yok mu tüylerim diken diken oldu yazık ya hep maşa olarak kullanılıyoruz olan yine bize oluyor

ZiLAN 09-05-2007 13:52

Ben bunu dinlemiştim bir arkadaştan ama hepsini değil.Yüreğim acıdı...

mnoocalan 09-05-2007 13:58

Alıntı:

ZiLAN´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 45804)
Ben bunu dinlemiştim bir arkadaştan ama hepsini değil.Yüreğim acıdı...

yüreğinin acıyacağı kadarda hüzünlü bir hikayeydi allah çocuklara ana baba acısını göstertmesin her ne şekilde olursa olsun

bulut 10-05-2007 13:21

cook hüzünlü ya gercekten tesekkürlerrrrr...

cilek_22 15-05-2007 00:37

icim acidi bianda..tsk.ederim cok guzel bi sunumduu

martı 19-06-2007 12:58

paylaşımın için sağol zilanım şuan çok kötü bi durumdayım içim ürperdi resmen ya bugün çok hassasım zaten böyle hüzünlü şeyleri okuyunca dayanamıyorum ağlıyorum tekrardan sağolasın sevgi ile kal canım benim.......

pınar09 19-06-2007 13:15

çok hüzünlüymüş paylaşımına sağlık dostum.

ZiLAN 19-06-2007 13:23

Yorumlarınız için teşekkür ederim arkadaşlar...


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:39 .

Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1