25-12-2009, 15:44 | #1 |
Moderator
Üyelik Tarihi: Dec 2009
Bulunduğu Yer: Ankara
Mesajlar: 12,481
Tesekkür: 1934
|
Alevilik Cemlerinde söylenen Semah sözleri
--------------------------------------------------------------------------------
siteadi.com - Alevilik Cemlerinde söylenen Semah sözleri 1- Bütün Evren Semah Döner 2- Ala Gözlü Nazlı Pirim 3- Değişmek istemem bin peygambere 4- Yemen ellerinden beri gelirken Turnalar o Şahı 5- Demi demi şirin demi 6- Güzel Aşık Cevrimizi demedim mi? 7- Beri gel geri gel ademden kaçmada Ademden kaçma 8- Turnalar turnalar 9- Bir Nefesçik Söyleyeyim 10- Başım Açık Yalın Ayak Yürüttün 11- Kerbela çölünden sakin mi geldin 12- Bugün Yasta Gördüm Zülfü Siyahım 13- Bendeki yareler türlü türlüdür 14- Medet Allah, ya Muhammet, ya Ali 15- Şano Şano 16- Bava Herkesin kolo hakka yalvarıyor! 17- Hü diyelim döne döne 18- Aşkın dolusunu içen erenler 19- Medet Allah, ya Muhammet, ya Ali 20- Kırat bu dağları aşmalı bugün (1) 20- Kırat bu dağları aşmalı bugün (2) 21- Damme Damme (dem dem) 22- Gitme Durnam Gitme Dağlar Dumandır 23- Çağlar gelir şahım Abdal Musaya 24- Yüce Dağ Başında (Hubyar Semahı) 25- Yürü Güzel Yürü Yol Almazsın 26- Dolani dolani gelir 27- Yürü Güzel Yürü Yolundan Kalma 28- Armut Ağacı 29- Bugün bize pir geldi 30- Bugün Yasta Gördüm Zülfü Siyahım 31- Şu karşıki yayla ne güzel yayla 32- Yemen ellerinden beri gelirken Turnalar o Şahı 33- Başım açık yalın ayak yürüttün 34- Ela gözlerini sevdiğim dilber 35- İki turnam gelir dost ellerinde 36- Evvel erkan ile evvel yol ile 37- Bugün Yasta Gördüm Zülfü Siyahım 38- Bu yola erenlerindir 39- Salını salını cananım gelen efendim 40- Kırat Semahı 41- Dolandı Ali 42- Yumak yumak olmuş saçının teli 43- Çağrışa Çağrışa havada turnam 44- Turna Semahı 45- Salını salını cananım gelen efendim 46- Ey şahin bakışlım bülbül ağızlım 47- Yine dertli dertli iniliyorsun 48- Havayı deli gönül havayı 49- İki turnam gelir başı çıralı 50- Turnalar semahı 51- Bendeki yareler türlü türlüdür 52- Leylan leylan 53- Bağlar gelir şahım Abdal Musaya 54- Bir Nefesçik Söyleyeyim (Pir sultan) 55- Bir nefesçik söyleyim (Hatayi) 56- Kaldır kaldır kolların kaldır 58- başım açık yalın ayak yürüttün 60 Abdal Olsam Şallar Giysem Ağnime 61- Gelmiş İken Bir Habercik Sorayım 62- İki durnam gelirde dost elinde 63- TUNCELİ TURNA SEMAHI 64- Nurhak Semahı 65- Gül ağacı açılır ucu 66- Sabah seherinde cümbüşe geldim 67- Turnam ne diyardan gelirsin yalnız 68- iki turnam gelir başı çığalı 69- Ne sorarsın behey gafil Ne sorarsın behey gafil 70- İnsan olmaya geldim 71- Ceylan Gözlerine Kurban Olduğum 72- Aglar da gezerim daglar basinda 73- Ezel bahar geldi kalkin gidelim 74- Geldim su alemi islah edeyim 75- Onume bir cigir geldi 76- Yuce dag basinda bir kus ucurdum 77- Aşağıdan Gelen Telli Turnam 78- Kırat semahı 79- Kaldır kaldır kollar kaldır 80- Başım açık yalın ayak yürüttün 81- Evel erkan ile evel yol ile 82- Abdal Olsam Şallar Giysem Ağnime 83- Seherde bir baga girdim 84 Aglar da gezerim daglar basinda 85- Ceylan bakisina kurban oldugum 86- Ezel bahar geldi kalkin gidelim 87- Geldim su alemi islah edeyim 88- Miraçlama 89- Ya Hızır Semahı 90- Hey Dost , Hey Dost 91- Dooost Mecnun Olup Leyla’sını Bulanlar 92- Elâ Gözlü Pirim Geldi, 93- Horasandan kalktım sukûn eyledim 94- Enel Hak dedik çekildik dara 95- İçmişem bir dolu olmuşam ayık 96- Hak Muhammet Ali’den aldım dersimi 97- Cevahirin almayınca 98- Gördüm bir bülbül feryada düşmüş 99- Ta ezelden bezminde ben seni sevdim 100- Ne güzel yerde meskanım 101- İlim dergahının kapısını açan 102- Semah (Dem Dem Ali Dem) 103- Erzincan semahı 1- Bütün Evren Semah Döner Bütün evren semah döner Aşkından güneşler yanar Aslına ermektir hüner Beş vakitle avunmayız Canan bizim canımızdır Teni bizim tenimizdir Sevgi bizim dinimizdir Başka dine inanmayız Hüdai’yim hüdamız var Dost elinden bademiz var Muhabbetten gıdamız var Ölüm ölür biz ölmeyiz 2- Ala Gözlü Nazlı Pirim Ala Gözlü Nazlı Pirim Gönül Senin Pervendedir Ben Severim Sen Kaçarsın İman Senin Nerendedir Sultanım Ali Lokmanım Ali Cömertsin Ali Rahmansın Ya Ali Garipler Derdine Oy Oy Dermansın Ali Ali Sultansın Ali Ali Akar Boz Bulanık Çaylar Meyvasız Olur Mu Bağlar Akın İle Olmaz Sağlar Hesap Yolu Sürendedir Sultanım Ali Lokmanım Ali, Cömertsin Ali Rahmansın Ya Ali Garipler Derdine Oy Oy Dermansın Ali Ali Sultansın Ali Ali Kaşların Kurulu Yaydır Mah Cemalin Bedir Aydır Bahçaya Girmek Kolaydır Fesat Gülü Derendedir Sultanım Ali Lokmanım Ali Rehberim Ali Cömertsin Ya Ali Garipler Derdine Oy Oy Dermansın Ali Ali Dermansın Ali Ali Derviş Bellidir Tacından Dert Alıyor Dert Ucundan Şu Densiz İnsanlar Suçundan Sefil Baykuş Virandadır Sultanım Ali Rehberim Ali Lokmanım Ali Yetiş Ya Ali Garipler Derdine Ya Dost Dermansın Ali Ali Dermansın Ali Ali Derviş Alim Der Övdüğüm Aşkın Hayalin Kurduğum Suç Benim Değil Sevdiğim Sana Meyil Verendedir Sultanım Ali Rahmanım Ali Lokmanım Ali Cömertsin Ya Ali Garipler Derdine Ya Dost Dermansın Ali Ali Dermansın Ali Ali 3- Değişmek istemem bin peygambere Değişmek istemem bin peygambere Yarap dertlilerle bir eyle beni Girmem cennet için cem kuranlara Sitem deryasında sır eyle beni Haydar haydar haydar sır eyle beni Ali Ali Ali sır eyle beni Canan denen cezayı bırakma tende Cemsiz dem sürmeyin fani dünyada Eski ziynet ile yeni zindanda Mesti merdan ile nur eyle beni Haydar haydar haydar nur eyle beni Ali Ali Ali nur eyle beni Yaralarım derin Muhammet sızlasın Hünkar saray alim seni özlesin Bir damlacık kanım kanım Hüseyin desin Hasanın uğruna var eyle beni Haydar haydar haydar var eyle beni Ali Ali Ali var eyle beni Haydar haydar haydar var eyle beni Ali Ali Ali var eyle beni Kırk yamalı bir hırka giyeyim Pirin deryasında ölüm seveyim Aşkın kazanında semah döneyim Yoktan bilmeyenden var eyle beni Haydar haydar haydar var eyle beni Ali Ali Ali var eyle beni Mahzuni Şerifim dosta aittir Aşkım Hüseyin’dir nefsim Alidir Çoban eyle beni beni çileler güttür Abdal (Fakir) Musalara tur eyle beni Haydar haydar haydar tur eyle beni Ali Ali Ali tur eyle beni 4- Yemen ellerinden beri gelirken Turnalar o Şahı Yemen ellerinden beri gelirken -beri gelirken Turnalar o şahı -şahı- görmediniz mi Hava üzerinde semah dönerken -semah dönerken Turnalar o şahı -şahı- görmediniz mi Aman turnam aman aman Ali misin sen Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen Ali sevilmez mi -hey hey- deli misin sen Gitme turnam gitme dağlar salında -dağlar salında Hakkın kelamını -hey dost- kesme dilinden Sevdiceğim kalmış Kenan ilinde -Kenan ilinde Kenan ilide dost dost Kenan ilinde / Aman turnam ... Aman turnam aman aman Ali misin sen Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen Ali sevilmez mi -hey hey- deli misin sen 5- Demi demi şirin demi Alçakta yüksekte yatan erenler Yetişin imdada aldı dert beni Başım alıp hangi yere gideyim Gittiğim yerlerde buldu dert beni Demi demi şirin demi Gelir geçer dünya gamı İyilere cennet cemal Kötüye kasavet gammı Hudey hudey şah aşkına Sen yardım eyle düşküne Oturup benimle ibadet kıldı Yalan söyledi de yüzüme güldü Yalın kılıç olup üstüme geldi Çaldı bölük bölük böldü dert beni Üstümüzden gelen boran kış gibi Yavru şahin pençesinde kuş gibi Sabahın seheri gelen düş gibi Çağırta bağırta aldı dert beni Abdal Pir Sultanım gönlüm hastadır Kimseye diyemem gönlüm yastadır Bilmem deli oldu bilmem ustadır Şöyle bir sevdaya saldı der beni 6- Güzel Aşık Cevrimizi demedim mi? Güzel aşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Yemeyenler kalır naçar Gözlerinden kanlar saçar Bu bir demdir gelir geçer Duyamazsın demedim mi Bu dervişlik bir dilektir Bilene büyük devlettir Yensiz yakasız gömlektir Giyemezsin demedim mi Çıkalım meydan yerine Erelim Ali sırrına Can ü başı Hak yoluna Koyamazsın demedim mi Aşıklar kara baht(ı) olur Hak’ın katında kutl’olur Muhabbet baldan tatl’olur Yiyemezsin demedim mi Pir Sultan Abdal Şahımız Hakk’a ulaşır ahımız On İk’imam katarımız Uyamazsın demedim mi 7- Beri gel geri gel ademden kaçmada Ademden kaçma Ladik Semahı Salını salını cananım gelen efendim Gel böyle sallanma güzelim göz değer sana Al yeşil giyinmiş cananım gelen efendim Sonra rakiplerden güzelim göz değer sana Gel ha gel..Yürü canan daaa.... yürü... Beri gel beride ademden kaçmada Ademden kaçma Gizli sırlarını yadlara açma Her gördüğün sudan eğilip içmede eğilip içme Senin için abu da zemzem sular var Ah canım canımda sar canım canım Gözlerinden akan gül bala kurbanım Leblerinden akan hü bala kurbanım Hü dost... Kul Hüseynim bu dert bizi almaz mı da bizi almaz mı Bu hasretlik kıyamete kalmaz mı Bu yarayı çeken bir gün ölmez mi de bir gün ölmez mi Seni merhem olup ta sarmazsa eğer 8- Turnalar turnalar (Amasya Semahı) Pervaz vurup gökyüzünde dönünce Dinleyin tarif edem yolu turnalar Hidayet Mevla’dan kalkın deyince Gözetleyin sağı solu turnalar Varıncağız Amasya’nın üstüne Secde kılın Hamdullah’ın postuna Dergahını, damanına, destine Ezelden demişiz beli turnalar Durmayın Çetmi’de açın pervazı Ali Pir Civan’a eyley’n niyazı Hacıköy’de şehitlerin şahbazı Onun da bir ismi deli turnalar Merzifon’dan seyreyleyin obayı Kılavuz eyleyin bâd-ı sabayı Ziyaret eyleyin Pir-i babayı Hoştur o sultanın hali turnalar Bir gececik yatın Kırklar dağında Bülbül öter bahçesinde bağında Açın kanatları seher çağında Seyredin ülkeyi ili turnalar Hamdülillah gören çeker mi yası Pirim Bektaş Veli mülkün ihyası Nur-î Cemalettin hasların hası PERVANE ol yarin kulu turnalar 9- Bir Nefesçik Söyleyeyim Bir nefesçik söyleyeyim Dinlemezsen neyleyeyim Aşk deryasın boylayayım Ummana dalmağa geldim Ben Hak'la oldum aşina Kalmadı gönlümde nesne Pervaneyim ateşine Oduna yanmağa geldim Aşk harmanında savruldum Hem elendim hem yuğruldum Kazana girdim kavruldum Meydana yenmeğe geldim Ben Hakk'ın edna kuluyum Kem damarlardan biriyim Ayn-ı cemin bülbülüyüm Meydana ötmeye geldim Pir Sultan'ım der gözümde Hiç hata yoktur sözümde Eksiklik kendi özümde Darına durmağa geldim 10- Başım Açık Yalın Ayak Yürüttün Aşık Sıdkı Baba – MersinTarsus yöresi Başım açık yalınayak yürüttün Sen merhamet eyle lebbi balım yar Yüreğimi ceviz gibi çürüttün Senin aşkın büktü kaddi dalım yar Çektirme cefalar yandırma nara Yitirdim aklımı kaldım divane Köşeyi vahdette koyma avare Dar-ul aman Cemalettin velim yar Sıdkı yakma ömrüm kal-u kıl ile Hazine aranmaz kuru fal ile Yırtık gömlek ile eski şal ile Daha böyle nasıl olur halim yar 11- Kerbela çölünden sakin mi geldin (Dertli Divane / Urfa) kerbela çölünden sakin mi geldin ne yaman firgatli ötersin turnam imam ali katarına uyuban kırkların semahın tutasın turnam kırklar senin ile biledir bile yedilerin kanın komayın kollar ol Hızır nebiden yardımcın ola güruhu naciye eresin turnam alini avazı sende bulundu ne yaman ötersin bağrım delindi o pirden bir haber alda gel şimdi gönlümün gamını atasın turnam ezel bahar yaz ayları doğanda semah tutup gökyüzüne ağanda yavru şahin tellerine değende alim dost dost diye ötesin turnam dedemoğlu durmuş katli niyaza oturmuş kandili bellini çözer mecnun leyla için çölleri gezer can ver ki canana yetesin turnam 12- Bugün Yasta Gördüm Zülfü Siyahım (Dertli Divani dede) Urfa yöresi Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni Bugün Yasta Gördüm Zülfü Siyahım (Zülfü Siyahım) Gülmedi Sultanım (Dost Dost) Bilmem Ne Haldır Halım Arz Eylerim Dinle Ahvalım Sormadı Sultanım Bilmem Ne Haldır Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni O Sultanı Aşıklardan Sorarım (Gurban Sorarım) Bugün Dünya Yarın (Dost Dost) Ahret Ararım Aşkına Kıldığım Sabr-ı Kararım Kalmadı Sultanım Bilmem Ne Haldır Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni Senin aşk ucundan od'a yandım men Men öldürüp etme ara yerde kan Gözlerimde fer yok dizimde derman Kalmadı sultanım bilmem ne haldır Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni O Sultandır Her İşlerin Sebebi Alnının Uğrunda Gördüm Habibi Yaralara Merhem Saran Tabibi Sarmadı Sultanım Bilmem Ne Haldır Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni Veli'm Hu Der Aklım Başımdan Gitti Sağlığımda Beni Salacak Etti Cenazeni Kılırım Deyi Vadetti Kılmadı Sultanım Bilmem Ne Haldır Gece Gündüz Durmaksızın Yoluna Revanım Senin Her Yerde Hazır Nazırsın Sensin Madubu Cümlenin Ezel Ebed Sensin Gaffar Varlığın Bizim İle Var Gel Ihsan Eyle Güzel Yar Bize Gevheri Madenin Muhammet Ali Nurundur Bektaşi Veli Sırrındır Kul Senin Gizli Varındır Gördük Didar-ı Cemalin Dertli Divani'ye Himmet No'la Dilber Kıl Hidayet Bakidir Nur-u Velayet Şahid-i Kur'an Ül Mübin Gülbeng "Bizmişah...... Semahlar saf ola, günahlar af ola. Semahlar kırklar semahı ola. Rehberimiz On İki İmam, Yardımcımız Hak Muhammed Ali Ola. Dil Bizden Nefes Hünkar Hacı Bektaş Veliden Ola. Gerçek Erenler Demine Hü..." 13- Bendeki yareler türlü türlüdür Yine dertli dertli iniliyorsun.. Sarı durnam sinen yaralandı mı Hiç el değmeden de inliyorsun Sarı durnam sinen yaralandı mı Yoksa ciğerlerin parelendi mi Parelendimi... Yoksa sana yad düzen mi düzdüler Perdelerin tel tel edip düzdüler Allı da durnam, telli de durnam Sinen yaralandı mı Yoksa ciğerlerin parelendi mi Hay hay, hay hay Bahar seli gibi akıp çağlama Dertli ötüp yüreğimi dağlama Ustadını buldurayım ağlama Sarı da durnam, allı da durnam Sinen yaralandı mı Yoksa ciğerlerin parelendi mi Yas mı tuttun giyinmişsin kareler Senin derdin açmış bana yareler Esiri der nedir buna çareler Allı da durnam, telli de durnam Sinen yaralandı mı Yoksa ciğerlerin parelendi mi Hay hay, hay hay Durnam niçin ahvalimi bilmezsin Bendeki yareler türlü türlüdür Öğüt versem öğüdümden almazsın Bendeki yareler türlü türlüdür Uçup havalanma yellere karşı Bülbül figan eder güllere karşı Gel beni al atma ellere karşı Bendeki yareler türlü türlüdür Abdal pir sultanım ben de böyleyim Emir Hak'tan geldi hey hey kime neyleyim Derdim çoktur hangisini söyleyim Bendeki yareler türlü türlüdür 14- Medet Allah, ya Muhammet, ya Ali (Kul Hikmet) Medet Allah, ya Muhammet, ya Ali Yusuf kuyusunda zindana düştüm Gül bengi çekilen Bektaş-ı Veli Gayretiniz yok mu ummana düştüm Hü hü hü ummana düştüm Fatime ananın eteğin tuttum Server Muhammed'e göz gönül kattım İmam Hasan ile çok mehtap sattım Şah Hüseyin ile dükkana düştüm Haydar Haydar Haydar dükkana düştüm İmam-ı Zeynel'e can kurban ettim Muhammed Bakır'la musayib tuttum Cafer-i Sadık'a göz gönül kattım Naci deryasında ummana düştüm Hü hü hü canan ya Ali Musa Kazım Şah Rıza'ya kavuştum Kerbela çölünde cenge giriştim Yezit ordusuyla hayli vuruştum Yaralandı sinem al kana düştüm Yaralandı sinem sinem al kana düştüm Taki Naki Askeri'dir nurumuz Mehdi mağarada gizli sırrımız Cebrail önümüz, Cerrah belimiz Kırklar'ın Cem'inde erkana düştüm Haydar Haydar Haydar erkana düştüm Oniki İmam Dergahı'nda ünüm var Gece gündüz sohbetim var demim var Çok günahım varsa neden gamım var Ali gibi şahı merdana düştüm Haydar Haydar Haydar canan ya Ali Kul Himmet Üstadım bu nasıl yazı Lezzet verir şirin muhabbet tuzu Ali'nin alnında zöhre yıldızı Meyli muhabbeti selvana düştüm Haydar Haydar Haydar selvana düştüm. 15- Şano Şano Qurbane to yi nami bi, çare mide bero Astore Qıre Xızıri Xızır qaji yo, vace ma ra nemıradiyo Xatıre ehli momın e Heqi şano Kert u Gedigu şano Des u DıWucaxu, Des u DıEsqewu şano Ceme Qırxleru şano Xızır Nebi şano Pire Fani şano İmam Hesen u İmam Huseni şano Wayire Hard u Asmeni şano B8 comerdiye xırave, çetine ma ra def ke Xatıre Yer u Goki şano Haci Bektaş Weli şano Xırava çetine düri bero Muhamed -Ali yo Vane Ali nazli yo Ali ma ra nemıradiyo Xatıre tenga İmam Hesen u İmam Huseni şano Zeynelabıdini şano Muhamed Baqıri şano İmam Caferi Sadıqi şano Musai Kazımi şano Heqo xırave ma ra def ke Xatıre Musai Kazım, İmam Rızai Fırisati sane İmam Taqi sane Ali Naki sane Heseni ul Eskeri sane Mehdi Seyidi Zamani sane Halmale Celal Abbasi sane Wayire çerx u penvaji sane Wayire ram u comerdiye sane Wo qusur ma ra düri bero Qılawuze xeri mire zerre kero Xırava çetine def kero Xatıre Yer u Goki şano Des u DıWucaxo Des u DıEwliyawo Des u DıKabu şano Ya Mehemed, Ya Eli sıtare cem u caniyo Xo re veroceri Vace derde ma re dermen bıveno Ma be duz u rau ra cameverdo Talıbo ke raa Mehemed-Eli der o Sarewo ke tenge der o Cıre bero comerdiye Xırave, çetine ma re def kero Astore berz u alçaxan o De be, de be, de be, de be!... Çare mide herey mekuye Heqo Heqo tınazli ya Jüyo ke venga to dano kes morım nemendo Çever to de beno ra Heqo Xırave, çetine çevere ma meke Heqo Derdo gıran cane ma meke Heqo Leke be ma ra düri bere Heqo (Tewte xo de qesey keno) De be, de be, de be, de be!... Türkçesi: 16- Bava Herkesin kolo hakka yalvarıyor! De himmet eyleyin! Dedim karanlıktır, akşamdır Evlere ve konaklara çekilme zamanıdır Hızır'ı sorarsan, konukların en yücesi Yalvann Hızır'a hayırlı bir kılavuzu -Ya Hak- kapımızdan yollasın içeri Kötülüğü ve belayı-ya Hak- uzak götürsün bizden Hatıra bağışlasın bizi Bizi bağışlasın ocaklar'm, yükseklerin süvarisine Hayırlıbir vesile -ya Hak- göndersin bize Kötülüğü, belayı-ya Hak- uzak götürsün bizden Bu demde pirimin ocağına Seyd Hesen e Bone Tasni'ye yakarıyorum Pirimin konuğu nazlıdır Konuunu sorarsanız Hz. Hızır'dır Hz. Hızır'a yal varayım Diyeyim kusuru, güçlüğü soyumuzdan sopumuzdan uzak götürsün Akşamdır, karanlıktır Bu fakir yakanyor Hak'ka Hak'km şirin bir adıvar Hiç mahrum kalmamış ona yakaran Çoluk çocuğunuzu çetin belalardan esirgesin Ağır hastalık komasın canımıza Hak u Teala Canımızı fazla görmesin bize Sürünerek gittim Kerte Boyer Bavayi'ya Dedim aşağıdan bir ath geliyor Telaşlı, acelesi var Bu atlının kim olduğunu sorarsan O Hz. Hızır'ın Ateşini alıp evlerimize atmasın Soyumuzun sopumuzun arasına komasın deyin Sürünerek gittim Yeniye Pili'ye Yalvarıp yakardım ona Yıxır Gol'un kılavuzu kötülük, güçlük komasın kapımıza Xızıre Köye Seri Xızıre Pirde Suri kötülük ve güçlükleri çoluk çocuğumuzdan uzak götürsün Benlisi, kötülüeü kalbimize komasın devin Yakamızı, evlatlarımızın yakasını zalim ve zorbaların elinde komasın deyin Kemere Duzgmi -ya Hak- ani kaza ve kederden evlat- larımızı esirgesin Sürünerek gittim Ceme Munzır Bavayi'ya Baktım birkaç atlı aşağıdan geliyor Biri öyle ışıldıyor ki sanki sanırsın sabahların şafak yıldızı Sabahların Şafak yıldızı gibi parlayan at Mübarek'in Hz. Hızır'ın Bakın Muhammed doğuyor Ali önünde Kırk Atlı dizili arkasında Kırklar'm ardından da Hz. Hızır geliyor Yalvann Hızır'a Kırat'm gemini çevirsin bulunduğumuz konağa Kötülükleri, zorlukları komasın kapımıza Hayırlıbir kılavuz göndersin bana Seri uzak götürsün buradan Başkalarının ağaları varsa Başkalarının beyleri varsa Benimkisi Sultan Düzgün e Kemeri'dir Duzgın oğul, Kureş'dir babası Kureş'ın yerini sorarsan mekândır mekân Kureş'in mekânından bana haber getirsin Haydi gel, haydi gel, haydi gel!.. (Derviş yakarış anında konuşur) De gel, de gel, de gel, haydi gel!.. Kurbanım senin o yüce adına Taşın güzel mittir mit Bir pınar akıyor ki sade süttür süt Sen kime ikrar vermişsen aldatmamışsın Taşın güzeldir ağaçtır ağaç Ağaçlar olmuş nar, nar Budelaye Kureşi'den başka kim zengi vurabilmiş aslana? Taşın güeldir -dedim- şendir şen Dedim sesin geliyor kayalardan Uzakdan doğruca baksın bize Hayırlıbir kılavuz yollasın bana Kötülüğü uzak götürsün bizden Ya Hak çare bul bize Hayırlıbir kapıaç bize, gecikme imdadımıza Kayan güzel, süslenmiş çiçeklerle Üstünde uçuşuyor üç güvercin Kayan güzeldir sıra sıra r^iHin halrfım İri Rpvq7 At'tır nrcıHa Ve senin süvarindir sırtında Hz. Hızır'ın Kıratı'dır bu Senin atın, Kırat'tır ayakları bilezikli Duzgın Bava'yı sorarsan atlı ve buğday tenli Kırat'ını kuşamış, derlitopluca Sema giderek, pervaz dönerek çıktım üstdeki mihraba Gittim ki odur biri mihrabın etrafında dönüyor Beyaz donludur, dedim hele kimdir Diyorlar Kureşe Heyrani'nin oğludur O Kureş ki Mihrab kentinde Saniye ve dakikada örüklerini mavi ve yeşile çevirdi Bizi merhamet ve ihsanına bağışla Nazlı Kureş küsmesin bize (Derviş yakarış anında konuşur) Gel, gel, gel, gel, gel!.. Gel kurbanım sana, yüce adına Bağışla bizi rahmete, cömertliğe Bağışla İmam Hasan ve İmam Hüseyin'e Yere ve Göğe bağışla Gel, gel, gel, gel, gel!.. Yere ve Göğe bağışla Kırklar cemine bağışla Pirin süvarisine, ikrara bağışla Konuğa bağışla, Hızır Nebi'ye bağışla Gel, gel, gel, gel, gel!.. Gecikmeden gel bize Kötülüğü defet Duzgın evlattır, Kureş babası Adınısorarsan tatlıbir addır Aman gecikmesin bize gelmekte Başkalarının ağalan varsa Başkalarının beyleri varsa Benimkisi Sultan Duzgm'dır Hayran olayım ona De gel, de gel, de gel, haydi gel!.. Ceddimi sorarsan adı Kureş'tir Kendisi hem şeyh hem derviştir Derler akşamleyin Oniki Ocağın Postu getirildi Kureş'in postu en alta konmuştu Sabah oldukta Kureş'ınki en üste çıkmışü Hayranım o güzel ada Kureş'in kılavuzu sürmüş hastanın başucuna Kanatlarını silkmiş başında Hayranım sana beni umutsuz koma Ben esirini götürüp kime muhtaç edersin? De gel, de gel, de gel, haydi gel!.. İmdat, imdat, imdat!.. Geç kalma, yetiş bu esirinin imdadına! Geç kalma, yetiş bu esirinin imdadına! Yalvarıyorum (Hz.) Ali'ye Hızır'ıma ki ab-ıhayat suyunu ilm-i ilahide içmiş Sürünerek gittim Köy'ü görmeye Ağaç'm can benimle olsun Ya Gurrina Hewse Cewe Gecikme benim için Wayire Zargoviti Bozatlı Hızır gözkulak olursa Birşey olmaz ben darda kalana Kapın geniş, hayır kapısı Şer kapısını kapa (Derviş yakarış anında konuşur) Ya gel, ya gel, ya gel!.. De gel, de gel, de gel, haydi gel!.. De gel, de gel, de gel, haydi gel!.. Kurbanım sana gel!.. Geç kalma ben esirine Kötülüğü defeyle Dar günde merhamet eyle kendisine Sıkıştığında yetiş carına Aç kendisine çıkış kapısını Doktora-hekime düşürme ya Hak Sen cömertsin ya Hak Defeyle kötülüğü, defeyle kötülüğü De gel, de gel, de gel, haydi gel!.. Kurban olurum senin o adına, yetiş imdadıma Hızır'ın o Kıratı, Hızır gazidir Deyin küsmesin bize Hakkın ehl-i müminlerine bağışlasın Oniki Ocak Oniki Evliya'nın hatırına saysın Kırklar cemine bağışlasın Hızır Nebi'ye bağışlasın Piri Fani'ye bağışlasın İmam Hasan ve İmam Hüseyin'e bağışlasın Yer'in Gök'ün sahibine bağışlasın Merhamet evle. kötü vp. heladan hi?i p.&irop.cin Dertlerin dermanına bağışlasın HacıBektaşıVeli bizi kaza ve beladan esirgesin Muhammed Ali'dir Derler (Hz.) Ali nazlıdır Ali darılmasın bize Bizi İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in çektikleri acıya bağışlasın Musa-i Kâzım'a bağışlasın Ya Hak kötülükten bizi esirgeyesin Musa-i Kâzım'a bağışlasın İmam Rıza'ya bağışlasın Ali Naki'ye bağışlasın Hasan-ul Askeri'ye bağışlasın Mehdi Seyid-i Zamaria bağışlasın Celal Abbas'ın ahvaline bağışlasın Sema ve pervazın sahibine bağışlasın Merhametin ve rahmin sahibine bağışlasın O bizi kusurdan esirgesin Hayır kılavuzunu göndersin bana Kötülükten, güçlüklerden uzan tutsun bizi Yer'e Gök'e bağışlasın Oniki Ocağa Oniki Evliya'ya Oniki Kabe'ye bağışlasın Ya Muhammed, ya Ali Cemlerin, canların sıtarı Yalvarayım derdimize derman bulsun Bizi yazı-yabanda, yollarda komasın Muhammed-Ali yoluna bağlı olan talibe Dardaki başa Merhamet eylesin Güçlüğ, kötülüğü bizden uzak götürsün Düzlüklerin, yükseklerin atıdır Gel, gel, gel, gel!... Tutsağınım senin, yalvarırım gel! (Derviş yakarış anında konuşur) Gel, gel, gel, gel!... Carıma gecikme ya Hak Hak sen nazlısın Sana çağıran mahrum kalmazmış (Dua okuyarak cemi sona erârir. Sıra niyaz dağıtımına gelmiştir.) Turkçeleştiren: Mustafa Düzgün 17- Hü diyelim döne döne yarabbi aşkın ver bana hü diyelim döne döne aşık olayım ben sana hü diyelim döne döne koma hiç benliğin bende varlığım yok eyle sende seni görüp her mekanda hü diyelim döne döne çağa düştüm yusuf gibi derde düştüm eyüp gibi ağlayayım yakup gibi hü diyelim döne döne heydost hey dost hey dost hey dost yürü turnam yürü turnam biz ümmeti naciler hak yolunda duacılar kabede döner hacılar ya ben nice dönmeyeyim bu sırra münkirler ermez dost cemalin körler görmez çarkı felekler döner durmaz ya ben nice dönmiyeyim ya ben nice dönmiyeyim senden gayrısın al benden ayırma ben kulun senden sevdir bana seni candan hü diyelim döne döne gönlümde ağyar kalmasın senden gayrı yar olmasın ne olduğum kimse bilmesin hü diyelim döne döne şevkin ver bana döneyim ta kül olunca yanayım her gördüğüm sen sanayım hü diyelim döne döne hey dost hey dost hey dost hey dost yürü turnam yürü turnam aşk odu yürekte yanar beni gören mecnun sanar gök yüzünde ay gün döner ya ben nice dönmiyeyim yeller eser deniz çoşar ırmaklar dağlardan aşar döne döne sular taşar ya ben nice dönmiyeyim ya ben nice dönmiyeyim mevlam koma beni bana al gönlümü senden yana müştakın olam ben sana hü diyelim döne döne seyyid nizam oğlu kuldur gerek diri gerek öldür aşkınla gönlümü doldur hü diyelim döne döne 18- Aşkın dolusunu içen erenler Aşkın dolusunu içen erenler Sizin dolunuzdan kanmaya geldim Secde edip divan durdum darında Kırkların narında yanmaya geldim Kırkların narında yanmaya geldim Bizim mihmanımız canda dır Solu Gerçekler elinde doru yol olur Arzu edenler hateminden dem alır Erenler semahın dönmeye geldim Erenler semahın dönmeye geldim Haydar haydar dönmeye geldim Heydos heydos dönmeye geldim 19- Medet Allah, ya Muhammet, ya Ali Medet Allah, ya Muhammet, ya Ali Yusuf kuyusunda zindana düştüm Gül bengi çekilen Bektaş-ı Veli Gayretiniz yok mu ummana düştüm Hü hü hü ummana düştüm Fatime ananın eteğin tuttum Server Muhammed'e göz gönül kattım İmam Hasan ile çok mehtap sattım Şah Hüseyin ile dükkana düştüm Haydar Haydar Haydar dükkana düştüm İmam-ı Zeynel'e can kurban ettim Muhammed Bakır'la musayib tuttum Cafer-i Sadık'a göz gönül kattım Naci deryasında ummana düştüm Hü hü hü canan ya Ali Musa Kazım Şah Rıza'ya kavuştum Kerbela çölünde cenge giriştim Yezit ordusuyla hayli vuruştum Yaralandı sinem al kana düştüm Yaralandı sinem sinem al kana düştüm Taki Naki Askeri'dir nurumuz Mehdi mağarada gizli sırrımız Cebrail önümüz, Cerrah belimiz Kırklar'ın Cem'inde erkana düştüm Haydar Haydar Haydar erkana düştüm Oniki İmam Dergahı'nda ünüm var Gece gündüz sohbetim var demim var Çok günahım varsa neden gamım var Ali gibi şahı merdana düştüm Haydar Haydar Haydar canan ya Ali Kul Himmet Üstadım bu nasıl yazı Lezzet verir şirin muhabbet tuzu Ali'nin alnında zöhre yıldızı Meyli muhabbeti selvana düştüm Haydar Haydar Haydar selvana düştüm. 20- Kırat bu dağları aşmalı bugün (1) Kırat bu dağları aşmalı bugün Dostun ellerine ömrüm, ömrüm, ömrüm Dostun ellerine de düşmeli bugün Varam dost eline de bir sual edem Yarinen devranımda sohbetim bugün Abdal olsam şalvar giysem eğnime Gezgin abdallara ömrüm, ömrüm, ömrüm Gezgin abdallara da eş deli gönül Ta ezelden aşıkların da bağrına Değer rakiplerden de taş deli gönül Ceylan bakışına da kurban olduğum Sallanma karşımda da öldürdün beni Hele yörü yörü de ömrümün varı Ömrümün varı da gönlümün yarı Has neni neni de dost nenni nenni Yürü güzel yürü de yolundan kalma Her yüze güleni dost olur sanma Hele yörü yörü de ömrümün varı Ömrümün varı da gönlümün yarı Has neni neni de dost nenni nenni Yöresi: Sivas - Tokat - Malatya Kimden alındığı: Ali Kızıltuğ - Ali Sultan 20- Kırat bu dağları aşmalı bugün (2) Yine kırcılandı dağların başı Kırat şu dağları aşmalı bugün Durmayıp akıyı gözümün yaşı Kırat şu dağları aşmalı bu gün Kırat kalk gidelim biz bu odadan Kısmetler geliyor Bari Hüdadan Yemini kestirem tağı yüceden Kırat şu dağları aşmalı bu gün Kırat şu dağları aştığı zaman Deli boran gibi coştuğu zaman Dizgin boğazına düştüğü zaman Sağrıdan köpüğü saçmalı bu gün Kıratta gidiyor başı dumanlı Güzel kaldır gönlündeki gümanı Seherden sonraki kuşluk zamanı Dostun ellerine düşmeli bu gün Derviş Muhammedim pirim pirise Sağ yarınan ahtı aman birise Kırat sende küheylanlık varise Dostun ellerine düşmeli bu gün 21- Damme Damme (dem dem) Demme Demme demme demme Çi xveş e demme Werin hev ra bigrin He meşk u sem e Cema me şuna Ehl-i Beytane Sema meye tera çend qible rane Riya me riya Dewdu İmame Xizir hazir nazir li ser riya ne Eme birati bikin re tevdir Em nabin hesire ber zulumen mir E ben zemamen beqeyd u binur E rabe zemamen tari u zuxur Dem, Dem dem dem Ne güzeldir dem Gelin birlikte tutalım Meşk ile sema Cemimiz Ehl-i Beytlerin yeridir Semamız kaç kıbleye bedel Yolumuz Oniki İmam'ın yoludur Hızır hazır nazır yolumuzdadır Kardeşliği yol yordam yapacağız Bey zulmünün esiri olmayacağız Gelecek prangasız aydınlık çağlar Kalkacak karanlık zuhur çağları 22- Gitme Durnam Gitme Dağlar Dumandır Gitme Durnam Gitme Dağlar Dumandır Bizim Güttüğimiz Hey Dost İkrar İmandır Dosttan Ayrı Düştüm Halim Yamandır Aman Durnam Aman Aman Ali Misin Sen Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli Misin Sen Ali Sevilmez Mi Hey Hey Deli Misin Sen Gitme Turnam Gitme Dağlar Salında Hakkın Kelamını Kesme Dilinden Sevdiceğim Galmış Kenan Elinde Aman Durnam Aman Aman Ali Misin Sen Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli Misin Sen Ali Sevilmez Mi Hey Hey Deli Misin Sen Şa Hatayım Gurban Binlerce Yaşa Daha Neler Gelir Gelir Sağ Olan Başa Bizden Selam Olsun Gavim Gardaşa Aman Durnam Aman Aman Ali Misin Sen Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli Misin Sen Ali Sevilmez Mi Hey Hey Deli Misin Sen 23- Çağlar gelir şahım Abdal Musaya Beylerimiz elvan gülün üstüne Ağlar gelir şahım Abdal Musaya Urum Abdalları postun eğnine Bağlar gelir şahım Abdal Musaya Urum Abdalları gelir dost deyi Eğnimizde aba hırka post deyi Hastaları gelir derman isteyi Sağlar gelir şahım Abdal Musaya Hintten bezirganlar gelir yayınır Pişer lokmaları açlar doyunur Bunda aşıkları gelir soyunur Erler gelir şahım Abdal Musaya Meydanında dara durmuş gerçekler Çalınır koç kurbanlara bıçaklar Döğülür kudüm açılır sancaklar Tuğlar gelir şahım Abdal Musaya Her matem ayında kanlar saçarlar Uyandırıp Hak çerağın yakarlar Demine Hu deyip gülbang çekerler Nurlar gelir şahım Abdal Musaya İkrarıdır koçyiğidin yuları Muannidi çeksem gelmez ileri Akpınarın yeşil gölün suları Çağlar gelir şahım Abdal Musaya Alim almış Züfikarı destine Sallar durmaz Yezidlerin kasdına Tümen tümen gene Alinin üstüne Sırlar gelir şahım Abdal Musaya Benim bir isteğim vardır Kerimden Münkir bilmez evliyanın sırrından Kaygusuzum ayrı düştüm Pirimden Ağlar gelir şahım Abdal Musaya 24- Yüce Dağ Başında (Hubyar Semahı) Sivas/Yıldızeli-Ali Sultan-TRT İstanbul Yüce Dağ Başında Bir Kuş Uçurdum Ana Nenni Nenni Bir Kuş Uçurdum Ben Meylimi Bir Güzele Düşürdüm Dilber Nenni Nenni Yavrum Düşürdüm Duydum Nazlı Yarim Yad Eller Almış Ana Nenni Nenni Yad Eller Almış Vallah Dostlar Ben Aklımı Şaşırdım Dilber Nenni Nenni Vallah Şaşırdım Yürü Güzel Yürü Yolundan Kalma Ana Nenni Nenni Yolundan Kalma Her Yüze Güleni Dost Olur Sanma Dilber Nenni Nenni Dost Olur Sanma Ölümden Korkup Da Sen Geri Dönme Ana Nenni Nenni Sen Geri Dönme Yiğidin Alnına Yazılan Gelir Dilber Nenni Nenni Yazılan Gelir Ceylan Bakışına Kurban Olduğum Sallanma Karşımda Öldürme Beni Ah Gülüm Gülüm Yürüsene Yavrum Mecnun Edip Beni De Düşürdün Çöle Kerem Gibi Burda Da Yandırma Beni Ah Gülüm Gülüm Yürüsene Yavrum Bu Kadar Sallanma Da Öldürdün Beni Ölürüm Unutmam Da Sevdiğim Seni Ah Gülüm Gülüm Yürüsene Yavrum Bırakın Sallansın Da Nazlı Gelini Güzelin Döndüğü De Meydan Öğünsün Ah Gülüm Gülüm Yürüsene Yavrum 25- Yürü Güzel Yürü Yol Almazsın Yürü Güzel Yürü Yol Alamazsın Azrail Olsan Can Alamazsın Hele Sen Dünyayı Kalbura Koysan Benden Muhabbetli Yar Bulamazsın Sular Olsam Yeraltından Akmayım Yarim Senden Gayrisine Bakmayım Eğer Senden Başkasına Bakarsam Yedi Sene Döşeklerden Kalkmayım Yörü Dilber Yörü Ömrümün Varı Eridi Kalmadı Dağların Karı 26- Dolani dolani gelir Dolanı dolanı gelir Ölüm yavaşça yavaşça Kalem alıp yaz derdimi Gülüm yavaşça yavaşça Söyünmüyor bir dem narım Sevda oldu öz diyarım Güz dedi geçti baharım Selim yavaşça yavaşça Garip gönlüm durmaz oldu Gözüm ırak görmez oldu İşe güce varmaz oldu Elim yavaşça yavaşça Sevdiğim bu yana bakmaz Kaş eğip kirpiğin yıkmaz Kırıldı kanadım kalkmaz Kolum yavaşça yavaşça Şu dünyaya güvenilmez Ölmeyince kan kesilmez Mesleki’m artar eksilmez Zulüm yavaşça yavaşça 27- Yürü Güzel Yürü Yolundan Kalma Yürü Güzel Yürü Yolundan Kalma Her Yüze Güleni Dost Olur Sanma Ölümden Korkup Da Sen Geri Dönme Yiğidin Alnına Yazılan Gelir Kul Hüseyin"im ey gül benzin soluk, gül benzin soluk Alnımıza yazılmıştır ayrılık Vallahi sevdiğim gönüller birlik Ne sen beni unut nede ben seni Ne sen beni unut nede ben seni 28- Armut Ağacı Manisa/Turgutlu Armut Ağacı Armut Ağacı Başında Tacı Kalksın Semah Eylesin Aneynen Bacı Nenni Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Nenni Nenni Nenni Has Nenni Nenni İki Durnam Gelir Pirim Bağdat Elinden Dost Kanadını Kırmış Pirim Ne Gelir Elden Nenni Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Nenni Nenni Nenni Has Nenni Nenni Çırayı Yaktım Ocağa Kolkola Da Kucak Kucağa Meydana Gel Meydana Meydan Erenlerindir Semah Dönenlerindir 29- Bugün bize pir geldi Bugün bize pir geldi Gülleri taze geldi Önü sıra kamberi Ali el Mürteza geldi Eyvallah Şah’ım eyvallah Hak Leilahe illallah Eyvallah pirim eyvallah Adı güzel güzel Şah Padişahım karadan Hak’tır bizi yaradan Ben pirimden vaz geçmem Bin yıl geçse aradan Eyvallah Şah’ım eyvallah Hak Leilahe illallah Eyvallah pirim eyvallah Adı güzel güzel Şah Ali bizim şahımız Kâbe Kıblegâh’ımız Miraç’taki Muhammed O bizim padişahımız Eyvallah Şah’ım eyvallah Hak Leilahe illallah Eyvallah pirim eyvallah Adı güzel güzel Şah 30- Bugün Yasta Gördüm Zülfü Siyahım (Dertli Divani dede) Urfa yöresi Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni Bugün Yasta Gördüm Zülfü Siyahım (Zülfü Siyahım) Gülmedi Sultanım (Dost Dost) Bilmem Ne Haldır Halım Arz Eylerim Dinle Ahvalım Sormadı Sultanım Bilmem Ne Haldır Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni O Sultandır Her İşlerin Sebebi Alnının Uğrunda Gördüm Habibi Yaralara Merhem Saran Tabibi Sarmadı Sultanım Bilmem Ne Haldır Veli'm Hu Der Aklım Başımdan Gitti Sağlığımda Beni Salacak Etti Cenazeni Kılırım Deyi Vadetti Kılmadı Sultanım Bilmem Ne Haldır 31- Şu karşıki yayla ne güzel yayla Karşıda görünen ne güzel yayla Bir dem süremedim giderim böyle Ala gözlü Pirim sen himmet eyle Ben de bu yayladan Şah'a giderim Hüüü.........hü Şah Ali mürvet makamı cennet Şah Ali mürvet makamı cennet Ya Allahta ya Muhammet ya Ali Eğer göğerüben bostan olursam Şu halkın diline destan olursam Kara toprak senden üstün olursam Ben de bu yayladan Şah'a giderim Hüüü.........hü Bir bölük turnaya sökün dediler Yürekteki derdi dökün dediler Yayladan ötesi yakın dediler Bizde bu yayladan Şah'a gideriz Hüüü.........hü Dost elinden dolu içmiş deliyim Üstü kan köpüklü meşe seliyim Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim Ben de bu yayladan Şah'a giderim Hüüü.........hü Bir kişi gayetle sevse pirini Osmanlılar talep eder malını Süremedim erkansızın yolunu Bizde bu yayladan Şah'a gideriz Hüüü.........hü Alınmış abdestim aldırırlarsa Kılınmış namazım kıldırırlarsa Sizde Şah diyeni öldürürlerse Ben de bu yayladan Şah'a giderim Hüüü.........hü Pir Sultan Abdal'ım dünya durulmaz Geçti giden ömür geri dönülmez Gözlerimde Şah yolundan ayrılmaz Bizde bu yayladan Şah'a gideriz. Hüüü.........hü Şah Ali mürvet makamı cennet Şah Ali mürvet makamı cennet Ya Allahta ya Muhammet ya Ali 32- Yemen ellerinden beri gelirken Turnalar o Şahı Yemen ellerinden beri gelirken -beri gelirken Turnalar o şahi -şahi- görmediniz mi Hava üzerinde semah dönerken Turnalar o şahi -şahı- görmediniz mi Turnalar o şahi -şahı- görmediniz mi Aman turnam aman aman Ali misin sen Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen Ali sevimez mi -hey dost- deli misin sen Gitme turnam gitme dağlar dumandır Bizim güttüğümüz ikrar imandır Eşinden ayrılanın halı yamandır Turnalar o şahı görmedinizmi Turnalar o şahi -şahı- görmediniz mi Aman turnam aman aman Ali misin sen Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen Ali sevimez mi -hey dost- deli misin sen Gitme turnam gitme dağlar salında -dağlar salında Hakkın kelamını -hey dost- kesme dilinden Hacıbektaş ilinde Sivas yolunda, Turnalar o şahı -şahı- görmediniz mi Turnalar o şahmerdanı görmediniz mi Aman turnam aman aman Ali misin sen Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen Ali sevimez mi -hey hey- deli misin sen 33- Başım açık yalın ayak yürüttün Urfa yöresi (Derti Divane) başım açık yalın ayak yürüttün sen merhamet eyle lebbi balım yar yüreğimi ceviz gibi çürüttün senin aşkın büktü kaddi dalım yar çektirme cefalar yandırma nara yitirdim aklımı oldum Divane köşeyi vahdette koyma avare darul aman cemalettin velim yar sıtkı yakma ömrüm kalu kıl ile hazine bulunmaz kuru fal ile yırtık gömleğ ile eski şal ile daha böyle nasıl olur halım yar kerbela çölünden sakin mi geldin ne yaman firgatli ötersin turnam imam ali katarına uyuban kırkların semahın tutasın turnam kırklar senin ile biledir bile yedilerin kanın komayın kollar ol hızır nebiden yardımcın ola güruhu naciye eresin turnam alini avazı sende bulundu ne yaman ötersin bağrım delindi o pirden bir haber alda gel şimdi gönlümün gamını atasın turnam ezel bahar yaz ayları doğanda semah tutup gökyüzüne ağanda yavru şahin tellerine değende alim dost dost diye ötesin turnam dedemoğlu durmuş katli niyaza oturmuş kandili bellini çözer mecnun leyla için çölleri gezer can ver ki canana yetesin turnam Kanı özü kurban hak kayıra Benim için de güzelim sür kerem eyle 34- Ela gözlerini sevdiğim dilber Tokat yöresi Balı özlü yarim güzelim, hak kayıra Benim içinde yüzün sür kerem eyle Secde kılamda kaşlarının yayına Gelem divanına dur kerem eyle Ali leyli leyli yolun dostudur Şekerden datlıdır, Piri dostudur Sulfu gurbet elde güzelim boynunu eğer Yardan ayrılması güzelim zorumuş meğer Lütuf edip halimden leyle sorarsa eğer Sag salim haberim güzelim ver kerem eyle Gel hee görrr....... Ela gözlerini sevdiğim dilber, sevdiğim dilber Bekle yollarımı gelene kadar Bekle yollarımı gelene kadar Ben seni severim can ile candan, can ile candan Bize ayrılık yok ölene kadar Bize ayrılık yok ölene kadar Yürü güzel yürü, yürüde yürüüü.... 35- İki turnam gelir dost ellerinde (fethiye semahı) İKİ TURNAM GELİRDE DOST ELLERİNDE EVRİLİR ÇEVRİLİR DÖNER GÖLLERDE ALİ YAR ALİ YAR ALİ YAR ALİ YAR CAN PİRE KURBAN MUHABBET GETİRİR DOST İLLERİNDEN KORKMAZ Kİ AVCI VAR DEYİ YOLLARDA CAN PİRE KURBAN SAKININ TURNALAR URUM KIŞIDIR POYRAZ VURUR CILGALARI ÜŞÜDÜR ALİ YAR ALİ YAR ALİ YAR ALİ YAR CAN PİRE KURBAN KONUP GÖÇMEK EVLİYALAR İŞİDİR KONUP GÖÇ Kİ SÖYLENESİN DİLLERDE CAN PİRE KURBAN SER ÇEŞMEDEN GELİRDE CANANIM SUYUN KUYUSU NASİBİMİZ VERİR DE PİRİN BİRİSİ DOST DOST DOST ALİ DOST ŞAHIM DOST PİR SULTAN ABDALIMDA CANANIM SÖZÜN DOĞRUSU NEDİR ÇEKTİCEĞİM YARIN ELİNDEN DOST DOST DOST ALİ DOST DOST DOST ŞAHIM DOST ALİ DOST DOST DOST 36- Evvel erkan ile evvel yol ile HUBYAR SEMAHI Evvel erkan ile evvel yol ile Gelsin hizmet ehli hizmet eylesin Yaradanım yardım etsin kuluna Gelsin hizmet ehli hizmet eylesin Dolduğumuz evler dol'olsun nurdan Bizde böyle gördük uludan pirden Yardımcımız olsun ol Şah-ı Merdan Eylesinler erenler semah eylesin dost.. Eylesinler erenler semah eylesin dost.. Semah eyleyenler hü hü hüy, haslar hasıdır Semah eylemeyen Hakk'ın nesidir Abdal Pir Sultan'ım hü hü hüy, er nefesidir Eylesin erenler semah eylesin Eylesinler erenler semah eylesin dost.. 37- Bugün Yasta Gördüm Zülfü Siyahım Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni Bugün Yasta Gördüm Zülfü Siyahım (Zülfü Siyahım) Gülmedi Sultanım (Dost Dost) Bilmem Ne Haldır Halım Arz Eylerim Dinle Ahvalım Sormadı Sultanım Bilmem Ne Haldır Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni O Sultanı Aşıklardan Sorarım (Gurban Sorarım) Bugün Dünya Yarın (Dost Dost) Ahret Ararım Aşkına Kıldığım Sabr-ı Kararım Kalmadı Sultanım Bilmem Ne Haldır Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni Senin aşk ucundan od'a yandım men Men öldürüp etme ara yerde kan Gözlerimde fer yok dizimde derman Kalmadı sultanım bilmem ne haldır Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni O Sultandır Her İşlerin Sebebi Alnının Uğrunda Gördüm Habibi Yaralara Merhem Saran Tabibi Sarmadı Sultanım Bilmem Ne Haldır Nenni De Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Has Nenni Nenni Veli'm Hu Der Aklım Başımdan Gitti Sağlığımda Beni Salacak Etti Cenazeni Kılırım Deyi Vadetti Kılmadı Sultanım Bilmem Ne Haldır Gece Gündüz Durmaksızın Yoluna Revanım Senin Her Yerde Hazır Nazırsın Sensin Madubu Cümlenin Ezel Ebed Sensin Gaffar Varlığın Bizim İle Var Gel Ihsan Eyle Güzel Yar Bize Gevheri Madenin Muhammet Ali Nurundur Bektaşi Veli Sırrındır Kul Senin Gizli Varındır Gördük Didar-ı Cemalin Dertli Divani'ye Himmet No'la Dilber Kıl Hidayet Bakidir Nur-u Velayet Şahid-i Kur'an Ül Mübin (Dertli Divani dede) Urfa yöresi 38- Bu yola erenlerindir (Hacıbektaş) İllallah İllallah İllallah canım İllallah Aşıkan diyelim Allah sıtkınan diyelim Allah İllallah İllallah İllallah canım İllallah Aşıkan diyelim Allah sıtkınan diyelim Allah Ah dedim şah dedim Sıtkına Allah dedim Aşkına Allah dedim Eğildin su içmeye Kanatlandım uçmaya Bu yola erenlerindir Çarka girenlerindir Bu yola egri girmez Doğru gelenlerindir Bu yola egri girmez de Doğru gelenlerindir... Medet medet... 39- Salını salını cananım gelen efendim Salını salını cananım gelen efendim Gel böyle sallanma güzelim göz değer sana Al yeşil giyinmiş cananım gelen efendim Sonra rakiplerden güzelim göz değer sana Beri gel geri gel ademden kaçmada Ademden kaçma Türlü sırlarını yadlara açma Her gördüğün sudan eğilip içmede eğilip içme Senin için burdada zemzem sular var Ah canım canımda sar canım canım Gözlerinden akan hü bala kurbanım Leblerinden hü bala kurbanım Kul Hüseynim bu dert bizi almazmı da bizi almaz mı Bu hasretlik kıyamete kalmaz mı Bu yarayı çeken birgün ölmezmi de birgün ölmez mi Seni merhem olupta sarmazsa eğer 40- Kırat Semahı YİNE KIRCALANDI ( DAĞLARIN BAŞI ) (2) ÖMRÜM ÖMRÜM ÖMRÜM ÖMRÜM DURMUYOR AKIYOR DA GÖZÜMÜN YAŞI NE YAMAN FİRGATLI DA KIRATIN BAŞI KIRAT BU DAĞLARI DA AŞMALI BUGÜN AŞIP DOST ELİNE DE DÜŞMELİ BUGÜN DOSTUN HATIRINI DA SORMALI BUGÜN HAS NENNİ NENNİ DE DOST NENNİ NENNİ (2) PİR SULTAN ABDALIM ( PİRİM PİR İSE ) (2) ÖMRÜM ÖMRÜM ÖMRÜM ÖMRÜM ONA YAR İLEDE AHDIN BİR İSE KIRAT SENDE KÜHEYLANLIK VAR İSE PİR DİVANINADA DÜŞMELİ BUGÜN NENNİ DE NENNİ DE HAS NENNİ NENNİ NENNİDE NENNİ DE DOST NENNİ NENNİ EYLENİN TURNALAR BENDE VARRAYIM DA EYLENME YOLDAŞ OLAYIM DA PİRE GİDELİM SİLKİNİP BOYNUN UZATMA TURNA BEN AVCI DEĞİLİM GAH YOLLARIM GÖZETME CANA KIYICI DEĞİLİM HAS NENNİ NENNİ NENNİ DOST NENNİ NENNİ NENNİ TURNAMIN KANADI YEŞİL SUYA İNER HIŞIR HIŞIR SEN GÜZELSİN AL YAKIŞIR HAS NENNİ NENNİ NENNİ DOST NENNİ NENNİ NENNİ TURNAMIN KANADI ALA SAYAMADIM İNDİ GÖLE SEKİZ Mİ OLA DOKUZ MU OLA HAS NENNİ NENNİ NENNİ DOST NENNİ NENNİ NENNİ TURNALAR GELDİLER COŞA GÖRENİN AKLI ŞAŞAR HAK İÇİN SEMAH DÖNEN EMEĞİ GİTMEZ BOŞA HAS NENNİ NENNİ NENNİ HAS NENNİ NENNİ NENNİ DOST NENNİ NENNİ NENNİ DOST NENNİ NENNİ NENNİ 2. çark SEMAH ERENLERİNDİR ÇARKA GİRENLERİNDİR BU YOLA EGRİ GİRMEZ DOĞRU GELENLERİNDİ HAS NENNİ NENNİ NENNİ HAS NENNİ NENNİ NENNİ DOST NENNİ NENNİ NENNİ DOST NENNİ NENNİ NENNİ SEMAH ERENLERİN DİR DÖRTLÜĞÜ SÖYLENİR. 41- Dolandı Ali Erenlere verdi de güllü varını Muhammedten aldı canım hatem karını Taktı parmagına dolandı Ali Taktı parmağına canım dolandı Ali Bir olup dirliğe canım kuruldu erkan Kuruldu aynı cem der ile devran Semaha geldiler canım dünya aşıklar Semaha geldiler canım dünya aşıklar Kırk kere meydanı dolandı Ali Kırk kere meydanı canım dolandı Ali Kul Hikmet ustadırcanım aslı gaflette Daha yol gider mi bu yoldan öte Daha yol gider mi bu yoldan öte Bu meydandan kaçan kara Sivasa Hele kulak verdi inledi Ali Ali Güüuüuü llll .......... Hüy Hüy 42- Yumak yumak olmuş saçının teli Yumak yumak olmuş saçının teli Yari görmeyeli de deliyim deli Gücük ayı zemherinin samyeli Yaktı yüreğimi de kul (kül) etti beni Yürü güzel yürü Leylalarına Selam mı verilir böylelerine Aşağıdan gelen üzüm kağnısı Geldi geçti güzellerin benlisi şimdiki zamanın delikanlısı Sarmayınca koyvermiyor yarini Yürü güzel yürü Leylalarına Selam mı verilir böylelerine Aşağıdan gelen de eğer o ise İkrar verip ikrarında durursa Kadir mevlam seni bana verirse Koymam aşırırım yüce dağları Yürü güzel yürü Leylalarına Selam mı verilir böylelerine Kaynak: Mihrican Bahar Yöre: Resadiye 43- Çağrışa Çağrışa havada turnam Kul Hüseyin Çağrışa Çağrışa Havada Turnam Bagdat'tan Mi Geldin, Ağzında Hurman Emanetin Sana, Sılama Uğra Eğlen Turnam, Eğlen, Pire Gidelim Ali'nin Çağırdığı Yere Varalım Hasan'la Hüseyn'e Gönül Verelim On İki İmamlara Yüz Sürelim Eğlen Turnam, Eğlen, Pire Gidelim Kerbela Çölünden Sakin Mi Geldin Ne Yaman Ötersin, Bağrımı Deldin Sen De Benim Gibi Yetim Mi Kaldın Eğlen Turnam, Eğlen, Pire Gidelim Aglamışam Ela Gözde Yaşım Var Kaynamışam Her Ocaktan Aşım Var İmam Hüseyn Eşiğinde İsim Var Eğlen Turnam, Eğlen, Pire Gidelim Kul Hüseyn'im Der Ki Kaynadım Coştum Bu Aşkın Elinden Serimden Geçtim Çağrışa Çağrışa Aralar Aştım Eğlen Turnam Eğlen, Pire Gidelim 44- Turna Semahı Gitme Nerden Gelirsin Sen Nazlı Canana Benzersin Durnam Bir Bakışta Beni Mecnun Edersin Gönülde Mihmana Benzersin Durnam Has Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Turnam gökyüzünde pervane döner Dertli aşığına dolular sunar Mümin kullar senden inayet umar Tabibi Lokmana benzersin turnam Has Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Kaşlarına Mim Duvası Yazılır Cemalinde Türlü Benler Dizilir Seni Sevmeyenler Haktan Yüzülür Pir Balım Sultana Benzersin Durnam Has Nenni Nenni Dost Nenni Nenni Bugün Ben Pirimi Gördüm Gelir Salını Salını Selamına Karşı Durdum Bağrım Delini Delini (Hüdey) Hüdey Hüdey Hüdey Hüdey Bağrım Delini Delini Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Eyvallah Gel Dedim Yanıma Geldi Gamzesi Sinemi Deldi Bir İzzetli Selam Verdi Aldım Sevini Sevini Hüdey Hüdey Hüdey Hüdey Aldım sevini sevini Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Eyvallah Gıymatın Baha Biçilmez Cemalin Nurdan Seçilmez Vakitsiz Güller Açılmaz Derdim Gülünü Gülünü Hüdey Hüdey Hüdey Hüdey Derdim gülünü gülünü Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Eyvallah Gaynadı Garıştı Ganım Ezelden Severdi Canım Sen Benimsin Bende Senin Dedim Sevini Sevini Hüdey Hüdey Hüdey Hüdey Dedim sevini sevini Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Eyvallah Dedem Oğlu Der Ağlatma Yüreğim O De Dağlatma Varıp Yadlara Bağlatma Zülfün Telini Telini Hüdey Hüdey Hüdey Hüdey Zülfün telini telini Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Eyvallah 45- Salını salını cananım gelen efendim LADİK SEMAHI Salını salını cananım gelen efendim Gel böyle sallanma güzelim göz değer sana Al yeşil giyinmiş cananım gelen efendim Sonra rakiplerden güzelim göz değer sana Beri gel geri gel ademden kaçmada Ademden kaçma Türlü sırlarını yadlara açma Her gördüğün sudan eğilip içmede eğilip içme Senin için burdada zemzem sular var Ah canım canımda sar canım canım Gözlerinden akan hü bala kurbanım Leblerinden hü bala kurbanım Kul Hüseynim bu dert bizi almazmı da bizi almaz mı Bu hasretlik kıyamete kalmaz mı Bu yarayı çeken birgün ölmezmi de birgün ölmez mi Seni merhem olupta sarmazsa eğer DEVAM EDİYOR |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi MDENİZ üyemize tesekkür ettiler |
25-12-2009, 15:49 | #2 |
Moderator
Üyelik Tarihi: Dec 2009
Bulunduğu Yer: Ankara
Mesajlar: 12,481
Tesekkür: 1934
|
Alevilik Cemlerinde söylenen Semah sözleri
46- Ey şahin bakışlım bülbül ağızlım
Ey şahin bakışlım bülbül ağızlım Bir eli kadehlim bir eli sazlım İşte ben gidiyorum kal ahu gözlüm Ne sen beni unut ne de ben seni Hudey hudey hudey dem dem dem dem Yolda harami çok engel arama Unutmam sevdiğim demde sıra Kendi gider ama gönlü burada Kul hüseynim derki gül benzim soluk Serimize yazılmıştır ayrılık Vallahi sevdiğim gönüller birlik 47- Yine dertli dertli iniliyorsun Yine dertli dertli iniliyorsun Sarı turnam sinen yaralandı mı Yoksa ciğerlerin parelendi mi Hiç el değmeden ben iniliyorsun Yoksa sana yâr düzen mi düzdüler Tellerini sırmadan mı dizdiler Perdelerin tel tel edip büzdüler Allı turnam sinen yaralandı mı 48- Havayı deli gönül havayı Havayı deli gönül havayı Ay doğmadan şavkı tutmuş ovayı Türkmen kızı katarlamış mayayı Çekip gider bir gözleri sürmeli Kuru kütük yanmayınca tüter mi Ak gerdanda çifte benler biter mi Vakti gelmeyince bülbül öter mi Ötüp gider bir gözleri sürmeli Dere kenarında evler hurmayı Kılavuz ederler telli turnayı Ak göğsün üstünde ilik düğmeyi Çözüp gider bir gözleri sürmeli Karac'oglan der ki geçti ne fayda Bir vefa kalmadı ok ile yayda 49- İki turnam gelir başı çıralı İki turnam gelir başı çıralı Birisi Muhammed kimisi veli Biri İmam Ali Sohbetli heybetli Eylen turnam eylen Alimisin sen Yoksa Hacı Bektaş Velimisin sen İki turnam gelir rengi kırmızı Biri İmam Zeynel sürelim yüzü Birisi İmam Bakır ben edem niıazı Eylen turnam eylen Alimisin sen Yoksa Hacı Bektaş Velimisin sen İki tarnam gelir rengi caferi Birisi Musai Kazım yolun rehberi Birisi İmam Rıza Horasan piri Eylen turnam eylen Alimisin sen Yoksa Hacı Bektaş Velimisin sen Telli turnam gelir rengi beyazdır Birisi Taki/Naki zikri niyazdır Birisi Asker Mehdi yeri hicazdır Eylen turnam eylen Alimisin sen Yoksa Hacı Bektaş Velimisin sen Turnalar geldiler verdiler selam Aldım selamını eyledim kelam Elhamı şüpesiz gördüm vesselam Eylen turnam eylen Alimisin sen Yoksa Hacı Bektaş Velimisin sen Turnalar hicazdan sökün eyledi Hak Muhammed Mehdi yakın eyledi Hakikat ehlini memnun eyledi Eylen turnam eylen Alimisin sen Yoksa Hacı Bektaş Velimisin sen 50- Turnalar semahı (Karacaoğlan /Mahmut Erdal) Gine dertli dertli iniliyorsun Sarı turnam sinen yaralandı mı Hiç el değmeden de iniliyorsun Sarı turnam sinen parelendi mi Yoksa ciğerlerin parelendi mi Yoksa sana ya düzen mi düzdüler Perdelerin tel tel edip üzdüler Tellerini sırmadan mı süzdüler Allı da turnam sinen de yarelendi mi Yoksa ciğerlerin parelendi mi Havayı ey deli gönül havayı Ay doğmadan şavkı tutmuş ovayı Türkmen kızı katar etmiş mayayı Çekip gider bir gözleri sürmeli Kuru kütük yanmayınca tüter mi Ak gerdanda çifte benler biter mi Vakti gelmeyince bülbül öter mi Ötüp gider ötüp gider bir gözleri sürmeli Ötüp gider bir gözleri sürmeli Dere kenarında yerler hurmayı Kılavuz ederler telli turnayı Ak göğsün üstünde ilik düğmeyi Çözüp gider bir gözleri sürmeli Çözüp gider bir gözleri sürmeli Karac'oğlan derki geçti ne fayda Bir vefa kalmadı ok ile yayda 51- Bendeki yareler türlü türlüdür Yine dertli dertli inliyorsun Sarı durnam sinen yaralandı mı Hiç el değmeden de inliyorsun Sarı durnam sinen yaralandı mı Yoksa ciğerlerin parelendi mi Yoksa sana yad düzen mi düzdüler Perdelerin tel tel edip düzdüler Allı da durnam, telli de durnam Sinen yaralandı mı Yoksa ciğerlerin parelendi mi Hay hay, hay hay Bahar seli gibi akıp çağlama Dertli ötüp yüreğimi dağlama Ustadını buldurayım ağlama Sarı da durnam, allı da durnam Sinen yaralandı mı Yoksa ciğerlerin parelendi mi Yas mı tuttun giyinmişsin kareler Senin derdin açmış bana yareler Esiri der nedir buna çareler Allı da durnam, telli de durnam Sinen yaralandı mı Yoksa ciğerlerin parelendi mi Hay hay, hay hay Durnam niçin ahvalimi bilmezsin Bendeki yareler türlü türlüdür Öğüt versem öğüdümden almazsın Bendeki yareler türlü türlüdür Uçup havalanma yellere karşı Bülbül figan eder güllere karşı Gel beni al atma ellere karşı Bendeki yareler türlü türlüdür Abdal pir sultanım ben de böyleyim Emir Hak'tan geldi hey hey kime neyleyim Derdim çoktur hangisini söyleyim Bendeki yareler türlü türlüdür 52- Leylan leylan leylan leylan leylan leylan(2) mevlam mevlam mevlam mevlam(2) amman amman amman amman(2) bugün dostlar bizde mehman hemi mehman hemi deman sen yardım et şah ı merdan kırklar meydanına vardım gel beri ey can dediler izzet ile selam verdim gel işte meydan dediler dem dem dem dem ali ye demmidemmi dem ali ye dem ali ye hem vuruya hacı bektaş i veliye gir semaha bile oyna silinsin açılsın ayna kırk yıl kazanda dur kayna daha çiğsin can dediler şah hatayım nedir halın Hakk'a şükret kaldır elini gıybetten kese gör dilin her kula yeksan dediler Allah Allah Allah Allah hay hay yürüyün yürüyün şevk ile yürüyün yürüyün yürüyün aşk ile yürüyün yürüyün yürüyün Hak ile yürüyün lalem böyle buyurdum kutlu idim uyurdum elimde evimi yıktım tutmadım ele buyurdum aslım karabağlıdır sıtkım Hakk'a bağlıdır vakitsiz gül açılmaz gül zamanına bağlıdır. söz:şah hatayi kaynak:mehmet mustafa dede derleyen: sabahat akkiraz 53- Bağlar gelir şahım Abdal Musaya Beylerimiz elvan gülün üstüne Ağlar gelir şahım Abdal Musaya Urum Abdalları postun eğnine Bağlar gelir şahım Abdal Musaya Urum Abdalları gelir dost deyi Eğnimizde aba hırka post deyi Hastaları gelir derman isteyi Sağlar gelir şahım Abdal Musaya Hintten bezirganlar gelir yayınır Pişer lokmaları açlar doyunur Bunda aşıkları gelir soyunur Erler gelir şahım Abdal Musaya Meydanında dara durmuş gerçekler Çalınır koç kurbanlara bıçaklar Döğülür kudüm açılır sancaklar Tuğlar gelir şahım Abdal Musaya Her matem ayında kanlar saçarlar Uyandırıp Hak çerağın yakarlar Demine Hu deyip gülbang çekerler Nurlar gelir şahım Abdal Musaya İkrarıdır koçyiğidin yuları Muannidi çeksem gelmez ileri Akpınarın yeşil gölün suları Çağlar gelir şahım Abdal Musaya Alim almış Züfikarı destine Sallar durmaz Yezidlerin kasdına Tümen tümen gene Alinin üstüne Sırlar gelir şahım Abdal Musaya Benim bir isteğim vardır Kerimden Münkir bilmez evliyanın sırrından Kaygusuzum ayrı düştüm Pirimden Ağlar gelir şahım Abdal Musaya 54- Bir Nefesçik Söyleyeyim (Pir sultan) Bir nefesçik söyleyeyim Dinlemezsen neyleyeyim Aşk deryasın boylayayım Ummana dalmağa geldim Ben Hak'la oldum aşina Kalmadı gönlümde nesne Pervaneyim ateşine Oduna yanmağa geldim Aşk harmanında savruldum Hem elendim hem yuğruldum Kazana girdim kavruldum Meydana yenmeğe geldim Ben Hakk'ın edna kuluyum Kem damarlardan biriyim Ayn-ı cemin bülbülüyüm Meydana ötmeye geldim Pir Sultan'ım der gözümde Hiç hata yoktur sözümde Eksiklik kendi özümde Darına durmağa geldim 55- Bir nefesçik söyleyim (Hatayi) Bir nefesçik söyleyim Dinlemezsen neyleyim Aşk deryasını boylayım Ummana dalmaya geldim Aşk harmandan savruldum Hemelendim hem yoğruldum Kazana girdim kavruldum Meydana yenmeye geldim Şah Hatayim'dir özümde Hiç hilaf yoktur sözümde Eksiklik kendi özümde Darına durmaya geldim 56- Kaldır kaldır kolların kaldır kaldır kaldır kollar kaldır hak için bir semah eyle hey dost hey dost hey dost hey dost hak için bir semah eyle hü hü hü hü hak için bir semah eyle be erenler be gaziler gelen mürteza alidir yezide batın kılıcı çalan mürteza alidir hü hü hü hü çalan mürteza alidir hey dost hey dost hey dost hey dost çalan mürteza alidir alaça indirmiş özünü hakka bağlamış özünü kırklar ile bir üzümü yiyen mürteza alidir hü hü hü hü yiyen mürteza alidir hey dost hey dost hey dost hey dost yiyen mürteza alidir yürü turnam yürü yürü gitti katar kalmaz geri şu sinende akan teri doldur ver içeyim zehri hü hü hü hü doldur ver içeyim zehri hey dost hey dost hey dost doldur ver içeyim zehri turnam vermiş sesini imamlar çeker yasını yine kendi devesini çeken mürteza alidir alidir allahın dostu hü deyip zülfikar kesti selmanı süm bülü desti veren mürteza alidir eylen durnam eylen durnam eylen eylen gönül bağlar deste deste bağdata gönderir deste mihmandan bir dolu iste sunan mürteza alidir hü hü hü hü hü sunan mürteza alidir gerildi çıktı havaya indi döşenir ovaya güvercin kondu kayaya konan mürteza alidir yürü durnam yürü yürü gitti katar kalmaz geri şu sinen akan teri doldur ver içeyim zehri zülfikar kemer var belinde gaziler yürür sağı solunda mirac-ı muhammed yolunda giden mürteza alidir hey dost hey dost hey dost hey dost giden mürteza alidir hü hü hü hü hü giden mürteza alidir eylem turnam eylem turnam eylem eylem getür ahret ağızını aşık çeker yazığını muhammedin yüzüğünü yutan mürteza alidir hey dost hey dost hey dost hey dost yutan mürteza alidir hü hü hü hü hü yutan mürteza alidir cennetin yemişi elma sarar benzimi sorma şah hatayım gafil olma gelen mürteza alidir 58- başım açık yalın ayak yürüttün başım açık yalın ayak yürüttün sen merhamet eyle lebbi balım yar yüreğimi ceviz gibi çürüttün senin aşkın büktü kaddi dalım yar çektirme cefalar yandırma nara yitirdim aklımı oldum divane köşeyi vahdette koyma avare darul aman cemalettin velim yar sıtkı yakma ömrüm kalu kıl ile hazine bulunmaz kuru fal ile yırtık gömleğ ile eski şal ile daha böyle nasıl olur halım yar kerbela çölünden sakin mi geldin ne yaman firgatli ötersin turnam imam ali katarına uyuban kırkların semahın tutasın turnam kırklar senin ile biledir bile yedilerin kanın komayın kollar ol hızır nebiden yardımcın ola güruhu naciye eresin turnam alini avazı sende bulundu ne yaman ötersin bağrım delindi o pirden bir haber alda gel şimdi gönlümün gamını atasın turnam ezel bahar yaz ayları doğanda semah tutup gökyüzüne ağanda yavru şahin tellerine değende alim dost dost diye ötesin turnam dedemoğlu durmuş katli niyaza oturmuş kandili bellini çözer mecnun leyla için çölleri gezer can ver ki canana yetesin turnam 60 Abdal Olsam Şallar Giysem Ağnime Tokat/Zile-Murtaza Kurt-Arif Meşhur Abdal Olsam Şallar Giysem Ağnime Gezen Abdallara (Da Anam) Eş Deli Gönül Ta Ezelden Aşıkların Kalbine Değer İragipten (Anam) Taş Deli Gönül Bir Hüsnü Güzele (Anam) Meylimi Verdim Kalbimde İkrarımda (Anam) Dilimde Verdim Ben Dostu Gördükçe (Anam) Artıyor Derdim Aksın Gözlerimden (Anam) Yaş Deli Gönül (Yeldirme) (Ey Dost) Sen Özümü Erenlerden Ayırma Zamane Halkına Sırrın Duyurma Alem Sele Gitmis Yanıp Kayırma Sen Kendi Sevdana Coş Deli Gönül 61- Gelmiş İken Bir Habercik Sorayım Gelmiş İken Bir Habercik Sorayım Niçin Gitmez Yıldız Dağı Dumanın Gerçek Erenlere Yüzler Süreyim Niçin Gitmez Yıldız Dağı Dumanın Alçağında Al Kırmızı Taşın Var Yükseğinde Turnaların Sesi Var Ben De Bilmem Ne Talihsiz Başın Var Niçin Gitmez Yıldız Dağı Dumanın Benim Şah'ım Al Kırmızı Bürünür Dost Yüzün Görmeyen Düşman Bilinir Yücesinden Şah'ın İli Görünür Niçin Gitmez Yıldızdağı Dumanın El Ettiler Turnalar Bazlara Dağlar Yeşillendi Döndü Yazlara Çiğdemler Taşınsın Söylen Kızlara Niçin Gitmez Yıldız Dağı Dumanın Şah'ın Bahçesinde Gonca Gül Biter Anda Garip Garip Bülbüller Öter Bunda Ayrılık Var Ölümden Beter Niçin Gitmez Yıldız Dağı Dumanın Ben De Bildim Su Dağların Sahisin Gerçek Erenlerin Nazargâhısın Abdal Pir Sultan’ın Seyrangâhısın Niçin Gitmez Yıldız Dağı Dumanın 62- İki durnam gelirde dost elinde Evrilir cevrilirde döner göllerde Ali yar Ali yar Ali yar Ali yar cab pire gurban Gokmazki avcı var deyil yallarda can pire gurban Muhabbet getirir dost dillerinde Muhabbet getirir dost dillerinde Gokmazki avcı var deyil yallarda can pire gurban Sakının durnalar durum kısıdır Hoyraz durur cocuklar üşüdü Ali yar Ali yar Ali yar Ali yar cab pire gurban gonup göçmek evliya isidir gonup göc ki söylensin dillerde can pire gurban gonup göçmek evliya isidir gonup göc ki söylensin dillerde can pire gurban musa eroglu 63- TUNCELİ TURNA SEMAHI Semah Dönen Turnalara' Kaldır kaldır kollların kaldır Çek yayını okluğun doldur İki kaşın arasında Hakka giden doğru yoldur ,doğru yoldur Şah Hatayi'm hana söyler Sırrını süphana söyler Bu yola göğnü olmayan Yüzbin defa mana söyler Turnam gider düzüm düzüm Kanadı boynundan uzun Turnam benim iki gözüm Dost Ali Dost Ali Dost Dost, turnam handan gelirsin Hangi diyarda kalırsın Hangi bağın gülüsün Hangi Bahçenin bülbülüsün Al durnam al durnam Kanatlarını sal durnam Eylen size bir haber Dumanın kanadı yeşil Kanadı boynan(boynuna)dolaşır Aşkından cihana düşür Dost Ali dost Ali dost Turnam handan gelirsin Hangi diyarda kalırsın Hangi bağın gülüsün Hangi Bahçenin bülbülüsün Al durnam al durnam Kanatlarını sal durnam Eylen size bir haber Yöre:Tunceli Ağırlama :Şah Hatayi Yeldirme :Anonim 64- Nurhak Semahı Bismişah Allah Allah Hü Allah hü eyvallah Secde haktır Adem'e Seyrangahız aleme El ele el Hakka dedik, Geldik bu deme Kursanlar tığlanıp gülbenk çekildi Gaflet uykusundan uyana geldim Dört kapı sancağı anda dikildi Üryan büryan olup meydana geldim Evvel eşiğine koydum başımı İçeri aldılar döktüm yaşımı Erenler yolunda gör savaşımı Can baş feda edip kurbana geldim Ol deme uyandı batın çerağı Rehberim boynuma bend etti bağı Üç adım ileri attım ayağı Koç kurban dediler inana geldim Dört kapı selamın verip aldılar Pirin huzuruna çekip geldiler El ele el Hakka olsun dediler Henüz masum olup cihana geldim Pirim kulağıma eyledi telkin Şah-ı Vilayete olmuşuz yakın Mezhebim Ca'fer -i sadık-ül metin Allah dost eyvallah peymana geldim Yüzüm yerde özüm darda durmuşam Muhammed Ali'ye ikrar vermişem Sekahüm hamrini anda görmüşem İçip kana kana kestane geldim Yolumuz on iki İmam'a çıkar Mürşidim Muhammed Ahmed-i Muhtar Rehberim Ali'dir sahip-Zülfikar Kulundur Şahi'ya divana geldim (Yeldirme) Şah-ı merdan hüruc etti düldüle oldu süvari Mazlumun carına yetti Ali'm saldı zülfikarı Bir Hacı Bektaş var idi Ali misali yar idi Mürkirler görmez kör idi Yürüttü cansız duvarı Muhyiddin kaynadı taştı Gel beri gel tanrı dostu Bu idi sözümün kastı Haktan ayrı görme yari 65- Gül ağacı açılır ucu Isparta Gönen ilçesi Gümüşgün Köyünün semah sözleri SEMAH I ÇAĞIRMA Gül ağacı açılır ucu Bir ev sahibi ile gül bacı Çıksın bu meydana niyaz eylesin Döksün günahını semah eylesin A şahım erenler semah eylesin Yürü güzel yürü yolundan yürü Ağustos ta erir yaylanın karı Ne de güzel olur erkanın gülü O da sevdiğine sazılan gelir Kaldır kollarını çimeni yeşil Girdiğin erkandır kendini devşir Evlerine vardım da dopdolu nurdan Biz de bunu böyle aldık uludan Hetayinim eydir ey şahı merdan Merdan merdan merdan da şahım Ali’dir II ÇAĞIRMA Açılsın kapılar şaha gidelim Açılsın kapılar şaha gidelim Başına bürünmüş ol yeşil çember Koynuna doldurmuş mis ile amber Kabenin bünyadı Halil Peygamber Çalmış kalemini mim üstüne III ÇAĞIRMA Aş kazanı kaynadalım İsteyikli canları oynadalım Yürü güzel yürü yolundan yürü Ağustos ta erir yaylanın karı Ne de güzel olur erkanın gülü O da sevdiğine sazılan gelir Kaldır kollarını çimeni yeşil Girdiğin erkandır kendini devşir Evlerine vardım da dopdolu nurdan Biz de bunu böyle aldık uludan Hetayinim eydir ey şahı merdan Merdan merdan merdan da şahım Ali’dir 66- Sabah seherinde cümbüşe geldim Dağlar ya Muhammet Ali çağırır Bülbülün feryadı bağrımı deldi Güller ya Muhammet Ali çağırır Fid verilmiş göçte uçan kuşlara Bakmazmısın gözden akan yaşlara Sular başını vurmuş taştan taşlara Çağlar ya Muhammet Ali çağırır Gökte çarkı felekte semah dönüyor Talip olan mürşidinden kanıyor Kandiline bir nur inmiş yanıyor Yanar ya Muhammet Ali çağırır Dertliler gelmiş derman isterler Dertli hasta gelmiş derdini üsteler Yarasına merhem çalan ustalar Sağlar ya Muhammet Ali çağırır EYDİR HETAYİNİM vardır aşağı Aşık olanların yanar ışığı Hasan Hüseyin’in uyur beşiği Uyurdu ya Muhammet uyardı Ali 67- Turnam ne diyardan gelirsin yalnız Turnam ne diyardan gelirsin yalnız Çamlı beli aştınız mı turnalar On iki imamlara uğrar yolumuz Karadeniz’i geçtiniz mı turnalar Turnam turnam a güzel turnam Sen olmayınca ben burda durmam Güzel severiz usuldur boyu Karadır kaşları tatlıdır dili Eyilsek Muhammet kalksak ya Ali Eyleninde haber verin Ali’den Turnam turnam a güzel turnam Sen olmayınca ben burda durmam Hayal hayal olmuş dostun elleri Akla göyüm sokunmuştur telleri Haktan gelmez oldu pir selamları Eyleninde haber verin Ali’den Turnam turnam a güzel turnam Sen olmayınca ben burda durmam Bizim evlerimiz gayipte sırda Yezidin gözüne çekilir perde Tiflis derler alâ şanlı bir köyde Üç gün mihman oldunuzmu turnalar Turnam turnam a güzel turnam Sen olmayınca ben burda durmam HETAYİNİM eydir ağılar aldım Erenler yanında lezzetin tattım Bin doksan da bir sevdaya uğradım Ne olduğumu bilemedim turnalar Turnam turnam a güzel turnam Sen olmayınca ben burda durmam 68- iki turnam gelir başı çığalı iki turnam gelir başı çığalı birisi muhammet demişiz belli biri imam ali titretir heyberi eylen turnam eylen ali misin sen yoksa hacı bektaş veli misin sen. iki turnam gelir rengi yemyeşil biri imam hasan ol paki naki biri imam hüseyin cennette bir gül eylen turnam eylen eylen ali misin sen yoksa hacıbektaş velimisin sen,, iki turnam gelir rengi kırmızı biri imam zeynel edem niyazı biri imam bakır sürelim yüzü eylen turnam eylen eylen ali misin sen yoksa hacıbektaş veli misin sen.. iki turnam gelir rengi beyazdır biri taki naki zikri niyazdır birde askeri mehdi rengi hicazdır eylen turnam eylen eylen ali misin sen yoksa hacıbektaş veli misin sen.. görnes yöresi 69- Ne sorarsın behey gafil Ne sorarsın behey gafil Aşığım Kalu beladan. Varsın üflesin İsrafil, Aşığım Kalu Beladan. Aşk ile bildim kendimi, Aşk ile yıktım bendimi, Aşk ile yendim fendimi, Aşığım Kalu Beladan. Aşkın dolusunu içtim, İçip de kendimden geçtim. Sevgi gömleğini biçtim, Aşığım Kalu Beladan Aşk ile kemalı buldum, Aşk ile seyrana geldim, Aşkın meyi ile doldum, Aşığım Kalu Beladan Aşk sırattan İnce'yimiş, Aşk taze bir goncayımış. Aşk her daim genceyimiş, Aşığım Kalu Beladan 70- İnsan olmaya geldim İkilik kinini içimden atıp Özde ben bir insan olmaya geldim Taht kuralı Ariflerin gönlüne Sözde ben bir insan olmaya geldim Serimi meydana koymaya geldim Meğerse aşk imiş canın mayası Ona mihrabımış kaşın karası Hakkın işlediği kudret boyası Yüzde ben bir insan olmaya geldim Bütün mürşidlerin terif ettiği Sadıkların menziline yettiği Enbiyanın Evliyanın gittiği İzde ben bir insan olmaya geldim Ben de bir zamanlar baktım bakıldım Nice yıllar bir kemende takıldım O aşkı mecazla yandım yakıldım Közde ben bir insan olmaya geldim Süregeldim aşk meyini içerek Her bir akı karasından seçerek Varlık dağlarını delip geçerek Düzde ben bir insan olmaya geldim Gör ki Nimri Dede şimdi neyleyi Gerçek aşkı her gönüle söyleyi Her türlü sefaya veda eyleyi Sazda ben bir insan olmaya geldim 71- Ceylan Gözlerine Kurban Olduğum Ceylan Gözlerine Kurban Olduğum Ceylan Bakısına Kurban Olduğum Sallanma Karsımda Öldürme Beni Ah Gülüm Gülüm Yürüsene Yavrum Ah Gülüm Gülüm Gülsene Canim Mecnun Edip Beni Düşürdün Çöle Kerem Gibi Burda Da Yandırma Beni Ah Gülüm Gülüm Yürüsene Yavrum Ah Gülüm Gülüm Gülsene Canım Bu Kadar Sallanma Öldürdün Beni Ölürüm Unutmam Sevdiğim Seni Ah Gülüm Gülüm Yürüsene Yavrum Ah Gülüm Gülüm Gülsene Canım Bırakın Sallansın Nazlı Gelini Güzelin Döndüğü Meydan Övünsün Ah Gülüm Gülüm Yürüsene Yavrum Ah Gülüm Gülüm Gülsene Canım 72- Aglar da gezerim daglar basinda Aglar da gezerim daglar basinda Beni bos yerlere aglatma Ali Degirmenler doner gozum yasindan Kurumus caylarda caglatma Ali Cevrin bana miydi yoksa yare mi Hancer vurup sizilatma yaremi Sah Huseyin icin sar bu yaremi Yarami ellere baglatma Ali Bunca dert verdin de bin dahi yeter Bahcede bulbuller sakiyip oter Bunca aglattigin veliyi yeter Yaram acip kanim caglatma Ali 73- Ezel bahar geldi kalkin gidelim Ezel bahar geldi kalkin gidelim Ayrilik cetindir nasil edelim Gelin ey erenler seyran edelim Gonul havasi var garip bulbulun Gul bitince o da bile bitiyor Gule asik olmus yar yanip tutuyor Seher vakti garip garip otuyor Ne guzel sesi var garip bulbulun Bulbul sirrin yad ellere soyleme Belli basli bir yaylayi yaylamaA li'm asik ona inkar eyleme Sevdali basi var garip bulbulun DEVAM EDİYOR Konu MDENİZ tarafından (25-12-2009 Saat 15:55 ) de değiştirilmiştir. |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi MDENİZ üyemize tesekkür ettiler |
25-12-2009, 15:51 | #3 |
Moderator
Üyelik Tarihi: Dec 2009
Bulunduğu Yer: Ankara
Mesajlar: 12,481
Tesekkür: 1934
|
74- Geldim su alemi islah edeyim
Geldim su alemi islah edeyim Ozumu meydanda gordum sonradan Zaman mahlukuna meylimi verdim Sermayemden zarar gordum sonradan Su zalimin kara kara yuzleri Yaramiza yaramadi tuzlari Iki dilli su cahilin sozleri Durdukca kar etti canan sonradan Geldi bizim ile sevdi sevisti Al kadeh ver kadeh doldurdu icti Sadik yarim diye yeminler icti Ozu curuk imis duyduk sonradan 75- Onume bir cigir geldi Onume bir cigir geldi Indim gittim sehr icinde Arifler bir dukkan acmis Ne ararsan var icinde Var dukkana pazar eyle Hismin coktur hezar eyle Aya gule nazar eyle Ay Ali'dir nur icinde Ay ali gün Muhammed (?) Okunur doksan bin ayet Baliklar da suya hasret Carki doner gol icinde 76- Yuce dag basinda bir kus ucurdum Yuce dag basinda bir kus ucurdum Ben meylimi bir guzele dusurdum Duydum nazli yari yad eller almis Vallah dostlar ben aklimi sasirdim Yuru guzel yuru yolundan kalma Her yuze guleni dost olur sanma Olumden korkup da sen geri donme Yigidin alnina yazilan gelir Yuru guzel yuru yol alamazsin Azrail olsan can alamazsin Hele sen dunyayi kalbura koysan Benden muhabbetli yar bulamazsin Sular olsam yeraltindan akmayim Yarim senden gayrisine bakmayim Eger senden baskasina bakarsam Yedi sene doseklerden kalkmayim Yoru dilber yoru omrumun vari Eridi kalmadi daglarin kari 77- Aşağıdan Gelen Telli Turnam Aşağıdan Gelen Telli Turnam İçinizde Telli Turnam Yok Benim Yarandan Yoldaştan Soran Olursa Yine Sol Yanımda Derdim Çok Benim Gidiyorum Gayrı Gül Benzim Soluk Od Düştü Sineme Yanıktır Yanık Ölüm Allah Emride Zalim Ayrılık Hangine Yanayımda Derdim Çok Benim Pir Sultan Abdal’ım Da Dost Kırklar Yediler Bu Yolu Erkani Da Acanım .... Herkes Sevdiğini De Bile Dediler Hangine Yanayım Derdim Çok Benim 78- Kırat semahı kırat bu dağları aşmalı bugün aşıp dost eline de düşmeli bugün vücudun şehrine de girmeli bugün dostun hatırını da sormalı bugün has nenni nenni de dost nenni nenni eylenin turnalar bende geleyim güzel yüzlü o pirimin aşkına has nenni nenni ha dost nenni nenni eylenin turnalar da bende varayım da haber sorayım da yoldaş olayım turnam kanadım ala sayamadım indim göle yedi mi sekiz mi ola turna ben avcı değilem cana kıyıcı değilem has nenni nenni nenni dost nenni nenni nenni 79- Kaldır kaldır kollar kaldır kaldır kaldır kollar kaldır hak için bir semah eyle hey dost hey dost hey dost hey dost hak için bir semah eyle hü hü hü hü hak için bir semah eyle be erenler be gaziler gelen mürteza alidir yezide batın kılıcı çalan mürteza alidir hü hü hü hü çalan mürteza alidir hey dost hey dost hey dost hey dost çalan mürteza alidir alaça indirmiş özünü hakka bağlamış özünü kırklar ile bir üzümü yiyen mürteza alidir hü hü hü hü yiyen mürteza alidir hey dost hey dost hey dost hey dost yiyen mürteza alidir yürü turnam yürü yürü gitti katar kalmaz geri şu sinende akan teri doldur ver içeyim zehri hü hü hü hü doldur ver içeyim zehri hey dost hey dost hey dost doldur ver içeyim zehri turnam vermiş sesini imamlar çeker yasını yine kendi devesini çeken mürteza alidir alidir allahın dostu hü deyip zülfikar kesti selmanı süm bülü desti veren mürteza alidir eylen durnam eylen durnam eylen eylen gönül bağlar deste deste bağdata gönderir deste mihmandan bir dolu iste sunan mürteza alidir hü hü hü hü hü sunan mürteza alidir gerildi çıktı havaya indi döşenir ovaya güvercin kondu kayaya konan mürteza alidir yürü durnam yürü yürü gitti katar kalmaz geri şu sinen akan teri doldur ver içeyim zehri zülfikar kemer var belinde gaziler yürür sağı solunda mirac-ı muhammed yolunda giden mürteza alidir hey dost hey dost hey dost hey dost giden mürteza alidir hü hü hü hü hü giden mürteza alidir eylem turnam eylem turnam eylem eylem getür ahret ağızını aşık çeker yazığını muhammedin yüzüğünü yutan mürteza alidir hey dost hey dost hey dost hey dost yutan mürteza alidir hü hü hü hü hü yutan mürteza alidir cennetin yemişi elma sarar benzimi sorma şah hatayım gafil olma gelen mürteza alidir 80- Başım açık yalın ayak yürüttün başım açık yalın ayak yürüttün sen merhamet eyle lebbi balım yar yüreğimi ceviz gibi çürüttün senin aşkın büktü kaddi dalım yar çektirme cefalar yandırma nara yitirdim aklımı oldum divane köşeyi vahdette koyma avare darul aman cemalettin velim yar sıtkı yakma ömrüm kalu kıl ile hazine bulunmaz kuru fal ile yırtık gömleğ ile eski şal ile daha böyle nasıl olur halım yar kerbela çölünden sakin mi geldin ne yaman firgatli ötersin turnam imam ali katarına uyuban kırkların semahın tutasın turnam kırklar senin ile biledir bile yedilerin kanın komayın kollar ol hızır nebiden yardımcın ola güruhu naciye eresin turnam alini avazı sende bulundu ne yaman ötersin bağrım delindi o pirden bir haber alda gel şimdi gönlümün gamını atasın turnam ezel bahar yaz ayları doğanda semah tutup gökyüzüne ağanda yavru şahin tellerine değende alim dost dost diye ötesin turnam dedemoğlu durmuş katli niyaza oturmuş kandili bellini çözer mecnun leyla için çölleri gezer can ver ki canana yetesin turnam 81- Evel erkan ile evel yol ile HUBYAR SEMAHI Evvel erkan ile evvel yol ile Gelsin hizmet ehli hizmet eylesin Yaradanım yardım etsin kuluna Gelsin hizmet ehli hizmet eylesin Dolduğumuz evler dol'olsun nurdan Bizde böyle gördük uludan pirden Yardımcımız olsun ol Şah-ı Merdan Eylesinler erenler semah eylesin Semah eyleyenler haslar hasıdır Semah eylemeyen Hakk'ın nesidir Abdal Pir Sultan'ım er nefesidir Eylesin erenler semah eylesin Muhammed Mustafa Halillullahtır Şu dünyada baki kalan Allahtır 82- Abdal Olsam Şallar Giysem Ağnime Tokat/Zile-Murtaza Kurt-Arif Meşhur Abdal Olsam Şallar Giysem Ağnime Gezen Abdallara (Da Anam) Eş Deli Gönül Ta Ezelden Aşıkların Kalbine Değer İragipten (Anam) Taş Deli Gönül Bir Hüsnü Güzele (Anam) Meylimi Verdim Kalbimde İkrarımda (Anam) Dilimde Verdim Ben Dostu Gördükçe (Anam) Artıyor Derdim Aksın Gözlerimden (Anam) Yaş Deli Gönül (Yeldirme) (Ey Dost) Sen Özümü Erenlerden Ayırma Zamane Halkına Sırrın Duyurma Alem Sele Gitmis Yanıp Kayırma Sen Kendi Sevdana Coş Deli Gönül 83- Seherde bir baga girdim Seherde bir bağa girdim Ne bağ duydu ne bağbancı El sundum güllerim derdim Ne bağ duydu ne bağbancı Bağın kapusunu açtım Sandım ki cennete düştüm Yar ile tenha buluştum Ne bağ duydu ne bağbancı Seherin bülbülü öttü Öttü de murada yetti Teslim Abdal yükün tuttu Ne bağ duydu ne bağbancı Teslim Abdal / RUHİ SU 84 Aglar da gezerim daglar basinda Aglar da gezerim daglar basinda Beni bos yerlere aglatma Ali Degirmenler doner gozum yasindan Kurumus caylarda caglatma Ali Cevrin bana miydi yoksa yare mi Hancer vurup sizilatma yaremi Sah Huseyin icin sar bu yaremi Yarami ellere baglatma Ali Bunca dert verdin de bin dahi yeter Bahcede bulbuller sakiyip oter Bunca aglattigin veliyi yeter Yaram acip kanim caglatma Ali 85- Ceylan bakisina kurban oldugum Ceylan bakisina kurban oldugum Sallanma karsimda oldurme beni Ah gulum gulum yurusene yavrum Ah gulum gulum gulsene canim Mecnun edip beni dusurdun cole Kerem gibi burda da yandirma beni Ah gulum gulum yurusene yavrum Ah gulum gulum gulsene canim Bu kadar sallanma oldurdun beni Olurum unutmam sevdigim seni Ah gulum gulum yurusene yavrum Ah gulum gulum gulsene canim Birakin sallansin nazli gelini Guzelin dondugu meydan ovunsun Ah gulum gulum yurusene yavrum Ah gulum gulum gulsene canim 86- Ezel bahar geldi kalkin gidelim Ezel bahar geldi kalkin gidelim Ayrilik cetindir nasil edelim Gelin ey erenler seyran edelim Gonul havasi var garip bulbulun Gul bitince o da bile bitiyor Gule asik olmus yar yanip tutuyor Seher vakti garip garip otuyor Ne guzel sesi var garip bulbulun Bulbul sirrin yad ellere soyleme Belli basli bir yaylayi yaylamaA li'm asik ona inkar eyleme Sevdali basi var garip bulbulun 87- Geldim su alemi islah edeyim Geldim su alemi islah edeyim Ozumu meydanda gordum sonradan Zaman mahlukuna meylimi verdim Sermayemden zarar gordum sonradan Su zalimin kara kara yuzleri Yaramiza yaramadi tuzlari Iki dilli su cahilin sozleri Durdukca kar etti canan sonradan Geldi bizim ile sevdi sevisti Al kadeh ver kadeh doldurdu icti Sadik yarim diye yeminler icti Ozu curuk imis duyduk sonradan 88- Miraçlama Geldi çağırdı Cebrail Hak Muhammet Mustafaya Hak seni miraca okur Davete kadir hüdaya Evvel emanet budur ki Piri rehberi tutasın Kadim erkana yatasın Tarikiyle mustakime Vardı kırklar makamına Oturuban oldu sakin Cümleside secde kıldı O hazreti emrullaha Muhammet sürdü yüzünü Hakka teslim etti özünü Cebrail verdi üzümü Hasan Hüseyin ol şaha Cümleden ulu yolumuz Eldedir küllü varımız Birimize neşter vursan Hep birden akar kanımız Selman Şeydulahtan geldi Hü deyip içeri girdi Bir üzüm tanesin koydu Selmanın keşkullahına Kuduretten bir el geldi Ezdi bir engür eyledi Hatemi parmakta gördü Uğradı bir müşkül hale Ol şerbetten biri içti Cümleside oldu hayran Mümin Müslim üryan büryan Hep girdiler semaha Muhammedim coşa geldi Tacı başından düştü Kemeri kırk pare oldu Hepsi sardı kırklara Muhammet evine gitti Ali hakı tavaf etti Hatemi önüne koydu Dedi Seddarsın ya Ali Şah Hatayim vakıf oldum Ben bu sırrın ötesine Hakkı inandıramadım Özü çürük ervaha Söz – Şah Hatayi ( Anonim) 16.YY 89- Ya Hızır Semahı Benim Sevdiğimin Şirin Sözleri Büyüdü Sinemde Ne Hallar Oldu Karınca Yükünü Fil Çekmez Oldu Azdı Zaman Azdı Ne Çağlar Oldu Ya Hızır Ya Hızır Ne Çağlar Oldu Ya Hızır Ya Hızır Ya Hızır Ne Çağlar Oldu Talip Gelmez Oldu Pir Nefesine Elin Alıp Gitmez Oldu Yazına Dağlar Sindi Tepeler Gölgesine Büyüdü Tepeler Ne Dağlar Oldu Ya Hızır Ya Hızır Ne Dağlar Oldu Ya Hızır Ya Hızır Ya Hızır Ne Dağlar Oldu Nesimi Yüzüldü Mansur Asıldı Ali Düldüle Bindi Küffar Basıldı Nice Ulu Sular Arktan Kesildi Aktı Kör Pınarlar Ne Çaylar Oldu Ya Hızır Ya Hızır Ne Çaylar Oldu Ya Hızır Ya Hızır Ya Hızır Ne Çaylar Oldu Gönül Turnam Uçtu Gitti Gölünden Bülbül Vazgeçer Mi Gonca Gülünden Abdal Pir Sultanım Çarkın Elinden Dideler Yaş Döktü Kan Ağlar Oldu Ya Hızır Ya Hızır Kan Ağlar Oldu Ya Hızır Ya Hızır Ya Hızır Kan Ağlar Oldu feyzullah çınar/sivas 90- Hey Dost , Hey Dost Hey Dost , Hey Dost...........Benim Tabibim Gitme Giden Gitme Sual Sorayım Ol Nazlı Pirime Benzettim Seni Sende Hak Nişanı Vardır Gördüğüm Hak Dediğim Yere Benzettim Seni Mevlayı Seversen Eylen Dur Gitme Aşık Akan Sulara İntizar Etme Bir Kaşları Suna Gözleri Sürme Kiprigi Hançere Benzettim Seni Hudey Haydar Hudey Benzettim Seni Kapısına Seydullaha Vardığım Davasın Derdime Derman Kıldığım Aşkın Havasına Hayran Olduğum O Nazlı Pirime Benzettim Seni Eydir Viraniyem Kalu Belaya Sofrası Meydanda Bektaş Veli'ye Bir İsmi Muhammet Biri Ali'ye Alüyül Haydar'a Benzettim Seni Hudey Haydar Hudey Benzettim Seni 1.Kısım Söz : Virani 91- Dooost Mecnun Olup Leyla’sını Bulanlar Dooost Mecnun Olup Leyla’sını Bulanlar Gam Keder İstemez Yar Yar Muhabbet İster Zikr Edip Yara Zayi Vermeyen Kul Olup Pirinden İbadet İster Gerçekler Seyreder Hint’ten Yemen'e Kafir Zoru Görmezse Gelmez Amana Dört Kitap Okusa Gelmez İmana O Fani Hüdadan Hidayet İster Gerçeğin Nefesi Yar Yar Eridir Dağı Yalancının Ataşı Eritmez Yağı Muhabbetten Geri Gelenin Çoğu Kimi Seyre Gelir Kimi Et İster Kamil Yanında Cahilin Huyu Bulunmaz Şeriat Ehline Tarik Çalınmaz Yayan Yürümeynen Menzil Alınmaz Menzil Almak İçin Keskin At İster Hudey Haydar Hudey Keskin At İster Arifoğlu Eğri Hacet Söylemez Çirkine Güzel Deme O Huri Olmaz İman Bir Kat Köynekte üşür Eğlenmez İmanın Köyneyi On dört Kat İster Hudey Haydar Hudey On dört Kat İster 2.Kısım Söz: Arifoğlu Hay Hay Dost Nenni Has Nenni Şah Nenni Ezel Bahar Olmayınca Kırmızı Gül Bitmez İmiş Kırmızı Gül Bitmeyince Sefil Bülbül Ötmez İmiş Doost Bülbüller Gelir Ötmeye Güle Sarılıp Yatmaya Bağıban Gulu Satmaya Gül Kadrini Bilmez İmiş Gel Ey Bağban Satma Gülü Haramdır Parası Pulu Ağlatma Sefil Bülbülü Gözyaşını Silmez İmiş Yılda Bir Gün Ziyan Olur Dost Yoluna Talan Olur Bazı İnsan Hayvan Olur Hayvan Adem Olmaz İmiş Dooost Şahatayım Ölmeyince Tenim Turab Olmayınca Dost Dosttan Ayrılmayınca Dost Kadrini Bilmez İmiş Şah Hatayi Derleyen: S.Akkiraz 92- Elâ Gözlü Pirim Geldi, Elâ gözlü pirim geldi, Duyan gelsin işte meydan. Dört kapıyı kırk makamı, Bilen gelsin işte meydan. Hudey,hudey,demler hudey, Hudey,hudey canlar hudey. Ben pirimi hak bilirem, Yoluna kurban oluram, Dün doğdum bugün ölürem, Ölen gelsin işte meydan. Hudey,hudey,demler hudey, Hudey,hudey canlar hudey. Şâh Hatayi der sırrını Meydana koymuş serini, Nesimi gibi derisin Yüzen gelsin işte meydan. Hudey,hudey,demler hudey, Hudey,hudey canlar hudey. 93- Horasandan kalktım sukûn eyledim Horasandan kalktım sukûn eyledim Şunda kul Yusuf’u görmeye geldim İndim eşiğine niyaz eyledim Dergahına yüzler sürmeye geldim Nurdan kuşak kuşattılar belime Hak Muhammet Ali geldi dilime İndim gittim on iki imamların yoluna İmamlar dizarını görmeye geldim Derviş olan bunda hırkasını ister Var ol rehberini mürşide göster Yüküm lail gevherdir bir satan ister Kimini alıp kimini satmaya ister Hep muhipler mürşidine kapalı Duvarlar lail gevher yapılı Bir şehir var 72 kapılı Kimini açıp kimini örtmeye geldim KUL HİMMETİM göye kim kimler uçtu Ol İdris Peygamber huleler biçti Suyu suya köprü kurup kim geçti Erenler cemalini görmeye geldim 94- Enel Hak dedik çekildik dara Enel hak dedik çekildik dara Medet erkan bize doğru yol oldu Mürşitlerim geldi sual soruya Yardımcımız şahı merdan Ali Pirimden bir dolu geldi içti Mürşidin ardında vurdu uç diye Kıldan köprü yaratmış geç diye Uğradım üstüne fazla yol oldu Bir kapı açıldı içeriye girdim Hak mizan kul olmuş ben onda gördüm Bir ayak üstünde bin saat durdum Şunda ilimlerim zızıladı çöl oldu EYDİR HETAYİNİM şahların şahı Alnına nur doğmuş alemler mahi Ben pirimi gördüm dönmem bir daha Oturağım durağım küllü var oldu 95- İçmişem bir dolu olmuşam ayık İçmişem bir dolu olmuşam ayık Düşmüşem dağlara olmuşam geyik Sana derim sana sürmeli geyik Kaçma benden kaçma avcı değilim Avcı değilem ki düşem izine Kaça kaça kanlar indi dizine Sürmeler mi çektin konur gözüne Kaçma benden kaçma avcı değilim Sana derim sana geyik erenler Bize sevda sana dalga verenler Dilerim Mevladan onmaz vuranlar Kaçma benden kaçma avcı değilim Eyler ŞAH HATAYNİM uçan kaçandan Zerrece korkmazik bu tatlı candan Gitip davacı olma atana benden Kaçma benden kaçma avcı değilim 96- Hak Muhammet Ali’den aldım dersimi Hak Muhammet Ali’den aldım dersimi Hak deyip tuttuğum şahtan ayrılmam On iki imamlardan tuttum rahimi Hak deyip tutuğum şahtan ayrılmam Mürşidin nefesi hak nefesidir Gitme dediğine giden asıdır Mürşidin rızası hak rızasıdır Hak deyip tuttuğum şahtan ayrılmam Hep erenler bir araya derilse Anda aşıklar aşıklara haber verilse Aşık er hak gözüyle görülse Hak deyip tuttuğum şahtan ayrılmam EYDİR HETAYİNİM hak tuttu elimi Zahir de batında hak görür bizi Gerçek erenlerden aldım haberi Hak deyip tuttuğum şahtan ayrılmam 97- Cevahirin almayınca ÖRDEK SEMAHI Cevahirin almayınca Dara dursam fayda nedir? İkrar versen çare nedir? Eksiğini bilmeyince Dara dursan fayda nedir? İkarar versen çare nedir? Neymişsin sen neymişsin Derin göllerde büyümüşsün Bir asılca soymuşsun Erkanların gülüymüşsün Ördeğim nereden gelirsin A canım nereden gelirsin Ördek ördek yeşil ördek Kanatlarını devşir ördek Eyleninde haber verin Alimden Seçerler insanın kemin Ederler yarenin emin Sürelim erenler demi Ördek ördek yeşil ördek Kanatların devşir ördek Neymişsin sen neymişsin Derin göllerde büyümüşsün Bir asılca soymuşsun Erkanların gülüymüşsün Ördeğim nereden gelirsin A canım nereden gelirsin Ördek ördek yeşil ördek Kanatlarını devşir ördek Eyleninde haber verin Alimden HASAN’IM şaşma yolundan Hakkı zikreyle dilinden Fırsat geçince elinden Dara dursan fayda nedir İkrar versen fayda nedir Ördek ördek yeşil ördek Kanatlarını devşir ördek Neymişsin sen neymişsin Derin göllerde büyümüşsün Bir asılca soymuşsun Erkanların gülüymüşsün Ördeğim nereden gelirsin A canım nereden gelirsin Ördek ördek yeşil ördek Kanatlarını devşir ördek Eyleninde haber verin Alimden DEVAM EDİYOR Konu MDENİZ tarafından (25-12-2009 Saat 15:56 ) de değiştirilmiştir. |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi MDENİZ üyemize tesekkür ettiler | alp44 (14-12-2016), sehirli.19 (16-05-2010) |
25-12-2009, 15:54 | #4 |
Moderator
Üyelik Tarihi: Dec 2009
Bulunduğu Yer: Ankara
Mesajlar: 12,481
Tesekkür: 1934
|
98- Gördüm bir bülbül feryada düşmüş
Gördüm bir bülbül feryada düşmüş Bülbül ne ağlarsın nedir feryadın Yoksa gonca güle har mı düşürdün Bülbül ne ağlarsın nedir feryadın Bülbül seni gördüm feryada düştüm Zarı efkarınla yandım tutuştum Unuttuğumu bildim serimden geçtim Bülbül ne ağlarsın nedir feryadın Bülbül söyle derdin nedir bileyim Ağladıkça çeşmin yaşını sileyim Af eyle kusurumu kurban olayım Bülbül ne ağlarsın nedir feryadın Bir dahi bahçene gelip girmeyem Cana derman ise gülünü dermeyem Sakla sırrını yad ellere demeyem Bülbül ne ağlarsın nedir feryadın Ay yara karşı etme tenhada ağla Var zülfin teline gonca gül bağla İLHAMİ bendeye merhamet eyle Bülbül ne ağlarsın nedir feryadın 99- Ta ezelden bezminde ben seni sevdim Ta ezelden bezminde ben seni sevdim Muhammet eyledim candan A Sunam Muhammet Ali’yi candan seversen Ayırma gönlünü benden A Sunam Kirpiklerin oktur kemandır kaşı Açıldı sinemde bağrımın başı Dedelerim döktü kan ile yaşı Varayım gideyim burdan A Sunam Ben sana canımı eyledim feda Seni bana verdi ol gani hüda Fatıma neslimi nedir bu eda Bir tel mi kopardım A Sunam Ben sevmişim gönülden candan Hiç senin haberin olmadı benden Ferman mı okur tozdan dumandan Dudağın lalinden demden A Sunam EY SUNAM gönülden çıkarma beni Feleğimi verir İlhami seni Bir dolu kerem et mest eyle beni Elinde tuttuğun candan A Sunam 100- Ne güzel yerde meskanım KIRKLAR SEMAHI Ne güzel yerde meskanım Seni hey de Mürteza Ali Kudretten gelir huri Kanım hey de Mürteza Ali Seni seven serden geçti Namusum anlardan geçti Devi gördü aklı şaştı Ümüm hey de Mürteza Ali Yatacağım kerbeladır Çevresi hisar kaledir Her cümleden aladır Canım hey de Mürteza Ali Aşkıla doldu ya şehrim Mihriye de Muhammet yarim Ver muradımı koyma muhrum Canım hey de mürteza Ali Kaleden toplar atıldı Yezidin dili tutuldu Canım aşkına dükildi Canım hey de Mürteza Ali HETAYİNİM emrine ferman Sen eyle dertlere derman Canım aşkına can kurban Canım hey de Mürteza Ali 101- İlim dergahının kapısını açan İlim dergahının kapısını açan Pirim Hacı Bektaş ben sana geldim Güvercin donunda semaya uçan Pirim Hacı Bektaş ben sana geldim Felsefeni rehber kıldım kendime Hiçbir hile düşürmedim kendime Nevşehir'in Hacıbektaş yurduna Pirim Hacı Bektaş ben sana geldim Divanına sazım çalmaya geldim Ben pirime mihman olmaya geldim Ağlayan özümle gülmeye geldim Pirim Hacı Bektaş ben sana geldim Kırkların ceminde kazan kaynıyor Lokmanın tadına insan doymuyor Misali zezemden içen kanmıyor Pirim Hacı Bektaş ben sana geldim Gönlümden çıkmıyor Hünkar'ın dağı Aşkınla yanıyor yüreğim bağı Murtaza Yalçın'ın en son durağı Pirim Hacı Bektaş ben sana geldim 102- Semah (Dem Dem Ali Dem) Aşık Mahzuni Şerif - Yöresi Afşin Dem dem dem dem Ali dem'i Erenler sürüyor erkanı yolu Ya hızır ya hızır ya hızır Dem Ali dem dem Hey erenler bir gül açmış Hicaz'dan Yaprağı Muhammed Deha'sı Ali Gönül demden gezer aşk ile nazdan Menzili Muhammed Pervazı Ali Ya hızır ya hızır ya hızır Dem dem dem Ali dem Tadına doymadım yeşil donunun Vuran baglarının gonca gülünün Erenler yolunda Allah çölünün Mecnun'u Muhammed Leyla'sı Ali Ya hızır ya hızır Leyla'sı Ali Dem dem dem dem Ali dem dem Çark eyle çark eyle Semah erenlerindir Dogru görenlerindir Bu yola eğri girmez Hak'ka girenlerindir 103- Erzincan semahı GİTME TURNAM GİTME ( NERDEN GELİRSİN ) (2) SEN NAZLI CANANA BENZERSİN TURNAM HER BAKIŞTA BENİ MECNUN EDERSİN GÖNÜLDEN MİHMANA BENZERSİN TURNAM KAŞLARINDA MİM DUASI YAZILI HAYDAR YAZILI CEMALİNDE TÜRLÜ BENLER DİZİLİ SENİ SEVMEYENLER HAKTAN ÜZÜLÜR PİR BALIM SULTANA BENZERSİN TURNAM HAS NENNİ NENNİ DOST NENNİ PİR BALIM SULTANA BENZERSİN TURNAM (TERS YÜRÜME YAPILIR.) TURNAM GÖK YÜZÜNDE PERVANE DÖNER DERTLİ AŞIKLARA BADELER SUNAR AŞIKLARIN SENDE İNAYET UMAR TABİBE LOKMANA BENZERSİN TURNAM YÜRÜDE DİLBER YÜRÜ CANANA YÜRÜ BUGÜN BEN PİRİMİ GÖRDÜM GELİR SALINI SALINI (HIZLIYA GEÇİLİR VE İÇE DÖNÜLÜR) SELAMINA KARŞI DURDUM BAĞRIM DELİNİ DELİNİ ALLAH ALLAH ALLAH ALLAH HUDEY HUDEY HUDEY HUDEY GEL DEDİM YANIMA GELDİ GAMZESİ SİNEMİ DELDİ BİR İZZETLİ SELAM VERDİ ALDIM SEVİNİ SEVİNİ ALLAH ALLAH ALLAH ALLAH HUDEY HUDEY HUDEY HUDEY (2) EYLEN DUR SALLAN DUR TELLİ TURNAM EYLEN DUR (EYLENME YAPILIR) KURU KÜTÜK KURU KÜTÜK YANMAYINCA TÜTER Mİ AK GERDANDA AK GERDANDA ÇİFTE BENLER BİTER Mİ VAKTİ GELMEYİNCE BÜLBÜL ÖTER Mİ ÇEKİP GİDER ÇEKİP GİDER BİR GÖZLERİ SÜRMELİ HAY HAY HAY HAY ÇEKİP GİDER ÇEKİP GİDER (HIZLIYA GEÇİLİR) BİR GÖZLERİ SÜRMELİ Yöre: Reşadiye .................................................. .................................................. .................................................. .................... [Only Registered and Activated Users Can See Links. Click Here To Register...] (DABF - Feramuz Acar) [img]file:///C:/DOCUME%7E1/MURATD%7E1/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image002.gif[/img] Semah Alevilerin geleneksel ‘ibadetsel dansıdır’, bir çeşit ibadet biçimidir. Semah kelimesi; gökyüzü/uzay ve müzik ve sözle öğrenme anlamına gelir. Ayrıca evrende ki her şeyin hareket ettiğini, bir dönüşümden geçtiğini sembolize eder. Semahta insan duygusal bir dünyada uzayı/alemi dolanıp, aradığını yine kendinde bulması sergilenir. Semah normal olarak Alevilerin CEM dedikleri özel toplantılarında (dini törenlerde) dönülür. Alevilikte CEM: CEM ‘birlik’ demektir. Burada ki birlik hem insanin kendini bilmesi, toplumsal dayanışma, alemdeki varlıkların birliğini kapsar. Cem, derneklerde yapılan genel kurullara benzetilebilir. Cem’de tüm üyeler kendilerini görgüye/ toplum içinde sorguya (dara) çektirirler. Bu yönüyle Cem, bir tür halk mahkemesidir. Alevilerin kişisel sabit, belirli, yer ve zamanda yapılan ibadet şekilleri yoktur. Önemli olan her an (ibadetli) iyi insan olmaya çalışmaktır. Aleviliğin en önemli kurumlarının ve ibadetlerinin basında Cem gelir ve topluluk istediği zaman, uygun herhangi bir yerde yapılabilir. Cem in kaynağı İslam öncesi eski Türk ve Iran inanç ve bölgede birçok (Budizm,Zerdüş Sümer vs) kültürlerinin İslam la birleştirildiği KIRKLAR MECLİSİ (CEMi) inancına dayanır.. 19 Kadın, 21 erkeğin ve Hz. Ali’nin de olduğu bu Ceme/meclise, Hz. Muhammed Peygamber olarak değil, Hadümül-fukara, fakirlerin hizmetçisi olarak girebilmiştir.. Hizmet Alevilikte en önemli unsurlardan biridir, yola hizmet için girilir, halka hizmet, hakka hizmet olarak kabul edilir.. Bir kaç çeşit Cem vardır. Fakat hepsinin gündeminde, 12 hizmet vardır. 12 hizmetin; sosyal, kültürel, politik, ahlâksal, pratik ve inançsal anlamları vardır. Cem’de kadın erkek, yaşlı, çocuk eşit sayılır, herkes birbirine CAN veya bacı kardeş diye hitap eder. Cem’de 12 hizmetten birisi de semahtır. Alevilikte Semah ve sembolik anlamları: * Semah normalde Cem’de dönülür (dönmek hiçbir şeyin durmadığını ölmediğini hareket edip değiştiğini sembolize der. * Semah, Cem dışında ayrıca; toplumsal içeriği olan toplantılarda ve tanıtmak amacı için dönülebilir. Başka yerlerde düğün, eğlencelerde vs. kurallarına uyulamayacağı için, semah dönülmesi uygun görülmez. * Yüzün üzerinde semah çeşidi vardır, hepsi için geçerli olan, ağır tempoyla baslar, hızlanır ve yavaşlayarak durur. Duyguların/ruhun uçuş ve geri dönüsünü sembolize eder. * Cemde ve Semah dönülürken normalde çırağ/mum yakılır. Bu ışık, bütün alemi hareket ettiren/yaratan ilâhî NUR olarak kabul edilir. Ayrıca alevi/enerjiyi, bilim ve sevgiyi-aşkı sembolize eder. * Semahta kadın ve erkek şarttır, bununda birlik, eşitlik, yaradılış, sevgi, karşıtların birliği gibi çok derin anlamları vardır. * Semah yalın ayak dönülür, duygular dünyasında uçulsa da gerçeğe, doğaya/toprağa bağlılığı sembolize eder. (Oku; benim sadık yârim kara topraktır. A.Veysel) * Semah günlük, fakat temiz elbiseyle dönülebilir, bazı semahlar dışında (üryan semahı) özel elbise gerekmez. Genelde bele, kendini kontrol etmeyi (Eline Diline Beline sahip olmayı) ve sevdiğine (yola) bağlılığı sembolize eden bir kuşak (kemerbest) bağlanır. * Bazı semahlarda avuçlar yer ve gökyüzüne döndürülür, yerle gök arasında (1. kapı hava ve 4 kapı toprak / tanrı ve insan) arasında bağ kurulur. * Gözler genellikle el/avuç içine bakar, bu da aynada kendini (insanda tanrıyı) görmeyi, sembolize eder. (Aynayı tuttum yüzüme Ali göründü gözüme. Nazar eyledim özüme Ali göründü gözüme) * Semahta kalbe, (döşe) götürülen eller, Alevilerin bir tür selamıdır. İçten ve kalpten sevgi ve yola bağlılığı sembolize eder. * Bazı semahlarda eller dairenin dışından içine uzatılır. Bu Haktan, hakkıyla, helâl alıp, halkla ‘yarin yanağından gayrisini paylaşmayı’ sembolize eder. * Bazı semahlardaki figürlerde doğadaki canlı varlıkların (hayvanların, bitkilerin) özeliklerini, emek, sevgi, birlik vbg. çeşitli konuları sembolize eder. Alevilik insanlık yoludur. (Feramuz Acar) [img]file:///C:/DOCUME%7E1/MURATD%7E1/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image003.jpg[/img] Semah’ın anlam ve önemi. Alevi-Bektaşi yolunda semahın, Kırklar Meclisi ile başladığına inanılmakta ve Cem sırasında Oniki hizmetten biri olan saz ve söz eşliğinde kadın erkek olarak yapılan hareketleri ifade etmektedir. Tarih boyunca muhafazakar dini anlayış için müzik ve semah dinsel açıdan sakıncalı görülmüştür. Oysa Alevi-Bektaşi yolunda müzik ve semah ibadetin vazgeçilmez bir parçasıdır. Semah sırasındaki hareketlerin değişik anlamları bulunmaktadır. Gökyüzünde uçmak, evrenin dönüşü gibi dönmek, turnalar gibi daire şeklinde uçmak ve kanat çırpmak gibi değişik bölümlere farklı simgesel anlamlar yüklenmektedir. Alevi Ozanlarından Yunus Emre semahı çarkın dönüşüne benzeterek şöyle der: Aşık Yunus sema ile çarh urur Bu çarhımızı bozan dünyanın Ayrıca Pir Sultan Abdal da bir deyişinde şöyle demektedir: Kırk Budak’ta şem’a yanar Dolusun içenler kanar Aşıklar sema döner Hünkar Hacı Bektaş Veli Semah, Aleviliğin önemli dini-kültürel unsurlarındandır. İslam’da kadın erkek ibadet olarak müzik ve söz eşliğinde semah dönmesi kabul edilemez bir olgudur. Bu nedenle Semah geleneğinin kökeni gerek Kırklar Cemi ile gerekse İslam öncesi birçok inanç ve gelenekleri ile açıklanmaktadır. Semah aynı zamanda Aleviliğin temel ibadeti olan Cem’in de önemli bir parçasıdır. İlahi bir aşk olarak görülür. Semah seyirlik bir oyun değil, kutsal olarak görülen hareketler bütünüdür. Bunun içindir ki semah edilirken “Seyir için olmaya, Hak için ola” diyerek seslenilir. Farklı Alevi-Bektaşi yörelerinde farklı semah tipleri ve değişik adları bulunmaktadır. Bunlardan en tanınmışları Kırklar Semahı, Turnalar Semahı, Gönüller Semahı, Kırat Semahı, Hubyar Semahı gibi adlarla bilinen değişik yörelere ait semahlardır. Semahlar kadın erkek karışık yapılmaktadır. Semahın yöresine ve türüne göre semah edenlerin sayısı da değişebilmektedir. Semaha kalkanlar, uzaydaki gezegenler gibi birbirlerine dokunmadan, daire şeklinde ve karşılıklı durarak semah ederler. Bütün semah türlerinde ortak olan özellik yavaş hareketlerle başlayıp, giderek hızlanmasıdır. Semah, ağırlama, yürüme ve hızlanma olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Zakir, semah deyişini bu bölümlerin ritmine uygun çalarken, semahçılar da buna uygun olarak hareket ederler. Semah sırasında yapılan el hareketlerinin ve duruş şekillerinin değişik mistik, felsefi anlamları bulunmaktadır. Örneğin: Eller haktan alıp, halka vermek, gökyüzüne ve yere bakan eller 1. kapı hava ile 4 kapı toprağı, kalbe giden eller canı vs. temsil eder. Semah sırasındaki el, kol hareketlerinin turnalarla da benzeştirildiği görülmektedir. Bunun nedeni halkın turnayı kendi özlemlerini ulaştıran bir can yoldaşı, dertlere çare bulan bir kuş olarak görmesi ve semaha hareketle, sözle turnayı da dahil etmiş olmasıdır. Turna’nın sesi Hz. Ali’nin sesi ile benzeştirilip saygı duyulması bakımından da önemli olup, Alevilerce deyişlerde de özel bir yere sahiptir. Buna deyişlerden şöyle bir örnek verebiliriz: Gitme turnam gitme Nerden gelirsin Sen nazlı canana Benzersin turnam Yemen ellerimden beri gelirken Turnalar O şahı, şahı görmediniz mi? Hava üzerinde semah dönerken Turnalar O şahı, şahı görmediniz mi? Aman turnam Aman Alimisin sen Yoksa Hünkar Bektaş Velimi sin sen. Ali sevilmez mi, hey, hey deli misin sen. [img]file:///C:/DOCUME%7E1/MURATD%7E1/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image004.jpg[/img] Yine bir başka semah türü olan Kırat Semahı ile insana sadık bir hayvan olması, rüzgar gibi gitmesi gibi yararlı özellikleri nedeniyle at tasvir edilmiş, ve semaha adı verilmiştir. Ayrıca Muhammed Ali Semahı, Kırklar Semahı, Abdallar Semahı, Ali Yar Semahı, Hacı Bektaş Semahı gibi türlerde de görüldüğü gibi inanç önderlerinin adlarının da semahlara verildiği görülmektedir. Semah türlerine verilen adlarda bölge ve topluluk isimleri de bulunmaktadır. Şiran Semahı, Hubyar Semahı vb. Cem İbadeti sırasında gerek Miraçlama okunurken kısa ve gerekse Miraçlamadan sonra semah hizmetinin yapıldığı. Bazı yörelerde Cem sonunda da Semah edildiği görülmektedir. Zakirin deyişi ile meydana çıkan semahçılar niyaz ederek semaha başlarlar. Ağırlama, yürüme ve hızlanma bölümlerinin ardından, birliğe dönüp Dede’nin karşısında duaya dururlar. Dede örneğin şöyle dua verir: Bismişah.. Semahlar saf ola, dertler def ola, Hak-Muhammed-Ali muradımızı vere, varlığımıza birliğimize bir olmamıza merhaba. Semahçılar merhaba der. Dede: “Bismişah.. Ya Hak... Hayır hizmetleriniz kabul ola. Muratlarınız hasıl ola. İsteğinizi, dileğinizi Hak, Muhammed, Ali vere. Döndüğünüz semahlardan hayır hasenat göresiniz. Ebu Zerr-Gıfari’nin Hz. Fatıma’nın hüsn-ü himmeti üzerinizde ola. Aliyye’l Murtaza Kırklar semahına kaydede. Gerçeğe Hü...” Bu duanın ardından semahçılar yerlerine otururlar. (DABF - Feramuz Acar) Alevi semahları ve semah gerçeği... Kaynak : Yrd. Doç. Dr. BATTAL ODABAŞI Yemen ellerinde beri gelirken Turnalar Ali’mi görmediniz mi Havanın yüzünde semah dönerken Turnalar Ali’mi görmediniz mi Şah’ım Hayber kalesini yıkarken Nice Yezit helak olur bakarken Muhammet Miraca ol dem çıkarken Turnalar Ali’mi görmediniz mi Kim gördü derya da balık izini Eğildi ol öptü kasrın tozunu İşidin Ali’nin hop avazını Turnalar Ali’mi görmediniz mi Havanın yüzünde semah dönerken O kırkların şarabından içerken Muhammed’in gül reyhanın saçarken Turnalar Ali’mi görmediniz mi Şah Hatayi eder mi gedayi? Dilim zikr eyledi gani Mevlayı On İki İmam nesli Abayı Turnalar Ali’mi görmediniz mi ŞAH HATAYİ Alevilikte SEMAH Alevilerin temel ibadeti olan cem ayinlerinin ayrılmaz bir parçası da semah dönmektir.Semah cemin belli bir aşamasında bağlama esliğinde kadın ve erkek canların, çalınan ezgiler esliğinde birlikte yaptıkları dinsel törenlerdir.Semah dönmek, cem ayini içinde yapılan 12 HIZMET'ten birisidir. Cem ayini sırasında törenin bazı bölümlerinde ve özellikle son bölümünde Dede’nin işareti ile kadın ve erkek canlar semaha kalkarlar. Semah dönen canlar duygunun, sevginin, askın dorukta olduğu bir duygulu an yasarlar. Semah dönenler adeta kendinden geçercesine büyük bir aşkla, sevkle, huzur içinde ayrı bir dünyaya yolculuk edercesine, izleyen canları da büyüleyecek tarzda, ibadet ederler.Alevilerin döndükleri semahı onların ibadeti olan Cem ayinlerinden ayrı düşünmek ve incelemek yanlıştır..Aleviliğin kutsal kitabi olan İMAM CAFER BUYRUĞU ve halk arasında yasayan mevcut inançta semah 12 HIZMET'ten biri olarak yapılır. Aleviler, semahın kaynağının Miraç`ta yapılmış olan KIRKLAR CEMİ' nden kaldığına inanırlar. Bu kaynağı bilmeden cem ve semah anlaşılmaz. ' SEMAH ' SÖZCÜĞÜ VE SEMAH'DA GİYSİ: Arapça ' Sema ' köküne dayanan semah SÖZCÜĞÜ Türkçe’ye 'sema ' yada 'semah ' biçimlerinde iki ana söylenişe ayrılır. Her söyleniş birbirinden ayrı iki farklı özellikte uygulanır. Sema, Mevlevi ya da bazı Sünni tarikatlarında, semah ise Alevilerin dinsel törenlerinin bir parçasıdır. Mevlevi Semai ile Alevi Semah’ın ayırt edici özelliği dönenlerin Mevlevilerde sadece erkekler olmasına karsın, Alevilerde kadın ve erkek canların birlikte dönmeleridir. Mevlevilerdin sema’ının müziğini esas olarak Türk Sanat Müziği besteleri oluştururken, Alevi semahlarındaki müziği halk müziği ritimleri oluşturur. bağlama belirleyici olmasına karsın Cepçi Alevilerde cemde 12 çalgı bulunur. semahın belli sayıda kişilerce dönülmesine özen gösterilir. 2,4,6,8,10,12 olduğu gibi 3,5,7,12 gibi şayi kümelerine denk düşürülmeye çalışılır. Bu sayıların kutsallığına inanılır. ' Üçler ', ' Besler ', 'Yediler ', Onikiler ' den yardim ve şefaat beklenir. Semah dönülürken canların üstündeki giysiler son yıllardaki folklor giysileri gibi özenle hazırlanmaz. Halkın özel günlerde giydiği temiz ve bakımlı elbiseler giyilir. Giysilerde yerel ayrıcalılar görülür. bazı yörelerde semah dönülürken erkekler şapkayı çıkartırken, bazı yörelerde basları acık dönerler.Ayaklar genelde çıplaktır. Kurallarda biçime değil öze önem verilir. CEM'DE SEMAH, SEMAH'DA FİGÜRLER: Canlar cem ayininin belli bir yerinde semaha kalkınca DEDE’YE niyaz ederler. Semah dönüldüğü sırada herhangi bir kösede bulunan dede makamına (post`a) asla sırt dönülmez. Hiç bir semah türünde el ele tutulmaz. Semahta esas figürler el ve ayak figürleridir. Eller ve kollar turnanın uçuşunu simgelerler. En çok görülen figür ise sağ elin ayası yukarıda, sol el de yere dönüktür. Bu figür; ' Hak'tan alınanın halka verilmesini ' simgeler. Semah dönülürken semahı bozucu davranışlar hös karşılanmaz; çünkü semah seyir için değil,hak için dönülür. Semah dönenlerin ritmini izleyenler de ' Allah, Allah ', ' Ya Sah ', ' Semahımız saf ola, günahlar af ola ' gibi ifadelerle katılırlar. SEMAH TÜRLERİ Anadolu’da Aleviliğin yaklaşık 8 yy.lık tarihi var. Anadolu da bir dizi uygarlık yaşamış. Kimi uygarlıkların izleri kaybolmuşken kimi henüz yanı başımızda yaşıyor. Ülkemiz çok renkli bir kültüre sahip.Bu durumdan Aleviliğin de nasibini almaması olası değil. İşte Anadolu da ki alevi semahlarının çeşitliliği kültürel izlerin semahlara şu yada bu tarzda yansımasıdır. Biçimde Alevilerin cem ayinlerinde ve semahlarda bazı farklılıklar almasına rağmen özü birdir. Semahlara değişik yörelerde değişik adlar verilmesinin nedeni bu özellikte aranmalıdır. Bu kısımda sizlere bildiğimiz semah türlerinin bir kaçının sözlerini vermek istiyorum. BAZILARININ ADLARI Ali nur semahı Kırat semahı Turna semahı Kırklar semahı Gönüller semahı Ya Hızır semahı Alaçam semahı Nevruz semahı Çapraz semahı Çorlu semahı Dem geldi semahı Ladik semahı Çark semahı Yatır semahı Muhammet Ali semahı Cebrail semahı Çoban baba semahı Şiran semahı Erzincan semahı Habuyar semahı Sarıkız semahı Kırat semahı Hacı Bektaş semahı Fethiye semahı Silifke kırtıl semahı TURNA SEMAHI Yemen ellerinde beri gelirken Turnalar Ali’mi görmediniz mi Havanın yüzünde semah dönerken Turnalar Ali’mi görmediniz mi Şah’ım Hayber kalesini yıkarken Nice Yezit helak olur bakarken Muhammet Miraca ol dem çıkarken Turnalar Ali’mi görmediniz mi Kim gördü derya da balık izini Eğildi ol öpdü kasrın tozunu İşidin Ali’nin hop avazını Turnalar Ali’mi görmediniz mi Havanın yüzünde semah dönerken O kırkların şarabından içerken Muhammed’in gül reyhanın saçarken Turnalar Ali’mi görmediniz mi Şah Hatayi eder mi gedayi? Dilim zikr eyledi gani Mevlayı On İki İmam nesli Abayı Turnalar Ali’mi görmediniz mi ŞAH HATAYİ SEMAHLAR HAKKINDA GENEL BİLGİ Alevi dinsel oyunlarını halk, ''semah, samah, zamah'' gibi yerel sözlerle adlandırır. Semah katı kurallara sokulmamıştır. Bu, onun değişimini ve çok çeşitli dallara ayrılmasını sağlamıştır. Böylece çeşitli semah türleri doğmuştur. Semahlar kentlerde kadının baskı ve peçe altında tutulduğu dönemlerde bile kadın erkek birlikte oynanır. Bu, doğa ile insanın zo*runlu uyumundan kaynaklanır. Semahlar kökende göçebe toplumun dinsel oyunudur. Göçebe toplumlarda ise kadın erkek ayrımı yerleşiklerdeki gibi katı kurallarla ayrılmaz. Doğa, kişiyi günlük yaşamın her kesiminde ve dinsel törenlerde eşit kılar. Böylece semahlar kadın ve erkeklerin birlikte oynadıkları oyun durumuna girer. Yalnız erkeklerce oynanan semah türü neredeyse yok gibidir. Salt erkeklerce oy*nanan semah türüne Sivas, Malatya, Tokat çevresinde oynanan 'Ya Hızır' semahı örnek verilebilir. Oysa bu semahın da kadın erkek karı*şık oynandığı olur. Yalnız kadınlarca oynanan semahlar oldukça çoktur. Karışık yapılan semahlarda kadın ve erkek sayısının birbirine yaklaşık olmasına çalışılır. ''Çark'' semahında olduğu gibi kimi se*mahların yalnız kadınlarca oynanması kural haline gelmiştir. Semahlarda yerel ayrılıklar çok görülür. Bunun kökeni de göçe*be toplum yaşam biçiminin devingenliğinden kaynaklanır. Gerektiğinde kurallar yaşam biçimine göre düzenlenir. Ya da yeni kurallar konur. Semahların başlangıcı, oynanışı ve bitiminde görülen bölgesel ayrılıklar biraz da buradan kaynaklanır. SEMAHTA KİŞİ Semahların belli sayıda kişilerce oynanmasına özen gösterilir. Bektaşi semahlarını anlatan kaynaklar, semahların 2-4-6-8-10-12 ki*şilik öbeklerce yapıldığını bildirirler. M. Tevfik Oytan semahın başlangıcını şöyle anlatır: 'İlk önce dört can semaha kalkar. Bu ilk semah açılış semahı olduğu için mürşit ve cem erenlerinin tümü ayağa kalkarlar.'' Aynı sayılar Vahit Lutfi Salcı, Bedri Noyan gibi yazarlarca da verilir. Ancak Alevi semahlarının daha çok 3-5-7-9-12 kişilik öbeklerce yapıldığı gözlenir. Gerçekten Aleviler arasında bu sayılara çok önem verilir. Bu sayıların kutsallığına inanılır. Bu sayılar hayırlı dualar durumunda olan gülkbenklerde de anılır. ''Üçler, beşler, yediler, onlar, ikiler'' den yardım ve şefaat dilenir. Son yıllarda semah oyunlarını ko*nu edinen incelemelerde semah oyuncularının sayılan olarak bu sayılar gösterilir. Bizim halktan öğrendiğimiz sayılar da çok kez bu sayıları doğrular durumdadır. Bu durumda semahçıların sayısında bir değişiklik söz konusudur. Vahit Lutfi Salcı, M. Tevfik Oytan. Bedri Noyan gibi Bektaşi tarikatının içinden gelen kişilerin böyle bir konuda yanlış yapmış olmaları düşünülemez. Büyük olasılıkla semahçı sayısındaki bu ayrılık. Alevi ve Bektaşi semahlarından kaynaklanır. Bektaşilerin ve Alevlerin bir bölümü birinci sayılarla. Aleviler ise ikinci sayılarla semah ederler. Ayrıca on altı kişilik, kırk kişilik ve daha kalabalık toplulukla*rın yaptıkları semahlar vardır. On altı kişilik semahın oynanış biçimi başkadır. Dörder kişi karşılıklı dizilirler. Çaprazlama oynarlar. Kırk kişilik semah ise Fethiye Tahtacıları arasında kadir geceleri yapılır. Yeniden doğuşu canlandıran kırklar olayının anısına dayanır. Ama bu semahın kapalı yerde yapılması zordur. Nitekim çok kalabalık öbeklerce oynanan Yatır Semahları da böyledir. SEMAHTA EZGİ Semahların ezgisi halk müziğinden kaynaklanır ve türkülüdür. Türkü ile oyun iç içedir. Yörelere göre ezgilerde, vuruşlarda ayrılıklar görülür. Semah ezgileri genellikle 5-7-9 aksak vuruşlu ya da çift vu*ruşlu havalardır. Ezgiler genellikle bağlama ve keman ile çalınır. Vur*malı ve cafcaflı sazlar kullanılmaz. Böylece oyunun kutsallık işlevi ko*runmuş olur; Çepiniler de cemde kesinlikle on iki çalgı bulunur. Bu on iki saz aynı türden olabileceği gibi değişik türlerden de olabilir. Semahlar bu on iki çalgı ile çalınır. Tahtacı cemlerinde ise en az iki, en çok on iki çalgı bulundurmak töredir. Genelde Çepini cemleriyle Tahtacı cemleri büyük benzerlik gösterir. Ezgi ve vuruşlarda yörelere göre ayrımlar görülür. Sözgelimi Sıraçlar Köpoğlu havası ile semahın yeldirme bölümünü oynarlar. SEMAHTA GİYSİ Semah yapılırken semahçıların üzerindeki giysiler çok renkli ve değişiktir. Daha doğrusu halkın günlük, bayramlık giysisidir. Belli bir kalıp söz konusu değildir. Erkekler de bacılar da temiz giysileri ile se*mah yapmaya özen gösterirler. Bu giysi bacı için üçetek giyildiği dö*nemlerde üçetektir. Fistan giyildiği dönemlerde fistandır. Giysilerde de eskiye bağlılık söz konusu değildir. Kurallarda biçime değil öze önem verilir. Biçim özü bozmadığı sürece değişebilir. Giysilerde yerel ayrılıklar görülür. Doğu illerinde baş açık se*mah yapmak uygun bulunmaz. Bacıların başları zaten örtülüdür. Erler ise şapka ile semaha kalkmazlar. Semah yapacak erler başlarına mendil, poşu gibi bir şey bağlarlar. SEMAHA KALKIŞ Semaha kalkışta da kimi töreler söz konusudur. Bu töreler böl*gelere göre küçük ayrılıklar gösterir. Doğu illerinde semaha kalkmadan önce el, ayak ve yüz yıkanır. Bu bir tür abdest işlevindedir. Kapalı yerlerde yapılan semahlar yalınayak oynanır. Cemde semahlar başlayacağı zaman semahçılar kendiliğinden semaha çıkarlar. Herhangi bir üşengenlik, çekingenlik olursa belli ki*şiler toplumun üstelemesi ile kalkarlar. Genelde semaha kalkmak bir onur sayıldığından böyle üstelemelere karşı direnilmez. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde cemde ilk semah yapılacağında önce semahçılar dedeye niyaz ederler. Bu nişanın çeşitli bölgelerde değişik biçimlerde olduğu görülür. Denizli'de er, bacının önünde niyaz eder. Bacı ise sağ elinin parmaklan sol elinin parmakları üzerinde olarak niyaz edenin sırtına hafifçe dokunur biçimde ona niyaz eder. Bu semah iki kişinin oynadı*ğı bir semahtır. er ayağa kalktığında saz yavaş yavaş ve tatlı kıpırda*nışlarla semahı başlatırlar. Kuşkusuz saz ve söz semaha eşlik eder. Bacı bir elinin avucu ile öbür eline tempo tutar. Er kollarını yana açmıştır, bileklerinden başlayarak uygun biçemde kollarını oynatır. Böylece de tempoya uyar. Bunu eşit adımlarla sazın ve sözün vuruşlarına uygun olarak semahçıların oyunu sürdürmeleri izler. Er ile bacı arasındaki aralık sürekli korunur. Erzincan-Maraş yöresinde semaha kalkan er semah başlama*dan bacının elinin içini öper. Ama bu törenin yaygın biçimi bacının erin sağ omzuna niyaz etmesi biçimindedir. İç Anadolu'da Sivas'tan Toroslara değin geniş alanda semahlara böyle başlanır. Kimi bölgelerde semaha erbacı selamlaşması ile başlanır. Antalya Alevilerinin bir bölümünde bacı, erin göğsüne bir şedde bağlar. Elmalı'nın Tekke köyünde bu şedde bağlandıktan sonra bacı secdeye varır. Kimi bölgelerde ilk semah yapılacağı zaman dede ve tüm cem erenleri topluca ayağa kalkarlar. Semahçılar gelip dedenin önünde niyaza dururlar. Niyazdan sonra dede ve cem erenleri yerlerine otururlar. Dede bir gülbenk okur. Semaha böylece başlanır. Bundan sonraki semahlarda ayağa kalkılmaz. SEMAHTA FİGÜR Semahlar kökende değişik ve güzel figürlere dayanır. Figürlerin zenginliği ve güzelliği semahların en üstün yanlarından biridir. Kö*kende dinsel görünümde halk oyunu olmalarına karşın kimi ilkelerle öbür halk oyunlarından ayrılırlar. Semahlarda bireyin bağımsızlığı ana ilkedir. Hiçbir semah türünde hiçbir biçimde oyuncular arasında el ele tutuşulmaz. Her semahçı kendi içinde bağımsızdır. semahlarda bağımsız birimlerin bütüne uyumları söz konusudur. Semahlar iki ana figüre dayanır. Bunların başında kuşun uçu*şunu andıran kolların aynı anda kalkıp inişi figürü gelir. İkincisi yürüyüş ve ayak figürüdür. Bunlar arasında da bir uyum vardır. Semahlarda kol ve ayak figürleri dışında vücudun başka bölümlerinin figürleri bulunmaz. Müziğin akışına göre bunlar ivedi ya da yavaş biçimde uyumlu olarak hareket ettirilir. Bu, uzun bir vücut eğitimi isteyen bir uğraştır. Öbür halk oyunlarında olduğu gibi semahlarda da çocuklukta başlayan bir öğrenme olayı vardır. Kişi başlangıçta izleyi*cidir. Belli bir yaşa değin semahları izler. Sonra ''gençler'', 'gönüller'' semahı denen semah türü ile oyunun içine girer. Bu, alıştırma daha doğrusu çıraklık dönemidir. Kişi daha sonra oynayış yeteneğine göre öbür semahlarda yerini alır. SEMAH SÖZLERİ Semahlar anadilde (Türkçe Kürtçe Zazaca vs.) sözlü deyişlerle oynanır. Bu deyişler gizemci halk yazının ürünleridir. Fakat Türkçe sözlü semahlar egemenliğini korumuştur. Başta Hatayi olmak üzeri Pir Sultan Abdal, Kaygusuz, Nesimi gibi ozanların deyişleri semah sözü olarak türküleşmiştir. Us*ta halk ozanlarının dizelerinde coşkun ve içli bir şiir geleneği ortaya çıkmıştır.. Sonra onları izleyen birçok yerel ozan ortaya çıkmıştır. Semah deyişlerinin bir bölümü doğrudan semah sözü olarak yazılmış olmalıdır. Halk ozanlarının yaklaşık olarak tümü bağlama çalar. Bu nedenle aşık sözü halk arasında 'ozan, bağlama çalan ve türkü söyleyen' gibi geniş anlam içerir. Halk ozanlarının büyük çoğunluğu bu üç yeteneği birlikte taşımışlardır. Böylece kimi ozanların doğrudan semah sözü yazmaları ve türküleştirmeleri doğaldır. Dinsel özle beslenen türküler kimileyin belli kuralları, inançları anlatır. Kimi kez ise sevgiyi dile getirir. Kökende sevgi ana konudur. Öbür konular sevgi ekseni çevresine sanılmıştır. Böylece bu dizelerde türkü yolu ile öğütler verilir. Birlik çağrıları yapılır. Sözler dinsel de olsa, dindışı da olsa hep yaşama sevinci doludur, coşkuludur. Se*mahlar yaşamı kucaklayan türkülerdir. Gerek içerikleri, gerek müzik*leriyle öbür türkülerden ayrılırlar. Başka bir bütünlük oluştururlar. Dinsel çarpıcı sözler çevresinde bileşilmiştir. Bu sözlerin ardında yüzyılların acıları, başkaldırıları yatar. Nitekim dinsel tören olan cemlerde söylenen tevhitler de aynı işlevdedir. 'Tevhit' sözü birlik. birleşme anlamındadır. Bunlar coşku yüklü çağırışlardır. Bütün içinde se*mah ve tevhitler oyun ve türkü aracılığı ile bir olmayı, birliği amaçlar. Kimi sözcüklerin müzik ve yinelemelerinden yararlanılır. Semah sözlerinde de yörelere göre değişiklik vardır. Müzik ve türkülerde de sürekli değişik gelirler. Çeşitli yörelerde yeni semah sözleri doğar. Yeni semahlar gelişir. Törenlerin yaşadığı sürece bu değişme ve gelişmeler sürer. Bu durum yaşamın değişken olmasından kaynaklanır. Çeşitli yörelerde semah sözlerinin değişik ezgilerle ve vuruşlarla çalındıkları olur. Semah sözleri ile müzik birbirine uygunluk gösterir. SEMAHIN ORTAMI İlke olarak semahlar dinsel tören olan 'cem' ya da 'görgü, görüm' de yapılır. Kutsal inanç bütünün bir birimidir. Salt oyun işlevinde algılanmaz. Semaha kalkıştan oturuşa değin tüm kurallar yöre*lere göre kimi ayrılıklar gösterse bile, belirlenmiştir. Bu kurullar yerine getirilmeden semah dönülmez. Her işlem zincirin bir halkasını oluşturur. Semahların yapıldığı yerlerde etkin bir sıkıdüzen egemendir. tüm görgü töreni boyunca olduğu gibi semahlar süresince de gürültü yapılmaz. Ayrıca semahlar çalınıp söylenirken sigara kullanılmaz. bir şey yenip içilmez. Sakin sandalyede, diz üstü ya da bağdaş kurulup oturulur. Gürültü edenler, uygun olmayan davranışta bulunanlara çeşitli cezalar verilir. Bu cezanın biçimi dedenin ve toplumun kararına bağlıdır. Ceza olarak, toplum için yiyecek, içecek gibi bir şey aldırılabilir. Kişi bir süre *törenden dışarı atılabilir. Ceza verme konusunda da yerel ayrılıklar vardır. Doğuda suçlunun eline bir kova verilir, bir süre bir kıyıda bekletilir. Sivas-Malatya yöresinde dara çekilir. Kişinin suçu ağır ol*duğunda ((asa ile vurularak)) cezalandırıldığı olur. Alevi dinsel törenleri 'Görgü'', 'Muhabbet cemi' ve ''Abdal Musa' olmak üzere üçe ayrılır. Görgü cemi yıllık dinsel törendir. İnanca göre bir yıl içinde yapılanların hesabı verilir. Muhabbet cemleri her*hangi bir fırsat nedeniyle bir araya gelindiğinde yapılan cemlerdir. Abdal Musa ise görgülerin sonunda ya da görüm yapılmadığı yıllarda tüm toplumu birlikte tutmak amacıyla bir akşam içine sığdırılan din*sel törenlerdir. Semahlar muhabbet cemlerinde cemin sonuna doğru yapılır. Muhabbet toplantısının sonunda tüm er ve bacılar semaha kalkar. Birinci deste okuyucuları mürşidin iki yanında, ikinci deste okuyucu*ları onların karşısında, üçüncü deste okuyucuların tören odasının sağ ve sol yanında yer alırlar. Birinci deste deyişin ezgisini okur. İkinciler bu ezgiyi bir üçlü aşağı ve yarım ölçü sonradan başlama üzere çok sesli biçimde yineleyerek izlerler. Parçanın sonundaki 'la' sesin*de birleşirler. Birinci bölümün yinelenmesi ve ikinci bölümün okunması da bu biçimde söylenerek sürdürülür. Bu okunuş sırasında yanlarda duran üçüncü destedeki kişiler notadaki seslere ''Ya şah-ı Velayet'' diye tempo tutarlar. Orada semah yapanlar da ezginin ve bağlamanın vuruşlarına uygun biçimde ''Ya Şah.. Ya Şah'' diye çağrışırlar. Görgü cemlerinde belli aralıklarla semah yapılır. Ancak bunlar*da da bir sıra izlenir. Önce tören başlar. Çerağ uyandırılır. Aşıklar sazlarına sarılıp bir iki deyiş okurlar. İlk semah bundan sonra cemi yöneten dede ya da babanın izni ile yapılır. Önce ağır ve yavaş hare*ketli semah deyişleri ile başlanır. Semahları cemden ayrı düşünmek ve incelemek yanlıştır. Gerek Aleviliğin kutsal kitabı Buyruk'ta; gerekse halk arasında semah on iki hizmetten biri olarak sayılır. Ancak zaman akışı içinde semahların oynandığı ortamda da bir yumuşama olmuştur. Giderek dede katında yapılan toplantılarda da oynanmaya başlanmış, bunu daha geniş eğlentilerde oynanması izlemiştir. Katı kurallara girmeyen Alevi toplumu ''dinsel ortam'' kuralında da direnmemiştir. Mutlu günlerde, eğlencelerde bir barış şöleni gibi, barış sevinci içinde yapılır olmuştur. Topluluğu daha canlı, daha neşeli tutabilme işlevini üstlenmiştir. Gü*nümüzde düğünlerde bile oynanmaktadır. SEMAHTA DÜZEN Semah oyununa önce yavaş hareketli semahla başlanır. Bu ge*nelde oyunların yaygın kuralıdır. Yavaş oyun, bir giriş bir ısındırma amacı güder. Ardından ivedi hareketli bir bölüm gelir. Semahlarda da bu kural geçerlidir. Semahlar genellikle ''ağırlama'' ve ''yeldirme'' bö*lümleri olmak üzere iki bölümden oluşur. Doğal olarak ilk semah ağırlamadır. Kişinin oyuna hazırlanması amacı güder. Söz ve ezgi bu ağırlamaya göre seçilmiştir. Hareketler de bu düzene uygundur. Ağırlama cemde ayak kesilmeksizin yapılan ilk semah olarak tanımlanır. Ağırlamada erler kollarını sağa sola hareket ettirirler. Bacılar kollarını omuz düzeyinden daha yukarıya kaldırmamak üzere aynı hareketi yan tarafa doğru yaparlar. Söz ve ezgiye uygun olarak ayaklar ileri geri atılır. Semahlar konusunda yaptığım araştırmalarda genellikle Semahtan bahsederken ''oyundur', ''oynanır'' gibi sözcüklerde karşılaştım. Kendisinin kitabından faydalandığım Sayın Yazar Fuat Bozkurt'ta semahlar konusunu anlatırken oyun, oynanır, semahçı gibi sözcükler kullanmıştır. Bana göre aslında bu sözcükler yerine icra edilir, dönülür ve semahçı sözcüklerinin kullanılması daha uygundur. Semahlar dinsel nitelikler taşıdıklarına göre diğer halk oyunlarından ayrılmalıdırlar. Alevi toplumunda kesinlikle ''Semah oynama'' veya 'Semah oyunu'' gibi terimler kullanılmaz. 'Semah dönme'' veya 'dönülür' gibi sözler kullanılır. Semahların oyun mudur? değil midir? konusunda Sayın İbrahim ÖZER (İbrahim Dede) şöyle düşünüyor: İnsanlar maneviyatta ve tasavvuf ilmine göre basamaklarla, inanarak ve inandıkları o güçle Allah'a varmayı düşünürler. Bunu şu şekilde tarif edebiliriz. 1. Şeriat Kapısı 2.Tarikat kapısı 3. Marifet Kapısı 4. Sırr-ı Hakikat Kapısı Semah'ın tarifi şöyle düşünülebilir. Şeriat kapısında yani birin*ci basamakta adı geçen semah bir folklor oyunu olarak düşünülür ve her yörenin kendine has figürleriyle icra edilir. Tarikat kapısında, yani ikinci kapıda semah, gerek Alevilerde, gerek Mevlevilerde, gerek Kadirilerde, gerek Nakşibendilerde yapılan ibadetin bir nevi, bir bölümü olarak düşünülebilir. Aleviler bu semahı bağlama eşliğinde yaparlar. Mevleviler bendir eşliğinde yaparlar, Kadi*riler ve Nakşibendiler davulbazlar eşliğinde yaparlar. Üçüncü kapı ve üçüncü basamak olan marifet kapısında semah, ilahi bir aşkın vermiş olduğu bir iksirdir. Bu aşk geldiğinde o insan sokakta bile dönebilir. Ve hiç bir çalgıya ihtiyaç görmeksizin de*mircinin demire vurmuş olduğu tempoyu dahi kendine bir müzik kabul ederek o aşka ve meşke kendini kaptırır ve böylece 4. kapı olan Hakikat kapısına yol bulduğuna inanarak kendisini tatmin etmiş olur. Henüz birinci basamakta olan kişiler için semah bir oyun sayılabilir. Çünkü burada kişi henüz çıraklık dönemindedir ve ibadet olayının içine girmemiştir. Bir nevi acemilik dönemidir. Tarikat kapısına gelince semah oyun olmaktan çıkar. Çünkü kişi Semahın ibadetin bir parçası olduğunu anlamıştır ve bunu ibadet amacıyla yapmaktadır. ALEVİ MÜZİĞİ Alevi müziği kanımca ikiye ayrılır: 1. Dinsel içerikli olanlar; 2. toplumsal içerikli olanlar. Dinsel içerikli olanlar alevi gelenek ve göreneklerini yaşatmak ve sürdürmek, sonraki kuşaklara bunları aktarmak için cem ayinlerinde töreni sürdürmek için kullanılır. Toplumsal içerikli olanlar da insanları iyi ahlaka, doğru davranmaya ve toplumsal kılmaya yöneliktir. Dinsel içerikli Alevi müziğine örnek olarak Alevi semahlarını ve her dörtlüğünde bir imamın ( Oniki İmam, ali, Hasan, Hüseyin, vs. ) adının anıldığı duvazı İmamları ( Arapça bir tamlama olan duvazı imam bildiğimiz Oniki İmam demektir) verebiliriz. Bu müzikle hem cem töreni sürdürülür hem de imamların adı anılarak onlara saygılı oldukları belirtilir. Genç kuşakların onları tanıması sağlanır. Semah, bir noktanın çevresinde, hareketleri turnanın uçuşunu ve gezegenlerin güneş çevresinde dönüşünü yansıtan, Orta Asya çok tanrılı inançlarında şamanın kuş olup büyüyle uçuş yetisinin bir anlatımıdır. Semahlara çeşitli adlar verilmiştir. Bunları şöyle sınıflandırabiliriz: 1. Eren, evliya, pir adını göre: Hacıbektaş Semahı, Hızır Semahı, Hubyar Semahı, Ali Nur Semahı, Muhammed Ali Semahı, Zeynel Abidin Semahı, Çoban Baba Semahı, Sarı Kız Semahı. 2. Sevilen ve kutsal hayvan adına göre: Kırat Semahı, Turnalar Semahı. 3. Yöre adına göre: Alaçam Semahı, Çorlu Semahı, Erzincan Semahı, Fethiye Semahı, Ladik Semahı, Malatya Semahı, Tokat Semahı, Şiran Semahı. 4. Diğer Semahlar: Kırklar Semahı, Gönüller Semahı, Nevruz Semahı, Dem Geldi Semahı, Çark Semahı, Çapraz Semahı, Erkan Semahı, İllallah Semahı. Din dışı alevi müziğine örnek olarak da deyişleri verebiliriz. Bu deyişlerin her biri birer okul ödevi görür. Son dörtlüğünde, halk şiiri formuna uygun olarak yaratıcısının mahlasını mutlaka görürüz. Hacı Bektaş Veli'nin bir dörtlüğünü buraya almak istiyorum: Hareket nardadır sacda değildir Keramet baştadır tacda değildir Her ne ara isen kendinde ara Kudüs'te, Mekke'de, hacda değildir Burada her şeyin merkezinin insan olduğu vurgulanıyor. Bir kitap yayınlaşmıştı Türkiye'de: Tapılacak En Büyük Kitap İnsandır. Kaynağını ilahi varlıklardan da alsa, Alevi düşüncesi ve somut ve gerçekçi temellere dayanmıştır. Geçenlerde ölen Rahibe Teressa, "baktığım her insanda Tanrı'yı görüyorum", demişti. Rahibe Teressa'nın yeni keşfettiği bu durumu , ondan çok daha önceki dönemlerde Alevi deyişlerimizde bulmamız mümkün: Aynayı tuttum yüzüme Ali göründü gözüme Ya da derisi yüzülerek vahşice öldürülen Hallac-ı Mansur'un sözünde yaşam bulmuştu: Enel Hak. Yani ben Tanrıyım. Hallac-ı Mansur burada. İnsanın Tanrı'nın bir yansıması olduğunu söylüyor. Tanrı insan da tecelli etmiştir. O yüzden insan kötülük eden, Tanrı'ya kötülük etmiştir. İnsanı sevmeyen Tanrı'yı da sevmez. Alevi müziğinin temelleri Orta Asya'daki yaşamlarında kutsal varlıklar olarak benimsedikleri kam, bakşı, şaman adları verilen ozan büyücüler, şimdiki halk ozanlarının atalarıdır. Toplum içinde büyük saygı duyulan ve onlardan korkulan bir dönemden evrim geçirerek ve İslam dininin de etkisiyle günümüzdeki ozanlara ulaştık. Ozanlarımızın artık korkulacak bir yanı yok (siyasal iktidar dışında ). Halk müziğinin en güzel örneklerini veriyorlar. Bu kültürün müziği günümüze kadar çeşitli baskılara uğramış ve sindirilmeye çalışılmıştır. Bu yüzden de gizli yapılmış, bu gizlilikten dolayı Sünni Müslümanlar arasında asılsız Alevi tanımlamalarının doğmasına yol açmıştır. Kızılbaş sözcüğü Alevilere bir küfür olarak kullanılmıştır. Dönemin yöneticileri, zamanın ileri gelen din adamlarından, şeyhülislamdan aldıkları fetvalarla dinsel dansları yasaklamışlardır. Örneğin 1666'da tasavvuf sahiplerinin semah yapmaları yobaz Vani Efendi'nin yalan dolan bilgi ve sözleriyle, tasvirleriyle yasaklanmıştır. ( İlhan Cem Erseven, Alevilerde Semah, s. 119, Ekin Yayınları, 1990, Ankara ) Yine İlhan Cem Erseven'in bildirdiğine göre İstanbul'da Vanikoy, tasavvufçular tarafından Vani-i Cani denilen ve Vani Efendi tarafından kurulduğu için lanetli sayılarak gidilmezdi. ( İlhan Cem Erseven, Alevilerde Semah, s. 119, Ekin Yayınları, 1990, Ankara) yine 1490- 1575 yılları arasında yaşayan ve ünü günümüze dek ulaşmış Ebuss'ud Efendi'nin fetvaları, bu kültürü ve müziği yakından ilgilendirir. Kanuni ve II. Selim zamanında otuz yıl kadar Şeyhülislamlık yapmış olan bu kişi Alevilere büyük darbeler indirmişti. Vecd içinde ilahi okuyanları hoş gören Şeyh için katli mubahtır diyen bu adam, Yunus Emre'yi bile küfür içinde gösteriyor. İlhan Cem Erseven'den başka bir alıntıyla sürdürmek istiyorum: Sema oyunu ile ilgili çatışmalar, tarihin her döneminde oluşmuştur. Bu fetvaların yanı sıra dinsel törenlerde oyun oynamanın, sema yapmanın özgür olması yönünde fermanlar da alınmıştır. Fakat bunlar uzun sürmemiştir. Zamanında, Kemal paşazade, alevi Bektaşi dergahlarındaki raks ve devran için saygı gösteren fetvalar vermişti. Kemal paşazade Ahmet Şemsettin, Kanuni döneminin ünlü şeyhülislamlarındandır. Yavuz Sultan Selim zamanında, Balıkesirli Sarı Gürz Muhlissiddin, zamanında şeyhülislamı Kemalpaşazade'ye gelerek- Ne yapar Şeyh Sümbül Sinan Efendi Fatih'te, Ayasofya'da? Deyip kışkırtmaya çalışırmış. ( 1512 -1513 ). Sonraları yobazlar, bu konuyu yeniden ele almışlar, Ustüvani bir yobazın etrafında toplanıp Sivas dergahının mürşidine şöyle yazılı bir kağıt göndermişlerdir: "Sen raks ve devran etmekle men'in vacip olmuştur. Ve tekkeni basup seni ve etba'ını , - sana uyanları- katlederiz ve tekkenin birkaç arşın temelini kazıp toprağını buraya dökeriz." Daha sonra Ustüvani, Köprülü Mehmet Paşa zamanında birkaç yandaşıyla birlikte sürgüne gönderilir. ( İlhan Cem Erseven, Alevilerde Semah, s. 120, Ekin Yayınları, 1990, Ankara) Tüm bu baskılar ve yıldırma çalışmaları Türkiye Cumhuriyeti'ne ulaşmış ve günümüze kadar da sürdürmüştür. Alevilerin cem ayinleri sırasında gizliliğe önem vermeleri ve bunun için de kapıcı dedikleri bir görevliyi bu işle görevlendirmelerini sağlamak içindir. Kapıcı, cem töreni sırasında dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önceden görüp önlem almakla görevlidir. Bu gizlilik Alevi müziğini de etkilemiş ve uzun süre açık bir biçimde icra edilmemiştir. Bu yüzden de Anadolu'da sadece Mevlevi müziği olduğu sanılmış ve devlet tarafından desteklenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra rahat bir nefes alan Aleviler, müziklerini daha rahat ama yine de tedbirli bir biçimde icra etmişlerdir. Bu gün resmileştirilmeye çalıştığımız söylenen Alevi müziği çok daha önce, TRT'nin kurulmasıyla birlikte resmileştirilmiş Ama revizyona uğratılarak TRT'de çalışmış ve söylenmiştir. Derlenen deyişler türküleştirilmiş, tek saz, yani bağlama düzeni yerine Yurttan Sesler Korosu aracılığı ile ve çok sayıda sazla birlikte tek sesli olarak icra edilmiştir. Bu müzik, kendisini doğuran ortamdan soyutlanmış ve içi boş ruhsuz bir duruma sokulmuştur. Yine aynı biçimde, Hızır Paşa'nın Pir Sultan Abdal'ı affetmek için ondan içinde Şah sözcüğünün geçmediği deyişler istemesini andırır bir biçimde, tüm Şah, Ali, Pir vs... gibi Alevilerin vazgeçemediği simgeleri bir kalemde silerek yerine dost, yar vs... gibi sözcükler yetiştirmişlerdir. Günümüzde TRT 'den yetişenler dahil olmak üzere çok sayıda sanatçı ve halk ozanı bu durumu değiştirdiler ve her şeyi yerli yerine oturttular. S O N |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi MDENİZ üyemize tesekkür ettiler | 40veysel (13-07-2014), |
30-03-2017, 13:06 | #6 |
Dost
Üyelik Tarihi: Sep 2011
Bulunduğu Yer: NEVŞEHİR
Mesajlar: 1,685
Tesekkür: 205
|
eline emeğine sağlık teşekkürler
__________________
ALDANMA İNSANLARIN SAMİMİYETİNE, MENFAATLERİ İÇİN GELİRLER VECDE, VAAD ETMESEYDİ ALLAH CENNETİ, ONA BİLE ETMEZLERDİ SECDE.. |
Tags |
alevilik, cemlerinde, semah, söylenen, sözleri |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|