Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Güzel Ve Anlamli Yazilar > Hikaye ve Öyküler
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 06-02-2010, 00:56   #1
IZA
Onursal Dost
IZA - ait Avatar
Üyelik Tarihi: May 2007
Bulunduğu Yer: Kizlarimin yanindayim en degerli varliklarim
Yaş: 47
Mesajlar: 832
Tesekkür: 704
507 mesajina 1243 kez tesekkür edildi
 IZA isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı Günese yazi yazilmaz

Çok zaman önce refah içinde yaşayan bir ülke varmış. Ülkenin huzurlu ve müreffeh yaşamasının bir nedeni
siteadi.com - Günese yazi yazilmaz de adil, iyi yürekli, dürüst kralı imiş.
Kral zaman zaman tebdili kıyafet eder, ülkeyi dolaşır, halkının dertlerini dinler, sorunlara çözüm bulurmuş.
Gene böyle bir günde kral dolaşırken, yolu dağ başında bir göl kenarına düşmüş. Gölün kenarındaki
ağacın dibine çökmüş aksakallı bir dede, bir elinde bir kese, diğerinde bir kese. Birinden bir taş alıp,
diğerinden aldığı taşa bağlayıp göle atıyormuş. Bu işe epey bir süre devam etmiş ve nihayet bittiğinde,
dede yoluna gitmek üzere ayağa kalkmış ve kralla göz göze gelmiş. Kral dedeye sormuş:
- “Dede bütün bir gün seni izledim, sen ne iş yaparsın anlayamadım!” demiş.
Dede kralın sorusunu şöyle cevaplamış:
- “Oğlum ben insanların kaderlerini birbirine bağlarım.”
- “Peki en son kimin kaderini birbirine bağladın?” diye sormuş Kral.
- “Kralın güzel kızı ile uşağı Ahmet’ in kaderini bağladım.” Demiş aksakallı dede.
Kral bu cevabı alınca dünyası kararmış. Bir yanda güzeller güzeli ak pak biricik kızı, ülkenin prensesi,
diğer yanda olmamış oğlu kadar sevdiği zenci uşağı Ahmet. Ne yaparım? Nasıl eder de Ahmet’ e bir
zarar vermeden bu kaderi bozarım diye düşünerek, sarayın yolunu tutmuş.
Saraya gidince hemen sevgili uşağı Ahmet’ i huzuruna çağırmış:
- “Oğlum Ahmet sana bir mektup vereceğim, bu mektubu alacak ve Güneş’ e götüreceksin!” demiş.
Krala sorgu sual edilmez. Biçare Ahmet mektubu ve yolluğunu alarak düşmüş bilinmez yollara, düşmüş ki
ne düşmek. Babası kadar sevdiği Kral’ı ona bir görev vermiş ve o bu görevi yerine getirmeli, ama nasıl?
Günlerce dere tepe demeden yol gitmiş. Nihayet yorgunluktan bitkin halde iken gördüğü bir ulu ağacın
gölgesinde dinlenmeye karar vermiş ve uykuya dalmış. Uyandığında bir de ne görsün! Ağacın az ötesinde
bir göl, o göl ki üzerine güneşin aksi vurmuş!
- “Kralımın dediği Güneş bu olsa gerek” diyerek, üzerinde sadece külotu kalıncaya kadar soyunarak atmış kendini göle. Dibe doğru yüzmüş, yüzmüş... Taa dipte, güneşin aksinin tükendiği yerde bir de ne
görsün! Şahane bir hazine sandığı! Almış sandığı çıkmış, çıkmış ama, Ahmet artık zenci değil bembeyaz
bir Ahmet... Sadece külotunun olduğu bölge eski rengini taşıyor.
- “Var bu işte bir hikmet!” demiş ve açmış sandığı. Sandık gerçek bir hazine sandığı, içinde binbir türlü
mücevherat ile birlikte üzerinde ‘Güneş’ten Kral’a’ yazan bir de zarf.
Ahmet ne yapacağını bilemez hale gelmiş bir anda, yeni rengi ve yaşadıkları ile ülkesine dönünce kimsenin
kendisine inanmayacağını düşünerek, ismini de değiştirip, ülkesine zengin bir tüccar kimliği ile dönme
kararı almış.
Dönünce ülkesine, düşleri bir bir gerçekleşmiş.
Ülkesinin bu yeni dürüst ve yakışıklı tüccarı ile güzeller güzeli kızını evlendirmeye karar verince Kral,
dünyalar Ahmet’in olmuş. Kral vermiş vermesine kızını zengin tüccara ama aklı da bir yandan oğlu gibi
sevdiği ve hiçbir haber alamadığı uşağı Ahmet’te imiş. Gel zaman git zaman damadı ile birlikte bir ziyafet
yemeğinde iken yere düşen bir çatalı almak için eğilince Ahmet, şalvarının kenarından kaba eti görünmüş!
Koyu renkli tenini gören Kral gözlerine inanamamış. Yemek bitip odasına çekilecekken herkes,
koridorun sonuna doğru yürüyen damadının arkasından seslenivermiş Kral:
- “Ahmet!”
Ahmet seneler sonra duyunca gerçek adını, gayrıihtiyarî kendisine seslenen Krala dönüvermiş... Ve,
- “Neler oldu Ahmet, evladım anlat başından geçenleri bana!” diyen kralına bütün olanları bir bir
anlatmış. Bunun üzerine Kral:
- “Peki Güneş’in bana gönderdiği mektup nerede?” diye sorunca da hemen odasına koşarak, sandıktan
çıkan mektubu alıp Kral’a vermiş. Mektupta şu satırlar yer alıyormuş:
Güneşe yazı yazılmaz.
Yazılan yazı ise bozulmaz...

__________________
мυтℓυ єтмι¢єкѕєη мєѕgυℓ∂є єтмι¢єкѕιη, νє∂αℓαя кσуѕα∂α вαzєη gιтмєк gєяєкιя...
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
günese, yazi, yazilmaz


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:57 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1