Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Güzel Ve Anlamli Yazilar > Hikaye ve Öyküler
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 23-04-2007, 14:46   #1
Onursal Dost
ZiLAN - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 1,415
Tesekkür: 0
41 mesajina 63 kez tesekkür edildi
 ZiLAN isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı (Faili) Meçhul / Şahbanu HOCAOĞLU

Resmine bakarken derin derin iç geçirdi hasretle. Biricik oğluydu ve yine bir süredir ondan ayrı düşmüş, onu çok özlemişti. Ne zaman özlemi düşse yüreğine başucundaki çekmecede duran resmini çıkarır, uzun uzun bakar, iç geçirirdi. Önce hasretle bakardı tüm resme, sonra siyah güzel gözlerine takılırdı bakışları, sonra da ardından biricik babası düşerdi aklına. Dalar giderdi maziye. Çünkü oğlunun gözleri tıpkı kendi babasının gözleriydi. Yine öyle oldu, fakat bu da neydi? Onu müthiş bir heyecana boğan inanılmaz bir buluşma!...
siteadi.com - (Faili) Meçhul / Şahbanu HOCAOĞLU
Çok uzun zaman olmuştu görmeyeli babasını, kırk yıl geçmişti aradan. Tam da hasretlerinin, özlemlerinin, kızgınlıklarının, kırgınlıklarının bittiği bir anda ansızın gelivermişti, en umutsuz bir zamanda. Tıpkı ansızın çekip gitmesi gibi. Nasıl olmuştu da kırk yıl sonra hatırlamıştı onu, evini nasıl bulmuştu, nereden gelmişti, kapıyı ona kim açmıştı?.. Bunların hiçbirini bilmiyordu, aslında bunları düşünmüyordu da. Düşündüğü tek şey vardı, o da yüreğindeki küllenmiş ateşin yeniden alevlenmesiydi.
Gittiğinde on yaşındaydı. Bir ömür sığdırılmış on yıl; bedelini çok acı ödediği, hayatının en güzel on yılı. Baktı babasının yüzüne, gözlerine, gözbebeklerinin içine ve birden kırk yıl önce babasına sorduğu soru geldi aklına. Sekiz yaşlarında otururken kucağında sormuştu gözlerinin içine bakarak babasına:
"-Baba neden senin gözlerin siyah benimkiler ise yeşil?
Babası:
-Çünkü benim annemin gözleri de yeşildi ve ben annemi dünyadaki her şeyden daha çok seviyordum. O yüzden Allah, annem öldükten sonra onu özlememem için onun gözlerini sana takıp seni bana gönderdi" şeklinde cevap vermişti babası. Cevap karşısındaki sevincini hatırladı. Yine aynı duyguları hissetti ve gözleriyle güldü babasına.
Hayatları pek de güzel sayılmazdı ama yine de mutluydu ve her şeyi ondan öğrenmişti. İnsanların neden öldürüldüklerini, yasak kitapları nereye gizlemesi gerektiğini, silah seslerini duyduğunda nereye saklanacağını, bazı eli silahlı amcaların neden her gece evlerine geldiklerini, kapı çalındığında nefesini tutarak açmamayı, akşamları ışıkları açmadan karanlıkta oynamayı… Her şeyi ama her şeyi ondan öğrenmişti. Hayatının en büyük öğretmeni babasının yaşamı olmuştu. On yılda çözüvermişti en çözümsüz bilmeceleri. Ama bir türlü çözemediği zor bulmacalar da vardı tabi ki. Mesela bazı şarkıların yasak olmasının nedeni neydi? Ne yapmışlardı ki bu şekilde cezalandırılmışlardı? Yoksa onlar da kendisi gibi yaramazlık mı yapmışlardı? Bu yüzden miydi özgür günleri müjdeleyen şarkıların sadece gizli mekanlarda söylenmesi? Ya da babalar evlerine neden gizlice girerlerdi ki? Oysa insanın en rahat olduğu yer kendi evi değil miydi?..
On yıl boyunca bir evde en fazla üç ay kalmışlardı. Her taşınmalarında gördüğü tek şey, gece yarısı apar topar uykudan uyandırılır ve bir süre sonra bambaşka bir yere burası bizim ev denilirdi. Güzel geçen bir aydan sonra tedirginlikler yine baş gösterirdi. Yine kaçışlar yine bölünen uykular, yine zoraki gülümsemeler…
Ve bir gün… Ansızın bir daha geri gelmemecesine çekip gitmişti hayatlarından. Alarak bütün dertlerini de yanına ve bir ömür boyu yanacak bir ateş bırakarak yüreklerinde çekip gitmişti. Kayıp deniliyordu ona. İnsan nasıl kaybolurdu ki? Evin yolunu unutmuştu herhalde? Hani bir defasında kendisi evin yolunu unutup kaybolmuştu da komşuları getirmişti ya onu. Haber verse komşularına, babasını da bulup getirirler miydi acaba? Yoksa saklambaç mı oynuyordu? Gidip kendisini sobelemesini mi istiyordu?.. Hayır! Bunların hiçbirisi değildi, bunu o da biliyordu. Hoşçakal demeden ya da diyemeden, yok olmuştu işte, bir ceset dahi bırakmadan ardından. Kayboluşuna dair dostları endişeli, düşmanları ise suskundu. O ise biraz kızgın ve kırgındı, son bir defa bakmadığı için gözlerine. Ama yine de geri döndüğünde hiçbir şey söylemeyecekti ona. Yeter ki geri gelsin istiyordu, gelsin de varsın sormasın terk edilişinin hesabını. Yıllarca annesi ile kapı kapı dolaşmışlardı bir umut ışığı adına. Annesinin son vasiyeti, ölü veya diri bulunmasıydı babasının. İşte şimdi karşısındaydı ve o bunların hiçbirini düşünmüyordu. Koşup sarılmak istiyordu, yılların özlemine meydan okurcasına. Babasına dokunmak için uzattı ellerini, fakat uzaklaşıyordu ellerini her uzatışında. Konuşacak gibi oluyordu, ama nafile, başaramıyordu. Son bir umutla baktı babasına 'haydi! ne duruyorsun konuş! Anlat!' der gibi. Uzun süren bir bakışmadan sonra:
-Ben kayıbım, diye söze başladı babası.
-Yaşamla ölümün simgesi. Yaşadığımı umanlar için bir aldanış, öldüğümü düşünenler içinse bir hayal. Bana dair ulaştığın her ipucu beni senden biraz daha uzaklaştıran uçurumlardır. Geçtiğin her köprü altı, her boş arazi, her terkedilmiş mekanlar, her nehir yatağı mezarımdır. Her torba benim cesedimi taşır, ellerimi ve ayaklarımı bağlamıştır gördüğün her ip, her karanlık gözlerimdeki tek ışıktır, benim kanımla yıkanmıştır Dicle'nin her damlası. Her tel beni boğazlamıştır, her kör bıçak ve cam parçası bir uzvumu kesip dağıtmıştır ülkemin dört bir yanına. Her mahzen beni saklar bağrında umutsuzca. Yaşamaktı benim için yaşamın en acısı. Ölümün ayak seslerini duyarım her taraftan. Ne yaşam vazgeçer bana sahip olmaktan, ne de ölümün soğukluğu yaşamımdan. Postallar görürüm düşlerimde ve karanlıklara haykırırım her ölümcül darbede. Ölümüm için tenha mekanlar ve tenha vakitler seçilmiş. Ne bir ses, ne de bir sesleniş. Bekleyiş, bekleyiş, bekleyiş… Sonu gelmez bekleyişler yaşamımın tek eylemi ve uzatılan her el kırmak içindi ellerimi, yüreğimi, direncimi... Oysa ne özgür oyunlar düşlemiştim ülkemin yetim kalmış çocuklarına. Ve bağışlamayı bağrı yanık annelerine çocuk gülüşlerini. Yasaklanmış dilleri dedelerimin, salavatlar haykıracaktı darağaçlarına karşı, pervasızca. Hoyrat şarkılar dile gelmeliydi yüreğinde babaların, kendi diliyle, prangalardan azad. Ahenkli ritimler besteleyecekti Şıvanlar kavallarıyla. Ülkemin düşmana geçit vermez dağlarında ve şükür secdeleriyle kuruyacaktı göz yaşlarımız bir devrim sabahında. Ve sonra sen! Seninle…
Sesi kısılmaya başlamıştı babasının, gittikçe hiçbir şey duyamıyordu. Babası anlatmaya devam ediyordu ama o hiçbir şey duyamıyordu. Son olarak duyduğu tek şey 'Bir devrim sabahında' oldu. Binlerce kez bu cümle yankılandı kulağında. Ardından babasının siluetini de gittikçe kaybediyordu, bulanıklık yoğunlaştıkça onu seçmekte güçlük çekiyordu. Ve birden 'Anne!' diye bir çığlık işitti derinlerden. Uyandığında vücudu kaskatı kesilmişti. Sesin geldiği yöne doğru baktı ve acılarla yoğrulmuş yorgun bedenini doğrultmaya çalıştı. Telaşlı ve ağlamaklı bir ses tonuyla bir şeyler anlatmaya çalışan kızını anlamaya çalışıyordu. Fakat gördüğü rüyanın etkisinden olsa gerek hiçbir şey anlayamıyordu. Sadece son cümle ruhunda büyük fırtınalar koparmaya yetti. "Kardeşim öldü! Kardeşim öldürüldü! diyorum anne anlamıyor musun? …"
Buz kesilmiş bakışlarıyla bakakaldı kızına ve bir damla yaş süzüldü gözlerinden usulca, son bir gayretle döndü dışarıya. Hafif mağrur bir edayla 'Bir devrim sabahı' diyebildi sadece. Ve uzattı elini babasına, hayret dokunabiliyordu ona bu defa …

__________________
Serbest piyasa dostluklar

ikilem kıskacında

Hüküm sürüyor iktidar

Hükümlü olmuşuz

Hükmettiğimiz çarkın sahte zarında

Her gün,

Biraz daha zalimleştiriyor

İçimizdeki canavarı

Her kuvvet,

Biraz daha zalimleştiriyor

İçimizdeki şeytanı


DİLİMİN SINIRI DÜNYAMIN SINIRLARIDIR...
  Alıntı ile Cevapla
Eski 23-04-2007, 21:45   #2
Dost
kızılırmak_ - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Mar 2007
Bulunduğu Yer: dostun sayfası
Mesajlar: 794
Tesekkür: 0
25 mesajina 28 kez tesekkür edildi
 kızılırmak_ isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

zilancım muhteşem bir yazı emeğine sağlık..

__________________
Hayata Deger Bir Yasam
Sevmeye Deger Bir Ask
Dostluga Deger Bir Arkadasliktan
ASLA VAZGEÇME...
Ne Eksik Ne Fazlasini Ara
Ve Seni üzenle Asla Ugrasma!!!
  Alıntı ile Cevapla
Eski 23-04-2007, 22:14   #3
Onursal Dost
ZiLAN - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 1,415
Tesekkür: 0
41 mesajina 63 kez tesekkür edildi
 ZiLAN isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Alıntı: kızılırmak_´isimli üyeden Alıntı | Mesajı Göster
zilancım muhteşem bir yazı emeğine sağlık..

Teşekkür ederim can...Gerçkelere değer veren dostların olması çok güzel...

__________________
Serbest piyasa dostluklar

ikilem kıskacında

Hüküm sürüyor iktidar

Hükümlü olmuşuz

Hükmettiğimiz çarkın sahte zarında

Her gün,

Biraz daha zalimleştiriyor

İçimizdeki canavarı

Her kuvvet,

Biraz daha zalimleştiriyor

İçimizdeki şeytanı


DİLİMİN SINIRI DÜNYAMIN SINIRLARIDIR...
  Alıntı ile Cevapla
Eski 30-04-2007, 10:09   #4
Dost
pınar09 - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Jan 2007
Yaş: 37
Mesajlar: 3,610
Tesekkür: 201
173 mesajina 805 kez tesekkür edildi
 pınar09 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

ya boğazım düğüm düğüm oldu,yüreğine sağlık dostum.

  Alıntı ile Cevapla
Eski 30-04-2007, 11:03   #5
Dost
mnoocalan - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: ANKARA
Yaş: 48
Mesajlar: 4,240
Tesekkür: 87
113 mesajina 198 kez tesekkür edildi
 mnoocalan isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

of zilan of özelliklede son parağraf aldı götürdü beni harikaydıı

__________________
Kayıp kentin güzel insanı
Rüzgar esermi sizin oralarda?
Ve
Umut türküsü söylenirmi
Sevda misali?
Yada buradan sesimiz duyulurmu
Bir SELAM desek dosta...
  Alıntı ile Cevapla
Eski 30-04-2007, 11:12   #6
Yeni Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: RİZE
Yaş: 35
Mesajlar: 45
Tesekkür: 0
0 mesajina 0 kez tesekkür edildi
 esra--18 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

ewt ya çok etkileyici tşkler

  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
faili, hocaoĞlu, meçhul, Şahbanu


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:07 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1