Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Güzel Ve Anlamli Yazilar > Hikaye ve Öyküler
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 04-05-2007, 10:30   #1
Yeni Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 5
Tesekkür: 12
0 mesajina 0 kez tesekkür edildi
 meltem48 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı bu kadar sevebilirmisiniz?

Bu kadar sevebilir misiniz?
siteadi.com - bu kadar sevebilirmisiniz?
Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri tıpta okuyordu, öbürü
mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha
karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler.
Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz
zaman aldı ama sonunda başardılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri
semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan
binmişti otobüse, kız ise ablasında.... Sırf birbirilerini görebilmek için,
her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki o durağa, onların
durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra...

Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu... Bazen
işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri
ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde
de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular. Zaman
aşımına uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen, banka hesabında para kalmadığı
için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna
bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki... Günler günleri, yıllar
yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü... Tek eksikleri
çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağman çocuk sahibi
olmayınca, "bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek, bencillik olur"
diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler...
"Senin için ölürüm" derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama ve adam "Hayır, ben
senin için ölürüm" diye yanıt verirdi hep...

Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın, "Bir tanem,
kütüphanenin ikinci rafına bak...." Kütüphanenin ikinci rafında başka bir
not olurdu, "Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın
unutma" Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya
koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdiği
çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı... Aldığı
hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten...

Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep
birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların
ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler. Adam, hastaneden
ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı. Kadın da mimarlık
bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı. Artık daha fazla
beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde dolaşırken, harap durumda bir ev
gördü kadın, üzerinde "satılık" levhası asılı olan. "Ne dersin, bu evi
alalım mı?" dedi adama. "Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız.
Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları kahvaltıya davet
edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı..." "Sen istersin de ben hiç hayır
diyebilirmiyim?" diye yanıt verdi adam. "Amerika'daki tıp kongresinden döner
dönmez ararım emlakçıyı... Kaç para olursa olsun, burası bizimdir artık...."

Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, ayrılmaları zor oldu
adam Amerika'ya giderken. Her gün, her saat konuştular telefonla. Gözyaşları
içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün sonra, kocasında bir
tuhaflık olduğunu fark etti kadın. Eskisi kadar mutlu görünmüyor,
konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve
çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı: "Canım, o ev
bizim bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut..."

Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha da çekilmez
gelir. Kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için
yalvardı adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat" diye dil
döktü boş yere... Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer
değiştirmişti sanki. Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu
kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği...

Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği
arkadaşına dert yanarken, "Artık dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım"
diye sözünü kesti arkadaşı. "O, seni aldatıyor. İş yerimin tam karşısındaki
restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor her öğlen. Sonra sarmaş dolaş
biniyorlar arabaya...."
"Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları" diye bağırdı kadın. Onca
yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı.... Ertesi gün, öğle vakti
o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının
sadece masal olduğunu anladı... Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı
genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. Bazen evlerinde ağırladıkları kadına
nasıl sarıldığını gördü adamın...

Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak, bazen ona
sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi. İnkar
etmedi adam. Zamanla duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa
geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu
alıp gitti evden. Kapıdan çıkarken, "son bir kez kucaklamak isterim seni"
diyecek oldu ama kadın, "defol" dedi nefretle...

İlk celsede boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına
kimse inanamadı. Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın.
Adamın, sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız
kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın
yerini, en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua
ediyordu.

Aradan bir yıl geçti... Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile, kadının
derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan zilin sesiyle uyandı.
Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü. "Sen, buraya ne yüzle
geliyorsun" diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. "Lütfen, içeri girmeme
izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor." dedi genç kadın. Kanepeye ilişti ve
zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: "Hiçbir şey göründüğü gibi değil
aslında. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yıl Amerika'daki kongre
sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldğını. Buna
dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini
biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden sevgilisi rolünü
oynamamı istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika'ya
yerleştiğimiz yalanını yaydı. Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının
karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama
olmadı. Gece fenalaşmış, bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu
kutuyu vermemi istedi..." Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını
biliyordu kadın. Hemen oracıkta ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan kutuyu
açmayı neden sonra akıl edebildi. İtinayla katlanmış bir sürü kağıt
duruyordu kutuda. İlk kağıtta, "Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem"
diyordu... Sırayla okudu; "Seni çok sevdim", "Seni sevmekten hiç
vazgeçmedim", "Senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini bilirdim."
"Fakat benim için ölmeni istemedim" "Şimdi bana söz vermeni istiyorum."
"Benim için yaşayacaksın, anlaştık mı?" son kağıdı eline alırken, kutuda bir
anahtar olduğunu gördü kadın... Ve son kağıtta şunlar yazılıydı:
"Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. Kocaman terasta
martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor olacağım...."

Benzer Konular
      Alıntı ile Cevapla
    Eski 04-05-2007, 10:42   #2
    Banlanmış Üye
    Üyelik Tarihi: Feb 2007
    Mesajlar: 473
    Tesekkür: 0
    9 mesajina 10 kez tesekkür edildi
     kenan_412 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    çok güzel ellerine ve o güzel yüreyine sağlık dost

      Alıntı ile Cevapla
    Eski 07-05-2007, 09:20   #3
    Dost
    pınar09 - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: Jan 2007
    Yaş: 37
    Mesajlar: 3,610
    Tesekkür: 201
    173 mesajina 805 kez tesekkür edildi
     pınar09 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    paylaşımına sağlık dostum.

      Alıntı ile Cevapla
    Eski 07-05-2007, 09:22   #4
    Can Dost
    boranjudge - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: Sep 2006
    Bulunduğu Yer: Yer yüzü
    Mesajlar: 1,446
    Tesekkür: 19
    17 mesajina 21 kez tesekkür edildi
     boranjudge isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    uzun süre önce okumuştum güzel bir anı hatırlattığın için sağol

      Alıntı ile Cevapla
    Eski 07-05-2007, 09:34   #5
    Dost
    maral - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: Mar 2007
    Mesajlar: 1,670
    Tesekkür: 3
    6 mesajina 8 kez tesekkür edildi
     maral isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    meltem ağlattın beni ya,sağol arkadaşım,sahildeki evin ,kocaman terasında kahvalyı etmanin artık bi önemi yok...

    __________________
    Bazen SUSMAK haksıza verilecek en güzel cevaptır...
      Alıntı ile Cevapla
    Eski 07-05-2007, 09:37   #6
    Onursal Dost
    ZiLAN - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: Feb 2007
    Mesajlar: 1,415
    Tesekkür: 0
    41 mesajina 63 kez tesekkür edildi
     ZiLAN isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    Güzel bir anı.Sevgilerine diyecek bir söz yok...Teşekkürler..

    __________________
    Serbest piyasa dostluklar

    ikilem kıskacında

    Hüküm sürüyor iktidar

    Hükümlü olmuşuz

    Hükmettiğimiz çarkın sahte zarında

    Her gün,

    Biraz daha zalimleştiriyor

    İçimizdeki canavarı

    Her kuvvet,

    Biraz daha zalimleştiriyor

    İçimizdeki şeytanı


    DİLİMİN SINIRI DÜNYAMIN SINIRLARIDIR...
      Alıntı ile Cevapla
    Eski 07-05-2007, 22:31   #7
    Aktif Üye
    Üyelik Tarihi: May 2007
    Mesajlar: 338
    Tesekkür: 0
    10 mesajina 12 kez tesekkür edildi
     ozen isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    umarım birgün karşıma bu kadar çok sevebileceğim biri ( daha ) çıkar....

      Alıntı ile Cevapla
    Eski 15-05-2007, 10:14   #8
    Yeni Üye
    Üyelik Tarihi: Jan 2007
    Mesajlar: 19
    Tesekkür: 0
    0 mesajina 0 kez tesekkür edildi
     hly7798 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    Boğazım düğüm düğüm oldu. Kelimelerin anlamsızlaştığı anlardan biri bu an. Tertemiz sevgiler diliyorum herkese...

      Alıntı ile Cevapla
    Eski 15-05-2007, 10:29   #9
    Dost
    mnoocalan - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: Dec 2006
    Bulunduğu Yer: ANKARA
    Yaş: 48
    Mesajlar: 4,240
    Tesekkür: 87
    113 mesajina 198 kez tesekkür edildi
     mnoocalan isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    meltem emeğine sağlık sabah sabah beni nasıl ağlattın bende eşimi bu kadar çok seviyorum ve eminim oda beni seviyor ama şu ölüm olmasa

    __________________
    Kayıp kentin güzel insanı
    Rüzgar esermi sizin oralarda?
    Ve
    Umut türküsü söylenirmi
    Sevda misali?
    Yada buradan sesimiz duyulurmu
    Bir SELAM desek dosta...
      Alıntı ile Cevapla
    Eski 15-05-2007, 10:37   #10
    Onursal Dost
    AYIŞIĞI - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: Oct 2006
    Bulunduğu Yer: ANTALYA
    Mesajlar: 1,727
    Tesekkür: 5
    38 mesajina 47 kez tesekkür edildi
     AYIŞIĞI isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    süper bi hikayeydi...burnumun direği sızladı vallagüzel yüreğine sağlık dost

    __________________
    "YAŞAMAK DİRENMEKTİR YANGIN YÜREKLİM"

    [email protected]


    hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü
    hoşçakal
    sazımdaki hüznü
    içimdeki sızıyı
    boynu bükük karanfilimi
    ve yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara
    sırılsıklam yalnızlığımı alıp yanıma gidiyorum
    hoşça kal bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar
    hoşçakal
      Alıntı ile Cevapla
    Cevapla

    Tags
    kadar, sevebilirmisiniz


    Yetkileriniz
    You may not post new threads
    You may not post replies
    You may not post attachments
    You may not edit your posts

    BB code is Açık
    Smileler Açık
    [IMG] Kodları Açık
    HTML-Kodları Kapalı
    Trackbacks are Açık
    Pingbacks are Açık
    Refbacks are Açık



    Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:47 .
    Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
    Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

    Modified by HAKANDOST

    eXTReMe Tracker




    Valid XHTML 1.0 Transitional


    Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1