Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Kadınca > Kadın Sorunu
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 16-11-2007, 05:32   #1
Dost
HAWIN_ZEL - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Nov 2006
Bulunduğu Yer: kimse bilmez nereli oldugunu?
Mesajlar: 1,169
Tesekkür: 0
47 mesajina 86 kez tesekkür edildi
 HAWIN_ZEL isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı sokaktaki şiddet

Kadınlar toplumda şiddetin çeşitli biçimlerine maruz kalıyorlar. İş yerinde, evde, sokakta, otobüslerde... Mesela kadınsanız, minibüste derli toplu oturmanız lazım, sağa sola bakmak mı; aman her an yanlış anlaşılabilir.
siteadi.com - sokaktaki şiddet

Yolda mı yürüyorsunuz, hele hele bir dükkan önünden mi geçiyorsunuz, baş mutlaka önde olmalı. Yoksa her an biriyle göz göze gelebilirsiniz; o zamanda laf atılmasına ya da sarkıntılık edilmesine razı olun. Bir de hava kararmışsa ve siz tek başınıza bir kadınsanız sokak ortasında vay halinize. Bir ürküntü verir o zaman, o çok iyi tanıdığınız şehrin tanıdık sokakları, caddeleri, kaldırımları. Çünkü kent erkekleşir o zaman ve kadın kendisini karanlığın hallerine, karşıdan gelen insanların silüetlerine göre korumaya alır, yapabileceği tek şey, kaldırımda yürürken zigzaglar çizmek ya da karşı kaldırımla arada mekik dokumaktır. Onun böyle bir anda derin düşüncelere dalması ya da yolda yürümenin zevkini yaşaması mümkün değildir; tek derdi varmak istediği yere ulaşmaktır sağ salim. Belki karşıdan gelen silüet kötü biri değildir; hatta kadın haklarını savunan biridir, belki iyi bir aile babasıdır ya da eşcinsel. Ama kadın bunu anlayamaz ki; çünkü o karanlıkta beliren silüet “belki” dir.
Hakaret ve aşağılanmaktan, sistematik toplu tecavüzlere uğramaya kadar varan boyutlarda yaşıyor kadınlar şiddeti ve bu şiddet, kadınların hayatını yaşanamaz hale getiriyor. Ancak şiddet şu an toplumun büyük bir kesimi tarafından meşrulaştırılmış/meşrulaştırılıyor. Sokakta, iş yerinde tacize uğrayan kadın, uğradığı bu hakaret ve aşağılanmayı yakını olan bir erkekle paylaştığında olay kavgaya dönüşüyor ve kadınlar bile kendi içlerinde, tacize uğrayan kadın hakkında ”meyil vermiştir de bundan bu olaylar başına gelmiştir” ya da “ kuyruk sallamasaydı bunlar yaşanmazdı” gibi sözler ifade ediyorlar. Mevcut cinsiyetçi düzenin doğal olarak algılanması, kadının metalaştırılması, kadına yönelik uygulanan güç ve zor kullanımının hoşgörüyle karşılanması, kadınların şiddete boyun eğmesinin toplumsal yapı ve kültür tarafından desteklenmesi gibi nedenler kadına yönelik şiddete neden olan bir takım kültürel kaynaklar.

Tarihten günümüze kadına dönük cinsel şiddet
Kadınların yaşadığı bu şiddetin tek sorumlusu olarak ataerkil toplum yapısı gösterilemez elbette. Kadına yönelik bu şiddet, ataerkilliğin oluşumundan bugüne kadar gelen bir geçmişe sahip olsa da, bugün kadınların yaşadığı bu sorun asla geleneksel toplum değerlerine indirgenemez. Çünkü kadınların uğradığı şiddet, diğer şiddet ve tahakküm biçimleriyle birlikte her süreçte kendini yeniden şekillendirmiştir. Bu yüzden kadınların maruz kaldığı şiddeti, ne mevcut tahakküm biçimlerinden soyutlayabilir ne de onlara indirgeyebiliriz. Kadına yönelik şiddet kendine özgü bir yapıya sahip olmakla birlikte, diğer şiddet biçimleriyle de birleştiğinde daha ağır bir soruna dönüşmekte. Kadınların maruz kaldığı cinsel şiddet; sınıf, ırk, etniklik temelindeki diğer şiddet biçimleriyle tarihten günümüze beslenmiştir ve halen beslenmektedir.
“Cinsel taciz” in kavramsallaştırılması sürecine bir göz attığımızda geçmiş zamanla bugün arasında olumlu anlamda pek de fazla bir yol kat edilmediğini görürüz. 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında özellikle ABD, Almanya, Kanada ve İngiltere gibi ülkelerde özellikle fabrikalarda çalışan işçi kadınlar, hizmetçiler, tezgahtar ve sekreter kadınlar sürekli tacize ve tecavüze maruz kalıyorlardı. Ancak o dönemde çalışan kadının zaten ahlaksız ve cinsel tacizi göze almış olduğu düşünüldüğü için işverenlerinin ya da üstlerinin kötü davranışlarına karşı çıkmaları için hiçbir dayanakları yoktu. Zaten bizim bugün “cinsel taciz” diye nitelendirdiğimiz söz ve davranışlar o dönemde cinsel taciz olarak kavramsallaştırılmış olmadığı için bu davranış ve sözler için bir suç tanımı ve cezası da yoktu. Kölelik sisteminde köle kadınlar cinsel mülk sayılırlar ve onlar sahiplerinin davranışlarına karşı çıkamazlar, karşı çıktıklarında ise işten çıkarılmaya razı olmuşlar zaten.

O günden bugüne bir şey değişmemiş

“Cazibeli olan her genç kadın farkında olmasa da ve bunu hiç istememiş olsa bile tahrik edici olabilir. Bununla baş etmeyi öğrenmek kızların hayatındaki eğitimlerinin bir parçasıdır. Patronun, müşterinin ya da ustanın farklı niyetleri olduğunu anlayınca uygulanabilecek standart teknik; bunları görmezden gelmek ve bu davranışlar ciddi değilmiş gibi davranmaktır. Oyunun kuralı şudur: Adam çizgisini aşmaz ve kızın kendisine karşı çıkmasını gerektirecek kadar ileri gitmez. Ama bazen adam kontrolünü kaybedebilir. İşte bu durumda kız gerçekten kötü durumdadır. Tamamen suçsuz olsa da paçayı kurtarmak için işi bırakmaktan başka bir alternatifi yoktur.”
Bu cümleler 1935’de basılan bir iş görgü kuralları kitabında genç kadınları iş yerinde karşılaşacaklarına dair eğitmek için sarf edilen sözler. Dedik ya, o günden bugüne pek de bir şey değişmemiş, zihniyetler aynı; sadece sorunun gündeme getirilmesi konusunda bir takım ilerlemeler var. 70’lerde görülen feminist dalgayla birlikte cinsel taciz kavramı biraz daha kadının bireysel yaşadığı bir durum olmaktan çıktı ve kamusallaştı. Ancak bu sorunun gündeme taşınması ve çözüm üretilmesi noktasında ülkedeki mevcut kadın hareketi hep bir talihsizlik yaşamıştır. Bunun asıl nedeni ise var olmuş ve var olan kadın hareketlerinin elde ettikleri birikimleri, bir kuşaktan başka bir kuşağa aktarma geleneğinin olmamasıdır. Zaten bu ülkede kadınların elde ettikleri bir takım kazanımlar, kadınların kendi tabanlarında verdikleri bir takım mücadelelerinin soncunda kazanılmamıştır; bu kazanımlar yukarılardan bir yerlerden kadınlara lütfedilmiştir. Kadınlar da bu lütufları yakalarında bir süs eşyası olarak taşımışlardır. Bu yüzden bu topraklar üzerinde kadın hakları savunucusu feminist dernekler, kuruluşlar, kendi geleneğini geliştirme şansına sahip olamamıştır. Bu kuruluşlarda sadece karnının tokluğu ve sırtının pekliğine zıt, siyasi ufku dar birkaç kadın; bekaret kontrollerinden sağ çıkmayan, ırgatlığa giderken boğulan, sokakta tacize uğrayan, evlerinde tecavüze ve ensest ilişkiye zorlanan kadınlarımızın sorunlarını gündeme taşımıştır.

Mor İğne Kampanyası

Türkiye’de cinsel tacizin gündemleştirilmesi 90’lı yıllarda gerçekleşir. Bu yıllarda “sokakta cinsel taviz hayır” sloganıyla ekinlikler düzenlenir ve kadınlara mor iğne dağıtılır. Bu dağıtılan iğnelerden dolayı kampanyanın adı Mor İğne Kampanyası olarak anılmaya başlar:
Şimdi size, harika bir ürün tanıtmak istiyorum. Elimde gördüğünüz bu iğne, paslanmaz çelikten olup, 7cm uzunluğundadır. Üzerinde bulunan mor kurdele tüm giysilerinizle birlikte kullanabileceğiniz bir aksesuar niteliğindedir. Bu şık aksesuarın aynı zamanda size sarkıntılık edenlere karşı savunmanızda nasıl bir araç olduğunu şimdi size göstereceğiz. Hareket şu… Hiç acımadan batırın, korkmanıza gerek yok, tetanoz yapmaz. Bu iğne, Mor İğne Kampanyası'nın bir ürünüdür. Kampanya grubumuz kadınlardan meydana gelmiş olup elle, sözle, gözle yapılan sarkıntılığa karşın etkin ve kalıcı önlemler geliştirmeyi amaçlamaktadır. Sarkıntılığa karşı çıkmak isteyen tüm kadınları bu kampanyaya bekliyoruz.”

Gece sokağa çıkan kadının cinsel saldırıyı göze aldığı düşünülüyor!
Bu tarz eylemlilikler insanların bu konuya dikkatlerini çekmişse de iddia edildiği gibi pek de kalıcı bir çözüm yaratmamıştır. Yapılan bu tarz kampanyalar, kitleselleşememiştir; çünkü toplumun genelinde var olan sınıfsal, etniklik ve ırk temelindeki şiddet sorunuyla ilişkilidir kadına uygulana şiddet. Bu sorun ancak bir bütün içinde çözülebilir. Yani iğneyi herkes kendi kendine batırınca…
Peki kadınların yaşadıkları cinsel taciz konusunda insanlar ne düşünüyor. İşte rakamlar:
Adli Tıp Enstitüsünün araştırmasına göre; polislerin yüzde 66’sı ile hakim ve savcıların yüzde 50’si, kadınların dış görünüşü ve davranışlarının tecavüze kışkırttığına inanıyor. Aynı ankete katılan psikologların yüzde 82’si bu görüşün yanlış olduğunu savunuyor. Yine hakim, polis ve savcıların büyük çoğunluğu gece saat 22.00’den sonra sokağa çıkan kadının tecavüze ve tacize uğramayı göze aldığını düşündüğü noktasında fikir birliğine varmış. Yine “bir erkek kadına para harcamışsa kadın istemese de cinsel ilişkide bulunma hakkına sahiptir” görüşüne yüzde 8 oranında en çok polis, hakim ve savcılar inandıklarını açıklamışlar.
Bu rakamlar gerçekten de ürkütücü. Öyle ki bir ülkenin kolluk kuvvetlerini ve hukukun uygulayıcılarını oluşturan insanlar arasında kadına bakış açısı buysa vay halimize. Fahişeye tecavüz durumunda, tecavüzcünün cezasında üçte iki oranında indirim sağlayan ceza yasasını mı, kendisine tecavüz edenle evlendirilme ilkesine dayanan onarıcı yasayı mı; yoksa sokakta tacize uğrayan kadına sorulan “neden oradaydın, ne giyinmiştin, çok mu rahat davrandın” gibi sorularla tacize uğrayan kadını aşağılayan soruları mı dert edelim. Başımızı ellerimizin arasına alıp biraz düşünmemiz lazım her halde…
__________________

__________________
SENI ANLAMAK YASMAKTIR
SENI YASAMAK
AMANSIZLIGA KAVGA VE POSTAL SESLERI ARASINDA
DIRENGENLIGE DURMAKTIR
SENI BILMEK YASAMI BILMEK
SILAH OMZUNDA TOPRAGA DUSMEKTIR
SENI ANLATMAK EYLULU GUNLERI GECMISE YOLAMAKTIR`



BANA MAVI ETIKETLI BIR RAKI GETIR
DIYARBAKIR’DAN BIR AVUC TOPRAK
BİTLİS’TEN BIR TUTAM TÜTÜN
AVUCLARINDAN İÇECEGİM
BIR TAS SU GETIR MUNZUR’DAN
BANA ISTANUL’DAN BIRAZ LODOS
MALATYA’DAN SARI KAYISILAR GETIR
BANA KENDINIDE GETIR MEMLEKETIMDEN
SENINLE BIRLIKTE GETIR MEMLEKETIMI
..
  Alıntı ile Cevapla
Eski 16-11-2007, 14:13   #2
Dost
cilek_22 - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Bulunduğu Yer: ev.
Mesajlar: 1,720
Tesekkür: 113
98 mesajina 198 kez tesekkür edildi
 cilek_22 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

cok güzeldi yazi tsk,ler..ama bu hicbi zaman degismiyor yani eskidendi bunlar diyemiyorum ben nedense..bence kiz cocuklarina bazi baskilar cok kücükten ince ince uygulaniyor.. bi kiz cocugu hep korunmaya muhtacmis gibi yetistiriliyor cünkü güc ve siddet hep erkek tarafinda gösteriliyor..ama bu erkek sizi baskalarindan korurken(kendine göre)biran ayni sekilde o siddeti korudugunada gösterebiliyor. cok yazik siddet;birseylerin arkasina saklanmak isteyen aciz insanlarin basvurdugu bir yoldur bana göre..umarim tüm bu calismalar ise yarar ve kimse bu asagilanmalara maruz kalmaz. ha bu arada gecen gün yolda bi anne,aglayan erkek cocuguna(türk)erkekler aglamaz diye kizdi ve susturdu cocugu..yani dogustan belirleniyorlar galiba kimin kimde olacagini..

__________________
Sahiden de sürpriz olmaya başladı artık
"Bana gelişlerin"
  Alıntı ile Cevapla
Eski 17-11-2007, 20:31   #3
Dost
Tuncelili - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Mesajlar: 323
Tesekkür: 58
10 mesajina 15 kez tesekkür edildi
 Tuncelili isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

dostum bunu böyle görenler utansın kadına bir mal gibi bakan ve kendini insan yerine koyanlardan bahsediyorum biraz ağır olacak ama hayvan her zaman hayvandır ha 19 yy ha 20 yy ne farkeder ki hep aynı tabi çıkan bazı kanunları hiçe saymıyorum uygulamaya çalışılsada emeğine sağlık dostum bu konuda haklısınız yerden göye kadar

  Alıntı ile Cevapla
Eski 03-01-2008, 08:13   #4
gz_antepli
Guest
Mesajlar: n/a
Tesekkür:
mesajina kez tesekkür edildi
 
Tanımlı

Sevgili Hawin_zel;

Bu sorun bizim kemigimize işlemiş bir kangren gibi
Mutlaka kesilip atılması gerekiyor
Tedavi kabul etmiyor..

AB yasaları nedeniyle bu tip suçlara(Taciz gibi) verilen cezaların içleri boşaltıldı.

Örnek
Yılbaşı gecesi Taksim' deki rezalet ötesi olaylardaki aşağılık insanlara

57,00 YTL. Ceza kesildi
Ve
çekip Evlerine pardon
Ahırlarına döndüler.
Dün
Bakıyorum televizyona
O
Şerefsizin biri
Tekrar istiklal Caddesinde
Hiç bir şey olmamış gibi geziyor...


Konu gz_antepli tarafından (03-01-2008 Saat 20:20 ) de değiştirilmiştir. Sebep: Harf Düzeltme
  Alıntı ile Cevapla
Eski 03-01-2008, 10:01   #5
Dost
ekinyorum - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Nov 2007
Yaş: 49
Mesajlar: 158
Tesekkür: 2
2 mesajina 2 kez tesekkür edildi
 ekinyorum isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

bu tür ahır hayvanları yüzünden kadınlarımız kızlarımız dışarı çıkamaz hale geldi bu nasl dünya öyle

__________________
Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür
Ve Bir Orman gibi Kardeşcesine
N.Hikmet Ran
  Alıntı ile Cevapla
Eski 03-01-2008, 11:06   #6
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Oct 2007
Bulunduğu Yer: Ankara
Yaş: 41
Mesajlar: 871
Tesekkür: 0
8 mesajina 10 kez tesekkür edildi
 efla isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

saat 10dan sonra evde olduğum zamanlar oluyor
durakla ev arasında bayaa mesafe var,babamı çağrıyorum o beni alıyor
yoksa bu hayvanlar rahat vermiyor..

  Alıntı ile Cevapla
Eski 03-01-2008, 12:38   #7
Dost
ICEEE - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Bulunduğu Yer: ankara
Yaş: 39
Mesajlar: 678
Tesekkür: 11
31 mesajina 67 kez tesekkür edildi
 ICEEE isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Alıntı: efla´isimli üyeden Alıntı | Mesajı Göster
saat 10dan sonra evde olduğum zamanlar oluyor
durakla ev arasında bayaa mesafe var,babamı çağrıyorum o beni alıyor
yoksa bu hayvanlar rahat vermiyor..

eflacım aynen kursum nedeniyle eve 11 de geliyorum babam yada kardeşim ayakta uyuyolar duraktan beni almak için biz eve gelen kadar onlarada rahat yok

__________________
akşamın olduğu yerde bekliyorum
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
sokaktaki, şiddet


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:23 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1