Işığıma
Tüm ömrümü sırtlayıp Yunus Emre misali seni aramaya çıktım. Bazen gecenin içinde karanlığı delen Bir yıldız oldun Ama ardından yine kayboldun. Bazen de, tüm dünyayı aydınlatan ay parçası oldun. Yolumu kaybetmemem için rehberim Oluyordun tüm gece Bazen de yaşamın gizemli labirentlerinden Geçebilmem için umut oldun. Ve tekrar devam ediyordum yürümeye. Bazen ise okyanusların sonsuzluğuna gömülüyordun, Adın "bilinmezlik" oluyordu. Birden yükselen sesler "O bilinmezliktir, O tanrıdır, Yeryüzüne indirmek imkansızdır" diyordu. İşte böyleydi tüm umutsuzların felsefesi. İmkansız derken yok ediyorlardı aslında Oysa, her sonsuzluğun da bir sonu vardır mutlaka. O nedenle Okyanusların sonuna ulaşıp, Seni bulmak içindi yola devam etmem. Birden seni Şam'da Gül bahçesinde görüyordum, Tam da bulduğuma inanmıştım ki Bir rüyadan uyandım Ve bir anda kayboluverdin. II. Ömrüm boyunca o an gördüğüm Cennet bahçesini aradım durdum, Dervişler misali her önüme çıkana Sordum seni, Ama yoktun. Dağlara çıktım orada da bulamadım Ama seni aramaktan hiç vazgeçmedim Sonra, Marmara'nın ıssız bir adasında olduğunu Haber aldım Bana bu sırrı veren Dicle ve Fırat'ın kendisiydi. Onlar da akmaya başladı Marmara'ya doğru, Seninle okyanuslaşan Marmara'yla buluşmak için. Arayışlarım kalbimin kapısını çalınca Kalbimde aramaya başladım seni Ömrümün son yıllarında. Oysa, yıllar önce bilemeden Çok uzaklarda arıyordum seni. Bugün ise çok mutluyum!... Çünkü sen; Kalbimdeki umut, Damarlarımdaki kan, Gözümdeki ışık, Beynimdeki özgürlük oldun artık. |
çok güzel bir şiir teşekkürler zilan..
|
Alıntı:
|
yüreğine emeğine sağlık dostum.
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:51 . |
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.