Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Siirler > Kaynakli Siirler
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 10-10-2010, 22:32   #1
Dost
Sisi - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Mesajlar: 940
Tesekkür: 1356
683 mesajina 12235 kez tesekkür edildi
 Sisi isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı Victor Hugo siirleri

AH, BEN UYKUDAYKEN SEN BASUCUMA GEL
siteadi.com - Victor Hugo siirleri
Ah, ben uykudayken sen basucuma gelsen,
Petrarca'yi ziyaret ettigi gibi Laura'nin, (1)
Degse bana nefesin tam yanimdan geçerken,
Iste o zaman birden
Aralanir dudagim!
Kaç zamandir tutsagi karanlik bir hayalin,
Bitmeli mi bu rüya? Su kederli yüzüme,
Bir yildiz gibi dogsun senin o gözlerin,
Iste o an düslerim
Aydinlanacak yine!

Bir kivilcimin uçustugu dudaklarima
Tanri'nin arittigi o ask pariltilarina,
Bir öpücük kondur, melekten kadina dön,
Ah o zaman ruhum
Uyanir uykusundan!
Victor Hugo

DILENCI

Sen hergün kösebaslarinda
Yirtik urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
Inan yok farkimiz birbirimizden
Sen belki tüm yasaminca dilenecek;
Bekledigin bes kurusu biri vermezse
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben tüm yasamim boyunca
Tek bir kez dilendim
Bir acimasiz kalbin sevdasi ile alevlendim.
Öylesine bos öylesine açik kaldi ki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyecegim.
Victor Hugo

FRANSA'YA

Bu kitabi yurduma
Tasi rüzgâr, ne olur!
Ölü yaprak açiyor
Agaç, köksüz olunca
Victor Hugo

KEDER SANA YAKISIYOR

Ne kadar degismissin görmeyeli,
Ellerin güzelligini kaybetmis nasirdan,
Hüzün rengi almis saçlarinin her teli
Gözlerine gölgeler düsmüs kahirdan,
Gözlerin ki, gördügüm gözlerin en güzeli
Ne kadar degismissin ben görmeyeli
Böyle mahzun kederli degildin eskiden
Fikir fikir gülerdi gözlerinin içi
Dudaklarin nemliydi sevgiden, arzudan
Yapraklarina çig düsmüs karanfiller gibi
Baygin kokusuna anilarla beraber giden
Böyle mahzun kederli degildin eskiden
Sevdiklerin vefasiz miydi bu kadar
Aglamaktan mi karardi gözlerin
Bir zamanlar gözyasini sevmezdin
Simdi nerden yasardi gözlerin
Hasta misin, yorgun musun nen var
Sevdiklerin vefasiz miydi bu kadar
Arzular vardir bilirsin anlatilamaz
Eskisi gibi kalsaydin ne olurdu
Taptaze, ipilik kar gibi beyaz
Keder sana yakismiyor gül biraz
Arzular vardir bilirsin anlatilamaz.
Victor Hugo

SANAT VE HALK
I
Kivançtir sanat, sevinç kaynagidir,
Firtinada alev alev tutusur,
Isigi, aydinlatir mavi gögü,
Sanat görkemidir tüm insanligin
Gözlerindeki kivilcimdir halkin,
Tanrinin alnindaki yildiz gibi.
Bir sarkidir sanat, essiz bir ezgi!
Gönendirir barisçi yürekleri,
Erkekler kadinlarina fisildar,
Agaçlara dogru yükselir kentten,
Bütün insanlar hep bir agizdan,
Uyum içinde o sarkiyi söyler.
Sanat; insanligin düsüncesi!
Kirar prangalari, zincirleri,
O tatli diliyle ele geçirir,
Onundur Tibet, onundur Ren nehri.
Sanat özgür kilar köle halklari,
Özgür halklari ise devlestirir.

II
Ey güzel ülkem,yenilmez Fransa!
O güzel ezgili sarkini söyle!
Sarkini söyle ve gökyüzüne bak!
Sevinç dolu, derinden gelen sesin,
Umududur bütün bu yeryüzünün
Kardesligin halki, ey soylu halk!
Güzel halkim sarkini sabaha söyle!
Aksam olunca bir daha söyle!
Bilirsin isildar isleyen demir,
Aldirma geçmekte olan yüzyila,
Askin sarkisini söyle yüksek sesle,
Ve özgürlügün sarkisini haykir!
Sarkisini söyle kutsal Italya'nin,
Topraga gömülen su Polonya'nin,
Yüregi kan agliyor Napoli'nin,
Macaristan can çekisiyor bak!
Dinleyin zorbalar, sarki söylüyor halk
Aslanin kükreyisini dinleyin!
Victor Hugo

SAIRIN GÖREVI
I.
Niçin sürgünsün sair yasadigin toplumda?
Isiksiz bir karmasadir siyasal partiler,
Bir yarari olur mu su tasasiz ruhuna?
Çiçege durmus siirin sararip soluyor;
O bogucu, kirli havalarinda onlarin,
Güzelim buhurlarin, günnük kokularin;
Sasiriyor yolunu soluklarini duyunca.
Köle ruhlu kavgalarinda senin yüregin,
Çimeni gibidir yasadigimiz kentlerin
Gelip geçenlerin ayaklarinin altinda.
Halkin ve kral, dumanli, sisli baskentlerde
Nasil çarpisiyor iki ölümcül güç gibi,
Duymuyor musun seslerini dehset içinde,
Sen ey topragina tohum serpistiren çiftçi!
Sen ey sair, sen ey usta, kapat kulagini!
Bu samatanin sana hiçbir yarari var mi?
Gürültünün patirtinin içinden gelen
Bu insanlarin arasinda asla yer alma!
Dizelerde tanriya sarkilar söyleyen sen
Uzak dur, uzak dur, onlara sakin karisma!
Arinmis ruh, sarkini göklerde meleklerin
Verdigi huzurlu, barisçi konserde söyle!
Sen ey kutsal çiçek, sen de gidip çöllerin
Engin gökleri altinda serpilip büyü!
Sen ey düssever insan, siginaklari ara!
Gizli magaralari, barinaklari ara!
Unutusa kanat aç bulmak için sevdayi,
Sessizlige kos eger isitmek istiyorsan
Gökten gelen o sevecen ve o ciddi sesi,
Los yerlere kos gönü görmek istiyorsan.
Haydi ormanlara git, haydi sahillere git!
Kendi tatli sarkini oralarda bestele!
Yapraklarin ve gök gibi mavi dalgalarin
Sarkilariyla, ilahileriyle birlikte.
Tanri seni bekliyor kutsal bir yalnizlikta;
Tanri ne çokluklarda, ne kalabaliklarda;
Insan küçüktür, nankördür ve beyhudedir.
Her sey kirlarda titresir, kirlarda ah çeker.
Doga büyük bir çalgidir, büyük bir lirdir,
Sair ise o büyük lirin kutsal yayidir.

Firtinalarimizdan çekil ey bilge kisi!
Bu imparatorluk ki tehlikeli sularda,
Yol aliyor, ne dümeni var ne pusulasi
Sen sakin aldanma, sen sakin kanma ona!
Bu gemi senin için bir aralik ayinda,
Bir balikçinin kurutmak için aglarini
Gerdigi odasinin en ücra kösesinden,
Ugursuz bir gürültüyle gece karanlikta,
Ürperen ve yana yatmis direkleriyle,
Geçisini duydugu bir gemi gibi olmali.

II.
Çok yazik! diyor sair, yazik, hem de çok yazik!
Ben sularin ve agaçlarin sevdalisiyim;
Onlarin miriltilari, fisiltilariyla
Yogruldu, olgunluga eristi yetkin aklim.
Kin, nefret yoktur evrenin yaratilisinda.
Engeller yoktur onda, zincirler yoktur onda.
Iyilik doludur çayirlar, daglar, tepeler;
Gülleri, çiçekleri anlatir bana günesler;
Dogada, uçsuz bucaksiz bir huzur içinde
Ruhum dört bir yana isiklarini saçar.
Seviyorum seni, seviyorum kutsal doga!
Senin içinde eriyerek sen olmak da var;
Oysa serüvenlerin yasandigi bu çagda
Herkes kendini baskasina tutsak kiliyor.
Her düsünce bir güçtür, her düsünce kuvvettir.
Tanri özsuyunu kabuklar için yaratir,
Yesermis, çiçek açmis dallari kuslar için,
Ovadaki bitkiler, otlar için dereleri,
Dolu kadehleri dudaklarimiz için,
Akillar için düsünürü, bilge kisiyi.
Tanri böyle istiyor çeliskili zamanlarda,
Herkes çalisir ve herkes bir hizmet sunar.
Kardeslerine dönüp de "Ben artik çöle
Gidiyorum" diyenlere yaziklar olsun!
Kinler, nefretler, rezillikler su saskin,
Huzursuz halkin yakasina yapismisken
Ne ayip ayakkabisini giyip gidene!
Hiçbir ise yaramayan bir sarkici gibi
Kentin kapilarindan apar topar tüyen,
Kirik dökük düsünüre yaziklar olsun!
Daha güzel günleri hazirlamak için sair
Karanlik günlerde, kötü günlerde gelir.
Ütopyalarin, düssel ülkelerin adamidir;
Ayaklari burada, gözleri baska yerdedir.
Ister yersinler onu, ister övsünler, ne gam!
O peygamberler gibidir, her an, her zaman
Ve her yerde, içine her seyi sigdirdigi,
Elinde salladigi bir mesale gibi
Gelecegimizi, güzel günleri aydinlatir.
Halklar sikintiya düstügünde onlari görür,
Hep asklarla dolup tasar tüm düsleri.
O düsler ki nesnelerin ona firlattigi
Gölgelerin, karanliklarin ürünüdür.
Alay etsinler onunla, varsin etsinler,
O düsünmeyi sürdürür ve kitlelerin
Isitmedigi seyi sessizlige kaydeder.
Kimileri küçümser, görmezden gelir onu
Bu bos insanlarin sözlerine güler geçer,
Kahkahayla güler ve sessiz sessiz düsünür.
Ugultularini ve hiçkiriklarini
Dalga dalga kumsallara yayan kalabalik,
Bir okyanus gibi düslerimizin üstüne
Kuskuyu ve alayi yayan kalabalik,
Seni kivançlandiran soylu, yüce düsünce
Devam ediyor gök bak hâlâ kekelemeye,
Ama yasamin damgasini da tasiyor,
Çünkü insan soyu var Havva'nin karninda
Kartal yumurtasinda kartal, mese palamudunda
Mese var! Bir besiktir Ütopyalar da!
Zamani geldiginde kamasmis gözlerinizle,
Bu besikten, serpilip açmis yürekler için,
Daha iyi bir toplumun çiktigini göreceksiniz.
Hakkin dogurdugu görevin, kutsal düzenin,
Galip gelen inancin ve iyi geleneklerin,
Çiktigini göreceksiniz. Bu devingen ve
Hep kivançli ya da hep üzgün kalabalik,
Yasanin ancak düsler kurarak devsirdigi
Bir seylerin tohumunu bir gün atacaktir.
Bir gün ayaklarinin üstünde duracaktir.
Fakat bu güçlü tohumlari tasimak için,
Içinde kutsal isinlarin arindirdigi,
Esin dolu, sapasaglam yürekler gerek.
Katiksiz yürekler, tertemiz yürekler gerek.
Alabora olur tayfasi olmayan gemi
Kadirganin yol almasi için nasil ki
Kürekçiler her iki yandan kürek çekerse,
Herkesi ve herseyi anlayan Tanrinin da
Ancak büyük ruhlara düsüncelerinin
Iki yaninda kürek çektirmesi gerek.
Uzak dursun sizlerden kutsal kuramlar,
Uzak dursun gelecek zamanin yasalari,
Geçmiste sizin yildiziniz altindan giden,
Sonra sanrinin arkasina gizlendigi,
Örtüyü kaldirip atip da ruhunu pintilik,
Ve tutkunun en alçakça emellerine
Hiçbir sey olmamis gibi hemen teslim eden,
Geçmisi, anilari, umutlari olmayan,
Bu solgun dudakli konusmaci, bu hatip
Uzak dursun sizlerden, uzak dursun sizlerden!
Uzak durur adi insan sarrafina çikan,
Keselerini altinla doldurmak isteyen,
Efendisini yeni hizmetçiler tasiyan,
O eski rahip gülücügünü ***üren,
Dinselligini pazara çikarip satan,
Yirtik gülücükleriyle tüm kötülüklerin,
Göbek attigi bu zevk, bu eglence cümbüsünde,
Baskalari düsünürken o kafayi çeken,
Gerçek hazineleri çar çur edip kaybeden
Cüce ruhlu magrur devden uzak durun!
Dört yol agizlarinda saga sola satasan
Bos öfkelerden, hiddetlerden uzak durun!
Günün birinde kaplan kesilecek olan
Halkin sevdigi bu kedilerden uzak durun!
Halk dalkavuklarindan, saray yagcilarindan,
Partisinin orta yolcu oldugunu söyleyen
Çikarci, bencil politikacidan uzak durun!
Uzak durun bütün sönmüs kösegilerden,
Gögüslerinde bir ruh tasimayanlardan,
Ve ruhlarinda Tanriyi tasimayanlardan!
Yalnizca bu adamlarin eline kaldiysak,
Ulu Tanrim, içinde yasadigimiz bu çagda,
Sair nasil olur da bagirmaz aci içinde
Nasil olur da bagirmaz "yazik! yazik!" diye
Bir gün utançtan yüzünü de gösteremez,
Evinin esiginde, öyle bekler ayakta,
Inmek üzere olan aksamin karsisinda,
Silinen, yitip giden güne göz yasi döker,
Ufkun dört kösesine, ufkun dört bir yanina
Korkunç bir hayalet gibi küllerini saçar.
Bulutlarda gezen çakirdoganlari gibi
Gülüsleri duyulur utkulu sairlerin,
Yergici sairlerin, alayci sairlerin,
Aristofanes'lerin, ve kara sairlerin.
Sayisiz utancimizi yüzümüze vurmak için,
Petrone karanlikta uykusundan uyanip,
O ünlü Romali üslubuna sarilirdi.
Asagilik, alçak çagimizin yöresinde
Archiloque'un topal vezni, aksayan vezni
Bir kirbaç gibi hoplayip ziplardi elinde.
Ama Tanri geri çekilmez hiçbir zaman,
Bu günes ki her seye bir soluk kazandirir,
Hiçbir zaman tümüyle yitip gitmedi gözden,
Tümüyle batmadi gizlendigi tepelerden.
O hep üzgün ve tasali koyaklar için,
Körlestirilmis karanlik su ruhlar için,
Gururun yoldan çikardigi yürekler için,
Uçurumlarin üzerindeki bir doruga
Isinlarini birakir, isinlarini ve
Bazi gerçekleri birakir alinlar üstüne.
Durmayin haydi yüce ruhlar ve düsünceler,
Durmayin kemirilmis sikintili beyinler,
Durmayin hasta yürekler, yarali gönüller,
Sizler dua edenler, güzel seyler düsünenler!
Haydi biraz cesaret, ey gelecek kusaklar!
Firtinanin, boranin ormanda agaçlarda,
Kopardigi gürültüyle, istemeyerek de olsa
Gelen sizler! haydi biraz daha cesaret!
Dur durak bilmeksizin amaçsiz dolasanlar,
Sizler! yolun zifiri karanliklarinda,
Ellerini uzatarak düsünüzün sekillerini
Gördügüne inanan gezgin kuskucular!
Sizler, kafalari aci çeken düsünürler!
Sizler, ilahi bir dehsetle dolu olanlar!
Koyak'in bögürtlerine sarkmis olarak
Uçurumlarin kiyilarina tutunanlar!
Sizler, bu kederli ve utkulu dalgalarin
Denizinde kazaya ugrayan ey insanlar!
Sizler, denizden tir tir titreyerek çikanlar!
Sizler! Yalnizca yüreklerini kurtaranlar!
Bütün sabahlarda, çiçeklerin arasinda
Sizler, günesin dogdugunu gören bilgeler!
Ve bu kutsal isiklarin içine gömülmüs
Tan kizilliginda yeniden gelirsiniz siz.
Sizler, ey savasçilar! Gün dogmadan elini,
Kolunu yikamak için hazir bekleyenler!
Sizler, odalarda düsler, hayaller kuranlar!
Gözleri karanligin içinde yitip gidenler!
Sizler, ey sabrin ve direncin insanlari!
Sizler, ey hep mutluluklari dileyenler!
Sizler, hâlâ Isa efendimizin etegini
Ve hâlâ umudu avuçlarinda tutanlar!
Sizler ellerinde lamba, bir sey arayanlar!
Sizler tek silahi övendire olan çobanlar!
Dayanin ey daglarda, beldelerde olanlar!
Dayanin, dayanin, ey vadilerde olanlar!
Yeter ki her biriniz dar bir keçi yolunu
Bir sabahin izini, bir karigi izlesin;
Yeter ki hepinizin kara bir dalga olan
Kiyisi Tanri ve kuzey yeli bulut olsun;
Yeter ki siz inancinizi eksik etmeyin,
Yeter ki siz kivançliyken ya da kederliyken
Bir çocuga, bir yildiza ya da bir çiçege
Zaman zaman sevgi dolu gözlerle bakin;
Yeter ki köle ya da özgür yurttas demeden
Her seyde ve herkeste sevecek bir yan bulun,
Yeter ki siz, teninizin her bir dokusunda
Evrensel insanligin titrestigini duyumsayin.
Dayanin, karanligin ve köpügün içinde
Hedef çok yakinda ortaya çikacak,
Sisin, dumanin içindeki insanlik soyu
Bir sözcük degildir, bir bilmecedir ancak.
Öne egilmis alinlarinizin üstünden
Yeterince geceler ve firtinalar geçti.
Kaldirin gözlerinizi, kaldirin basinizi!
Isik orada, yukarida, yürüyün haydi!
Ey halklar, kulak verin, kulak verin bu saire!
Ey halklar, kulak verin bu kutsal düssevere!
Gece alni isikli olan yalnizca odur,
O mustulayacaktir size karanliklari,
Delecek olan gelecek zamanlari
Açilmamis tohumu yalniz o bilebilir
Bir kadin gibi tatlidir erkek ve Tanri,
Ormanla ve dalgalarla nasil konusursa,
Onun ruhuna da öyle usulca seslenir,
Yumusak, sevecen ve usul bir sesle.
Çünkü O'dur bütün dikenlere karsin,
Arzulara ve kederli olaylarla karsin,
Yikimlariniz içinde egilip gelenegi
Topla***** yürümeye devam eden odur.
Gökyüzünün kutsayabildigi her sey,
Ve yeryüzünün kapladigi her sey,
Bereketli, verimli bir gelenekten dogar.
Kökü geçmise dayanan bütün düsünceler,
Ister insansal olsunlar ister tanrisal,
Gelecekte de yasar ve çiçekler açar.
Isik saçiyor sair sonsuz gerçek üstüne
Isik saçiyor sair, saçiyor alevlerini,
Olaganüstü bir aydinlikla ruhumuz
Için isil isil parlatiyor gerçekleri.
Boguyor isigiyla, isigiyla dolduruyor,
Kenti, çölü, Louvre'u ve kulübeyi,
Bütün ovalari, bütün daglari ve tepeleri,
Kaldiriyor perdeyi gizlerin üzerinden
Çünkü siir krallari ve siir çobanlari,
Yildizdir, Tanrinin yolunu gösteren.
Victor Hugo

__________________
*********************************
Yaşamak, kendi kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak etinden kemiğinden kendi heykelini yapmaktır.

Goethe
*********************************
  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Sisi üyemize tesekkür ettiler
Corumlu (10-10-2010)
Cevapla

Tags
hugo, siirleri, victor


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:16 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1