Karacaoğlan
? ANONIM ISMI BILINMIYOR ?
Karac'oğlan der ki kondum göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Bir ah çeksem dağı taşı eritir Gözüm yaşı değirmeni yürütür Bu hasretlik beni dahi çürütür Bana sıla da bir gurbet il de bir Gittim gurbet il'e geri gelinmez Kim ölüp de kim kaldığı bilinmez Ölsem gurbet ilde gözüm yumulmaz Anam atam hiç ağlarım yok benim Karacaoğlan |
Ağlayı Ağlayı Düştüm Yollara
Ağlayı ağlayı düştüm yollara Karışayım bozbulanık sellere Adı sanı bilinmedik illere Gitmeyince gönül yardan ayrılmaz Ahım kaldı şu gelinin ahdinde Deremedim güllerini vaktinde Karanlık gecede kolum altında Yatmayınca gönül yardan ayrılmaz Gözüm kaldı şu kaplanın postunda Azrail de can almanın kastında Döne döne teneşirin üstünde Yunmayınca gönül yardan ayrılmaz Hadini de Karac'oğlan hadini Aramazlar gurbet ile gideni Ak göğsün üstünde çakır dikeni Bitmeyince gönül yardan ayrılmaz Karacaoğlan ************************************************* Altın Kafes İdi Benim Durağım Altın kafes idi benim durağım Dost elinden yaralandı yüreğim Evvel yakın idim şimdi ırağım Felek beni nazlı yârdan ayırdı Dostumun yaylası çayır çimendi Şu şirin dillerden ikrarın verdi Yeminler eder de ayrılmam derdi Felek beni nazlı yârdan ayırdı Kumaş olam arşın arşın yırtılam Köle olam çarşılarda satılam Vadem yetmedi ki ölem kurtulam Felek beni nazlı yârdan ayırdı Der Karacaoğlan yanam alışam Akam gidem şu sulara karışam Yol başına gelmiş varam danışam Felek beni nazlı yârdan ayırdı Karacaoğlan |
Bana Kara Diyen Dilber
Bana "kara" diyen dilber Gözlerin kara değil mi Yüzünü sevdiren gelin Kaşların kara değil mi Boyun uzun belin ince Yanakların olmuş konca Salıverirsin kolunca Beliğin ince değil mi Utanırım akar terim Güzellikte yok benzerin En sevgili makbul yerin Saçların kara değil mi Beni "kara" diye yerme Mevlam yaratmış hor görme Ala göze siyah sürme Çekilir kara değil mi Hind'den Yemen'den çekilir Gelir Bağdad'a dökülür Türlü taama ekilir Biber de kara değil mi Göllere konan kuğunun Kanadı beyaz çoğunun Çöldeki Arap beyinin Çadırı kara değil mi İller de konup göçerler Lale sümbül biçerler Ağalar beyler içerler Kahve de kara değil mi Evlerinde sular akar Güzelleri göze bakar Hublar yanağına sokar Sümbül de kara değil mi Karac'oğlan der maşallah Bir gün görürüm inşallah Kara donludur Beytullah Örtüsü kara değil mi ************************************************* Bulgar/Bolkar Dağı Yörü, behey Bulgar Dağı! Senden yüce dağ olma mı? Sende yaylayan güzelin, Yanakları ağ olma mı? Bulgar Dağı iki çatal. Arasında güller biter. Bir yiğide bir yar yeter, İki seven del'olma mı? Bulgar Dağı pare pare. Kim'al giyer, kimi kare, Selam eylen nazlı yare, Ayrılanlar bir olma mı? Yol üstünde iki hanlar, Hani sana konan canlar? Sevip sevip ayrılanlar, Yanıp yanıp kül olma mı? Karac'oğlan, seni gördüm; Düşümü hayıra yordum. Bugün güzellere sordum, Bencileyin kul olma mı. Eteğinde kervan işler, Yükseğinde döner kuşlar. Kürk geydirir, at bağışlar Hemen beğler sende m'olur? Yaylası ufak tepeler! Yağar yağmur, kar sepeler. Kulakta altın küpeler, Hemen güzel sende m'olur? Karac'oğlan, düz ovalar. Şahanın keklik kovalar. İnil inil taş yuvarlar, Koca seller sende m'olur? Karacaoğlan |
Bülbül Ne Yatarsın Bahar Erişti
Bülbül ne yatarsın bahar erişti Ulu sular göl olduğu zamandır Kat kat oldu gül yaprağa karıştı Gene bülbül kul olduğu zamandır Gene bahar oldu açıldı güller Figana başladı gene bülbüller Başka bir hal olup açtı sümbüller Aşıkların del'olduğu zamandır Gene bülbül bilir gülün halinden Yeter deli oldum yarin elinden Aşık aşıp gelir yaya belinden Yardan bize gel olduğu zamandır Gene geldi türlü baharlar bağlar Bülbül figan edip kamuyu dağlar Türlü çiçeklerle bezenmiş dağlar Ulu dağlar yol olduğu zamandır Karac'oğlan der ki geçti çağlarım Meyve vermez oldu gönül bağlarım Aklıma geldikçe durmaz ağlarım Gözüm yaşı sel olduğu zamandır Karacaoğlan ******************************************* Çıkıp Yücesine Seyran Eyledim Çıkıp yücesine seyran eyledim Gördüm ak kuğulu göller perişan Bir firkat geldi de durdum ağladım Öpüp kokladığım güller perişan Hayal hayal oldu karşımda dağlar Eşinden ayrılan ah çeker ağlar Dökülmüş yapraklar bozulmuş bağlar Bülbülün konduğu dallar perişan Yıkılmış dilberin mamur illeri Susmuş bülbüllerin her dem dilleri Dağılmış sümbülü solmuş gülleri Yüzüne dökülmüş teller perişan Karac'oğlan der ki top avlamadım Arap ata binip boyalatamadım Küstürdüm dilberi hoylatamadım Dilberi küstüren diller perişan Karacaoğlan |
Çukurova
Çukurova bayramlığın giyerken, Çıplaklığın üzerinden soyarken, Şubat ayı kış yelini kovarken, Cennet dense sana yakışır dağlar. Ağacımız yapraklarla donanır, Taşlarımız bir birliğe inanır, Hep çiçekler bağrınızda gönenir, Pınarınız çağlar, akışır dağlar. Rüzgar eser, dallarınız atışır. Kuşlarınız birbiriyle ötüşür, Ören yerler bu bayramdan pek üşür, Sünbül niçin yaslı bakışır dağlar. Karac'oğlan, size bakar sevinir; Sevinirken kalbi yanar, köyünür; Kımıldanır hep derdlerim, devinir; Yas ile sevincim yıkışır dağlar. Karacaoğlan ******************************************* Dağlar Dinleyin ağalar, size söyleyim; Arş u Kürsü gider yolun var dağlar. Kar-ardıçlı, kamalaklı yüceler. Selvili, söğütlü yerin var, dağlar. Ahır Dağı'ndan gör Maraş bağını, Engirek'te derler ilin çoğunu. Bayra'dan. Bertiz'den Konur Dağı'nı; Göksun güzel derler, ilin var, dağlar. Gün doğanda Gündüzlü'nün başına. Ak Dağ derler duman çöker başına, Göğdeli'de sümbüllünün peşine Kabak tepe derler, şarın var dağlar. Karacaoğlan der de: Bitirdim çağı, O yüce Bin Boğa, Bolkar'ın dengi. Soğanlı yücesi koca Bey Dağı Erciyes ulumuz, pirin var dağlar. Karacaoğlan |
Dağlar
Yücesinde namlı namlı karın var, Seni yaylayacak zamanım dağlar! Başından aşmağa yoktur takatim, Kalmadı dizimde dermanım dağlar! Yağmur yağar, mor sümbüller bitirir; Yel estikçe kokuların getirir. Sarı çiçek sarvan kurmuş oturur; Karışmış güller çimenin dağlar! Sarı çiçek sallanıyor naz ile, Dem sürerdim on beşinde kız ile, Şimdi öksüz kaldım kırık saz ile, Ah ettikçe tüter dumanım dağlar! Yaz gelir, illerin çözülür, konar. Güzeller suyundan içip de kanar. Küpeler kulakta mum gibi yanar; Gördükçe, artıyor imanım dağlar! Karac'oğlan der ki: Çöktüm, oturdum; Bağ bahçe diktim de meyva yetirdim. Alnı top perçemli yavrı yitirdim, Bir köşende kaldı gümanım dağlar! Karacaoğlan ************************************************** ** Değirmenden Geldim Beygirim Yüklü Değirmenden geldim beygirim yüklü Şu kızı görenin del'olur aklı On beş yaşında da kırk beş bölüklü Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim Birem birem toplıyayım odunu Bilem dedim bilemedim adını Albistan yanaklı Kürtler kadını Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim Bizim ilde urum olur uc olur Sızılaşır bozkurtları ac olur Bir yiğide emmi demek güc olur Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim Karac'oğlan derki n'olup n'olayım Akan sularınan ben de geleyim Sakal seni makkabınan yolayım Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim Karacaoğlan |
Elâ Gözlerini Sevdiğim Dilber
Elâ gözlerini sevdiğim dilber Kokuya benzittim güller içinde İnceciktir belin hilaldir kaşın Selviye benzettim dallar içinde Benim dostum gelişinden bellidir Ak elleri deste deste güllüdür Güzel seven yiğitler de bellidir Melil mahzun gezer eller içinde Karşımızdan gelen acep yâr m'ola Benim gibi yaralanmış zâr m'ola Benim sevdiğimden güzel var m'ola Hakk'ın yarattığı kullar içinde Karac'oğlan söyler biz de varalım Kelpler rakip olmuş biz de görelim Halin hatırını onun soralım Götürüp giderler sallar içinde Karacaoğlan ********************************************** Elâ Gözlüm Ben Bu İlden Gideyim Elâ gözlüm ben bu ilden gideyim Zülfü perişanım kal melil melil Kerem et aklından çıkarma beni Ağla göz yaşını sil melil melil Yekin ey sevdiğim sen seni düzelt Karayı bağla da beyazı çöz at Doldur ver bâdeyi bir dahi uzat Ayrılık şerbetin ver melil melil Elvan çiçeklerden sokma başına Kudret kalemini çekme kaşına Beni unutursan doyma yaşına Gez benim aşkımla yâr melil melil Karac'oğlan der ki ölüp ölünce Ben de güzel sevdim kendi halimce Varıp gurbet ile vâsıl olunca Dostlardan haberim al melil melil Karacaoğlan |
Elif
İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif diye Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif diye Elif'in uğru nakışlı Yavru balaban bakışlı Yayla çiçeği kokuşlu Kokar Elif Elif diye Elif kaşlarını çatar Gamzesi bağrıma batar Ak elleri kalem tutar Yazar Elif Elif diye Evlerinin önü çardak Elif'in elinde bardak Sanki yeşil başlı ördek Yüzer Elif Elif diye Karac(a)oğlan eğmelerin Gönül sevmez değmelerin İliklenmiş düğmelerin Çözer Elif Elif diye Karacaoğlan ******************************************* Gökyüzünde Tüten Olsam Gökyüzünde tüten olsam Yeryüzünde biten olsam Al benekli keten olsam Yâr boynuna sarsa beni Yâr kolunda burma olsam Yedikleri hurma olsam Alçım alçım sürme olsam Yâr kaşına sürse beni Karac'oğlan uşak olsam Yâr belinde kuşak olsam Bir atlastan döşek olsam Yâr altına serse beni Karacaoğlan |
Gönül Ne Gezersin
Gönül ne gezersin sarp kayalarda İniver aşağı yola gidelim Bir güzel sevmeyle gönül eğlenmez Gel güzeli bolca İl'e gidelim Koyuverin gitsin sefil baykuşu Durmuyor akıyor gözümün yaşı Kadir kıymet bilmez imiş her kişi Kadirli kıymetli İl'e gidelim Şahini koyuverin avını alsın Yarenim yoldaşım yanıma gelsin Şu garip illerde düşmanım ölsün Emmili dayılı İl'e gidelim Karac'aoğlan der ki yiyip içmeden Güzeller usanmaz konup göçmeden Muhanatın köprüsünden geçmeden Düşelim de azgın sele gidelim Karacaoğlan ********************************************* Güzel Ne Güzel Olmuşsun Güzel ne güzel olmuşsun Görülmeyi görülmeyi Siyah zülfün halkalanmış Örülmeyi örülmeyi Mendilim yudum arıttım Gülün dalında kuruttum Adın ne idi unuttum Sorulmayı sorulmayı Seğirttim ardından yettim Eğildim yüzünden öptüm Adın bilirdim unuttum Çağırmayı çağırmayı Benim yarim bana küsmüş Zülfünü gerdana dökmüş Muhabbeti benden kesmiş Sevilmeyi sevilmeyi Çağır Karac'oğlan çağır Taş düştüğü yerde ağır Yiğit sevdiğinden soğur Sarılmayı sarılmayı Karacaoğlan |
Hasan Dağı
Çok sevdiğim Hasan Dağı, Şu dumanın hal olma mı? Senin gibi yüce dağın Eğlim eğlim yol'olma mı? Hasan Dağı'nın eteği, Çevresi güller biteği. Koç yiğit, arslan yatağı Hiç bu dağın il olma mı? Yükseği yalım kayalı. Kekliği şahan soyalı. İnce belli, gök sayalı Dilber seven del'olma mı? Yükseğinin karı tozar, İngininin köyü mezar. Göğsü al'ca kaplan gezer, Avcı olup al olma mı? Eğlim eğlim yol alanın, Seferine kul olanın, Ak gerdanda ben olanın Yanakları bal olma mı? Deli gönül, var günahın. Onun için geçmez anın. Senin gibi padişahın Benim gibi kul'olma mı? Farı, Karac'oğlan, farı. Ben çekerim ah ü zârı. Günde bağlanırsın sarı, Bu velenin al'olma mı? Karacaoğlan ********************************************** İlk Akşamdan Vardım Kavil Yerine İlk akşamdan vardım kavil yerine Önegördüm kömür gözlüm gelmedi Bilmem gaflet bastı yattı uyudu Bilmem o yâr bize küstü gelmedi Benim yârim gide gide donandı İkrar verdi cahil gönlüm inandı Ay da geldi orta yeri dolandı Seherin yelleri esti gelmedi Unuttu mu ahd ü amanı n'etti Başın alıp gayrı diyara gitti Benim mecbur olduğumu farketti Zalım garaz etti kaçtı gelmedi Karac'oğlan der ki devranım döndü Gönlüm yücedeydi engine indi Seherin yelleri şafağın bendi Hani usul boylu sunam gelmedi Karacaoğlan |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:46 . |
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.