|
21-10-2012, 12:05 | #1 |
Can Dost
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: LAMEKAN
Yaş: 52
Mesajlar: 1,442
Tesekkür: 970
|
AYDINDOST şiirleri.
BEN BİR ŞAİR DEĞİLİM
siteadi.com - AYDINDOST şiirleri. SADECE MAVİ DÜŞÜNDE VE EN GÜZEL MAVİMİ BULDUM aydındost. HALİ YAREN eyledindi bir hal oldun rüsva elin oğlu oldu sana gülü hüsna kapının önüne işkembesi kussa sefada gelmiş hoş gelmiş sana Sandınki buldun gonca haneyi açtınki dostta o türlü yareyi bulamazsın artık sende çareyi baykuş sesi gayrı bülbül sana ararsın alemde gül veren aşka bulmazsın el değmişten başka tabip gelse son nefeste başa gülün dikeni bile haram sana Sual olunmaz ise varlık boşa kime gider kimine gitmez hoşa İkrar doğrluktan şaşmaz asla Şaşanlar artık doğrudur sana AYDINDOST SIIR I ALEM KÜL VE HAR terk eyledim ben makamı figanı çulu benim postu senin olsun ben gördüm şimdi yanan ataşımı külü benim, harı senin olsun ferhat sevsede çok ahu şirinini mevlana bilse piri şemsi tebrizini kul demezdi şahmaranın yerini ikrar benim abuhayat senin olsun AYDINDOST 28.11.2012 gule sore DOKUZ KÖYÜN FAŞİSTİNE dün gece gördüm hayra yoram iki yol almış gelmiş neyi soram üçüncü gelişini bize yol sayam kaval çalan koyunu kurda vermiş İnsan düşmanlığını alimlik sayan aşka sebeb emelli güller dağıtan devran dolaşıp küfrü bize atan Eşşeğin semerini koyuna vermiş iKRAR'ım riya suyunda yüzenler ilme ,bilime hep damdan girenler hakkı ve adaleti yolluk edenler Bizi Bir katre, bir kar tanesi bilmiş AYDINDOST 17.11.2012 seyri sefa. Hani gelecektin son vapur yanaşıyordu iskeleye VE yavaş yavaş azalıyordu insanlar istanbul sokaklarında bekleyenleri vardı herkezin bir bir eller kavşuyordu ve yanaklaşıyordu sevdalılar alıp bir birlerini azaltıyorlardı istanbul sokaklarını hani gelecektin istanbul sokaklar ve ben hala seni bekliyoruz ben seni beklerken güller getirmedim çünkü çiçekler dalında güzeldir diye büyütüldüm sana güzel sözler hazırlamadım varoşlarında büyüdüm çünkü bu eski bizansta hani gelecektin istanbul ve sokaklar sensizliği yaşıyabilir ya ben seni bekliyeceğim bu sefer geleceğine eminim 2 temmuz 2007 de kadıköyde meydanda bekliyorum bekliyoruz bekliyorlar dost dostuuummmmm. 2007 Güller ve küller alkış tutmuşlar yarimi yakarken bir ellerrinde benzin bir ellerinde kibrit güller soluvermiş yarim yanarken bir elinde saz bir elinde mızrap ilkin rüzgarda suratıma çarpan saçları yanmış sonra uzaklığı anlatan gözleri ardından düşmana kurşun olan dili sımsıcak elleri ve bir kuş kadar ürkek bir kaplan gibi cesur olan bir avuçluk yüreği sonra düşmüş madımağın dibine dışarıda alkış sesleri hınca hınç doldurmuşlar meydanı sakallı fesli ve ardında allahın kelamı oysa ne hayaller kurmuştuk derecektim onun için açan gülleri şimdi serpmek kaldı bana külleri 2007. Gözlerim direnişçi kapına geldim bakma gözlerimin ıslaklığına ben ağlamadım yağmur yağdı bakma saçımdaki aklara onlar yangında küllerden kaldı. sana kimseyi getiremedim hepsi orda kaldı kapına geldim kapına ayaklarım kaçak ellerim titrek gözlerim direnişçi sırtımda dersim menekşeleri omuzumda sivasın külleri vallahi inaki yağmur yağdı ben ağlamadım kapına geldim kapına kalp atışlarımdır kapını çalan hatırım varmı.? 2007 karanfil bana karanfiller getirdiler üstünde insan külleri hala üstünde gözleri vardı çocukların neden diye feryat ediyorlardı karanfil, küller ve gözler ne olur ağlamasın o gözler yüreğim bir kozalak ve yemişleri tükendi 2007 halay sana aşk şiirleri yazmak istedim hep aklım çocukların gözlerinde kaldı ben hep sana güller getirmek istedim bağı bahçede hep aklımmda figanda ki bülbülün yası kaldı sana uçurtmalar uçurtmak istedi gönlüm gokyüzünün maviliğinde kulaklarımda kanat çırpan kuşların sesi kaldı. hep seninle el ele olmak istedim beynim özgürlük için halaylarda kaldı. 2007 sandallarım tüm dertlerimden sandallar yapıyorum kağıttan ve denize salıyorum filolarımı ne batıyorlar nede bir başka adaya çıkıyorlar ve geri dönüyorlar geceleri yanlızlık limanıma ben ise hiç bir savaşı kazanamamış bir amiral gibi kalıyorum 2007 Döngü BEN GÜLMEYİ KIZIMDAN ÖĞRENDİM UFACIK ELLERİNDEN ALDIM AŞKIMI ANLADIMKİ AŞK KALPTEN DEĞİL YÜREKTEN OLANIYMIŞ BEN BABAMDA GÖRDÜM AYRILIĞI SON ARZUSUNU YETİŞTİRİKEN KOYNUNA YAVRUMU HA GİTTİ GİTTİ GİDECEKKEN MUTLUĞUĞUNU GÖZ YAŞLARINDA SON NEFESLERDE KAHPE DÜNYADAN ANLADIMKİ AYRILIĞIN ACISI KALPTEN DEĞİL YÜREKTEN OLANIYMIŞ 2007. Kardeşlik Adına bize bir gül söyle baykuş görmemiş olsun bize bir yer söyle kimse gitmemiş olsun tüm şairler utansın dizelerinden bize bir şey söyle kimse duymamış olsun dostluk kardeşlik adına 2007 BEN bİR Şiirim Ben bir şiir im gah munzurda yazılırım menekşe kokulu dağlarda gah diyarbekirde bedeva ekmek kuyruklarında hozat ın önünde dururum bazende kavuşurum buluta türkü olurum zaptedemezler beni ben bir şiirim kapanır demir kapılar elde kelepçe kalır sadece yürekklere yazarlar benii esaretteki bedenler düşünmek değilde yazmak beni suçtur. pazarlıksız ben bir şiirim kavuşmak ister beni yazanlar özlemlerini dökerler yüreklerinden çok kez burşturulup atılmışımdır bir kağıt içinde sevda şiirlerinde bazende kalmışımdır gül kurulu sayfalar içinde ben bir şiirim çoğu kez yakılmışımdır dumanları ile boğmuşlar beni sakıncalı kalmışımdır beni yazan kalemlere kalem kırmıştırlar ne olur şair daha sert tut kalemini seni unutma yaşatan benim ben bir şiirim 2007 Resim ikimizde sustuk geçmişi konusurken bir masa tek sandalye bir kadeh sarap yaşanmamış saydığımız geçmişimizi konuşurken ey bana bakarken gülen resim birazdan yeri öpeceksin o çerçeve ve cam ile hayatta arabeske yer kalmadı mişli geçmiş zamanlar yok artık beynimde içimde artık beni sana kul eden şeytan yok bir kadeh şarap bu sefer toparladım kendimi ellerim titremiyor ve..................... 2007 Ren Geyiği sustukça susuyor hayat. güldükçe kızıyor. ve dağılıyor mutluluğmun çizelgesi. ilk göz ağrım. ilk sanal dostlullarım. bir bir dönülmüyor. ne çok düşlemişiz geyikleri ithal ren geyikleri bile renk katmıyor hayatıma inadına türkü inadına bilgi. 2008 Yanlızlığımı çal usul usul sokul koynuma bana yüreğinden atışlar bırak damarlarımda yollar açılsın terin alsın göz yaşlarımı kulağıma fılsılda söylenmemişleri ben sana çok uzak kaldım yanlızlığımı çal benden savur deli rüzgara sitemsiz bak gözlerime nasibini alsın kirpiklerimde ellerini saçıma dola güç ver bana kafam dik olsun utangaçlığımı al çal dağlara sonra tut elimden kaldığım yerden götür kavgama 2008 Aşk Ve sifon AŞK VE SİFON sonsuzluğa kadar sevmek bir ince yol ister bazen refakat edersin kendi hislerine kapı eşiğine kadar. holden bırakıp gelirsen oda senle kalır. kabulenirsin dört dörtlük bir aşk olmuyacağına kendine dörte ikiye hazırlarsın ama illaki dörtte dört dersen iki tuğla daha lazımdır beyin kemğine eksik kalmıştır çünkü seviyorsan eğer dörtte birde belki yeterlidir. sevmek kabulenmektir eksiği veyahut fazlalığı edilmişse bir nasihat kulağını tıkayıp salınmışsan bananeci olmuşsan senin sevmişiliğin kendine sen aşkı yorumlarken gece yatağında yan dönüp yatamamak saymışsın oysa pencereden doğan veya batan aya hiç bakmamışsın bir uçurtmaya benzetmişin aşkı ipler elinde ama rüzgarın azizliğini katmamışsın hesaba sen aşkı martılara simit atmak sanmışın yaynındakinin açlığını hiç düşünmemeişsin hani aşk derdim iki cambazın aynı ip üstünde yan yana gelmesiyidi ve illahi ilerlemek ister gönül bazen yol isteyip bazen yolvermektir aşk şimdi aşkı bulamadım diyip haklılığın sana kattığı o ahenkle yol alıyorsun yeni simitler yeni uçurtmalar diyarlarına sevmek ve aşkın yalanlığını bir şırıngayla tenimde bırakıyorsun ama gene yanılıyorsun ben aşka karşı bağışıklık kazandım ama sen sevmeye ve aşka gidiyorsun her yeri dağıtarak sifonda bıraktığın su için teşekkürler. öylesine şamatasına 2008 Betondandı Hayat benim hiç bisikletim olmadiki hep annemin getirdiği eskileri giydim. benim çocukluğum babamın ekmek sepetine tutunmakla geçti. çünkü ucunda bakkal amcadan alıcağım eti kraker ve kola vardı mutluluğum benim oydu. hiç bir çocuk muhabbetinde anlatacağım olmadı ne yaz tatilinde nerde olduğum yok hangi filme gittiğim bir merdivenin üstünde geçti benim çocukluğum yanağı okşanan yaz oyunlarımız vardı saklanbaç ben hep eve giderdim. kış oyunlarımız vardı çivi oyunu hayatı hep dolardık hep baba dilimle büyüdüm hiç ana dilim olmadı çok sinirlenirdim annem babam kürtçe konuşurken utanırdım. hep kürtçe döverdi beni. annem türkçe harçlık verirdi. hiç sıgara alışkanlığım olmadı hep kızardım babama içerken çünkü etrafımız hep betondandı kahvehane yoktu hamburgerci çoktu. kaldırım kenarlarında lüks arabalarına binip giden gençlerle geçti benim çocukluğum farkına varamadan ilk okulda hep peynir ekmek yedim yanında su içtim. hiç salamlı ekmeğim olmadı.elmamda ortaoklda simit kola vazgeçilmezimdi bu lise bitene kadar devam etti hiç üniversite hevesim olmadı benim ablam kazanmıştı gidememişti. etraf hep betondu. annem hep evden çıkarken bağırırdı arkamdan kimseyle dalaşma laf getirme. hiç getirmedim. getiremedim. okul yolunda hayatla tanışmam oldu bir minübüs şöförünün yanında tanıştım ahmet kaya ile bangır bangır bağırıyordu arabanın kolonlarında HANİ BENİM GENÇLİĞİM ANNE AKVARYUMUN KANARYAM. orda ben ben oldum. 2007. ha cambazım güzel söylediğini sanır ama döker geçer elalem nasiplensin diye sek sek seker lafı çoktur olmadımı diline mühür çeker üstüne yoktur ha cambazım ha cambazım irfandan bahseder mektepten bahseder kalp kırar kalbi kırılnca bi hal olur nazeder göz boyar dil döker döner dolaşır hazeder üstüne yoktur ha cambazım ha cambazım ikrar ım anlamadım ben bu işten hiç bir hal görmedim böyle mürşid olsa olsa bir abdal kalka belki gözdeki perde olacak bir mahal üstüne yoktur ha cambazım ha cambazım 2009. Divan Kazan üç beş yarenle muhabbet et ama cemalindeki o ziyayı bırakma ama giydiğin çulu sansanda sen aba dost diyene yüzünü çevirme ama ikrar ım leş yemek çaresize ayan Sertacı vermiiş ona bir ulu divan üç beş yarenle kaynatırsın kazan fakirİn yoksulun hakkını dağıt ama 2009. Adına barış Diyorlar Sana hoşçakal demek istiyorum boğazımda düğümleniyor. gözyuvalarım bulutları topluyor koye munzurdan munzur tersine akıyor kaç zaman oldu bilmem ekmek mayası görmüyeli bir köy damın da radyo dinliyemiyeli her şeyin yasak dersim. senden kaçmak sana koşmak gibi menkşe kokulu yarim her yerin postal izi tank izi kan izi. adına barış diyorlar şimdi. 2009 ömrümsün sen benim gülümsün baykuşa taşa konmak kalır ,bülbülle birlikte. bahçıvana çitin dikenli telleri hiç bir aşık koparamaz seni dalından veremez bir aşuğa sen benim gülümsün. ömrümsün. ne kar ne boran sökemez seni toprağından ne lale, ne sümbül açamaz yanında ne bir tank paleti ne postal alamaz seni benden sen benim gülümsün ÖMRÜMSÜN ey dersim. 2010. Ne Bilir Gönül bir gül değil deren ne bilir alkan gözyaşı değil silen ne bilir dilde dolanmaz gönülbağı aksi seda aklı başta sayan ancak kendin bilir hakikat tektir çoktur diyen ne bilir elyordam görmemiş açık sözü ne bilir ne dersen de bu kula gider hep heba kör gözü ilen yol alan şemşi ne bilir Atasına küfrü muhabbet sayan ne bilir boşlukta sallanan kul dengeyi ne bilir şimdiki akıl elbet gelecekte olur cefa ikrar akar göle deniz VE derya ne bilir 2010 Uçurtma ve çocuk uçurtman düştü çocuk koşma.. belki tel örgüler ardında, belkide mayınlar arasında. sana düşen artık, kentlerin varoşlarından çıkıp simit satmak araba camı silmek. istersen koş çocuk. 2010. Hade ordan. seni yazamamak boş sayfalara hade ordan tam buldum aha bu derken yazamamak. hade ordan be demek seçerken kelimeleri umudunu yitirmek. mek mak mastarları kovalamak, seni yazamamak. tüm kelimelerimi eskici aldı gitti. hade ordan. 2011 Ada Misali Ben sana söz vermiştim sen olacaktım, sen ise ben. oysa ben hala bende kaldım. az küfürlü bir ağız, az hergün bana bayram misali, azda olsa bayram arifesi. tencere yuvarlansa beni bulamaz misali. bağlaması kırık, curası için elleri kocaman parmaklı. kirli sakakllı, göbek ol biçim ben bende kaldım. hala devrik cümleleri dikme telaşı. az gevrek patatesle şarap içen ben. hala köpek görünce yüreğim pır pır. kediye karşı kahraman. dedimya benim başkenti olmuyan küçük bir adam bile yok. kızıl bayrak elimde kaldı. demem oki dostum sen sende zaten güzelsin. ben bende badeyim. arama başka ülke. öperim gözlerinde bana gürolumu getir. 2011 Hiç Biz senle hiçbir şeyiz ne gül dalında bir uğurböceği, nede kan elmada bir kurt. ne umnada bir yakamoz, nede akvaryumda bir dalga. ne kalem kıran bir el, nede pamuk tarlasında kırılmış bir bel. biz sadece hiçbir şeyiz. bir zarf içinde ne mektubuz, nede kuşun kanadında bir ihbar namesi. yoldaşını satan. ne bir sevdaluğuz,ne aşuk maşuk nede eli kanlı hasım. ne sehpada deniziz, nede bıçak ucunda güldünya. ne marcosuz yüzü peçeli herkez kumandan, herkez halk. hiç bir şeyiz. 2011. hakkı enel bir katre idim ben çölü sahrada tuttu günığşığı aldı gitti beni karışamadın ben abıhayat suyuna tuttu saki mezatlarda sattı beni hiç dil bilmez idim devri alemde dost dedin silinirmi bir kalemde alemdar olmadım şükür ki kalende tuttu ikrar enel hakta sardı beni 2012. Ayışığı ( braMa ) sevmek seni zor iştir. bir zemheri ayaz bir deniz kenarı birde ellerim cebinde birde karanlığın getireni seni. ayışığı altında. umutsuz olsada cesurca beklemek. ayışığıda yakarmı deme bana insanı .. sana, bana, en çok sana. 2012. dil,zil ve menzil Bir dil bimezdin eyledin üç dil muhabbetlere çaldın bolca zil çıktın uçurumlar yolun menzil sanırsınki ardın çağlıyanın var İKRAR kalsın cahil sen alim ol ister helal istersen haram ol arama zaten yalakan bol bol sanırsınki ardından üzülen var. 2012. çalarlar BAZI GECELER GÖKYÜZÜNDEKİ AYIN YARISINI ÇALARLAR. SONRADA UTANMADAN ARLANMADAN YERİNE KOYARLAR SEVDA YÜKÜ SADECE AYIŞIĞI VE YAKAMOZDA OLANLAR GÖKYÜZÜNÜ GÜNEŞ DAHA DOĞMADAN KIZILA BOYARLAR 2012. Gül Çocuk (cihan kırmızıgüle ) SEN GÜL ÇOCUK. BİLEKLERİNDE SARILI GÜL DALI GAMZELERİN GÖKKUŞAĞI, SEN GÜL ÇOCUK, HER GÜN ÖZGÜRLÜK NİDALARI İÇİNDE TUTSAK İSTANBUL SOKAKLARI 2012. Yaş deymiş kanadına. Yaş değmiş kanadının üstüne Turnamı olsan, martımı nafile artık . nerdeyse bitti bitecek ilk içtiğin kahvenin hatrı. içinden akan nehirler çocuk düşleri gibi , ama artık gerçek. bilinmezden bilinene geçiyor artık zaman. Teslim olmak istiyor bu beden kızılırmakla, dicleyle, fıratla. Susmak istiyor bu beden. şemş'le,sea moru 'la, bedretinle. leyla ile mecnun yalan kanmayın. Dedim ya ilk kahvenin hatrı ha bitti ha bitecek. 2012.
__________________
ilk meyvasını veren bir fidandan ham zerdaliler toplayıp uzun yollar boyunca esaret ve zafer üstüne marşlar söylemiştik yaşadığın günlerin hesabını soranlara bildiğin marşları söylemeyi unutma . Konu Aydındost tarafından (08-12-2012 Saat 23:17 ) de değiştirilmiştir. |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Aydındost üyemize tesekkür ettiler |
21-10-2012, 16:51 | #2 |
Admin
Üyelik Tarihi: Jul 2009
Bulunduğu Yer: Defne / Hatay
Yaş: 54
Mesajlar: 19,984
Tesekkür: 7380
|
Emeklerine Yüreğine sağlık dostum çok güzel şiirler yazmışsın konu ustadlar bölümüne yakışır
__________________
Bizim paşa gönlümüzden çıkmış paylaşıyoruz kıymet bilmeyenler UTANSIN!! ‐----------‐-----‐---------‐----- Seni her halinle niye seveyim?FENERBAHÇEmisin sen. |
21-10-2012, 18:50 | #3 |
Dost
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Mesajlar: 940
Tesekkür: 1356
|
Sitedeki siir yazarlarimiza ozel bir bolum eklesek nasil olur ???
Yuregine saglik Abi...kalemin hic susmasin
__________________
|
Tags |
aydindost, aydındost, Şiirleri |
|
|