Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Güncel Olaylar > Köse Yazilari

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 11-03-2023, 17:45   #1
Admin
MEHMETDOST - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Jul 2009
Bulunduğu Yer: Defne / Hatay
Yaş: 55
Mesajlar: 19,996
Tesekkür: 7404
2705 mesajina 33981 kez tesekkür edildi
 MEHMETDOST isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı Antakya yıkıldı Antakyalı yıkılmaz

BUNU YAZMAK GEREK
siteadi.com - Antakya yıkıldı Antakyalı yıkılmaz
Antakya yıkıldı Antakyalı yıkılmaz

Depremin*en şiddetli vurduğu*yerlerden biri Antakya.

Tarihin en eski kentlerinden biri olan*Antakya*bin bir çeşit kültürün de merkezi.

Bu kente gelin olarak giden*Yasemin Mıstıkoğlu*“Antakya kültürü” hakkında kendi deneyimlerine dayanarak bir yazı yazmış.

Bugün sizlere bu yazıyı sunmak istiyorum;

“Antakya yıkıldı, yok oldu”*yorumlarına cevaben yazıyorum bu yazıyı… 18 yıldır Antakya’da yaşayan bir*Antakya gelini*olarak.

Konuya geçmeden önce*Antakya*neresidir? Hatay neresidir? Basın mensubu arkadaşlarım da dahil, TV’lerde yayına katılan birçok kişinin*bu ayrımı hâlâ yapamıyor*olduğunu görmek çok üzücü.

Çünkü*Hatay ve Antakya*sıradan yerler değiller.

Antakya, o bölgede kurulan ilk yerleşim yeri.*M.Ö. 300’lü*yıllarda*‘Antioch’*adı altında kuruluyor.*Onlarca medeniyet*doğuyor bu bölgede.

Bizans İmparatorluğu*döneminde imparatorluğun 3. büyük şehri unvanına sahip olan*Antioch, tarihsel süreçte*Antakya*oluyor.

Hatay*ise*Atatürk*ile giriyor hayatımıza.*Antakya 1938 yılında Türkiye’ye dahil olunca Atatürk o bölgeye bu ismi veriyor.*Hatay’ın 15 ilçesi var. Antakya da Hatay’ın en büyük ilçesi.

Evet;*Antakya’nın binaları yıkıldı, yolları yarıldı, ağaçları devrildi. O binalarda yaşayan canlarımız hayatını kaybetti. Ama Antakya yok olmadı, zaten olamaz.

Bakın neden olamaz yazayım buraya madde madde. Mesela*Antakya kahvesini*hiç duydunuz mu bilmiyorum.*Antakyalı*nereye giderse gitsin*kahvesini*yanında taşır. Yurtiçi-yurtdışı seyahatlerinde*bavulunun bir köşesinde*mutlaka bu*kahveye*ve bir*cezveye*her zaman yer vardır.

Çünkü Türkiye’nin ve dünyanın*hiçbir yerinde yok böyle bir kahve tadı*ve*pişirme şekli.

Kahvenin en az iki kez kavrulmuş olması gerekiyor ve kaynayarak pişiriliyor. Kahvenin püf noktası: kesinlikle*köpüksüz*olacak. Köpük olursa içmez o kahveyi Antakyalı.

Antakyalı*misafirine geldiğinde*“hoş geldin”*der, hepimiz gibi. Ama giderken de*“hoş geldin”*der hepimizden farklı olarak. “İyi ki geldiniz, ne iyi ettiniz”*anlamında. Benim ezelden beri bildiğim gibi*“güle güle, hadi güle güle”*deyip kapıyı kapatmaz.

Antakyalı misafirine bir kez değil, iki kez değil, üç kez değil defalarca sorar*“Bir şey içer misiniz, bundan da yer misiniz?”*diye. Hatta şehir efsanesidir; eski tarihlerde herkesin evinde telefon olmadığı zamanlarda bir eve misafir olarak giden kadına, ev sahibinin en son ikramının*“Buyurun bir telefon açın”*olduğu söylenir.

Bu görgü ile büyüyen*Antakyalıların*binalar yıkıldı diye*bu alışkanlıklarından vazgeçeceği mi*düşünülüyor?

Bir Antakyalının evinde,*akşam yemeği değil öğlen yemeği*daha önemli bir yer tutar. Yemekler*öğlen*için hazırlanır, kalan yemekler*akşama*yenir. Çünkü*okula giden çocuklar, evin babası ve annesi, hatta varsa çalışan çocuk, öğlen yemeğinde buluşurlar*evde.

En önemli ayrıntı da yemekte ne yenilecek ise hepsi*servis tabakları*ile masada yer alır. Yani evin annesi ikide bir*masadan kalkıp*yemek servisi yapmaz. Aile*hep*birlikte*oturur masaya. Misafir geldiğinde de usul aynı. Çeşit ve sunum şekli biraz daha farklı olur sadece.

Ev sahibi mutlaka ve mutlaka*kendi elleriyle servis yapar*misafirine. Gelir düzeyleri, dinleri, mezhepleri farklı olsa da*yemek ritüeli*budur Antakya’da. Ben*Antakyalı*olmadığım halde bu usulü çok benimsedim, masamı hep böyle hazırlarım.* Şimdi şehirde yollar yarıldı diye*Antakyalı vazgeçecek mi bu alışkanlığından*sizce?

Antakyalı*iyi gününde yalnız bırakmaz eşini dostunu. Yeni evlenen bir çift ya da dünyaya yeni gelen bir bebek veya okul mezuniyeti için*“tebrik”*alınır evde. Hele ki gelin tebriği ise bu,*gelin gelinliği ile*oturur 3 gün boyunca.

Tebriğe gidenler*hediyesini*götürür, ev sahibi de bol bol ikram yapar.**“Ay ne zahmetli iş”*diye düşünmeyin ikramların çoğu tebriğe gelenlerin evinde hazırlayıp getirdikleridir. Konu komşunun eşin dostun elinde getirdiği*ikram ile hazırlanan masayı*unutmak mümkün mü şimdi?

Acı gününde de bir araya gelir Antakyalı.**Cemaatlere göre*ritüeller değişse de*saygı*hep önceliklidir.*Aleviler*mesela*saat ile alırlar taziyelerini*evlerinde. Taziye evinde sürekli*dua*okunur, hoca ara verdiği zaman giriş çıkış yapılır taziye yerine.**Cemevi*yoktur bizde. Çünkü*Antakya Alevi’si, Nusayri Alevi’sidir. Anadolu Alevi’sinden farklıdır ibadet şekilleri.

Hristiyan dostlarımız*kilisede alırlar taziyelerini.* Sessizce beklersin sana*ikram edilecek kahveyi, kahven bitince de yan yana oturan aile fertlerine*başsağlığı dileyerek yine sessizce ayrılırsın*o mekandan.

Sünniler, saat vermezler gelmek isteyenlere. Her saat gidilebilir taziye için. Eş-dost sıraya girer o evde yenilecek*yemek ikramı*için. Bu acı zamanlarda bu*ritüellerin hiçbiri yapılamıyor*maalesef, ama*unutulur mu*sizce bu adetler?

Kilisede besmele çeken de vardır, mum yakan da. Cenaze töreninde dua eden de vardır, arya söyleyen de. Garip gelebilir ama biz böyleyiz işte.

Yılda en az*60 bayram*kutlanır Antakya’da.*Alevi’si, Sünni’si, Hristiyan’ı, Yahudi’si. Herkes*ayrı ayrı ama birlikte*kutlar bayramlarını.

Hristiyanların*Paskalya Bayramı’nda*boyadıkları yumurtalar*hepimizin evinde olur o tarihlerde. Komşularımız gönderir çünkü.

Ramazan Bayramı’nda*yapılan*kömbenin*(özel tatlı bir çörek) kokusu unutulacak mı sizce bu deprem ile birlikte?

Pohur*vardır mesela Antakya’da. Adaçayına benzeyen bir bitki*pohur.* Kabukları*tütsü*gibi yakılır. Nazara iyi geldiğine inanırız biz. Ne olacak yani şimdi*Antakya*yıkıldı diye*pohur yakmayacak mıyız?

Evet*Antakya’nın binaları yıkıldı, yolları yarıldı, ağaçları devrildi. O binalarda yaşayan canlarımız hayatını kaybetti. Ama Antakya yok olmadı, zaten olamaz. Antakya’nın üstünde yıkılan tarihi binalardan daha fazlası şehrin altında yer alıyor,*bunu herkes biliyor.

Antakya’nın*neresini kazsanız tarih çıkardı. Ve hep söylenen şuydu;*“Alttaki şehri çıkartmak için, buraların tamamen istimlak edilmesi ve yıkılması* gerekiyor ama bu mümkün değil”.

İşte tam zamanı.*Madem şehrin üstü yıkıldı, şehrin altını ortaya çıkartmak ve Antakya’yı yeniden ayağa kaldırmak gerekiyor. “Antakya yok oldu” söylemleri Antakyalılara, Antakya severlere iyi gelmiyor.

Biz biliyoruz ki*Antakya’nın*sadece*zamana*ihtiyacı var. Üstelik*Antakya*ne kadar kısa sürede toparlanırsa*Hatay*o kadar kısa sürede ayağa kalkar.

Antakya sadece yıkıldı, yok olmadı.

Alinti(Yasemin Mistikoglu)

__________________
Bizim paşa gönlümüzden çıkmış paylaşıyoruz kıymet bilmeyenler UTANSIN!!
‐----------‐-----‐---------‐-----
Seni her halinle niye seveyim?FENERBAHÇEmisin sen.
  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi MEHMETDOST üyemize tesekkür ettiler
DEDE KARTAL (13-03-2023), jdean (25-03-2023)
Cevapla

Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:49 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2025, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1