Üç dağa ağıt
Açlığın
çıplaklığın acısı mı genişliyor dalları meyvaya çağıran rüzgâr mı Dalgın bir kuşun ötüşünden sevdiğinin kalbine düşen âşık mı yağmuru emen toprak mı derinleşiyor Yas mı tutmalıyım onurlu ölüme halkın gözlerini dolduran çizgilere umudu mu çağırmalıyım Ah gidiyor işte gidiyor göz göre göre sıcak titreyişi varlığını hayata adamışların gidiyor öfkenin haykırışları yasalarıyla gidiyor kahredişin zulmün ve iğrençliğin buyruklarıyla gidiyor toprağa düşen bakımsız yapraklar gibi değil azarlanmış çocukların kederiyle değil doğuşun ve sevmenin feryadıyla gidiyor ölümü donatan arkadaşlarım Ah gidiyor işte gidiyor göz göre göre durutarak gündüzleri geceleri durutarak adanmışlığı, mertliği, yüceliği damıtıp sevdalarına neferi toprağa aşılamaya gidiyor arkadaşlarım Bulutlar da hafif mi kar taneleri kadar özgürlüğün borcu mu ödeniyor yaralar mı açılıyor yoksulluğa ezilmişliğin isyanı mı sesleniyor Ah gidiyor işte gidiyor göz göre göre birer rüzgâr uğultusu bırakarak yanan ateşe Nihat Behram |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:53 . |
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.