Cocugunuza zorla yemek yedirmeyin !!!!
 

Annelerin yaptığı en büyük hatalardan biri de bebeklerine zorla yemek yedirmektir. Oysa 15. aydan itibaren çocukların iştahsız olması normaldir. Fakat dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var. Yemek saatlerinin düzenli olması bunlardan biri.

Bebeklerinin iştahsızlığından şikayet etmeyen anne-baba yok gibi. Özellikle anneler kendilerinin uygun gördüğü miktarda yemeyen çocukları için kolayca 'iştahsız' teşhisini koyabiliyor. İlk bir yıl çocuğunun kilosunda artış izlemeye alışan anne ve baba, 15. ayda başlayan iştahsızlığı ile birlikte kiloda artış göremeyince buna anlam veremez. Unutmayalım ki bu, son derece normaldir.

İştahsızlığın en belirgin olduğu dönem: 15-20. aylar

Çocukların büyüme ve gelişmeleri, dönemsel farklılıklar gösterir. İlk bir yıl, büyümenin en hızlı olduğu dönemdir ve tabii ki kalori ihtiyacı fazladır. Bir yaşından sonra büyüme yavaşlar, buna paralel olarak kalori gereksinimi azalır. Dolayısıyla eskiye oranla belirgin iştahsızlık gözlenir. Özellikle 15-20. aylar, iştahsızlığın en fazla olduğu dönemdir.

Çocuğunuzun iştahını başka çocuklarla kıyaslamayın

Büyümek, beslenmenin dışında yaş, cinsiyet, metabolizma hızı, aktivite durumu, genetik, psikolojik ve çevresel faktörlerden etkilenir ve her çocukta farklı olabilir. En sık karşılaşılan durum, anne ve babaların çocukları ne kadar yerse yesin aldıkları gıdaları yetersiz bulması ve onları başka çocuklarla kıyaslamasıdır. Ama bu kıyaslama yersizdir. Bilinmelidir ki; çocukların aldığı gıdanın miktarı kadar içeriği de önemli. Her çocuk her şeyi yemeyebilir. Çocukların da hazırlanan yemekler arasından seçme özgürlükleri olmalı. Süt içmiyor ama yoğurt, peynir tüketiyorsa sorun yoktur ya da meyveleri seviyor, sebze sevmiyorsa bu da kabul edilebilir.

İŞTAHSIZLIĞINI GİDERMENİN YOLLARI

Yemek yedirmek için sürekli çocuğunuzun peşinde dolaşmayın. Yemek saatlerinin düzenli olmasına özen gösterin. Öğün aralarında ve yemek öncesinde bir şeyler yemesine izin vermeyin. 'Ne yerse kâr' düşüncesiyle peşinde gezerek kaşık kaşık bir şeyler yedirme ve midede sürekli besin bulunması, acıkma duygusunun gelişmesini engeller. Sofrada yemediğinde ikinci öğüne kadar aç kalacağını bilen çocukta beslenme düzeni daha çabuk yerleşecektir.

ANNELERE ÖNERİLER:

Yemeğin sofrada yenmesini alışkanlık haline getirin. Besin değeri yüksek, çocuğun severek yediği gıdalar tercih edilmeli, miktar yönünde zorlanmamalı.

"Kardeşin bitirdi, sen hâlâ yemedin." gibi kıyaslamalar yapılmamalı.

Yemesi karşılığında takdir edilmeli, fakat ödüle alıştırılmamalı.

Fazla miktarda inek sütü veya meyve suyu içen çocuklar tok olduklarından diğer gıdalara direnç gösterir. Ayrıca aşırı süt tüketiminin sonunda oluşabilen anemi de yine iştahsızlık nedeni olabilir.

Tabağına yiyebileceği kadar yemek konulmalı, hatta azar azar yemek koyarak tabaktaki yemeğini bitirdikçe takdir edilmeli.

Çocuğun bireysel gelişimi desteklenmeli, sofrada özgür bırakarak kendi kaşığı ile beslenmesine fırsat verilmeli.

Açık havada gezinti yapılmalı ve yemeklerini buralarda yemeleri sağlanmalı.

ASLA İŞTAH ŞURUBU İÇİRMEYİN

İştahsızlık sorununa karşı verilen iştah açıcı şurupların yan etkileri de göz ardı edilmemeli. Tabii ki ilaçların yan etkileri sadece iştah açmakla sınırlı değil; şurubu içenlerin bir kısmında uyku, uyuşukluk, bazılarında tam tersi huzursuzluk, aşırı sinirlilik, alerjik reaksiyonlar, anemi, karaciğer fonksiyonlarında bozulma, kusma, ishal, kabızlık, sık ve ağrılı idrar yapma gibi yan etkiler ortaya çıkıyor.

Bu ilaçların iştah açıcı etkileri yan etki olarak ortaya çıktığından ilaçları kullananların hepsinde görülmüyor. Görülse de sadece kullanıldığı sürece etkili olduğundan ilacın kesilmesi ile bu etki ortadan kalkacağından -zaten ilacın 15 günden fazla kullanılması hiç önerilmediğinden- bu gibi yollara başvurmak anlamsızdır.