Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Saglik Kösesi
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 01-10-2006, 23:35   #1
Onursal Dost
Metuda - ait Avatar
Üyelik Tarihi: May 2006
Mesajlar: 681
Tesekkür: 53
34 mesajina 272 kez tesekkür edildi
 Metuda isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı çay hakkında herşey

Çay, dünyada sudan sonra, en fazla içilen ve içme alışkanlığı gittikçe artan bir gıda ve içecek maddesi olarak, 5000 yıldan beri bilinen, sevilen, efsanesi, deyimleri, şiirleri, sanat ve sanayisi ile bir çay kültürü oluşturmuştur.
siteadi.com - çay hakkında herşey
5000 yıllık bir geçmişi olan çayla Türkiye içme alışkanlığı olarak 1600 yıllarında tanışır. Üretimine Cumhuriyetin kuruluşundan sonra başlanan, 1963 yılına kadar talebin kısmen ithalatla karşılandığı, günümüzde ise Dünyanın tek natürel çayı olarak, hiçbir kimyasal mücadelenin olmadığı, herhangi bir pestisid taşımadığı için Amerika'dan Japonya ya, dev çay üreticileri olan Hindistan, Kenya, Seylan ve Endonezya pazarlarında yer alan, çay Türkiye de bugünlere nasıl geldi.

İLK GELİŞİM
Türkiye'de çay yetiştirme konusunda ilk girişimin Tanzimat devrinde 1888 yılında yapıldığı, dönemin yazılı belgelerinden anlaşılmaktadır. Edinilen bilgiye göre Japonya'dan getirilen çay tohumları Bursa ilinde ekilmiş, ancak ekolojik özelliklerin çay yetiştiriciliği için uygun olmaması nedeniyle bu girişim başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

İYİ BİR ÇAY DEMLEMEK İÇİN;

Çay, nem ve harici kokulardan etkilenmeyecek şekilde kapalı ambalajda muhafaza edilmeli.
Çay iyi su ile yapılır.
Kireçli, madenli, klorlu su ile çay olmaz
Çayın suyu mutlaka yumuşak huylu, kireç sertliğinden uzak, tatlı bir su olmalı.
Porselen demlik tercih edilmeli.
Madenî, hele alüminyum demlikte iyi çay olmaz.
Demlik önceden ısıtılmalı.
Temiz demlik içine beher bardak için bir çay kaşığı dolusu çay konularak ılık su ile yıkanmalı.
Su tam kaynama noktasında iken hemen alınıp demliğe aktarılmamalıdır.
Demliğe aktarılırken, kaynamanın durması, 100 C'den birkaç derece aşağı sıcaklıkta olmasına dikkat edilmelidir.
Çaydanlıkta kaynar suyun ateşi kısılarak demlik çaydanlığın üzerine oturtulmalı ve dem kaynatılmamalıdır.
Demleme esnasında demliğin üzereine temiz bir bez konulmalıdır.
Demliğin ağzı alüminyum folyo ile huni şeklinde kapatılmalıdır.
Demleme esnasında demlik katti surette sallanmamalıdır.
Çayın demlenme süresi yabancı çaylarda 5-7 dakika Türk çaylarında 10-15 dakika olmalıdır.
Demleme müddeti çayın cinsine ve içenin zevkine göre değişir, aromanın tam elde edilmesi için bu süre Türk çaylarında 20-25 dakikaya kadar çıkartılır, yabancı çaylarda ise 10-15 dakikayı aşmamalıdır.
Demlenmeden sonra, dem ile posa birbirinden ayrılmalıdır. Dem porselen bir kaba aktarılmalıdır.
Demlenen çay yarım saat içinde içilmelidir.


Evde Buzlu Çay Yapımı

Kalan demi uygun bir cam kaba boşaltınız,
Özellikle buzlu çay yapmak için çay demlerseniz veya kalan demi buzlu çay yapmak için kullanmayı düşünüyorsanız demi bir an önce posadan ayırırsanız daha güzel bir aroma elde edeceksiniz.
İçine ağız tadınıza göre şeker koyup karıştırarak eritiniz,
Karışıma buz kalıplarını atınız,
Limon suyu ilave ediniz, karıştırınız
Dem açılıncaya kadar normal su ilave ediniz
Karışımı mikserle köpüklenene kadar çırpınız,
İçmek için soğutmak üzere buzdolabına bırakınız.



ÇAY& SAĞLIK

Çayın en önemli özelliği tamamen doğal bir ürün olması ve hiçbir yapay renklendirici, koruyucu ve kokulandırıcı içermemesidir. Ayrıca, sütsüz ve şekersiz alındığı sürece kalorisi yoktur ve vücudun su dengesinin korunmasında önemli bir rol oynayabilir.
Kanser Önleyici

Yapılan araştırmalar hem yeşil hem de siyah çayların tüketilmesinin kanser riskini-özellikle akçiğer, bağırsak ve cilt kanserleri- azaltabileceğini bildirmektedir. Siyah çayın bileşenlerinin antioksidan etkisinin olabileceği, kanser yapıcı hücrelerin oluşmasını engelleyebileceği düşünülmektedir.

Çay, genetik özellikleri belirleyen DNA'yı kontrol altında tutmaktadır. Bu da genlerin bozularak kanserli hücrelere dönüşmelerini önler. Eğer DNA doğru bir şekilde kopyalanmazsa, yanlış ve bozuk DNA elde edilir bu da genlerin genel yapısında bir bozukluğa yol açar. Bu bozukluklar da çeşitli kanserlere neden olur. Kanser riskini azaltıyor.

Çayın, flavinoid denilen anti oksidanlar açısından zengin olduğu öteden beri bilinmektedir. Bu madde de kanseri önleyici nitelik taşımaktadır.

Ağır ve yağlı yemeklerden 1 saat sonra içilen çayın hazmı kolaylaştırır. Çay, vücutta metabolizma sonucu oluşan zararlı atık ve zehirli maddeleri azaltır ve yok eder. Bu olumlu etki, çaydaki (P) vitamini diye adlandırılan antioksidan özellikli fenolik bileşiklerden kaynaklanır. Çay, bu yönüyle de bazı kanserlere karşı insan vücudunu korr. Çaya rengini veren fenolik bileşikler, damar çeperlerini güçlendirir. Sonuçta damar çeperlerinin yırtılması sonucu meydana gelebilecek, başta beyin kanaması olmak üzere her türlü kanama riskini azaltır.

Siyah ve yeşil çayın, kalp hastalıkları riskinin yanı sıra mide ve yemek borusu kanseri riskini de azalttığı tesbit edildi. Amerikan Kanser Araştırma Kuruluşu'nun 93. kongresinde, konuyla ilgili yaptıkları bir araştırmanın sonucunu açıklayan ABD'deki Keck Tıp Okulu ve Çin'deki Şanghay Kanser Enstitüsü uzmanları, çayın içindeki anti oksidan bileşik polyphenols'un midede kansere neden olabilen kimyasal maddeleri parçalayarak yok ettiğini bildirdiler. Araştırmayı 45-64 yaş grubundaki 18 bin 344 erkek denek üzerinde yapan Amerikalı ve Çinli bilim adamları, çay içenlerin idrarlarında kansere yol açan kimyasal maddelerin daha az, mide ve yemek borusu kanserinin yarı yarıya az görüldüğünü açıkladı. Havuç, ıspanak, meyve ve diğer sebzelerde bulunan anti kanserojen madde karoten'i yeterli derecede almayan, sigara ve alkol tüketen ve midelerinde H pylori bakterisi bulunan kişilerde mide kanseri riski bulunuyor. Yeterli miktarda çay içen ve mide sağlığına önem veren kişilerde ise bu risk azalıyor.Bilim adamları, çayın içindeki polyphenols maddesinin kansere yol açabilen kimyasal etkenleri önleyici etki gösterirken, C ve E vitamini gibi, proteinleri ve DNA'yı oksitlenmenin meydana getirdiği hasardan koruduğunu, sağlık hücrelerin hasar görmesini önlediğini ve kanser tümörlerinin büyümesini durdurduğunu bildirdiler.

Daha önceki araştırmalarda yeşil çayın içinde bulunan polifenol maddesinin, kanser tümörlerinin etrafında oluşan ve tümörleri besleyen kan damarlarını tıkadığı belirlenmişti. Fareler üzerinde araştırma yapan bilim adamları, yeşil çayın cilde sürülen kremlerde kullanılmasıyla da cilt kanserine karşı tedbir alınabileceğini kaydettiler. Yeşil çay içme alışkanlığının bulunmadığı Batı'da, bu yüzden kanser vakalarının Uzakdoğu ülkelerine oranla daha fazla görüldüğü belirtildi. Günde 4-5 bardak yeşil çay içenlerin, cilt kanseri riskinden korunabileceklerini düşünen bilim adamları, cilt kanserine yakalanmış olanlara ise yeşil çayı kür edici bir ilaç olarak tavsiye edemeyeceklerini belirtiyorlar. Bu konuda yapılan araştırmaya ilişkin rapor, merkezi Chicago'da bulunan Amerikan Sağlık Birliği'nin yayın organı "Archives of Dermatology" de yayımlandı.

Dr. Lesley A. Mitscher ise geçtiğimiz yıl yayınlanan ''Yeşil Çay Kitabı'' adlı çalışmasında ''Uzakdoğu Paradoksu'' ile yeşil çay arasında bağlantı kuruyor. Çin ve Japonya'da büyük ölçüde sigara tüketildiğine ancak kalp damar hastalıklarının yaygın olmadığına değiniyor. Mitscher, ''Yapılan araştırmalara göre bunun nedeni yeşil çayın kolesterol ve yağ değerlerini iyileştirmesi, tansiyonu düzenlemesi ve damar sertliğini önlemesidir'' diyor. Ayrıca ABD'de yapılan Hücre Biyolojisi Kongresi'nde de Purdue Üniversitesi'nden araştırmacı Dorothy Moore ve D. James Morre ve yeşil çayın kanser hücrelerinin oluşmasını önlediğini ve kanserli hücreleri öldürdüğünü bilimsel olarak açıklamışlar. İki araştırmacı yeşil çayın yapraklarında bulunan EGCg adlı bileşimin özellikle göğüs, prostat ve kalın bağırsak kanserini önlediğini kaydederek günde dört bardak yeşil çay içenlerin korunduklarını belirtmişler.


Diş Sağlığı

Çay, doğal olarak florür içerdiği için, diş minesini kuvvetlendirir ve ağızdaki bakterileri kontrol altında tutarak plak oluşumunun azalmasına yardımcı olur. Böylece diş eti hastalıklarına karşı koruma oluşturur. (1)

Mineral maddeler nedeniyle diş sağlığı için çay içilmesi çok önemlidir. (4)



Kalp ve Damar Sertliği

Çaydaki kafeinin kalp ve dolaşım sistemi için hafif bir uyarıcı olabileceği ve böylece damar sertliği olasılığını azaltabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, çayın kolesterolü bastırdığına ve kan pıhtılarının oluşmasını engellediğine de inanılmaktadır.

ABD'nin Pennsilvania Eyalet Üniversitesi uzmanları, çayın kalbe yararını kanıtlayan 66 ayrı araştırmayı gözden geçirerek, sonuçlarını tek bir rapor halinde yayınladı. Kalp hastalıkları ve beslenme uzmanı Dr. Penny Kris tarafından yayınlanan yeni raporda, şekersiz ve sütsüz içilen çayın kalori içermediği, anti kanserojen madde açısından ideal bir kaynak olduğu belirtildi.



Dinlendirici & Konsantrasyon Artırıcı

Çaydaki kafein, konsantrasyonu, uyanık ve isabetli olmayı attırabilir, tat ve koku alma duyularını güçlendirebilir. Ayrıca, hazım sağlayan sıvıları, böbrek ve karaciğer de dahil olmak üzere metabolizmayı uyarır ve böylece toksinlerin ve diğer istenmeyen maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.

Çaydaki kafein nedeniyle çayın dinlendirici özelliği vardır. Çaya özel teanin maddesi, beynin alfa dalgaları yaymasını teşvik eder. Bu dalgalar, uyuşukluk yapmadan dinlenme özelliğindedir. Kafein, sinir sistemini uyarır, damarların genişlemesini, kan devrinin hızlanmasını sağlar. Çay içenlerde zihin açıklığı olur. Ders çalışırken, kitap okurken verimliliği artırır.

Çay, bağışıklık sistemini güçlendiriyor

Çayın bağışıklık sistemini güçlendirdiği, her gün beş fincan siyah çay içenlerin vücudunun hastalıklara karşı dirençli hale geldiği bildirildi. Britanya Bilim Akademisi’nin yayın organı olan dergide yer alan habere göre, ABD’li araştırmacılar, çayın içindeki bazı bakterilerde, tümör hücrelerinde, parazit ve mantarlarda bulunan kimyasallar olduğunu belirledi. Çay içildiğinde bu kimyasallarla karşılaşan insan vücudunun, savunma sistemini geliştirdiği öngörülen araştırmada ileride bir hastalığın parçası olarak aynı kimyasallarla karşılaştığında da direnç gösterdiği belirlendi.

Yapılan araştırmada uzmanlar ‘alkilamin antijen’ adlı kimyasalların bağışıklık sisteminde enfeksiyonlara karşı direnişin ilk ayağını oluşturan gama-delta T hücrelerindeki etkisini inceledi. İnsan gamma-delta T hücreleri, önce antijenlere maruz bırakıldı, daha sonra da aynı kimyasalı taşıyan bakteriyle temas ettirildi. Hücrelerin bakteriye karşı 10 kat daha güçlü direndiği görüldü. Daha önceden bu antijenlere maruz bırakılmayan hücrelerinse enfeksiyona belirgin bir tepki vermediği görüldü. Sonuçları inceleyen Brigham and Womens Hastanesi, Harvard Tıp Okulu ve New Hampshire Üniversitesi uzmanları, aynı işlemi gönüllüler üzerinde denedi. Deneklerin yarısı dört hafta boyunca her gün beş fincan siyah çay, diğer yarısı aynı miktarda kahve içti. İki hafta sonunda çay içenlerin bedeninin hastalıklarla savaşan kimyasalları daha fazla ürettiği, kahve içenlerdeyse bir değişiklik olmadığı görüldü.

Benzer Konular
    __________________
    Beşiktaş bir gerilllanın hayata itirazıdır.. susarsa çatışma , konuşursa savaş , yazarsa destan, severse devrim olur..
      Alıntı ile Cevapla
    Eski 01-10-2006, 23:35   #2
    Onursal Dost
    Metuda - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: May 2006
    Mesajlar: 681
    Tesekkür: 53
    34 mesajina 272 kez tesekkür edildi
     Metuda isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    Diğer Faydaları

    * Çayın, vücuttaki zararlı maddeleri yok eder.
    * İshali durdurur.
    * Böbreklerin daha iyi ve düzenli çalışmasını sağlar.Çaydaki teobromin ve teofilin maddeleri de idrar sökücü özelliğe sahiptir.
    * İçerdiği mineral maddeler nedeniyle vücuttaki mineral madde dengesinin kurulmasında sudan çok daha etkilidir.
    * Çay banyoları, sıcak çay emdirilmiş temiz tülbent veya pamukla yapılan kompres ve pansumanlar, göz ve ciltteki bazı rahatsızlıkları giderir, dış derideki hemoroid memelerini küçülttüğü ve ağrıları dindirir.



    ÇAYDA BULUNAN ÇEŞİTLİ KİMYASAL & BİYOKİMYASAL MADDELER

    1. Enzimler :Yaşayan her hücrede yüzlerce, binlerce kimyasal tepkime cereyan eder. Tepkimelerin düzenli bir şekilde sürmesi hücrede bulunan ve enzim adı verilen karmaşık bileşiklerin yardımıyla olur. Enzimler yaşayan hücrelerde oluşan katalizörlerdir.
    Çay yaprağında bulunan enzimler:
    · Polifenol oksidas enzimi : Çay yaprağında bulunan polifenol oksidas enzimi ( O-diphenol : O2 oksidoredüktas) siyah çay işlemede en önemli görev yapar. Bu enzimin aktivatör olarak bakır içerir. Enzim aktivitesi soldurma ve kıvırma esnasında artarken fermantasyon esnasında giderek azalmaktadır.
    · Peroksidas enzimi : Siyah çay işleme esnasında artmaktadır.
    · 5-Dehidroshikimat redüktas enzimi : Bu enzimin aktivitesi genç sürgünlerde daha fazladır. Polifenollerin biyosentezinde anahtar rol oynar.
    · Fenilalanin amonyak liyas enzimi : Aktivitesi çay yaprağının çeşidine, yaşına ve gelişme dönemindeki gölgelenme durumuna göre değişir. Yaş yapraklarda ve gölgelenme aktiviteyi azaltır. Kateşin kapsamı ile aktivitesini olumlu yönde etkileyen bu enzim, polifenollerin sentezinde önemli rol oynar.
    · Peptidas enzimi : Altivitesi sürgün uçlarında saptanmıştır. Çay bitkisi çeşitlerine göre sürgün uçlarındaki aktivitesi farklılık gösterir. Soldurma aşamasında proteinlerin amino asitlerine parçalanmasında görev yapmaktadır.
    · Leusin - a - kettoglutarat transaminas enzimi : Çaya koku veren uçucu bileşiklerin biyosentezinde görev yapar.
    · Klorofilas enzimi : Aktivitesi mevsime göre değişir. Aktivitesi çay yaprağının klorofil kapsamı ile ters orantılıdır. Bu olgu siyah çaya işleme anında fiofitinin fioforbide olan oranın belirlenmesinde de önmeli rol oynar.
    · Pektin metilesteras enzimi : Pektinin dimetilizasyonu sonucunda pektik asit oluşturmakta ve pektik asit de oksijenin difüzyonunu engelleyerek ortamda oluşturduğu bir gel ile oksidasyon tepkimelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Aktivitesi polifenoller gibi polifenollerin oksidasyon ürünleri tarafından da önemli ölçüde geriletilmektedir.
    · Alkol Dehirogenas (ADH+) enzimi : Çayın aroma oluşumunda görev yapar. Yaş çay yaprağında cis-3-hexenal ile trans-2-hexenal''in dönüşümlerinde rol oynar.
    2. Polifenoller : Çaya işlemede bir seri kimyasal değişiklikler uğrayarak çayın özellik kazanmasında temel rolü oynarlar. Çay bitkisinde gallik asit ve kateşinin türevleri halinde bulunurlar. Gallik asitin en iyi bilinen türevlerinin tanenler olması nedeniyle çayda bulunan polifenollerin bir büyük bölümü uzun süre tanenler olarak sınıflandırılmıştır. Çayda bulunan polifenollerin hiçbirinin tanen özeliğine sahip olmaması nedeniyle yanlış olarak yapılan bu sınıflandırma son yıllarda geçerliliğini kaybetmiştir. Yaşlı yaprağa doru gittikçe miktarları azalır. Bu yüzden çay üretimi için körpe çay yaprakları ile tomurcuk tercih edilir. Yeşil çay üretiminde polifenol oksidas enzimi Japonya'da yapıldığı gibi sıcak buharla Çin'de yapıldığı gibi sıcak hava ile parçalanarak flavonellerin oksitlenmesi engellenir.
    Genç çay yaprağı ve tomurcukta bulunan polifenolik bileşikler:
    · Flavoneller (Önceleri Kateşinler olarak isimlendirilmiştir) : Siyah çayın işlenmesi anında polifenol oksidaz enzimi ile oksitlenerek siyah çayın renk dahil çeşitli özelliklerini kazanmasına neden olur.
    · Flavoneller ve flavonol glikozidler : Çay bitkisinde az miktarda bulunurlar. Siyah çay işleme esnasında kapsamları giderek azalır. Siyah çayda yeşil çay yaprağına göre %15-25 daha azdırlar.
    · Flavonlar
    · Asitler ve depsitler : Siyah çayda Aspartik asit, lösin, glutamik asit, fenilalanin, valin, alanin, serin, asparagin, tirozin, arginin, histidin, lisin, izolösin, treonin, gltamin, beta-alanin, alfa-aminobütürik asit, triptofan, prolin ve çaya özgü olan Theanin gibi amino asitlere rastlanmıştır.

    3. Alkaloidler : Çayın aranan bir içecek olmasının bir önemli nedeni de içerdiği alkoloid maddelerdir. Alkoloid madde olarak bilinen kafein, teobromin ve teofilin pürin türevleridir.
    · Kafein : Saf olarak (C8 H10 N4 O2) çay yapraklarında bulunup, tadı acı kristal halde bir maddedir. Yaşlı yaprağa doğru miktarı giderek azalır. Soldurma esnasında kafein miktarı artar. Çayın insanlarda yorgunluk giderici, canlılık verici etkisi, içerdiği kafein ile yakından ilgilidir. Bir bardak çayın kafein içeriği özdeş miktardaki kahvenin içeriğinden yaklaşık %50 daha azdır. Kuruçay %1-5 oranında kafein içerir.
    Normal şekilde yapılan demleme ile çayda bulunan kafeinin yaklaşık %80'i deme geçer. Buna göre 5-6 bardak çay içen kimse ortalama 300 mg kafein alıyor demektir. Bu miktar İngiliz Eczacılık Kodeksi'nce kabul edilen (650 mg saf kafein) günlük dozun yarısından azdır. Ancak kafeinin özel fizikokimyasal durumu nedeniyle çay içildiği zaman vücudun kafin karşı direnci daha fazla olmakta, tolerans sınırı yükselmektedir. Kafein ve kafeinden oluşan metabolik maddeler de vücutta birikmeyip ifrazat yoluyla metil ürik asit şeklinde atılırlar.
    Kafein beyindeki kılcal damarların önemli derecede genişlemesine neden olur, bu kan hareketinin hızlanmasına, insanların canlılık kazanmasına ve yorgunluklarını artmasına yol açar. Mide salgılarını çoğaltır. Kafeinin olumsuz etkilerinin çayda olumlu etkilere dönüşmesi konusu gerçekten ilginçtir. Çay içersinde bulunan ve thearubigin adı verilen bileikler kafein ile tepkimeye girerek mide üzereindeki olumsuz etkilerini önlemektedir.

    4. Azotlu Bileşikler : Bitkilerde 'N' kapsayan bileşiklerin başında proteinler gelir. Çay yapraklarında 'N' miktarı %4,5 civarında bulunur. %2,5'un altına düştüğünde şiddetli azot noksanlığı ortaya çıkar. Çay bitkisinde proteinler yapı taşı olarak önem taşırlar. Eğer çay bitkisi yüksek oranda protein içeriyorsa işleme sırasında protein ile polifenoller arasında tepkime sonucu suda çözünmeyen bileşikler oluşur. Bu durum siyah çayın niteliksiz olmasına neden olur. Buna karşın yeşil çay üretimine olumsuz etki yapmaz. Japonya'da çaylıklar gölgelik yerlerde kurulur, bu nedenle bitkide protein kapsamı yüksek, polifenol kapsamı düşük olur.
    Çay bitkisinde tomurcuktan başlayarak aşağıya doğru inildikçe yapraklarda toplam protein kapsamı azalmaktadır. Bu arada vejetasyon başında sona nispeten önemli derecede yüksektir.

    5. Karbonhidratlar : Öteki bitkiler gibi çay bitkisi de basit şekerlerden kompleks polisakkaritlere- selüloza ve hamselüloza- değin tüm şekerleri içerirler. Çay yapraklarında serbest glikoz, früktoz, sakkaroz, ve iki oligosakkarid ile glikozit bileşenleri olarak glikoz, ramnoz, galaktoz ve arabinoz bulunmaktadır.
    Üretim sırasında sakkaroz miktarı azalır. Buna karşın siyah çayda glikoz ve früktoz gibi monosakkaritlerin miktarı artar. Kimyaca saf glikoz ya da früktoz çözeltilerinin yüksek sıcaklıkta ısıtılmalar durumunda karamel aroması verdiği bilinmektedir. Kurutma sırasında da özdeş bir koku hissedilir. O nedenle basit karbonhidratların çayın aromasına olumlu yönde etki yaptığı varsayılır.
    Çay yaprağı yaşlandıkça lignin, hemiselüloz ve a'selüloz oranı artar. Her ne kadar bunlar çay suyuna geçmedikleri için olumsuz etkileri olmazsa da lif oluşturmaları nedeniyle kuruçaydan ayrılmaları gerekir, randımanı düşürür.
    · Pektik Maddeler : Çay yapraklarının işlenmesi sırasında görülen sıvı kısmın kıvamına, siyah çayın tat kazanmasına olumlu yönde etki yapar. Soldurma süresinin uzunluğu ve derecesi pektik madde üzerine etki yapmaz. Buna karşın değişik çay bitkisi çeşitlerinde pektik madde miktarları da farklılık arz etmektedir.

    6. Klorofil ve Öteki Pigmentler : Çay bitkisi karoten, ksantofil ve klorofil içerir. Yaz aylarına göre çay bitkisi, ilkbaharda daha fazla klorofile sahiptir. Yaşlı yaprakların klorofil kapsamları genç yapraklarınkine oranla yüksektir.
    İşleme esnasında pigmentler önemli ölçüde azalır. Siyah çayda fazla miktarda klorofil bulunması halinde çayın rengi yeşil ve tadı otsu olur.
    Karoten ve neoksantin miktarı soldurma esnasında azalırken lutein ve violeksantin miktarları artar.

    7. Vitaminler : Çayın fizyolojik etkinliği, büyük ölçüde çay bitkisinde ve çayda bulunan vitaminlerden ileri gelir. Çayda bulunan vitaminler şunlardır:
    · Vitamin C: Çay yaprağında bulunan vitamin C miktarı, limon ya da portakal suyunda bulunandan 3-5 kat daha fazladır. İşleme esnasında siyah çayda C vitamini büyük ölçüde yok olur. Yeşil çay üretiminde ise göreceli olarak daha az kayıp olur.
    · Vitamin B1 (Tiamin):
    · Vitamin B2 (Riboflavin):
    · Vitamin PP (Nikotinik Asit):
    · Pantotenik Asit :

    8. Uçucu Maddeler: Tat ve koku (aroma) çayın niteliğini belirleyen öğeler arasında yer alır. Çayın kokusu üzerinde esensiyel yağlar temel öğe olarak kabul edilir. Çayın kokusu tek bir maddenin etkisi altında değil pek çok etmenin altında oluşmaktadır. Değişik kökenli çayların farklı kokulara sahip olmalrına karşın uçucu madde miktarları birbirine çok yakındır.



    Demlikte kalan çayı atmayın

    Ayağınız mı kokuyor?
    Ilık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve her akşam yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde koku diye bir şey kalmayacaktır.

    Boğaz ağrılarında
    Posaları süzülp soğuyan demi boğaz ağrılarında: gargara olarak kullanılır.

    Buzdolabınız koku mu yapıyor?
    Demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının orta rafına yerleştirin, kokudan eser kalmayacaktır.

    Cildiniz çok mu yağlı?
    Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi oğuşturun, balsam vazifesi görün.

    Derinizdeki yaraların temizlenmesiÇayı, derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki göstermesi için pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz.

    Eliniz balık, soğan mı kokuyor?
    Balık ayıkladınız, ellerinizi sabunla yıkadınız ve hala balık kokuyor. Ya da soğan soydunuz, soğan kokuyor. işte kurtarıcınız yine çay. Elinizi demli çayla yıkayın. Bakın bakalım hiç koku kalmış mı?

    Gözünüz çapak mı yapıyor?
    Kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek biçimde başınızı üstüne koyun. Ya da ılık çaya batırılmış gözlerinize ve etrafına tatbik edin.

    Saçınız mat mı?
    Saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çayla durulayın. Bakın saçlarınız nasıl ışıl ışılıyor.

    Yemek yerken dilinizi mi ısırdınız?
    Yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın, diliniz dokuz yerine üç günde iyileşecektir.



    Yeşil Çay ve Güzellik

    Yeşil Çay Solüyonun Hazırlanması:
    Solüsyonlar farklı şekillerde hazırlanabilinir. Hazırlananan solüsyonlar yapraklarından ayırıldıktan sonra steril bir şişede buzdolabında muhafaza edilmelidir. Küçük miktarlda hazırlanmaları daha uygundur.
    1) 1 büyük fincan yeşil çayı 1 litre kaynamış suda 20 dakika demleyiniz,
    2) 100 gram yeşil çayı yarım litre suda oda sıcaklığında en az bir saat kalacak şekilde demlemek için bekletiniz.

    Ağız Bakımı
    - Solüsyonla gargara yapın.

    Ayaklar İçin

    - Ayak mantarlarına karşı : Ayaklarınızı güzelce ıslatın ancak durulamayın.

    - Yorgun ayaklarınızı solüsyonda dinlendiriniz. Soğuk solüsyonda ayaklarınızı 15 dakika tuttuğunuzda uzun müddet ayakta durmanın, yürümenin veya koşmanın oluşturduğu ayak yorgunluklarınızdan kurtulmak için iyi bir çözüm olduğunu göreceksiniz.

    Ergenlik Sivilcelerine Karşı 1 kahve fincanı bal, 1 poşet yeşil çay ve 1 ampul C vitaminini robotta krem haline gelinceye kadar ezin. Göz çevresi hariç tüm yüzünüze dairesel hareketlerle masaj yaparak yedirin. Ilık suyla yıkayıp havlu ile tampon yaparak kurulayın.

    Göğüsleri Sıkılaştırıyor

    4 kaşık süzme yoğurt ve 2 yemek kaşığı yeşil çayı karıştırın. Karışımı göğüslerinizin üzerine sürün. 10 dakika bekletin ve sonra yıkayın. Ardından da cildinizi yine bitkisel kökenli adaçayı ve kekik yağı gibi cildi sıkılaştırıcı bir yağ ile nemlendirin. Böylece hem cildinizin nem ve yağ dengesini düzenleyecek hem de göğüslerinizin sıkılığını artıracaksınız.

    Göz ve Gözaltı

    Yeşil çay, called EGCG olarak bilinen anti-inflammatory sayesinde göz altında oluşan halkaları, göz altı torbalarını, kırışıklıkları ve morlukları azaltır. Yeşil çayın uykusuzluk ve stresten dolayı gözlerde oluşan sorunlara karşı rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi vardır.

    Eğer poşet yeşil çay kullanıyorsanız işiniz kolay. Çayınızı içtiniz, poşetleri atmıyor, derin dondurucuya koyuyorsunuz Donduktan sonra poşetleri göz kapaklarınızın üstüne ve göz altına gelecek şekilde gözünüzün üzerine koyunuz Günde 1 kez 10-15 dakikalık seanslar yeterli olacaktır.

    Eğer pakette yeşil çay kullanıyorsanız: Yorgun gözleri dinlendirmek için, pamuk tamponu hazırladığınız yeşil çay solüsyona sokunuz, fazlalığını sıkınız. Yavaşça göz kapaklarınızın üzerine yerleştiriniz. 10 dakika kadar dursun. Eğer ihtiyaç hissederseniz tekrarlayınız.

    Güneş Yanıklarında

    Bir bezi soğuk solüsyonda ıslattıktan sonra, yanık bölgede 15 dakika tutunuz. Günde 4 kez tekrarlanır.

    Kızarıklıklarda


    Alın, çene ve yanaklardaki kızarıklıklar için doğal çözüm için günde iki kez olmak üzere dört hafta boyunca içinde %2 yeşil çay ekstresi bulunan krem kullanınız. Eğer bulamadıysanız solüsyonunuz ne güne duruyor....

    Kuru cilt için yeşil çay losyonu,
    Orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suda 1 tatlı kaşığı dolusu yeşil çay haşlanır, üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. 1 yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı dolusu çiçek balı ve 10 ml gliserin iyice karıştırıldıktan sonra, çayla birlikte küçük bir kavanoza aktarılarak iyice çalkalanır. Karışıma batırılan pamukla, yüz, boyun ve dekolteye friksiyonla iyice emdirilir.

    Lekelerde

    Solüsyonu lekenin üzerine temiz bir pamuk sürün ve öyle bırakın, durulamayın.

    Yara ve Berelerde

    Ufak kesiklerde, pişiklerde, berelerde : Bir pamuk tampon yapıp, solüsyonda ıslatıp 5 dakika gerekli bölgede tutunuz. Günde 4 kez yapılabilinir.

    Yeşil Çay Maskesi, Olgun Ciltler İçin

    Bir bardak su kaynatılır ve 5 dakika bekletilir, 1 yemek kaşığı dolusu yeşil çay eklenerek 5 dakika demlendirilir, süzülür ve soğumaya bırakılır. Bu arada, 3 yemek kaşığı dolusu bademyağı ve 1 yemek kaşığı dolusu çiçek balı iyice karıştırılır. Yeşil çay bu karışıma yavaş yavaş eklenirken karıştırmaya devam edilir. Maske, yüze, boyuna ve dekolteye uygulanır ve 20 dakika etkilemeye bırakılır.

    Yüz Maskesi

    2 çay kaşığı kili, ılık yeşil çayla kıvamlı bir karışım oluncaya kadar karıştırın. Sonra ince bir tabaka olarak cildinize sürün. Bu şekilde 30 dakika beklettikten sonra durulayın. Ardından yine yeşil çayla hazırladığınız tonikle yüzünüzü yıkayın.

    Yüz Toniği

    1 çay kaşığı yeşil çayı kaynamış 100ml suyun içine katın. Beş dakika demlenmesini bekledikten sonra soğumaya bırakın. Cildinizi toniğe batırılmış pamukla silin

    __________________
    Beşiktaş bir gerilllanın hayata itirazıdır.. susarsa çatışma , konuşursa savaş , yazarsa destan, severse devrim olur..
      Alıntı ile Cevapla
    Eski 02-10-2006, 18:23   #3
    Onursal Dost
    Serhad - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: May 2006
    Yaş: 41
    Mesajlar: 1,387
    Tesekkür: 4294967295
    63 mesajina 141 kez tesekkür edildi
     Serhad isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    çay diyip geçmemek lazımmış bi ton faydası varmış meretin saol metuda

    __________________
    bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi
    birçok kere yitirdim denizde kendimi
    gidiyorum aramaya, suyu bilmeden
    beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri.

      Alıntı ile Cevapla
    Eski 05-10-2006, 23:09   #4
    Administrator
    HAKANDOST - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: May 2006
    Bulunduğu Yer: Belçika
    Mesajlar: 1,118
    Tesekkür: 202
    224 mesajina 1025 kez tesekkür edildi
     HAKANDOST isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    Verdiginiz bilgiler için ikinizede tesekkur ederim demekki biz millet olarak çayi bosuna sevmiyormusuz

    __________________
    Toprak gibi olmalısın.. Ezildikçe sertleşmelisin! Seni ezenler sana muhtaç kalmalı ! hayatı sende bulmalı".
    Can Yücel
      Alıntı ile Cevapla
    Cevapla

    Tags
    Çay, hakkında, herşey


    Yetkileriniz
    You may not post new threads
    You may not post replies
    You may not post attachments
    You may not edit your posts

    BB code is Açık
    Smileler Açık
    [IMG] Kodları Açık
    HTML-Kodları Kapalı
    Trackbacks are Açık
    Pingbacks are Açık
    Refbacks are Açık



    Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:52 .
    Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
    Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

    Modified by HAKANDOST

    eXTReMe Tracker




    Valid XHTML 1.0 Transitional


    Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1