Dostun Sayfasi

Dostun Sayfasi (http://www.dostunsayfasi.com/)
-   Sanatçilarimiz, Ozanlarimiz , Sairlerimiz (http://www.dostunsayfasi.com/sanatcilarimiz-ozanlarimiz-sairlerimiz/)
-   -   Rıfat ARAZ Şiirleri (http://www.dostunsayfasi.com/sanatcilarimiz-ozanlarimiz-sairlerimiz/31165-rifat-araz-siirleri.html)

Kulum 12-12-2010 10:40

Rıfat ARAZ Şiirleri
 
Rıfat ARAZ, Dinî Tasavvufî Şiirler.


BU AŞK...

Edep dergâhında, gam ocağında;
Yüreği ateşe seriştir bu aşk!..
İbrahim misâli can durağında;
Gülünü bıçağa veriştir bu aşk!..

Gâh içli sadâdır neyde, nâlede;
Gâh nûrdur bir ömrü yakan şu’lede!..
Eyyûb’un sabrıyla dolan çilede;
Bir nefsi, nefs ile deriştir bu aşk!..

Aşktır aşk ârifte hâl olan hikmet;
Aşktadır riyâzet, baht, nasip, ni’met!..
Ne haset, ne riyâ, ne kin, ne nefret;
Bir sonsuz sevgidir, barıştır bu aşk!..

Tûr’da tecellîyi Mûsâ’da seçip;
Hızır’ın kandığı iksirden içip;
Zamandan sıyrılıp, mekândan geçip;
Maddeden ma’nâya varıştır bu aşk!..

Aşktadır her adap, yol, erkân, usûl;
Hakîkat sırrını aşk eder hâsıl!..
Ezelden ebede döner muttasıl;
Âlemi sevgiyle sarıştır bu aşk!..

Takvânın burcunda, kul emelinde;
Ma’rifet gül açar aşk temelinde!..
Benliği kaybedip tevhît yolunda;
Menzilden maksûda eriştir bu aşk!..





SOR BENİ…

Gönül, tefekkür et kevn ü mekânı;
Maddeden ma’nâya hâle sor beni!..
Duydum ki varlığın aşktır lisânı;
Hakk’ı tesbih eden dile sor beni!..

Tevekkül eyledim ezel takdire;
Titreyen yüreğim daldı bu zikre!..
Şerh olup yazıldım en son tefsire;
Elife, iki kat dala sor beni!..

Garip ney misâli âh ile yandım;
Bu hicrân oduna aşkla dayandım!..
Mecnûn’um, Leylâ’da Leylâ’mı andım;
Kızaran, kavrulan çöle sor beni!..

Bir ömür eledim ele getirdim;
Nefsimin cehtiyle nefsi yetirdim!..
Bu hâkir damlada aklım yitirdim;
Toprağa, ateşe, yele sor beni!..

Gördüm bu âlemin bin bir hâlini;
Bir aşkın âh çeken her melâlini!..
Terk ettim dünyanın kıyl ü kalini;
Makamdan, menzile, yola sor beni!..

Hikmete bağladım gönül sözünü;
Tamahkâr eyleme nefsin özünü!..
Veren elde buldum vuslât izini;
Yol ince, yük ağır, kula sor beni!..





KUDRET ELİNDEN…

Gönül, nefsin ile bî-karar olma;
Mevlâ’m nasip verdi ni’met elinden!..
Nefs, sana yâr iken gel ağyâr olma;
Sâlik neler çekti bid’at elinden!..

Ehl-i ma’rifetin hâldir nişânı;
Her daim gül açar, ilmi, irfânı!..
Bir kula dar gelse arzın mekânı;
Yedi gök yol olur rahmet elinden!..

Sendedir her makam, yol, durak, menzil;
Âlemde sen oldun ilmiyle âmil!..
Gidenin Sûr’unu çaldı İsrâfil;
Uyan gafil olma gaflet elinden!..

Tedbir al, olmazsa ısrar eyleme;
Tevekkül eyledin efkâr eyleme!..
Amelsiz, niyetsiz, karar eyleme;
Tâ ezel sınandık hikmet elinden!..

Aşk ile yoğrulduk tevhîd nûruna;
Açıldık hilkâtin engin sırrına!..
Bugün bir gül sunsak Dost huzuruna;
Yarın gülşen olur himmet elinden!..

Gönül, neyi eksen onu biçersin;
Çekilir perdeler ömrü seçersin!..
Sınanır, elenir Hakk’a göçersin;
Berâtın verilir kudret elinden!..





GÖNÜL İLE
BİR ÂLEMDE…

Vade dolar, menzil biter;
Bu can köşküm daim değil!..
Bir âlem ki, gelen gider;
Uyan, nefsim masûm değil!..

Sevdâ çile, sevgi hüzün;
Varlık O’nun kün feyekün!..
Kim demiş ki ilm-i ledün,
Hâl ehline malûm değil?..

Ney misâli yanar nâ’lem;
Elif okur gülüm, lalem!..
Bu çektiğim ömür çilem,
Yüküm kadar elim değil!..

Can sofrası sermez ise;
Gizli, ayan vermez ise;
Bir yarayı sarmaz ise,
Bu el benim elim değil!..

Gönül sende yazım, kışım;
Ahde vefâ oldu işim!..
O yedi gök, arzım, arşım,
Aşkım kadar azim değil!..

Tefekkür et kâr, zararı;
Sen’sin bana Hakk nazarı!..
Gel çöz artık bu esrârı;
Bu ne aşktır ilim değil?!..





GÖRDÜM…

Yâ Rab, bu aşk deryâsını;
Can özümde bekâ gördüm!..
Yazdın ömrün dünyasını;
Baht elinde, kaza gördüm!..

Aşk okudum, fark oldu fark;
Sen’sin ezel ebed mutlâk!..
Kor yüreğim kırık bir çark;
Her seyrinde cefâ gördüm!..

Arş’ı tuttu can kandili;
Tevhît derdi, gönül dili!..
Dört kapıda, kırk menzili;
Aşk derdine devâ gördüm!..

Her renk, şekil, vasıf, lisân;
Sen’i söyler devir, devran!..
Kızardıkça gül, gülistân;
Tende edep, hayâ gördüm!..

Ma’rifettir aşk nişânım;
Aşk odunda, yandı canım!..
Sensiz değil hiç bir anım;
Bu kullukta safâ gördüm!..

Hakîkat bu, budur hayat;
Nefsi nefsten eyle azat!..
Kerem eyle, olsun murat;
Bir canım var fedâ gördüm!..





SABIR YÜKLÜ…

Girdim gönül deryâsına;
Nûr üstüne nûr yüklenir!..
Tevhît sinmiş mayasına,
Bir sonsuza var yüklenir!..

Kul sınanır ayân beyân;
Hâlde şükür, özde mizân!..
Bir ömürdür gizli, ayân;
Edep, erdem, ar yüklenir!..

Aslı latif, vasfı narin;
Ne haset var, ne hırs, ne kin!..
Öyle engin, öyle derin,
Sabır yüklü sır yüklenir!..

Hilkâtim var esrârında;
Hâsletim var efkârında!..
Yedi hikmet pazarında;
İnci, mercan, dür yüklenir!..

Orda sevgi, orda ocak;
Orda menzil, orda durak!..
Orda birdir yakın uzak,
Gül özünden bir yüklenir!..

Orda döndüm öz hâlime;
Orda yandım melâlime!..
Umut deren emelime;
Her an hayır şer yüklenir!..





DÖNÜŞ ÂLEMİNDE…

Gönül söyle bu ne hâldir?
‘Vuslât’ dedi, döndü bu can!..
Bu ne hâlet, ne ahvâldir?
Âb-ı hayât kandı bu can!..

Ne mal, ne mülk, ne ırk, nesep;
Sende erdem, sende edep!..
Pervaneyim, aşktır sebep;
İhrâm giyip yandı bu can!..

Varım aşktır, aşk esrârım;
Aşkla döner her efkârım!..
Niye dinmez âh u zârım;
Elif elif yundu bu can!..

Rahmet buldum Nûr dağında;
Aşk okudum çerağında!..
Bir hakîkat ocağında;
Dost’u her an andı bu can!..

Gönül, sende vefâ gördüm;
İbret ile hikmet derdim!..
Bir emanet yola vurdum;
Kaç menzile kondu bu can!..

Ne dil, ne huy, ne renk, desen;
Tevhît gülü kokar gülşen!..
Can sırrını açsın beden;
Dost’a bir gül sundu bu can!..


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:48 .

Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1