23-01-2007, 10:55 | #1 |
Guest
Mesajlar: n/a
Tesekkür:
|
musa eroglu
1946 yılında içel'in Mut Kazası'nda doğmuşum. Ortaöğrenimimi Mut'ta tamamladım. Mut'ta eğitmenler çoktu, o zamanlar. 1953'lerde, 2500 nüfuslu bir ilçeydi, Mut. Bizim köy Maçkuru Köyü. 1870'lerde Malatya'dan Adana'ya gelenlerin, Cumhuriyet öncesi siyasal yapının verdiği bir görüntünün yansımaları olan uçbeyliklerin teşekkülüyle oluşmuş bir yerleşim vardı. Hatta bizimkiler sanki burada beylerin olması gibi bir durum varmışcasına, buralara "üçbeylik, üçbeyler" derlerdi. Bu yerleşim alanından bizim köye sekiz km. bir mesafe vardır. O zamanlar davar güderek aileme katkıda bulunuyordum. O tarihlerde cumartesi öğlene kadar okullar açıktı. Bir pazarımız vardı. Pazartesi günleri davar güdüyordum. iki gün çalıştığımda, on kuruş para alıyordum. Ortaokullarda hocalarımız yöresel unsurlara, folklora, oyunlara çok önem veriyorlardı. Ortaokuldayken bir müsamerede bana "Karacaoğlan"ı oynatmışlardı. Saz çalıyordum. Saz çalma babadan-dededen kalma gelenekti, aslında. Bunu öğrenmek adeta zorunluluktu. Esasında bizim köyün dışında, Mut'tun diğer köylerinde saz çalmak-türkü söylemek pek yoktu. Yörede "Karacaoğlan"la ilgili geleneği, şenliği sürdüren bir köydü, bizimkisi. Çevrede davul-zurna dışında müzikal pek bir renklilik yoktu. O yüzden bizim köy biraz da dışlanmıştı, çevre köylerce. O Karacaoğlan şenliğindeki rolüm, beni çok etkiledi ve böyle sürüp gitti. Sürekli çalışarak, kendimi geliştirerek sanatımı bugünlere getirdim. Bu sanat ve her sanat için bir ömür yetmez aslında. Bir altyapı zaruri, okul zaruri tabii eğitim temel zaruriyet. Mut'ta bir folklor gurubu oluşturuldu. Ben orada görev aldım. O Karacaoğlan oyununun, beni peşinden sürükleyen o oyunun peşinden gittim hep. Gezebildiğim bölgelerde, Trakya hariç, Anadolu'nun birçok köyüne ulaştım. Sadece Çorum'da 340 köy gezdim. Anadolu'da gördüğüm şu; yaşamların inançların yüzde doksanı ortak. Gelenek ve görenekleri ortak. Yani ortak bir kültürleri var. Anadolu'daki kültür zamanla bir mozaiğe dönüşmüş. Biz kendi gelenek ve göreneklerimizi "şehirli kalıbı" içine oturtmaya çalışmışız. şehirle özdeşleştirmeye çalışmışız. Halbuki, çok uzunca bir evrim bu. Belki göçebe yaşamı şehirli için garip gelebilir; ama şehirlinin büyük kısmı huzursuzdur, yaşamından. kırsal alandan şehre göçte, yozlaşma yaşamış. Alt yapıya uyum yok. Sorunlar çok. Dil mesela, hiçbir zaman köydeki, obadaki, yayladaki insan şehirdekiler gibi konuşamaz. Konuşması da beklenemez. Benim için bile bu böyledir. şehir bambaşka, şehircilik bambaşka bir şeydir. Bu taşınmayla gelen insanlar, korunmuyor. Kurban Bayramı'nda apartmanda kurban kesen insanının çaresizliğini düşünün. Halbuki o insan köydeyken, bunu çok doğal ve rahat yapıyordu. O kültür şehre taşınmamış demek ki. kültürel öğeler budanmaya başladığı zaman, o güzel türkülerle yoğrulan insanların ileriye doğru bakışları da törpülenmiştir. Bu yüzden boşluktadır. Köyde doğmuş, büyümüş, olan biri olarak, her sene köyümü ziyaret ederim. Bu bir hasrettir. Bunu hiç ihmal etmedim. şimdi köyle şehir, şehirli ve köy kökenliler arasında bir kopukluk var. Keşke bu kopukluk giderilebilse. Böyle bir toplumda müzikle, gelenekle, türkü de törpülenir. Anadolu'daki müzik formu incelenirse, Ege Bölgesi'nde geniş bir müzik formu olduğu görürüz. Mesela o zeybeklerdeki incelikler, etimolojik yapıdaki güzellik, estetik ne kadar hoş. Sözler çok az, müzik daha fazla. iç Anadolu'da sözler daha fazla, müzik daha az. Ege ve Karadeniz: Ege'de, ihtiyaçtan dolayı (sosyolojik nedenlerden taassuptan filan kaynaklanan) müzikli renklilik çeşitlilik var. Bunu çalıyor. Daha evvel ne yapıyor? Boğaz havası dediğimiz bir şey var. ilk önce havasıyla yüksek perdeden ihtiyaçlarını seslendiriyor. Bu ihtiyaç, bir alt yapıdan doğuyor. 30-40 bin kişilik konserler yapılıyordu, Ege'de. Müziklerin bu kadar çeşitli olmasının Grek kültürü'yle mutlaka bir ilgisi var. Rodos'tan, Girit'ten derlenen türkülere baktığımız zaman, sadece sözleri farklı. Yunanca söylüyor, biz burada onun türkçesi'ni söylüyoruz. Bu müzik, bu halkın alt yapısının rafineliğinin yansımasıdır. Doğu Anadolu'da ise, iki veya üç dört sesten oluşuyor melodiler. iç Anadolu'da da daha az. Karadeniz'de geçmişteki Pontusların torunları vardır. Ama bir kemençenin çalımı, hiç de küçümsenecek birşey değil. tüm Anadolu'nun incelenmesi gerekiyor yani teker teker. 1965'teki iki tane 45'lik yaptım. Dinsel motifli şeyler okumuştum. O günden bugüne 1979'de bir uzunçalar yaptım. 15 tane kaset yaptım. 45'likleri sayamıyorum. Daha fazla. Ayrıca sanatçı kardeşlerimle yaptığım ortak çalışmalar da oldu. 8 kaset var. "Muhabbet" adını vermiştik adına. En son Arif Sağ'la resital şeklinde yapmıştık. Bir de en son UNESCO için bir çalışma yaptım. UNESCO'dan Henri le'Comte isimli bir Asya müzikleri araştırmacısı, sürekli gezilerle, incelemelerle müzik çalışmaları yapıyor. Bütün türki Cumhuriyetler'inde çalınan müzik araçlarının çoğunun CD'lerini yapmış, kayıtları kendisi yapıyor. Benimle de bağlantıya geçti ve benimle de CD çalışması yaptı. 1980'li yıllardan itibaren müzik yönetmenliklerim var. Birçok müzisyenin yetişmesinde katkılarım vardır. Belkıs Akkale, Bedia Akartürk, Selda Bağcan, ümit Tokçan.... Anadolu'daki semahların kaybolmaması için, "Bin yıllık Yürüyüş" isimli 90 dakikalık 2 CD semahları yaptım. Ticari amaçlı değildir bu. ileriye kalabilmesi için kaybolmasın diye. Bunu halk kültürüne bir katkı olarak görüyorum. Bunları yaşama geçirmek için, 1980'den(1983) sonra insanlara bağlama felsefesini öğretmek için de bir dershane açtım. Büyük usta Musa Eroğlu'nun halk müziğinde kaynak kişi, derlemeci ve besteci olarak eserleri mevcuttur bunlardan bazıları: Kaynaklık ettiği türküler Bir kere uğradım hakkın cemine, Bulut bulut üstüne, Ceviz arasında vardır evimiz, Geyinmiş kuşanmış yayladan gelir, Kullar olam seni doğuran anaya, şu dağların yükseğine erseler, şu yüce dağların karı eridi, Yatamadım gasavetten meraktan... Derlediği türküler Emirdağı Birbirine Ulalı, Dost Bağının Meyvaları Erişti... Bestelediği türküler gönlümüze Yar Düşünce, Hey Erenler Pazarım Var, Mihriban, Telli turnam, Yol ver dağlar...
|
23-01-2007, 11:48 | #2 |
Administrator
Üyelik Tarihi: May 2006
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 1,118
Tesekkür: 202
|
Bu bilgileri bizimle paylastigin için tesekkurler yoldas
__________________
Toprak gibi olmalısın.. Ezildikçe sertleşmelisin! Seni ezenler sana muhtaç kalmalı ! hayatı sende bulmalı".
Can Yücel |
23-01-2007, 12:39 | #3 |
Dost
Üyelik Tarihi: Nov 2006
Bulunduğu Yer: kimse bilmez nereli oldugunu?
Mesajlar: 1,169
Tesekkür: 0
|
paylasimin icin tsk
__________________
SENI ANLAMAK YASMAKTIR SENI YASAMAK AMANSIZLIGA KAVGA VE POSTAL SESLERI ARASINDA DIRENGENLIGE DURMAKTIR SENI BILMEK YASAMI BILMEK SILAH OMZUNDA TOPRAGA DUSMEKTIR SENI ANLATMAK EYLULU GUNLERI GECMISE YOLAMAKTIR` BANA MAVI ETIKETLI BIR RAKI GETIR DIYARBAKIR’DAN BIR AVUC TOPRAK BİTLİS’TEN BIR TUTAM TÜTÜN AVUCLARINDAN İÇECEGİM BIR TAS SU GETIR MUNZUR’DAN BANA ISTANUL’DAN BIRAZ LODOS MALATYA’DAN SARI KAYISILAR GETIR BANA KENDINIDE GETIR MEMLEKETIMDEN SENINLE BIRLIKTE GETIR MEMLEKETIMI |
13-04-2007, 00:03 | #4 |
Yeni Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 4
Tesekkür: 0
|
kardeşlerim Bu Musa Eroglu Gibi Sanatci Bi Daha Gelmez Bu Dünyaya Bi Musa Eroglunun Bi Neşet Ertaşin Yerini Kimse Tutamaz....
|
16-04-2007, 11:59 | #5 |
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 690
Tesekkür: 0
|
SLMLAR
MUSA EROGLU SES VE SAZI KUVVETLI BIR KISILIGE SAHIP OLDUGU GIBI SUPERDE DEYIMLERI VARDIR , MIHRIBAN , AĞLAMANIN VAKTİ GEÇTİ, AĞLAMA KARACAOĞLAN derleyen : MUSA EROĞLU esti bahar yeli söküldü seller gidiyorum kömür gözlüm ağlama ayrılığın derdi yaktı sinemi kemend atıp yollarımı bağlama suna boylum bağlama ayrılığın derdi yaktı sinemi kemend atıp yollarımı bağlama ben ölürüm ağlama sevdiğim sılada gezer salınır bir of çeksem karşı dağlar delinir mezarımız gurbet elde bulunur ağlamanın vakti geçti ağlama suna boylum ağlama ciğerlerim bölük bölük bölünür ağlamanın vakti geçti ağlama kömür gözlüm ağlama ben ölem ağlama BIREDE SU COK HOSUMA GIDER ZATEN TUM SOYLEDIKLERI KENDI PARCASI OLSUN VEYA OLMASIN BIRER ESERDIR VE ONUN TONUNDA VE SAZINDA DAHA GUZELDIR . ALİ BENİM Pir Sultan'ım şu dünyaya dolu geldim dolu benim bilmiyenler bilsin beni ben Ali'yim Ali benim bilmiyene söylüyorum ben Ali'yim Ali benim bilmiyenler bilsin beni ben Ali'yim Ali benim coşma deli gönül coşma coşup da kazandan taşma üçyüz altmış altı çeşme, ser çeşmenin gölü benim bilmiyenler bilsin beni ben Ali'yim Ali benim bilmiyenler bilsin beni ben Ali'yim Ali benim çarşılarda dolanırım, ben hakkım haktan gelirim ben halkımı hak bilirim, dedikleri deli benim bilmiyenler bilsin beni ben Ali'yim Ali benim bilmiyenler bilsin beni ben Ali'yim Ali benim |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi ceylanbas üyemize tesekkür ettiler | Mühür (20-02-2016) |
16-04-2007, 17:25 | #6 |
Dost
Üyelik Tarihi: Jan 2007
Bulunduğu Yer: antalya
Mesajlar: 128
Tesekkür: 0
|
emeğine sağlık dost
__________________
dostlar ırmak gibidir kiminin suyu az kiminin çok kiminde ellerini ıslatabilirsin kiminde ruhunu yıkarsın boydan boya ben efsaneyim ben buyum özgürlük benimde hakkım geri dödüm artık bana karşı çıkmak isteyenler şimdi söylesin bana ben böyleyim beni sevmeyen varsa sevmesin bana kötülük yapan allahından bulsun dostefsane |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi dostefsane üyemize tesekkür ettiler | Mühür (20-02-2016) |
28-04-2007, 13:20 | #7 |
Yeni Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: OSMANİYE
Mesajlar: 2
Tesekkür: 0
|
ALLAH SİZİN GİBİ HALK OZANLARINI ARAMIZDAN EKSİK ETMESİN.....DİLİNE SAĞLIK.....
|
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi vilamca üyemize tesekkür ettiler | Mühür (20-02-2016) |
06-07-2015, 20:14 | #8 |
Dost
Üyelik Tarihi: Jan 2014
Bulunduğu Yer: sanane
Mesajlar: 1,310
Tesekkür: 308
|
Cok sagolun abıler
|
20-02-2016, 19:08 | #9 |
Can Dost
Üyelik Tarihi: Nov 2015
Bulunduğu Yer: Malatya
Mesajlar: 1,503
Tesekkür: 2589
|
Bana mavı etıketlı bır rakı getır
dıyarbakır’dan bır avuc toprak bitlis’ten bır tutam tütün avuclarından içecegim bır tas su getır munzur’dan bana ıstanul’dan bıraz lodos malatya’dan sarı kayısılar getır bana kendınıde getır memleketımden senınle bırlıkte getır memleketımı |
Tags |
eroglu, musa |
|
|