Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Sanatçilarimiz, Ozanlarimiz , Sairlerimiz
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 10-05-2007, 15:53   #1
Dost
malatyali - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Ankara
Mesajlar: 129
Tesekkür: 0
3 mesajina 7 kez tesekkür edildi
 malatyali isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı Ernesto Che Guavara

CHE´nin yasam öyküsü
siteadi.com - Ernesto Che Guavara
Latin Amerika ´da gelisen savaslarin efsanelesmis kisisi Ernesto Che Guevara, 14 haziran `28`de Arjatin´in Rosario sehrinde dogdu. Babasi Ernesto Guevara Lynch, Irlanda asilli bir yüksek mühendisti. Annesi Celia de la carna ise, Irlandali-Ispanyol karisimidi. Che, iki yasinda astima tutuldu. Bu hastalik olünceye kadar Che Guevara´nin yakasini birakmayacak, Sierra-Maestra´da Batista ordularina karsi vurusuken, Bolivya´da gerilla gerilla savasi verirken O´na hep zorlu dakikalar yasatacaktir. Che Guevara üç yasindayken, ailesi Buenos Aires´eyerlesti. Che´nin Celia ve Ana Maria adli iki kizi, Roberto ve Juan Martin adli iki erkek kardesi vardi. Aile daha sonra Kordoba´da Alta Gracia´ya yerlesti. Che Guevara ilk ve orta okulu Kordoba´da okudu. Daha sonra Egitim bakanligina bagli Dean Fines lisesine devam etti. Okulda ingilizce, ecde de annesinden Fransizca ögrendi. On dört yasindayken Freud´un kitaplariyla ilgilendi, Baudelaire´in siirlerini sevdi. Onalti yasindaysa Sili´li sair Pablo Neruda´ya hayrandi.
1959 Subatinda Küba´ya yaptigi hizmetlerinden dolayi, bakanlar kurulu karariyla Küba yurttasi ilan edildi. Bir süre sonra da silah arkadasi Aleisa March´la evlendi. Devrimin zaferinden sonra, önce INRA (Ulusal Tarim Reform Enstitüsü) sanayii bölümü baskanligina, sonra da 26 Kasim 59´da Küba Ulusal Bankasi baskanligina atandi. 23 Subat 61´de Küba Devrim Hükümeti yeni kurulan sanyii bakanligina, Ernesto Che Guevara´yi getirdi. Guevara, Playa Giron (Domuzlar köyü) catismasi sirasinda tekrar kale komutanligi görevine üstlendi. 62 Ekiminde basgösteren bunalim sirasinda ise Pinal del Rio aakeri komutanligini yapti. Küba´daki görevleri sirasinda öteki Latin Amerika ülkelerine geziler yapan Ernesto Che Guevara, buralar da yeni devrimci eylemlerin örgütlenmesi geregine inanarak, 65 Eylülünün son günlerinde Küba´daki tüm görevlerinden istifa etti. ûnlü Veda mektubunu Fidel Castro´ya birakarak Küba´dan ayrildi.
Bütün cocuklugu biyunca hastaligini yenmeye calisti. Spora basladi. Lisedeyken Atalay Jimnastik klübünün en gözde atletlerinden biri oydu. Ônceleri Kordoba disinda büyük bir ciftlikleri, rahat bir burjuva hayatlari olan Guevara ailesinin durumu giderek bozuldu. Çiftligi elden cikardiktan sonra, 44 yilinda Buenos Aires´e göctüler. Che Guevara lise ögrenimini maddi sikinti icinde tamaladi ve tip falkultesine yazildi. Daha sonra Egitim bakanligina bagli Dean Fines lisesine devam etti. Okulda ingilizce, ecde de annesinden Fransizca ögrendi. On dört yasindayken Freud´un kitaplariyla ilgilendi, Baudelaire´in siirlerini sevdi. Onalti yasindaysa Sili´li sair Pablo Neruda´ya hayrandi. Bütün cocuklugu biyunca hastaligini yenmeye calisti. Spora basladi. Lisedeyken Atalay Jimnastik klübünün en gözde atletlerinden biri oydu. Ônceleri Kordoba disinda büyük bir ciftlikleri, rahat bir burjuva hayatlari olan Guevara ailesinin durumu giderek bozuldu. Çiftligi elden cikardiktan sonra, 44 yilinda Buenos Aires´e göctüler. Che Guevara lise ögrenimini maddi sikinti icinde tamaladi ve tip falkultesine yazildi. Ernesto Che Guevara, fakülte yillarinda önce, Arjantin´i sonra bütün Latin Amerika´yi dolasti; cüzzam ve tropikal hastaliklari üzerinde çalismalar yapti. Çok kere bisiklet ya da motorsikletle, bes parasiz, kimi yerde mola verip hamallik, iscilik, gemi tayfaligi, hekimlik ve hatta bulasikcilik yaparak tamamladgi bu macerali gezide Che Guevara, yurdunun ve kitasinin gerceklerini yakindan tanidi. Che´53 yilinda üniversite´yi bitirdi. Venezüella´da Cabo Blanco cüzzam kolonisinde calismak üzere bir antlasma yapti. Karakas´agiderk, Peru´ya ugradi. Orada yerliler hakkinda daha önce yayinlanan bir incelemesi yüzünden tutuklanip cezaevine gönderildi. Hapishane´de Perulu solcularla tanisti, bir süre sonra da serbest birakildi. Yoluna devam ederken Ekvardor´a ugradi. Burada avukat Ricardo Rojo ile tanisti. Bu tanisma Che´nin hayatinda bir dönüm noktasidir. Rojo onu Venezulla´ya gitmekten caydirip, devrimci hükümetin isbasinda bulundugu Guetemala´ya götürdü. Che Guetemala´daki dag köylerinde doktorluk yapti. Devrimci Arbenz hükümeti, distan da desteklenen sagci bir hükümet darbesiyle devrilince, Arjantin büyükelciligine siginmak zorunda kaldi. Arbenz´in hayranlarindandiOynanan bu oyun sindiremedi. Devrimcilerin safina katildi. perde arkasinda Guetemala´li gencleri örgütlemeye giristi. Faaliyetleri ögrenilince elcilik binasinda kapi disari edildi. Guetmala´da kalmayi tehlikeli bularak Meksikaia gitti. Ernesto Che Guevara, Guetemala´da iken bircok Küba´li sürgünle, bu arada Fidel Castro´nun kardesi Raul ile tanisip arkadaslik kurmustu. Guevara Küba´yi onlardan ögrendi. Meksika´da Fidel Castro ve arkadaslariyla tanisarak Küba devrimcilerine katildi. Granma yatiyla Küba´ya ilk varanlardandi. Devrimci savasin en ön saflarinda yer aldi, kendisine binbasi rütbesi verildi. Santa Clara savasindan sonra binbasi Ernesto, Havana´nin La Cabana kalesinin komutanligina getirildi.
"...Sanirim, beni Küban´nin kendi sinirlari icindeki devrimin baglayan ödevden payima düseni yerine getirdim. Simdi senden, arkadaslarindan ve artik benim de halkim olan halkindan izin istiyorum.... Dünyanin baska köseleri var, benim karinca kararinca yardimlarima muhtac. Küba´nin basinda bulunman dolasiyla yüklendigim sorumluluklar yüzünden dileyip de yapamadigim seyi ben yapabilirim." Bu satirlar beklik de, gizler de yatan ama cok köklü bir doslugun, inancin su yüzüne vurmayi engelledigi bir görüs ayriligini yansitiyordu. Nereye gittigi bilinmiyordu. Dünya basinin da cesitli varsayimlar yürütüldü. Adi birkac öldüye cikti. Kaybolusundan dört ay sonra, " Ôlüm nereden ve nasil gelirse gelsin... savas sloganlarimiz kulaktan kulaga yayilacaksa ve silahlarimiz elden ele gececekse ve baskalri mitralyöz sesleriyle, savas ve zafer naralariyla cenazelerimize asit yakacaksa, ölüm hos geldi sefa geldi!"
1966 Ocak ayinda Havana da toplanan üc kita (Tricontinental) konferansina gönderdigi demecle sesi bir kere daha duyuldu.
"Amacim iki, üc hatta daha fazla Vietnam yaratmak" oldugunu söyliyen bu demec söyle sona eriyordu. " Ôlüm nerden ve nasil gelirse gelsin.. savas sloganlarimiz kulaktan kulaga yayilacaksa ve silahlarimiz elden ele gececekse ve baskalri mitralyöz sesleriyle, savas ve zafer naralariyla cenazelerimize asit yakacaksa, ölüm hos geldi sefa geldi!" Oysa Latin Amerika´daki devrimci mücadele, daha gercekci tabanlar arayip bulma sancisindaydi.
Bolivya´daydi Che!... Bu ülkede bir gerilla savasi örgütlemekteydi. Ôlüm bir süre sonra gelip onu buldu ama, geride biraktigi mücadele günümüz Latin Amerika devrimci eyleminin belki de bu en renkli kisisinin inanc dünyasinda yarattigi boyutlar icinde gelismedi.
Ernesto Che Guevara 7 ekim 1967 gecesi, Higueras yakinlarinda pusuya düsürüldü. 8 Ekim sabahi yarali olarak ele gecti. Sorguya cekmek istediklerinde, agzindan tek kelime dahi alinamamisti.
9 ekim 1967 günü ögle üzeri, Bolivyali Cavus Mario Terzanin karabinasindan bosalan kursunlarla can verdi.
ŞİİRLERİ:
VEDA ŞARKISI

1.
Kayalıkta çakılı yelkenli
sana bırakıyorum veda şarkımı.

2.
Benim uzaklardaki ölümümün kanında tohumlanışı da
kayalar devranının altında değişken köklerle.
Yalnızlık! geçmişe özlem çiçeği canlıı duvarların.
Yalnızlık, yeryüzünde adanmış faniliğim.

3.
Taşımak istemiştim heybemde
yüreğinin gelip geçici tadını,
ama kaldı havaya çizilmiş kesin eğrilerle,
yadsıma oldu umudumun yiğitliğine.oman
Giderim hatıradan daha uzun yıllar boyu
kapalı yalnızlığıyla gezginin,
fakat havaya çizilmiş kesin eğri sanki bana döndü
ve bir işaret koydu pusula kaderime.
Sonu geldiğinde bütün gündelik işlerin
yol yapacağım bir geleceğim olmasa,
gelmiş olacağım bakışında canlanmaya
kaderimin sırıtan parçası olarak.
Gideceğim hatıradan daha uzun yollar boyunca
zincir halkaları gibi eklenen elvedalarla zamanın akışında.

4.
Dimdik hatıra sonunda düşmüş yola,
usanmış beni bir geçmişi olmadan izlemekten,
unutulmuş yol kıyısındaki bir ağaçta
Uzaklara gideceğim, hatıra
parçalanarak ölünceye yolun taşlarında,
ve devam edeceğim, içimde
hep o gezginin acısı, yüzümde gülümseyiş.
Bu dönenen bakış ve güç
büyülü bir matador mendilinde.
Alıkoydu kaygı duymaktan tüm çıkarlara,
hep yitiren bir çizgi oldu benim eğrim.
Ve bakmak istemedim seni görürüm diye
beni isteksizce davet etmeni
mutluluğumun pembe boyalı torerosu
Deniz seslenir bana sevecen elleriyle.
Çayırım -bir kıta-
Dümdüz yayılır, tatlı ve silinmezdir
alacakaranlıkta bir çan gibi.

5.
Bir sicil memuresi karşısında kurumlu bir doktor gibidir
kara bir mikroskopu gösteren bilim.
Sanat... sanat diye arzıendam eden şey
bir Leica'nın kısır mekaniğidir.
Acılar ve kaygılarla dolu bir yerli (ve tabii özlemleriyle
olup ta şimdi yiten için
ve onun dönüşünde arzu gönlünde),
coca, alkol ve açlığın aptalca gülümsemesiyle.
Üç kuruşa satılan cinsellik
-Amerika'da pek ucuz-
Boş çarşafların umursanmaz hatırası.
Guetamala bıraktın beni
bağrımda derin bir yarayla
ve de acılarını bana emzirme
ya da emme fırsatıyla,
kahreden bir hıçkırığın belirsiz duygusunda bulan kadını.
Kederleri teker teker birleştiren bir bağ var yine de:
uyanan insanın haykırışıdır o da.

6.
İşte bugün böyle titrek ellerle
belirsiz bir kayıta koyuyorum prizmamı.
Ağacın olgunluğunu tüketmeden
kasalanmış meyvanın garip tadıyla.
Çağırışını farkedemiyorum bazen
yaşlı, garip kanatlanmış kulemden,
fakat bazı günler var ki cinselliğin uyanışını hissediyor
ve bir öpücük dilenmeye dişiye gidiyorum
ve böylece beni arkadaş diye çağırmayanın
ruhunu hiçbir zaman öpemeyeceğimi anlıyorum...
Biliyorum ki tertemiz değerlerin kokusu
bereketli kanatlarla dolduracak beynimi,
Biliyorum ki hayata geçmesi mümkün olmayan
fikirleri barındırmak gibi zevkleri bırakacağım.
Biliyorum ki ölümüne çarpışma günü
halk çocukları benimle omuz omuza verecek,
halkın savaştığı amacın kesin zaferini
göremezsem eğer
fikri en yüksek geleceğe götürmek için
mücadele verdiğimdendir,
eski kabuğun tüylerini yolarken
doğan umudun kesinliğiyle biliyorum bunları.


--------------------------------------------------------------------------------

TOMAS'LA VEDALAŞMA

Sanadır, kuşatılmış arkadaşım,
ak dağların berrak sularına,
batık gemi düşünün seni bağladığı yere
gider ayrılık şarkım.
Uyandım bugün
yelkenlerimde kanatlanma arzusuyla,
haberleşme mumları tutuyorum
duygusuz pusulanın gösterdiği
zaman limanına giderken gemi.
Dilimi rüzgara veriyorum
sözcüklerini gergin gergin tutmak,
taze acılarından bir şeyler alıp götürmek için
yaşamakta olduğun şaşkınlıkları paylaşmaya.
Yastığını yeşerten
bahar da yitti gitti.
Ayrılışımı kastetmiyorum,
artık yol almayan gemin için diyorum.
Anlıyorum seni kırık kanatlı kırlangıç,
isterdim Kastilya çeşmesine götürmek,
başa çıkabileceğin güçle donatmak.
Olaylara eğilmiş bir doktor olsam bile
onları değitiremiyor, ancak anlayabiliyorum.
Bununla birlikte sihirli bir çözümüm var,
Bolivya'da bir madende,
belki de Şili'de, Peru veya Meksika'da
ya da yıkılmış Sonora İmpataratorluğunda,
Afrika Brezilya'sının siyahi bir limanında ya da
belki de her noktada bir kelime
öğrendiğimi sanıyorum.
Bu çözüm çok basit,
etrafıyla ilgilenme, saldır tepeye.
Birleştir genç ellerini yaşlı kayayla,
günden güne ufak dalgalar halinde
kıpırdayan kırmızı mercanlara nabzını daya.
Günün birinde, hatıram ufuğun ötesinde
bir yelkenli olsam bile
ve senin hatıran belleğimde demirleyen
bir gemi olsa bile
geleceğe doğru neşeyle yürüyen
ufuktaki kızıl yoldaşları gördüğümde
şaşkınlıkla haykırmaya başlayacak kuşluk vakti.
O korkunç ve beyaz soğukkanlı kötüler
şaşkınlığa uğramış gece gibi gerisin geri dönecekler.
İşte o zaman, dört duvar arasında
solgun şair,
evrenin şarkıcısı olacaksın
ve sen bahtı kara, ince ruhlu, hasta şair
halkın güçlü şairi olacaksın.


--------------------------------------------------------------------------------

İHTİYAR MARIA

Bir ayağın çukurda, ihtiyar Maria,
geldim seninle gerçekleri konuşmaya:
Bir tesbihin dizili acıları oldu hayatın
ne seven bir erkeğin oldu, ne sağlık, ne mal mülk,
ancak açlık vardı paylaşılan.
Geldim seninle umudundan konuşmaya,
kızının nasıl olduğunu bilmeden
kuzuladığı o üç ayrı umuttan da.
Sarı sabunla perdahlanmış ellerinin arasına al
bir çocuğunkini andıran bu erkek elini,
sertleşmiş nasırlarını ve kıvrılmış saf parmaklarını
doktor ellerimin yumuşak utancında ov.
Dinle, emekçi büyükanne,
inan gelen insana,
göremeyecek olsan da geleceğe inan.
Tüm bir hayat boyunca umudunu boşa çıkaran
acımasız Tanrıya da dua etme.
Yağlıkara okşayışlarının büyümesini görmek için
ölümden acımasını isteme;
gökler yeşil ve karanlık hüküm sürüyor sende,
her şeyden öte kızıl bir intikama sahip olacaksın,
şafağı yaşayacaklar torunlarının hepsi,
huzur içinde öl yaşlı mücadeleci.
Bir ayağın çukurda ihtiyar Maria,
o gideceğin günlerden biri
otuz kefen tasarımı
bakışlarıyla selamlayacaklar seni.
Bir ayağın çukurda, ihtiyar Maria,
suskun kalacak odanın duvarları
birleşince ölüm astımla
ve sevdaların boğazına dizilince.
Bronzdan dökülmüş üç okşama
(geceni hafifleten tek ışık)
açlıkla kuşanmış üç torun
her zaman bir gülümseme buldukları
yaşlı kıvrık parmaklarını özleyecekler.
Hepsi bu olacak, ihtiyar Maria.
Bir tesbihin dizili acıları oldu hayatın
ne seven bir erkeğin oldu, ne sağlık, ne mal mülk,
ancak açlık vardı paylaşılan,
geçti keder içinde hayatın, ihtiyar Maria.
Bulandırdığında gözbebeklerinin acısını
sonsuz dinlenmenin buyruğu,
ömür boyu angaryadaki ellerin
son şefkatli okşayışı içine çektiğinde
onları düşüneceksin... ve ağlayacaksın,
zavallı ihtiyar Maria.
Hayır, hayır yapma
bir hayat boyu umudunu boşa çıkaran
umursamaz Tanrı'ya kendini teslim etme,
ölümden aman dileme,
korkunç bir açlıkla kuşanmıştı hayatın,
sonunda kuşandı astımla.
Fakat bildirmek istiyorum ki sana
umutların kısık ve yiğit sesiyle
intikamların en kızılı ve yiğit olanıyla,
ideallerimin en doğru boyutuyla
yemin etmek istiyorum.
Sarı sabunla perdahlanmış ellerinin arasına al
bir çocuğunkini andıran bu erkek elini,
sertleşmiş nasırlarını ve kıvrılmış saf parmaklarını
doktor ellerimin yumuşak utancında ov.
Huzur içinde yat, ihtiyar Maria,
huzur içinde yat, ihtiyar mücadeleci,
şafağı yaşayacaklar torunlarının hepsi.
YEMİN EDİYORUM Kİ...


--------------------------------------------------------------------------------

GÖLGELİ OTOPORTRE

Genç bir ülkeden, kökleri otlardan doğan,
(o kökler ki Amerika'nın öfkesini yadsıyan)
sizlere geliyorum, kuzeyli kardeşlerim.

Acılı haykırış, umutsuzluk ve inanç yüklü,
sizlere geliyorum, kuzeyli kardeşlerim.
Biz "homo sapiens"lerin geldiği yerden,
nice yol aldım göçebe ayinleriyle,
bir haç gibi taşıdığım astımımla
ve onun özüme yakışmayan mecazıyla.

Uzundu yol ve çok ağırdı dert
sürmektedir bende avare adımlarımın kokusu,
hala batık bir gemidir derinlerdeki özüm
-kurtarıcı kıyılar görünseler bile-
dalgalara karşı gönülsüz yüzüyorum
batık bir gemi oluşumu koruyarak.

Yalnızım acımasız geceye karşı
ve biletlerin bıraktığı kesin şeker tadına.
Avrupa çağırıyor beni yıllanmış şarabının sesiyle,
sarı etinin soluğuyla, müzedeki eserleriyle.

Yeni ülkelerin neşeli klarnet sesiyle
alıyorum karşıdan geniş etkisini
Lenin'in icra ettiği ve halkların söylediği
Marks ve Engels şarkılarının.


--------------------------------------------------------------------------------

FİDEL'E ŞARKI

Haydi gidelim,
ateşli peygamberi şafağın,
gizli patikalardan ulaşalım
o yeşil timsahı kurtarmaya, aşkla sevdiğin.

Haydi gidelim,
isyankar ve marslı yıldızlarla dolu
cepheyle aşağılanmayı bozguna uğratarak
zafere erişmeye ya da ölümle buluşmaya yemin edelim.

Duyulduğunda ilk atış sesi ve uyandığında
çalılıklar bakirelere yaraşan bir şaşkınlıkla,
orada, yanıbaşında, olgun savaşçılar olarak,
bulacaksın bizi.

Saçıldığında sesin dört rüzgara doğru
adalet, ekmek, özgürlük, tarım reformu,
oradai yanıbaşında, aynı vurgularla,
bulacaksın bizi.

Ve yerini bulduğunda bunca emeğin sonunda
zalime karşı doğruluğun uğraşı,
orada, yanıbaşında, bekçilik edeeken mücadelenin sonuçlarına,
bulacaksın bizi.

Yaralı böğrünü yaladığı gün canavar
milliyetçi bir mızraktır onu orada vuran,
orada, yanıbaşında, gururlu yüreklerimizle,
bulacaksın bizi.

Sanma ki bozabilirler bütünlüğümüzü
rüşvetle kuşanmış yaldızlı bitler,
tek istediğim bir tüfek, mermiler ve bir siper.
Başka hiçbir şey.

Ve şayet engellerse yolumuzu demir,
Amerika tarihine geçen
gerillaların kemiklerini örtmek için
bir mendil isteriz Kübalıların gözyaşlarından.
Başka hiçbir şey.


--------------------------------------------------------------------------------

VE BURDA

Haykırır paleti tutuşan ressam, melezim ben
haykırırlar bana kovalanan hayvanlar, melezim ben,
sızlanırlar gezgin şairler, melezim ben,
tekrarlar her köşenin günlük acısında
rastladığım insan, melezim ben
ve altın kaplamalı tahtadan bir bakireyi okşayan
ölü bir ırkın gizemine varır bu:
melezdir benden doğma bu acayip çocuk.

Melez değil miyim ben de bir yandan
çarpışmasında (birleşip, ayrılan)
aklımı karıştıran iki gücün,
o güçler ki ağaçta daha olgunlaşmadan
hapsolmuş meyvenin garip tadını
hissettiğinde beni çağıran.

Dönüyorum İspanyol Amerika'sının sınırına,
kıtayı saran bir geçmişi tatmaya.

Kayıp gitmektedir hatıra silinmez bir yumuşaklıkla
bir çan sesiyle ta uzakta.


--------------------------------------------------------------------------------

AĞIL

Yaşayan bir şey kalmış taşlarında
ey yeşil şafakların kız kardeşi.
Gerçek mezarları şaşırtır
ellerinin sessizliği.
Rengarenk gözlüklerin türlü keyfiyle
sorumsuz kazma yaralar kalbini
ve yabancı turistin savurduğu aptalca oh
çarpar yüzüne gücendiren hakareti.

Ama canlı bir şey vardır.

Kütüklerden bir kucaklayış sunar orman sana
köklerini tırmalamaktayken merhamet.
Koca bir celep gösterir övendireyi
taht uğruna zaptettiği tapınakların orda,
ve sen ölmüyorsun hala.

Hangi güçtür seni ayakta tutan
yüzyılların ötesinden
gençlikte olduğu gibi canlı ve kıpır kıpır?
Hangi tanrı üfler gün sonunda
hayati soluğunu mezar taşlarında?
Tropiklerin tatlı güneşinden midir?
Sormalı niye Chichen-Itza'da olmaz? diye.
Ormanların neşeli öpücüğü
ya da kuşların nağmeli şarkısından mıdır?
Ve niye Quirigua'da daha derindir uykusu?
Dağların sarp kayalıkları arasında çarparak
çınlayan kaynağın yankısından mıdır?
İnkalar öldü, ne dersek diyelim.

__________________
-> Ben Nasıl Su İçerim Hüseyin'im Susuzken
  Alıntı ile Cevapla
Eski 10-05-2007, 15:57   #2
Dost
mnoocalan - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: ANKARA
Yaş: 48
Mesajlar: 4,240
Tesekkür: 87
113 mesajina 198 kez tesekkür edildi
 mnoocalan isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

bu güzel bilgiler için teşekkürler malatyalı

__________________
Kayıp kentin güzel insanı
Rüzgar esermi sizin oralarda?
Ve
Umut türküsü söylenirmi
Sevda misali?
Yada buradan sesimiz duyulurmu
Bir SELAM desek dosta...
  Alıntı ile Cevapla
Eski 10-05-2007, 16:26   #3
Can Dost
boranjudge - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Sep 2006
Bulunduğu Yer: Yer yüzü
Mesajlar: 1,446
Tesekkür: 19
17 mesajina 21 kez tesekkür edildi
 boranjudge isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

teşekkürler dostum

  Alıntı ile Cevapla
Eski 10-05-2007, 16:51   #4
Dost
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Bulunduğu Yer: NEFES ALDIĞIM YER!!!!!
Mesajlar: 879
Tesekkür: 0
17 mesajina 42 kez tesekkür edildi
 bulut isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

teşekkürlerrr dost...emeğine sağlık...

  Alıntı ile Cevapla
Eski 11-05-2007, 14:02   #5
Dost
pınar09 - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Jan 2007
Yaş: 37
Mesajlar: 3,610
Tesekkür: 201
173 mesajina 805 kez tesekkür edildi
 pınar09 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

emeğine yüreğine sağlık dostum.

  Alıntı ile Cevapla
Eski 11-05-2007, 15:41   #6
Dost
cilek_22 - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Bulunduğu Yer: ev.
Mesajlar: 1,720
Tesekkür: 113
98 mesajina 198 kez tesekkür edildi
 cilek_22 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

tsk.ler ,guzeldi okumak..

__________________
Sahiden de sürpriz olmaya başladı artık
"Bana gelişlerin"
  Alıntı ile Cevapla
Eski 12-05-2007, 10:45   #7
IZA
Onursal Dost
IZA - ait Avatar
Üyelik Tarihi: May 2007
Bulunduğu Yer: Kizlarimin yanindayim en degerli varliklarim
Yaş: 47
Mesajlar: 832
Tesekkür: 704
507 mesajina 1243 kez tesekkür edildi
 IZA isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

sagol eline emegine saglik.
Esim çok sever che'yi

  Alıntı ile Cevapla
Eski 12-05-2007, 11:00   #8
Yeni Üye
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 2
Tesekkür: 0
0 mesajina 0 kez tesekkür edildi
 dj_telli44 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

emegine sağlık dost

  Alıntı ile Cevapla
Eski 13-05-2007, 16:05   #9
Dost
HAWIN_ZEL - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Nov 2006
Bulunduğu Yer: kimse bilmez nereli oldugunu?
Mesajlar: 1,169
Tesekkür: 0
47 mesajina 86 kez tesekkür edildi
 HAWIN_ZEL isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

emegine saglik dost

__________________
SENI ANLAMAK YASMAKTIR
SENI YASAMAK
AMANSIZLIGA KAVGA VE POSTAL SESLERI ARASINDA
DIRENGENLIGE DURMAKTIR
SENI BILMEK YASAMI BILMEK
SILAH OMZUNDA TOPRAGA DUSMEKTIR
SENI ANLATMAK EYLULU GUNLERI GECMISE YOLAMAKTIR`



BANA MAVI ETIKETLI BIR RAKI GETIR
DIYARBAKIR’DAN BIR AVUC TOPRAK
BİTLİS’TEN BIR TUTAM TÜTÜN
AVUCLARINDAN İÇECEGİM
BIR TAS SU GETIR MUNZUR’DAN
BANA ISTANUL’DAN BIRAZ LODOS
MALATYA’DAN SARI KAYISILAR GETIR
BANA KENDINIDE GETIR MEMLEKETIMDEN
SENINLE BIRLIKTE GETIR MEMLEKETIMI
..
  Alıntı ile Cevapla
Eski 14-05-2007, 10:12   #10
Onursal Dost
AYIŞIĞI - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Bulunduğu Yer: ANTALYA
Mesajlar: 1,727
Tesekkür: 5
38 mesajina 47 kez tesekkür edildi
 AYIŞIĞI isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

paylaşımına sağlık dost

__________________
"YAŞAMAK DİRENMEKTİR YANGIN YÜREKLİM"

[email protected]


hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü
hoşçakal
sazımdaki hüznü
içimdeki sızıyı
boynu bükük karanfilimi
ve yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara
sırılsıklam yalnızlığımı alıp yanıma gidiyorum
hoşça kal bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar
hoşçakal
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
che, ernesto, guavara


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:06 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1