14 Şubat sevgililer günü nedeniyle basın açıklaması yapan Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Şube Başkanı Üstün Bol; “Küresel kapitalizmin, duygularımızı sömürmesine izin vermeyelim” dedi. Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Şube Başkanı Üstün Bol konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:
siteadi.com - Küresel kapitalizmin, duygularımızı sömürmesine izin vermeyelim


Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de, sınırsız tüketim özendirilmektedir. Bir roma mitodolojisi olarak başlayan ve fakat küresel kapitalizm tarafından yüzyıllar sonra tüketim çılgınlığının bir parçası haline getirilen 14 şubat sevgililer günü, tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de sınırsız-bilinçsiz tüketimin en önemli argümanı olarak kullanılmaktadır. Küresel kapitalizm, insanların değerli, kutsal kabul ettiği tüm kavramlar üzerinden akar elde etmeye çalışmaktadır.

Bankalararası Kart Merkezi(BKM) verileri incelendiğinde, 2004 yılında, 14 şubat tarihinde, 2.085.235 adet kredi kartı işlemi gerçekleştirilerek toplam 123 trilyon lira harcanmıştır. 2005 yılının 14 şubat tarihinde ise, 2.528.926 adet kredi kartı işlemi ve bu işlemlerin karşılığında 282 trilyon liralık işlem gerçekleştirilmiştir.

İyimser bir tahminle nakit yapılan harcamaların kredi kartı ile yapılan harcamalara oranının %20 olduğu düşünüldüğünde, 2005 yılında, sevgililer gününde 338 trilyon lira harcandığı görülmektedir.

Veriler incelendiğinde, işlem adetindeki yüzde 17,5 lik artışa rağmen parasal anlamda artışın yüzde 130 olduğu görülmektedir. Bu rakamlar tüketicinin yaşamakta olduğu kredi kartı sorununu da gün yüzüne çıkarmaktadır. Nakit sorunu yaşayan tüketici 2005 yılında kredi kartına yönelmiştir.

Dikkatli bakıldığında küresel sermayenin yıl içerisinde periyodik tüketim dilimleri oluşturduğu ve her periyodik dilimde tüketim çılgınlığını reklam, tv, moda gibi araçları kullanarak özendirdiği görülmektedir.

Sevgi, anne, baba, sevgili... gibi değerli kavramlar yılın küçük zaman dilimlerine hapsedilerek küresel sermayece akar olarak kullanılmaktadır. Bu tutum toplumsal değerlerimizle ve kültürel alt yapımızla örtüşmediği gibi, ortak insanlık mirasını da red anlamına gelmektedir.

Tüketicileri; küresel kapitalizmin, duygularımızı sömürmesine izin vermemeye ve bilinçli ve israftan kaçınan tüketime davet ediyoruz.