Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Serbest Bölge!
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Serbest Bölge! Kategorize edemediğiniz her telden konuyu bu başlık altında tartışabilirsiniz.

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 19-01-2011, 10:21   #1
Dost
Maralım - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Jan 2011
Mesajlar: 95
Tesekkür: 174
65 mesajina 594 kez tesekkür edildi
 Maralım isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı 12 Eylülden Sonra

1980lere darbe damgasini vurdu deriz hep ama bu darbenin birde sonrasi var, Özal devri.
siteadi.com - 12 Eylülden Sonra
12 Eylül sürecinde asker zoruyla neo-liberal ekonomi ve neo-liberal sosyal politika getirilsede, 80lerin sonuna dogru özgürlesme ve modern iktidar anlayisi belirmekteydi.

1970lerde temeli atilan "milliyetci ve mukaddesatcilik" 1980lerde uygulanabildi.
Bunun sebebi ise Islam ve Türk kültürünün büyük ölcüde uyumlu olmalariydi; örnegin aile kavrami, ahlaki degerler vb.
Sentez basariliydi, hatta Islam o kadar benimsendiki bazi cevreler kendilerini "Secilmis Islam Askerleri" gibi görmekteydiler.

Bu olgu cuntaya malzeme oldu adeta. "Komunizm hastaligina" karsi saglikli ( ! ) nesiller yetistirmeyi hedefleyenler bu ruha birazda Kemalizm katarak ismini "milli kültür politikasi" koydular. Zorunlu din derslerinin baslamasinin bu döneme denk gelmesi tesadüf degildir.

Yasamin her alanina bir üniterlik, bir tek tiplestirme girmisti.
Kemalizm disinda kalan her ideolojiyi sapma olarak degerlendiren K.Evren: "Toplum hasta, ameliyata ihtiyac var demekteydi.

Toplumu siddet ile susturup sindirmeyi hedefliyordu. Distan bakanlar ise siyaseti tipatip kislaya benzetiyorlardi.
Halki askere benzetme cabalarinin sonucu ise korkunctu: tek tip sac ve sakal uygulamalari geldi.

Ekonomik gelisimler ise ihracat agirlikli olduklarindan hayali ihracatin temelide bu zamana dayanmakta.
Korkut Boratav bu durumu söyle degerlendirir: "Örnegin Eskisehir Sanayi Odasinin yaptigi bir incelemede, 1979 - 1986 yillari arasinda sinai artik payi icinde faizlerin payinin %13ten %39a ciktigini göstermistir... Yüksek faiz politikasindan kaynaklanan bu sonuca ek olarak, sanayi ürünleri ihracatinda yüksek tesviklerin, üretici sanayiye degil "ihracatci sermaye sirketleri" adi altinda örgütlenen büyük ticaret sermayesine verildiginide hatirlatmak gerekir."

Ekonomideki bu uygulamadan tabiki ANAP ve yandaslari faydalandi.

Özal ile birlikte Bati - Kapitalizmin kilifi Türkiyeye uygulaniyordu.
Dogal olarak gelir dagilimindaki esitsizlik yeni boyutlara ulasmisti.

Bazi nemalanan kesimler doguyor ve Özal ile birlikte bu yeni burjuvazi o dönemin deyimiyle "Hanedanlik" kurmaktaydilar.
Hasan Cemal'in "Hanedan" kitabindan örnek verelim: "Özal'in Amerikan baskanlik sistemine iliskin hayranligini bilen bir isadami "Kücük White House" diye tanimlar bu cekirdegi. Ailevi hadise ile devlet hadisesi iste bu kücük cekirdekte ve onun cevresinde ic ice girmeye baslamistir... O kücük cekirdekte, tabii Turgut ve Semra Özal; Ahmet Özal; birader Yusuf Özal - böylece Korkut Özal da temsil edilmis olur - ve üst katta fazla dolasmasada dayioglu Hüsnü Dogan vardir...
Ahmet Özal, özellikle 29 Kasim 1987 secimlerinden sonra artik her yerdedir. Kamu bankalari ilanlarinin hangi reklam ajanslarina verileceginede karisir."

Her alanda degisimi hedefleyen Özal hem sivil toplumun örgütlenmesinin önüne set cekmis hemde ayni setti is dünyasina tasiyip emekcilerin örgütlenmesine mani olmustur.
Bunun yerine tarikat ve cemaat hayatini getirmistir, öyleki bu cemaatlarbirer siyasi güc haline gelmekteydiler. Fethullah Gülenin "Nurcu"lari bu dönemde ünlenmisti.
Bürokraside ise tamamen keyfi uygulamalar basgösterip hukuk ve kamuoyu devre disi birakilmistir.

Feodal degerleri korumak adina sömürü ve otoriterlik politikalari uygulanmaktaydi.
Bu olgunun getirisi ise ABD Kapitalizmine imrenmekle beraber bireysel cikarcilik; yani "kisa yoldan köseyi dönme" cabalariydi.
ABDye özenti bununla kalmadi ne yazikki. Amerikada lisans yapan ögrenciler tercih edilirken, yerli mezunlar issiz kaliyordu.
YUPPIE ( Young Urban Professional ) lerin yükselme devri böylece baslamis oldu.

1960larda kollektif düsünceye sahip olanlarin bazisi 1980lerde isadami olmuslardi.
Yozlasma her alanda hakimdi, hizli yasa - hizli tüket mantigi ( yada mantiksizligi ) ile hareket ediliyordu.

ABDde okuyup ayni zamanda Özal ailesine yakin olanlar ise Kamu Kurumlari ve bankalarin basina getiriliyordu.
Durum böyle oluncada malum Genel Müdürler, Kamu Kurumlari baskanlari dokunulmaz, elestirilmez pozisyonuna erismis oluyorlardi.

Gündelik yasam alanlarina ise arabesk kültürü hakimdi, hatta Özal bizzat konserlere katilirdi. Dönemin ünlü sanatcilarina özel destek ve muamele ederdi. ( I.Tatlises bunun en güzel örnegi )

Bunun sonucu ise halkta beyin uyusmasi gelistirdi. Halk arabesk dinleyecek sorgulamayacakti.
1990li yillarinin Pop - Kültürü ile arabesk düsün( e )meyen nesili dogurmustu.

Umberto Econun sözleriyle kapatalim: "80li yillar önemli yillardi. Basimiza gelen cagdas felaketlerin hemen hepsi o yillarda dogmus olmali. Eger 70lerden 90lara dogrudan gecseydik, bugün daha bilge birileri olabilirdik."

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Maralım üyemize tesekkür ettiler
IZA (20-01-2011)
Cevapla

Tags
eylülden, sonra


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:27 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1