Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Serbest Bölge!
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Serbest Bölge! Kategorize edemediğiniz her telden konuyu bu başlık altında tartışabilirsiniz.

 
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Prev Önceki Mesaj   Sonraki Mesaj Next
Eski 13-03-2007, 21:47   #1
Onursal Dost
ZiLAN - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 1,415
Tesekkür: 0
41 mesajina 63 kez tesekkür edildi
 ZiLAN isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Arrow Dağların Çocuklarına MEKTUP

Yanınıza geliyordum. İçimde bir acayip duygu. Adını bile koyamadığım… Kendime bile anlatamadığım, yoğun, çok yoğun bir şey bu. Özlem miydi, hüzün müydü, sevinç miydi? Belki hepsi, belki de hiçbiri…
siteadi.com - Dağların Çocuklarına MEKTUP
Dalımdan kopmuş, avare bir rüzgârın uzaklara, çok uzaklara fırlatıp attığı bir yaprak gibiydim. Hala da öyleydim ya. “Şemdinli” dediler arkadaşlar, “Oraya gidiyoruz, gelir misin?”

Gelmez miyim? Orası benim memleketim. O sarp, dik yamaçlı, zirvelerinde dört mevsim kar olan dağlarında doğdum. İlk çığlığım o dağların doruklarında yankılandı. Konuşmayı orada öğrendim, gülmeyi, ağlamayı, okumayı, yazmayı...

Kendi dilimden değildi tabi bu. Evde konuşmadığımız bir dilden. Çocuk saflığıyla nedenini sormamıştım bunun. Çok sonraları, eşyalarımızı toplayıp uzaklara sürgün edilirken sorabildim ancak. Gözlerimin önünde köyümüz yakıldığında sorabildim. Komşularımızın parçalanmış cesetleri kamyonların arkasına bağlanıp sürüklenerek, köyün ortasına atıldığında; amcamın bir gece götürülüp, bir daha geri gelmediğinde sorabildim. Babamı ağlarken ilk kez gördüğümde… Komşumuzun evi basılıp da, karısına tecavüz edildiğinde sorabildim...

Cevapları belliydi. Biliyordum. Bilmek yetmiyordu tabi. Bunlara karşı koyamamanın, eli-kolu bağlı kalmanın, daha da kötüsü, bunlara teslim olup, oraları terk etmenin sancısı hiçbir şeye benzemiyor. Bu sancı, yol boyunca gördüğüm her tabelada biraz daha arttı. Duyduğum koku, sızlattı burnumun direğini.

Otobüsün verdiği her molada, artık zihnimden silinmiş sesleri, mesela koyunların melemelerini duyduğumda, kabuk bağlamış yaralarım kanadı. Jilet kesiği bir sızıydı hissettiğim. Dengbej sesleri geldi kulağıma sonra. O yanık sesi ilk duyduğum anda yanaklarımdan süzülen damlaların tuzlu tadını duydum dilimde. Cigerxwin’in dizeleri, o insana dair tüm güzellikleri anlatan şiirleri takıldı birden usuma.

Kürt’tüm ve bundan dolayı utanmam gerektiğini hissettirenler takıldı aklıma sonra. Başka bir şey olmamı, Kürtlüğümü unutmamı isteyenler... Yanıp yıkılmış, harabeye çevirdikleri köyümüze dönmemiz için dönüş projeleri düzenleyen ikiyüzlüler… Ve onlara duyduğum öfke çöreklendi yeniden yüreğime. “Unutmuş muydum acaba?” diye sordum kendime. Hayır, unutmamıştım onları hiç! Ama biraz kül mü serpilmişti üzerine bilmiyorum.

Şemdinli’deyim. Beni bana anlatıyorsunuz. Bombaları, kurşunları, kitapların üzerine dökülen kanları, kayıpları… Benim üzerimde patlayan bombaları, beni yaralayan kurşunları, kitapları kızıla boyayan kanımı, yitirilmiş hayatımı… Gitsem köyüme diyorum şimdi. Bulabilir miyim kaybettiğim çocukluğumu? Amcamı, evimizi…

Çok öldük. Çok yaralandık. Acının en katmerlisini yaşadık. Kurşunlandı düşlerimiz. Bombalar yağdı umutlarımızın üstüne. “Bıra”lar ,”Ça wani”ler, “Heval”ler çalınıyor ya şimdi kulağıma, anadilimizi unutturmaya çalışanlara olan kinim daha da büyüyor şu anda. Nasıl da özlemişim…

Beni ancak siz anlarsınız. Sizi de en iyi ben anlarım kardeşlerim. Daha nice ölümler, infazlar, kayıplar, sürgünler bekliyor bizi. Ama bir şey daha bekliyor: Omuz omuza duracağımız, bir ucu Edirne’de, bir ucu Şemdinli’de, allı, yeşilli, sarılı koca bir halay!

Bizi ayıranlara lanet olsun! Umudumu sürgün edenlere… Oralara dönüyoruz artık. Sürgün diyarına...

Sağlıcakla kalın! Unutmayın buradaki kardeşinizi. Ben sizi hiç unutmayacağım. Sizleri, memleketimi, düşlerimi hep yüreğimde taşıyacağım...


Diyar Kömürcü

__________________
Serbest piyasa dostluklar

ikilem kıskacında

Hüküm sürüyor iktidar

Hükümlü olmuşuz

Hükmettiğimiz çarkın sahte zarında

Her gün,

Biraz daha zalimleştiriyor

İçimizdeki canavarı

Her kuvvet,

Biraz daha zalimleştiriyor

İçimizdeki şeytanı


DİLİMİN SINIRI DÜNYAMIN SINIRLARIDIR...
  Alıntı ile Cevapla
 

Tags
Çocuklarına, dağların, mektup


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:23 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1