Dostun Sayfasi

Dostun Sayfasi (http://www.dostunsayfasi.com/)
-   Serbest Bölge! (http://www.dostunsayfasi.com/serbest-bolge/)
-   -   1 Mayis 1977 Katliam'i (http://www.dostunsayfasi.com/serbest-bolge/7724-1-mayis-1977-katliam-i.html)

yaman7777 17-04-2007 20:09

1 Mayis 1977 Katliam'i
 
1 MAYIS 1977 KATLİAM’I (1)
1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı kana bulandı. Kontrgerilla timlerinin, "enternasyonal'' destekle emekçilere kurşun yağdırdığı o katliama 34 insan öldü ve çok sayıda insan yaralandı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Toplum suçları Bürosu Hz. 1977/14562, iddia no: 1977/158 sayılı iddianamesinde olay anı şöyle anlatılıyor: ''Olay çıkarma anı çok iyi hesaplanmıştır, gerek Beşiktaş'ta gerekse Saraçhane başında toplanan topluluk saat 10'dan beri ayaktadır. Üstelik muhtemel bir saldırıya karşı tetikte ve tedirgindir. Ayrıca mitingin bitti bitecek anına gelinmiştir. Bu suretle topluluğun fiziksel gücü oldukça tükenmiş, dikkati dağılmış, dönüş hazırlığına da girişmiştir. Alanda 100 binin üzerinde bir kalabalık mevcut olup bunun bir bölümünü taşradan gelen, İstanbul'u ve alanı tanımayan öğretmenler, işçiler ve dernek mensupları oluşturmaktadır.
Tanık ifadelerine göre önce Abdülhak Hamit Caddesi üzerinden bir el, arkasından iki el peşpeşe silah atılmıştır.
Bu kesimi kısmen ''Kurtuluş'' grubu işgal etmektedir.
Tesadüfi olmayan bu otelin yanındaki inşaat ve çiçekçi dükkanı içinden,
sular idaresine ait duvardan, Otağ restoranın bulunduğu ve duvarında ozalit yazılı bulunan binanın çatısından,
Abdülhak Hamit Caddesi içinden, PTT binası ütünden,
Pamuk Eczanesi üstünden veya civarından aynı anda başlayan seri atışlar izlemiştir...

Bir kısmı uzun menzilli silahlardan atıldıkları iddia olunan kurşunlar alandaki büyük topluluğun ve kürsüdeki konuşmasının son sözlerini söylemekte olan Kemal Türkler ile protokole dahil olanların ve kürsünün etrafını çeviren diğer kalabalığın başlarının üzerinden geçmeye başlamıştır. Bu durum karşısında yukarıda temas edildiği şekilde içinde bulunduğu yorgun, dalgın ve tedirgin atmosferin de etkisiyle büyük kalabalık içine düştüğü bu cehennemi kaos içinde ve can korkusu altında paniğe kapılarak silahların atıldığı, kurşunların geldiği ters istikametlere doğru kaçışmaya başlamıştır... Taksim alanında yaratılan ve kısa zamanda kıyıma dönüşen bu kararlı saldırı ve terör hareketi tanık ifadelerine göre ortalama 8-10 dakika sürmüş ama alanda bir kan denizi halini almıştır. 8-10 dakika içinde meydana gelen saldırının bilançosu 34 Ölü ve 126'dan fazla yaralıdır.'' İddianamede olayların tartışıldığı bölümde ise şunlar yazıyordu:

a) Olaylar sırasında alanda 100 binin üzerinde bir topluluk vardır,
b) Alanın en hakim noktalarından ve alanı boşaltacak yolları kontrol edebilecek mevkilerden, aynı anda seri atışlar başlamıştır.
( Örneğin Gümüşsüyü Caddesi'ne kaçma istikametini kontrol eden Intercontinental Oteli yanındaki çiçekçi dükkanı üstü ve arkasındaki tahta perdeyle çevrili yeni inşaat.)
Polis memuru Nazmi Arı, İntercontinentalin yanındaki yolun ağzında, burada açılan ateş sonucu ölmüştür. Harbiye'ye açılan Cumhuriyet caddesinden kaçışı kontrol eden PTT binasının üstü ile Otağ Restoranın bulunduğu ve duvarında ozalit yazılı binanın çatısı, Tarlabaşı'na giden Abdülhak Hamit Caddesinin içi, İstiklal caddesiyle Sıraselviler Caddesine hakim olan Sular İdaresine ait olan duvar, alanın orta kesimini ve kürsüyü kontrol edebilir yerde olan İntercontinental Oteli c) Bazı yerden halkın arasına, aynı anda patlayıcı maddeler atıldığı da ifade edilmektedir. ( Gerçekten zabıtaca alanın çeşitli yerlerinde üstünde torpil yazılarını havi patlayıcı maddeler ele geçirilmiştir.) ( Polis dosyası) Her tarafta birden başlayan atış ve patlama sesleri arasında halkı bütük bir kısmı ve özellikle DİSK'e bağlı işçiler kısmen yere yatıp, kısmen de en emin gördükleri geriye doğru kaçarlarken önlerinde DİSK işçilerinin bulunması nedeniyle o tarafa kaçamayan bir kısım halk da kurtuluşu İntercontinental Otelinin yanındaki Kazancı yokuşundan aşağı kaçmakta bulunmuştur. Bu yokuştan kaçmaya çalışan topluluk aşağı yukarı anıtın çevresinde ve önünde toplanan DEV-GENÇ, TÖBDER, MEM-DER gibi dernek ve kuruluşların oluşturulduğu insanlardır. Nitekim ölenlerden birisi TÖB-DER'li öğretmen, 9'u öğrenci, 9'u da halka mensuptur. Yine tanık beyanlarına göre ancak Kazancı yokuşu ağzına geldiğinde bu defa bu yokuşun biraz altında kaçışan halka doğru atışlar başlamış, şu durum karşısında geri dönüp kurtulmak isteyen topluluktan, arkadan gelen habersiz büyük kalabalığın altında kalarak asfeksi ve boğulmalar sonucu hayatını kaybedenler olmuştur. Sonuç olarak Kazancı yokuşu ağzında bu şekilde 25'e yakın insan ölmüştür. Alanın en hakim ve stratejik noktalarından 10 dakika kadar

Devam eden seri atışlarda 2 bine yakın mermi yakıldığı ifade edilmektedir.
Bu durum karşısında eğer hedef gözetilerek ateş edilmiş olsaydı, kurşunla 5 ölü, 32 yaralı değil bu rakamların çok üstünde ölüm ve yaralanmalar meydana gelirdi. O halde tertip olunan bu hareket 100 bin kişinin üstünde mitingi izlemekte olan halk üzerinde yılgınlık, panik ve korku yaratmayı amaçlamakta idi. Şunu da eklemek gerekir ki yukarıda açıklanan mihrak ve stratejik noktalardan açılan bu seri atışları takiben alanın içinde ve dışında görevlendirilen panzerin siren çalmaya başlamaları, halkın arasında alanın o tarafına bu taraftan ilerlemeleri, ses bombaları atmaları ve bir yerlere sığınan halkın üzerine su sıkmaları, ateş açmaları normal muhakeme ve soğuk kanlılığını büyük ölçüde yitirmiş, can korkusu içinde bu 100 binlik kitlenin panik içine düşmesini süratlendiren diğer bir etken olmuştur. O kanlı Mayıs gününde halkın üzerine ateş açılan yerlerden biri sular idaresiydi. Sular idaresinin üzerinde kalabalıkça bir grubun başında elinde makinalı tabanca olan birinin ötekilere amir gibi davranıp emirler verdiği İstiklal caddesinin girişindeki fırının üst katından görülüyordu,'' (Nail Güreli, iki 1 Mayıs, Gür Yayınları, Mart 1979, sayfa 137) Sular İdaresinin üzerinde bulunan 60 kişilik gruplar ilgili olarak dönemin İstanbul belediye başkanı Ahmet İsvan şunları söylüyordu: ''Çok sayıda insan oradan bir çok kişinin elleri enselerinde kılıkları komando askeri filan gibi kılıkta... parçaları potinlerinin içerisine konmuş haki renkli elbiseli çok sayıda insanın elleri enselerinde indirildiğini söylüyorlar. Polis'e soruyoruz, polis böyle bir şey yok diyor. Oysa bizim sular idaresi işçisinin ifadesi var: ''Polis geldi, bunları aldı, götürdü'' diyor... Birçok kişiler. Arandı, silahlar yukarıda bıraktırıldı, Adamlar aşağıya indirildi, götürüldü... Toplum polisi amirine, duvarın üzerindeki adamları gösterdim bunların kimliği tespit edildi mi? Elinde silah var, buradan ateş edildi dedim... Bu konuyu ben soruşturmayı yürüten savcılarla da görüştüm. O zaman sular idaresi duvarı üzerinde eli silahlı kişilerin fotoğrafı yayınlanmıştı. Bunun tespit edildiğini polis şefi Uğur Gür gelip fotoğraftakinin kendisi olduğunu söylemiş.'' (ages. 179) MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş'in özel notları arasında adı geçen, ''özel'' eğitimli, MHP'ye yakınlığı ile bilinen siyasi polis şefi Uğur Gür'ün sular idaresi üzerinde ne aradığı bu güne kadar araştırılmamıştır.
(Devam edecek)

Kontrgerilla Kıskacında Türkiye sayfa 651 - 654 Suat PARLAR

devrimche 17-04-2007 21:00

Paylaşımın için Tşkrler Dost.Bunları bize hatırlattığın için gerçi unutmak mümkün değil,aksine unutmuyoruz içimzde büyüyor inatçı kavgamız.

pınar09 18-04-2007 09:54

unutmak mümkün mü bunları,tşkler dostum anlamlı paylaşımın için.

mnoocalan 18-04-2007 10:09

unutulmaz unutmayacağız. 1 Mayıs'ta herkes Taksim Meydanı'na. gelemesemde kalbimiz sizlerle olacak

eylüle isyan 19-04-2007 18:13

umarım bunları bilmiyenler dikkatle okurlar...ne enteresan ülkede yaşıyoruz değilmi!bu ülkede bakanlık yapanlar bir zamanlar o ateşi açanlardı...üniversite basan insanları tarıyanlardı...umarım bu paylaşımların devam eder....sağol

HAWIN_ZEL 20-04-2007 15:14

emeğine sağlik dost cook degerli bilgilerin icin


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:46 .

Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1