Dostun Sayfasi - Mavi Gözlü Dev/Nazım Hikmet

Burdan
martta vizyonda arkadaşlar.

İSTANBUL - 'Sokaktaki Adam', 'Kayıkçı' filmleriyle tanınan yönetmen Biket İlhan, Nâzım Hikmet'le ilgili uzun zamandır üzerinde çalıştığı 'Mavi Gözlü Dev' filmi yerine 'Ayın Karanlık Yüzü'yle karşımıza çıktı. Dört mahkûmun hapishaneden kaçışını ve bir adaya sığınmasını anlatan 'Ayın Karanlık Yüzü' aslında Biket İlhan için Nâzım projesine ısınma turu niteliğinde. Çünkü İlhan altı yıldır kameradan uzak kaldı. Bu dönemde Nâzım filmine yoğunlaşan İlhan, büyük bir prodüksiyon olarak planlanan 'Mavi Gözlü Dev'den önce hazırlık yapmak istemiş: "Altı yıldır film çekmedim. 'Ayın Karanlık Yüzü'nün Nâzım filmine bir ön hazırlık olduğunu söyleyebilirim. Film çekmediğim altı yılda şartlar değişti. Neler olduğunu görmek için bir film çekmem gerekiyordu." Ekimde çekimlerine başlanması planlanan Nâzım Hikmet filminin senaristi Metin Belgin'e göre 'Mavi Gözlü Dev' Nâzım'la yüzleşme filmi olacak. İlhan ve Belgin'le konuştuk.
Biz sizden Nâzım Hikmet'le ilgili olan 'Mavi Gözlü Dev' filmini bekliyorduk aslında...
Biket İlhan: Filmin senaryosu sekiz defa yazıldı. Bir defa daha üzerinden geçmek istiyoruz. Bu büyük bir proje, Kültür Bakanlığı'nda bir destek çıktı. Yunan Film Merkezi'nden de bir desteğimiz var. Büyük bir proje ve bir dönem filmi olacağı için iyi bir bütçe gerekiyor. Açıkçası holdingler falan konu Nâzım olunca biraz çekingen davranıyorlar. Ama ekimde başlamayı planlıyoruz filme.
Peki Nâzım Hikmet'i nasıl izleyeceğiz bu filmde?
İlhan: Genç nesiller Nâzım Hikmet'i biliyor. Ama çok da fazla hakkında bir şey bilmiyorlar. Mesela onun az bilinen bir sinemacı yanı var. Biraz buradan bakacağız Nâzım Hikmet'in hayatına. Ama tüm hayatını anlatmayacağız. Bir filme sığmaz çünkü onun hayatı. Biz Nâzım'ın 1930'lardan başlayıp, Türkiye'den kaçışına kadar olan dönemini anlatmak istiyoruz. Bu Nâzım'ın daha çok hapishanede geçirdiği bir dönem.
Metin Belgin: Filmde Nâzım'ın yaşadıkları üzerinden o dönemde bütün aydınların başından geçenler de karşımıza çıkacak. Nâzım o dönemde bir taraftan devletin korktuğu, ürktüğü, diğer taraftan Türkiye Komünist Partisi tarafından da dışlanan bir aydın. Yani hiçbir taraftan destek görmemiş. Biz bütün bunları iki yıl önce yayımlanan Komitern belgelerinden öğreniyoruz. Bu durum da filmde olacak. Ben 'Mavi Gözlü Dev'in herkesin Nâzım'la yüzleşme filmi olacağını düşünüyorum.
Nâzım Hikmet'i kim oynayacak filmde, o belli mi?
Devlet tiyatrosu sanatçısı Yetkin Dikinciler canlandıracak. Çok uzun zamandır hazırlanıyor.
'Ayın Karanlık Yüzü', dev bir prodüksiyon olacağını söylediğiniz 'Mavi Gözlü Dev' öncesi, bir antreman mı oldu?
Evet, altı yıldır film çekmedim. 'Ayın Karanlık Yüzü', Nâzım filmine ön hazırlık. 'Mavi Gözlü Dev'den önce bir film çekmek istedim. Çünkü film çekmediğim son altı yılda Türkiye'de şartlar değişti. Neler olduğunu görmek için film çekmem gerekiyordu.
'Ayın Karanlık Yüzü'nde bir kadın yönetmen olarak erkeklerin hâkim olduğu şuç dünyasına bakıyorsunuz.
Şimdiye kadar pek çok erkek yönetmen kadın dünyasını ele alan filmler yaptı. Biraz da biz, onların hâkim olduğu bir dünyaya kameramızı çevirmeliyiz diye düşünüyorum. Gerçi bunu özellikle yapmış değilim. Ama çok doğal bir bakış atıyorum.
Suç teması neden bu kadar ilginizi çekiyor? Diğer filmlerinizde de var ama 'Ayın Karanlık Yüzü'nde daha fazla.
Artık suç ve suçlularla birlikte yaşar olduk. Filmdeki suçlulara toplum olarak çok aşinayız bence. Töre cinayeti işleyen, banka hortumlayan, tarihi eser kaçıran insanları her gün gazetelerden okuyoruz. Bu filmde her gün gazetelerde okuduğumuz insanların yüzüne daha yakından bakıyorum.
Bu karaktere yakından bakmak, bıçak sırtı bir durum değil mi? İlk duygu olarak katili, hortumcuyu kimse sevmez.
Filmde suçluları aklamaya çalışmıyorum. Filmi izlerken zaman zaman onların yanında olabiliyoruz. Çünkü onların pişmanlıklarını, umutsuzluklarını filmde görüyoruz. Biraz bu suçların nedenlerine bakılması lazım. Siyahla beyazın dışına çıkıp başka tonları yakalamak gerekiyor. Belki hepsi için bu mümkün değil ama mesela bir töre cinayetinin nedenlerinin tartışılıp böyle bir durumun ortadan kalkması gerekiyor artık. Filmde Ali Poyrazoğlu'nun bir diyaloğu var: "Yamuk düzende doğru hayat olmuyor." Aslında biraz bunun üzerine kafa yormak gerekiyor.