Bana unut demeyin
Unutmaya çalışarak ve onsuzluğa alışarak mı geçecekti bu hayat? Ama unutmadan ve bir türlü alışamadan geçiyor besbelli. İnsanoğlu böyle midir hep? Yoksa yine kız –erkek versiyonları var mı bu unutmaların ve unutulmaların ? Sevdiği insanı beyninden ve yüreğinden silebilmek hangi yiğidin harcıdır?
Unut diyenler , hiç mi hatırlamazlar yüreklerine iz bırakanı ? Bunun alıştırması da mı var ki ‘yavaş yavaş olur ‘diyorlar. Önce istemek lazımmış . Yalnız olduğumu her hissettiğimde , kendimi değersiz buluşumda ona doğru yol alıyorum içimde. Her seferinde çıkmaz sokakla karşılaşmak nasıl yıkar insanı ?
Ben O’nu, yaşamımın bir köşesinde , arada sırada uğradığım bir yerde bırakmayı seçtim .Yalan olmasın fotoğrafları da dolabımın bir köşesinde. Anıları ; bir sandıkta saklar gibi yazıyorum deftere .Bazen çıkarıp havalandırıyorum ; defterin rastgele bir sayfasını açıp okuyarak.
Herkes O’na düşman. Bu yüzden herkesten gizlice yazışım ve bu yüzden apartopar sandığı yerine kaldırışım. Annem, kardeşim ,dostlarım ve kuzenlerim; tüm sevdiklerim ‘unut ‘diyor. Bu dünyada ne kadarız ki , parçalarımızdan birini kaybetmeyi göze alalım.
Yüreğimde bir sevginin enkazı yerine , itinayla yapılmış bir restorasyonu duruyor şimdi. Her zaman ziyaretime açık.
|