Ortalık AŞK tan kırılıyor.Meğerse ne kadar AŞK lı bir toplum olmuşuz da haberimiz yok.Her şey ama her şey 14 Şubata göre düzenlenmişti.Hatta Belediye otobüsleri bile parasız aşıkları taşıdı bugün.Sokakları süpüren çalışanlar dans ederek ,aşkın itici gücünü çöp kutularında sonlandırdılar.İşsizler ve yoksullar iyiki aşk var hayatımızda dediler,yoksa başka nasıl mutlu olabilirdik,nasıl karnımızı doyurabilirdik dediler..Şanlı yurdumun gençleri, sokaklarda milli duyguları eşliğinde kırmızı güllerini kırmızı bayraklarıyla gönüllerinin en yüce noktasında dalgalandırdılar.
siteadi.com - Aşk Bugüne Değin Bildiklerimizden Daha Fazla Bir şeydir..
Alışveriş merkezleri,lokantalar,kuyumcular,parfümericiler,ba rlar,eğlence mekanları dolup dolup taştı.İyi ki AŞK varsın.Sağolasın AŞK! İçini bu kadar hızlı boşaltırlarken gıkın bile çıkmadı.Hani isyancıydın! Hani sınırların,milliyetin,dilin yoktu! Hani özgürdün.Seni bu kadar tutsaklaştıranlara bir çift laf bile edemedin.Kırıldım ben sana AŞK! Aşk olsun sana! Luis Aragon''Mutlu aşk yoktur''. demiş.Yoksa tüm bunları mutsuzluğundan mı yapıyorsun! Ahhh.. nasıl anlamadım seni...

Nazım Hikmet,Pablo Neruda,,Paul Eluard,F.Garcia Lorca,Roland Barthes.. v.b. bugünki aşklara o şiirlerini yazabilirlermiydi bilmem,bilebildiğim şu ki;AŞK hiç bu kadar ehlileştirilmemişti,hiç bu kadar sınırlanmamıştı!

''İL POSTİNO '' POSTACI diye bir film vardı.Filmde PAblo Neruda İtalya da bir balıkçı kasabasına sürgüne gönderilir.Ülkesi Şili de askeri diktatörlük iktidara el koymuştur.Neruda'yı şu anda yaşamayan Fransızların ünlü karakteri Phlipe Noiret canlandırmaktadır. Neruda'ya dünyanın her tarafından mektuplar ,telgraflar gelmektedir.Yıllardan 1970.Orada bir postacı bunları şaire iletmektedir.Postacı kasabada bir kadına aşıktır.Şairin dergilere gönderdiği şiirlerini önce açıp o okumaktadır.Ve postacı bu şiirleri kendi yazmış gibi aşık olduğu kadına iletmektedir.Kadınlar şiirlere dayanamazlar! Bir iki derken kadın da postacıya aşık olur! Neruda,Matilde, postacı, bir gün postacının sevgilisinin çalıştığı bara giderler.Postacının sevgilisi orda bir şiir okur ve şiir Nerudanındır tabi ki. Dönüşte Neruda postacıya kızar ve ''utanmıyormusun benim şiirlerimi çalmaya'' der.Postacı,''Şiir ihtiyacı olan içindir.'' der.

Şiire ihtiyaç duyuyor mu şimdiki aşklar acaba! Şiirleştirilemeyen aşkı nereye kadar yaşayabiliriz ki..

11 Şubat Radikal İki ekinde Feride Cihan Göktan'dan; ''Starbucks'ın kahvelerinin piyasaya sürüldüğü,kahve kültürünün belki de yeniden oluşturulduğu bugünlerde biz hala biliyoruz ki kahvenin köpüklüsü ve telvesi bol olanı makbuldür.Ateşin harlı olanında değil hani kısık ateşte,uzun zamanda yavaş yavaş pişirileni! Hani kişiye özel ve tek pişirimlik özel bir cezvede,sabır ve tutku ile yapılmış bir kahve.Bir Türk kahvesi.Telvesinden hayallerimizi okuduğumuz,hayatımızı şekillendirdiğimiz köpüklü bir slow coffee...Tıpkı bir aşk gibi.Sabır ve tutkusu köpüğü,telvesi anılardan ve hayallerden oluşan uzun sürede pişirilmiş bir aşk gibi.Gerçek ve keyifli.Çarçabuk ve tutkusuz aşklar,köpüksüz ve telvesiz çabucak içiliveren ''instant coffee'' dediğimiz ''Neskafe'' gibidir,hiç bir iz bırakmayan.Ama ne yazık kiartık köpükleri alınmış,alelacele suya karıştırılmış ve çabucak içiliverilen aşklar moda.Aynen neskafeler gibi bu zamansız günlerimizde.Geçmişi ve geleceği olmayan ''instant'' aşklar...

21.yüzyılın globalleşen dünyasında herşey hızlı dönüyor.Doğaldır ki biz de hızlanıyoruz.Düşmemek için,ayakta kalabilmek için,Bazen zamanın bile önüne geçiyoruz,zamandan bile hızlı geçiyoruz.
İşte zamansızlık..Zamanın içinde akıp giderken ve her an biraz daha hızlanırken yanından geçtiğimiz çoğu şeyi görmüyoruz,göremiyoruz.Yaşadıklarımız hızlı ve kısa anlar,gördüklerimiz kaleydoskop misali kesik kesik ve birbirleriyle ilintisiz.Aynen fast food yemelerimiz veya instant içmelerimiz gibi.Hızlı yaşıyoruz ama eksik.

Asırlar boyunca yeme içme kültürü ile yaşam ve hatta davranış modellerimiz birbirine benzeşti.Yediklerimiz,içtiklerimiz,dinlediğimiz müzik ve giydiklerimiz,iletişim türümüz ve aşklarımız,hep birbirleriyle uyumludur.Gramofondaki en romantik tango ile dans ederken ve günlerce yerine ulaşamayan mektuplarla haberleşirken aşklarımızı hemencecik,çarçabuk bitiremezsiniz veya SMS'ler ile bilmem saniyede kaç kelime ile haberleşirken veya sevgilinizle ışınlanırcasına birlikte oluverirken uzun sevdalara hazırlanamazsınız.Digital fotoğraf makinelerinden silinir gibi siliniverir ilişkileriniz,tek bir tuşla,hızlıca...

Fast-food Fast-love.Popüler ve Postmodern kültürün her şeyi hızla tüketen toplumu aynı hızla aşklarını da tüketiyor.Aslında tükenen bizleriz.'' diye yazıyor.

bence AŞK;

Aşka kendini adamaktır


Aşk içe bakıştır.

Aşk anarşisttir.

Aşk kendini olumlayıştır.

Aşk ruhsal sağlıktır.

Aşk hayattır.

Aşk gerçek bir mucizedir.

Aşk üretendir.

Aşk ikiden bir yaratmadır

Bugünün tüm sevenler için sevgi günü olması dileğiyle..

__________________
Hayata Deger Bir Yasam
Sevmeye Deger Bir Ask
Dostluga Deger Bir Arkadasliktan
ASLA VAZGEÇME...
Ne Eksik Ne Fazlasini Ara
Ve Seni üzenle Asla Ugrasma!!!