Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Tarih
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 31-01-2008, 12:47   #1
gz_antepli
Guest
Mesajlar: n/a
Tesekkür:
mesajina kez tesekkür edildi
 
Tanımlı Prof. Dr. Muammer AKSOY(1917- 31/01/1990)

Prof. Dr. Muammer AKSOY
siteadi.com - Prof. Dr. Muammer AKSOY(1917- 31/01/1990)


Ateşli bir hatip, inanmış bir laik ve kararlı bir Atatürkçü.. Muammer Aksoy'un 1950'li yıllardan bu yana taşıdığı kimliği ve kişiliğini yakından tanıyanların, onu tanımlarken kullandığı üç sıfat bu. 1917 yılında Antalya'da doğan Muammer Aksoy 1937 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni 1950 yılında ise Zürih Hukuk Fakültesini "Hukuk Doktoru" ünvanıyla bitirdi. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde 1952 yılında doçent, 1963 yılında profesör olan Aksoy, 27 Mayıs ihtilali sonrasında 1961 Anayasasının hazırlanmasında önemli katkılarda bulundu ve Kurucu Meclis'te Anayasa'nın sözcülüğünü yaptı. Aksoy, 1960'lı yıllarda milli petrol ve maden hareketinin öncülüğünü yapmış, bu konuda devrin bakanları ile polemiklere girmişti. 1957 yılından bu yana Türk Hukuk Kurumu'nun başkanlığını sürdüren Aksoy, 1977 yılında CHP'den Milletvekili seçildi ve bu görevini 12 Eylül 1980'e kadar sürdürdü. Parlemento görevi sırasında TBMM Anayasa Komisyonu başkanlığını yapan Aksoy, ayrıca Avrupa Konseyi üyeliğinde bulundu ve 11 yıl süre ile CHP Parti Meclisi üyeliği yapan, Muammer Aksoy, Atatürkçü Düşünce Derneği Kurucu Başkanlığını yaptı. Evli ve iki çocuk babası olan Aksoy, 31 Ocak 1990 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.


Eserleri :


- Atatürk ve Sosyal Demokrasi

- Atatürk ve Tam Bağımsızlık

- Laikliğe Çağrı

- Devrimci Öğretmen Kıyımı

-Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı Seçimi / Rejim Bunalımına ve Kötü Sonuçlarına Doğru Pupa Yelken Gidiş

-Sosyalist Enternasyonal ve CHP


Atatürk ve Tam Bağımsızlık


Dün olduğu gibi bugün de, bazı politikacıların mantığında ve dilinde, kavramlar niteliklerini değiştirmektedirler. Bu gibiler, birbiriyle açıkça çelişen kavramları aynı zamanda savunabilmek gibi bir “hüneri” gösterebiliyorlar. İçtenlikten yoksun veya kavramları birbirinden ayırt edemiyen bu düşünüşteki kişiler, siyahla beyazı bağdaştırmanın yolunu buldukları kanısındadırlar. Böyle bir bağdaşma sonucunda ortaya çıkan artık gridir. Grinin, beyaz ya da siyah olmadığı şüphesizdir. “Vesayetle bağdaşan bir bağımsızlık” da, “tam ve gerçek bağımsızlık” değil, olsa olsa sadece “yarı bağımsızlık”; başka bir deyimle “yarı bağımlılık” dır. Hatta uygulamada, en önemli noktalar da kendisini gösteren bağımlılık, fiilen “tam bağımlılık” sonucunu bile doğurabilir. İşte bugün geri kalmış bir ülkenin, örneğin Türkiye’nin çeşitli önemli noktalarda ve alanlarda bağımlı duruma gelmesini küçümsemeye çalışan kişilerin tutum1arını aydınlatma bakımından, bu düşünü Sivas Kongresindeki öncülerini gün ışığına çıkarmak faydalı olacaktır. Gerçekten Sivas Kongresi sırasında, bu gibi kavram canbazlarına bol bol rastlanmaktadır. Bu nedenle zamanımızda, “Amerika’nın vesayetini kabul eden, onsuz yaşayamayacağımızı, ona tabi olmamızın normal bir şey olduğunu” belirten, hem de “bağımsızlık edebiyatından faydalanmayı ihmal etmeyen siyaset adamlarının varlığına tanık oldukça, Sivas Kongresindeki Amerikancıların sözlerini ve tutumunu hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor.

Mustafa Kemal, Sivas Kongresindeki görüşmeleri anlatırken, bağımsızlıkla, güdümü bağdaştırmaya çalışan bu kelime canbazları hakkında şöyle diyordu:

Refet beyin söylediği şuydu: “Güdümün bağımsızlığı zedelemiyeceği kuşku götürmez iken, bazı arkadaşlarımız: “Bağımsız mı kalacağız, yoksa güdümü mü kabul edeceğiz?” yollu bir takım düşünceler ileri sürüyorlar. Onun için her şeyden önce güdümün ne olduğu anlaşılmalıdır. Bununla birlikte, güdümden söz açmadan önce de, zihinleri gıcıklayan bu raporda, bu deyime ne gözle bakıldığını anlamak gerekir. Fazıl Paşa Hazretleri, “bağımsızlığı koruma koşulu ile güdüm” buyuruyorlar.

Refet bey diyordu ki: “Bizim, Amerikan güdümünü yeğ tutmaktan amacımız, bütün toplumları tutsak kılan yürekleri, vicdanları söndüren İngiliz güdümünden kurtulmak, yumuşak ve ulusların vicdanlarına saygı gösteren Amerikayı kabul etmektir. Yoksa, asıl iş para işi değildir. Söz olarak, güdüm ile bağımsızlık birbirine engel şeyler değildir; yalnız, eğer biz gerçekte güçlü olmazsak, işte o zaman güdüm altında eziliriz ve o zaman güdüm bizim için bağımsızlığı bozucu olur.”

Bugün Amerikanın vesayetini savundukları halde bağımsızlığımızın da hiçbir suretle zedelenmiyeceğini (hatta gölgelenmeyeceğini) iddia eden (bağımsızlığımızı zedelemeğe razı olmanın vatana ihanet olduğunu teslim etikleri halde, tuttukları sakat yolu kusursuz sayan) bazı kelime oyuncuları vardır ki, bunların “çelişme şaheseri olan açıklamaları”nı dinlediğimiz zaman, Sivas Kongresindeki görüşmeleri dinler gibi oluyoruz.



ADD

  Alıntı ile Cevapla
Eski 31-01-2008, 15:00   #2
Dost
Daywalker - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Bulunduğu Yer: İstanbul
Yaş: 36
Mesajlar: 1,302
Tesekkür: 41
92 mesajina 265 kez tesekkür edildi
 Daywalker isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

sağol abi.

  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
aksoy1917, muammer, prof


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:34 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1