Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Tarih
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 10-01-2007, 14:43   #1
Onursal Dost
Serhad - ait Avatar
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
63 mesajina 141 kez tesekkür edildi
 Serhad isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı 1. Dünya Savaşı

1914 YILI
siteadi.com - 1. Dünya Savaşı
SEBEPLERİ

Avrupa'daki dön merkezî devlete karsı, Avrupa ve diğer kıtalarda bulunan yirmi beş kadar devletin giriştiği, o tarihe kadar görülmemiş ölçüde yaygınlaşan ilk büyük savaş. Birinci Dünya savaşı, Avrupa'da ittifak devletleri diye adlandırılan Almanya, AvusturyaMâcaristan, Osmanlı imparatorluğu ve Bulgaristan ile itilâf devletleri diye anılan Fransa, ingiltere, Rusya, Sırbistan, Belçika, Lüksemburg, Karadağ, Japonya, İtalya, Portekiz, Romanya, A.B.D., Yunanistan ve Brezilya arasında oldu. Savaş öncesi siyanı ortam. 1870'ten sonra Avrupa'da siyasî bakımdan önem kazanarak kara devletlerinin en güçlüsü haline gelen Almanya, sanayi alanında büyük bir hızla gelişti, sömürge siyaseti takip etmeğe başladı ve deniz kuvvetlerini artırdı. Doğu ve Batı Avrupa arasında bulunan Almanya, istilâ yolları üzerinde bulunduğundan ve gelecekte iki cepheli bir savaşa girmek istemediği için Bismarck zamanında Rusya ile anlaşmağa önem verdi. 1881 Yılında Almanya, Rusya ve Avusturya imparatorları , arasında bir tarafsızlık antlaşması yapıldı. Fransa'nın Rusya'ya yaklaşmasını hoş görmeyen Almanya, 1881 yılında Rusya ile gizli bir protokol imzalayarak Boğazlar meselesinde Rusya'yı destekleyeceğini vaat etti. Böylece Bismarck Fransa'yı siyasî alanda yalnız bırakarak, Almanya'yı gelecekte iki cepheli bir savaştan sakınmağa çalışıyordu. Bismarck başbakanlıktan çekilince, Rusya ile yapılan anlaşma yenilenmedi. Osmanlı imparatorluğuna yaklaşan Almanya ile ingiltere'nin bozulan ilişkileri Güney Afrika savaşında Almanya'nın Boerleri tutmasıyle büsbütün gerginleşti. Sömürge siyaseti güden Almanya'dan uzaklaşan ingiltere, Japonya'ya yaklaşmağa başladı. Bu sırada Fransa, silâhlı kuvvetlerini güçlendirmeğe başlamış ve Rusya ile ikili bir ittifak yapmıştı, ingiltere I902'de Japonya, 1904'te de Fransa ile dostluk antlaşmaları yaptı. 19041905 RusJapon savaşında yenik düşen Rusya, ingiltere ile de anlaşmak ihtiyacını duydu ve 1907'de iran'ın nüfuz bölgelerine ayrılması ve Afganistan'ın ingiliz nüfuzuna bırakılması sonunda, Fransa, ingiltere ve Rusyu arasında bir üçlü antlaşma doğmuş oldu. Gittikçe artan siyasî gerginlik, Birinci Dünya savaşına kadar Avrupa'da sürekli bir silâhlanma yarışı yarattı. Kara kuvvetleri bakımından Almanya, denizlerdeki üstünlük bakımından İngiltere güçlü durumdaydı. Ayrıca Almanya germencilik siyaseti güdüyor, Rusya islav birliğini kurmağa çalışıyor, ingilizler Anglosaksonların üstünlüğünü iddia ederken, Fransa'da Almanya'dan öç alma düşüncesi yaygınlaşıyordu. Almanya gibi italya da, kendi birliğini kurduktan sonra sömürge siyasetine girişmiş, eski düşmanı Avusturya ile birleşerek sömürgeci devletlerle rekabete başlamıştı. Bu sürede Almanya var gücüyle deniz kuvvetlerini artırmağa çalıştı; 1913 yılında ingiltere'nin deniz inşaatını durdurmak konusundaki teklifini de geri çevirdi.
Savasın sebepleri. Avrupa'daki siyasî ve iktisadı gelişmeler yüzünden bloklaşan iki grup, uzlaşmaz bir duruma girdi, sürekli bir şekilde silâhlandı. Bu arada Rusya, Balkanlara ve istanbul'a sarkmak istiyor, Avusturya Balkanlar. Almanya da Bağdat yönünde nüfuz siyasetlerini geliştirmeğe çalışıyorlardı, ingiltere ise Almanya'nın deniz gücünü yıkmak, rekabetle başa çıkamadığı sanayi üstünlüğünü ve iktisadî durumunu savaşla geriletmek istiyordu, bu sebeple italya'yı elden kaçırmak istemeyen itilâf devletleri italyanların Trablusgarb'a taarruzuna göz yumdu. Rusya'nın kışkırtmasıyle 1912'de patlayan Balkan harbi itilâf grubunu sevindirdi. Çünkü böylece, Almanya ile Avusturya'nın Balkanlara doğru yayılışı önlenmiş olacaktı. İngiltere, Hindistan yolu üzerindeki Osmanlı imparatorluğu topraklarını kontrolü altına almak, denizler ve ticaret yolları üzerindeki hâkimiyetini sürdürmek; Fransa AlsaceLorraine'i Almanlardan geri almak ve Osmanlı devletinin güney eyaletlerinden Suriye ve Kilikya'yı ele geçirmek; italya, güney Tirol'u ve Trieste'yi nüfuzu altına almak, işgal ettiği Trablusgarp ve Bingazi ile Oniki adada köklü olarak yerleştikten sonra Ege bölgesinde ve Antalya üzerinde siyasî ve iktisadî isteklerini gerçekleştirmek cmelindeydiler. Merkezî devlet lerden Almanya ise, BerlinistanhulBağdat hattı ile, jeopolitik yönde kuşatılmasına engel olmak için Türkiye'den faydalanmak, hattâ bir himaye kurmak ve yeni sömürgeler ele geçirerek iktisadî alanda güçlenmek difeğindeydi. Bundan başka Avusturya Balkanlara yayılmak, Sırbistan ise kendi bölgesinde genişlemek istiyordu. Yunanistan, Balkan harbinde işgal ettiği Makedonya'nın en zengin kesimleriyle Epir bölgesini ve Ege'deki Osmanlı adalarını ele geçirmiş olmakla yetinmeyerek, yunan megalo idea'sının sınırlarını istanbul ve Batı Anadolu'ya kadar uzatabilmek için itilâf devletlerine dayanmaktaydı. Büyük Bulgaristan projesini gerçekleştirmek isteyen Bulgaristan ise Rusya'ya ve itilâf devletlerine yaklaşan diğer balkan devletlerinin aksine, Üçlü ittifaka girmeyi kendi menfaatlerine uygun bulmuştu. Böylece savaşa elverişli ortam yaratıldığı bir sırada, ilk bakışta önemsiz gibi görünen bir kıvılcım, önce Avusturya ile Sırbistan arasında çıktı


SİYASİ DURUM

Savan ilânları. AvusturyaMacaristan veliahtı arşidük Franz Ferdinand'ın Saraybosna'da öldürülmesi, savaşın patlak vermesine vesile oldu (28 haziran). Avusturya, bu suikasttan Sırbistan'ı sorumlu tuttu ve 23 temmuzda bir ültimatom vererek kabul edilmesi çok güç bazı şartların hemen yerine getirilmesini istedi. Sırbistan hemen hemen bUtün isteklere boyun eğdiğini bildirdiği halde Viyana hükümeti isi daha ileri götürerek Sırbistan ile ilişkilerini kesti (25 temmuz). Çok geçmeden de Sırbistan'a savaş ilân etti (28 temmuz). Bu tarihten sonra, devletleri birbirinden ayıran antlaşmalar yüzünden savaş kısa zamanda yaygınlaştı, önceleri Almanlar, savaşın Avusturya ile Sırbistan arasında sınırlandırılması tezini .ortaya attılarsa da, öteki devletler açıkça AvusturyaMacaristan lehine olan bu görüşü kabul etmediler; çeşitli arabulma teşebbüsleri de sonuç vermedi. Rusya ile Avusturya'nın seferberlik ilânından sonra Almanya, l ağustosta Rusya'ya, 3 ağustosta da Fransa'ya savaş açtı. Alman kıtalarının Belçika'yı işgali üzerine de ingiltere Almanya'ya savaş ilân etti (4 ağustos).
Savaşçılar. 1914 Yılında savaş halindeki devletler şunlardı: bir yanda Almanya ile AvusturyaMacaristan; öte yanda Sırbistan, Karadağ, Rusya, Fransa, Belçika ve ingiltere. Bu sonunculara daha sonra ingiltere'nin müttefiki olup Almanya'nın Uzakdoğu'daki yerlerini ele geçirmek isteyen Japonya da katıldı (23 ağustos). Bazı savaş ilânları (meselâ Avusturya ile Batılı devletler arasındakiler) biraz gecikti, iki yanı tutan devletlerin kesin olarak ortaya çıkmasını da başka olaylar etkiledi. Ağustosun ilk günlerinde İtalya ve Romanya mn tarafsızlıklarını açıklamaları Merkezî imparatorlukları hayal kırıklığına düşürdü, ama Almanya hu arada Türkiye'nin ittifakını sağlamayı basardı.
Milletlerarası durum. 1914'iin son aylarında savaşan taraflar iktisadî çabalarını arttırmak gereğini duydular, iktisadî hareketlerin önemi, diplomatik faaliyetlerden ve yeni müttefikler aramaktan çok daha önde geliyordu. Zaten bazı savaşçı devletler çözümlenmesi 'zor iç meselelerle karşı karşıya bulunuyorlardı; savaş durumu bu meseleleri daha da karışık bir hale soktu. İngiltere hükümeti İrlanda'deki muhtariyet istekleriyle, Osmanlı imparatorluğu da Arap ülkelerindeki ayaklanmalarla karşı karşıyaydı. Patlak veren savaş yüzünden dünya kamuoyu birçok olayın (ağustos'ta Panama kanalının açılması ve eylülde Pıus X yerine Benedictus XV'in seçilmesi) önemini ölçmek imkânını bulamadı.


ASKERİ DURUM

Savaş planları. Stratejik teşebbüs, avusturya başkumandanlığını da kontrolund;» tutan alman başkumandanlığının elindeydi. Oysa Almanya'nın karşısındaki devletlerde, ortak bir savaş yönetimi, tek elden emir ve kumanda yoktu. Moltke'nin selefi Schlieffen'den devraldığı planda, Priu\vittz'in zayıf birliklerine ve avusturyamacaristan kuvvetlerine Rusları mevzilerinde tutmak görevi verilmekte, bu sırada Fransa'ya karşı taarruz öngörülmekteydi. Fransız planında ise (1871'den bu yana yapılan taarruz planlarının on yedincisiydj) Metz istihkâmlarının iki yanında Lorraine'e bir saldırı düşünülüyordu. Bu planın 2 ağustostan itibaren uygulanan başka bir şekli Belçika'ya bir alman saldırısı yapıldığı zaman tertibatın sadece Givert ile Namur arasında Mense nehrine kadar uzatılmasını Öngörmekteydi. Ruslara gelince, onların mümkün olduğu anda kuvvetlerinin büyük bölümüyle Doğu Prusya'ya saldırıya geçecekleri açıkça bilinmekteydi. Harekât. batı kesimi. Sınır muharebelerinde alman sağ kanadı Lİege'i almayı (16 ağustos) ve Belçikalıları Anvers'e doğru itmeyi (20 ağustos) başardı, ama bu toprakları elinde tutmak için ekim ayına kadar iki kolorduyu burada bırakmak zorunda kaldı. Başlıca harekâta Lorraine'de girişildi. Fransızlar bu bölgede Morhange'ı ele geçirmeyi başaramadılar, ama Nancy ve Charmes'da direndiler; bu sırada Ardennes'Ierde sonuçları alınamayan birtakım çarpışmalar yapılmaktaydı. 23 Ağustostan sonra Sambre nehrinin güneyinde general Bülovv un saldırısına uğrayarak yenilen fransız generali Lanrezac, von kluck ordusunun Mons'ta^ İngilizlerin karşısında bulunduğunu Öğrenince muharebeyi yanda bırakmak zorunda kaldı, bu yüzden fransız ordularının toplu olarak geri çekilmesine yol açtı (24 ağustos6 eylül). Bu sırada Moltke duruma hâkim olduğunu sanıyordu, fakat fransız mareşal Joffre teşebbüsü yavaş yavaş ele aldı, alman ilerleyişini Marne nehri üzerinde durdurdu. Almanları yeniden Aisne ve Vesle nehirleri ardına püskürttü.
doğu kesimi. Galiçyada Ruslar Avusturyalıların saldırısı karşısında /ör duruma düşmüşlerdi; buna karşılık Doğu Prusya'daSamsanov ve Kennenkampf kumandasındaki rus ordularının ileri harekâtı, Prittwittz'i geri çekilmek zorunda bıraktı; Belçika'dan iki alman kolordusu getirilerek bu kesimin güçlendirilmesi gerekti (25 ağustos). Fakat 22 ağustostan sonra Prittvvittz'in yerini alan general Hindenburg, Samsanov kumandasındaki rus ordusunu Tannenberg'te imha etti (26 ağustos) ve Rennenkampf'ı da Doğu Prusya'dan attı. Bu başarıya rağmen Galiçya'daki rus ordusu ilerlemeler kaydetti, Avusturyalılar Lwow'ıı terkettiler (3 eylül), Karpat dağlarına doğru çekildiler. Alman generali Mackensen'in Torun'dan Lodz'a doğru giriştiği karşı saldırıya rağmen (12 kasım) Memel, Varşovanın batısı ve Goıliç hattında yerleşik bir cephe kurulmuş oldu.
batı kesimi. Marne'daki başarısızlıktan sonra 15 eylülde Moltke'nin yerine Falkenhayn geçti. Alman kuvvetlerinin bütün ağırlığını ilkin batıda kullanmağa karar verdi. Jki taraf da birbirinin kuzey kanadında harekâta geçtiler. Ne Picardie, ne de Artois'da bir basarı elde edildi. Bu andan sonra denize doğru bir yarış başladı. Flandres bölgesinde kanlı çarpışmalar oldu. General Foch t'ransız, ingiliz ve Anvers'ten çekilen belçika kuvvetlerinin harekâtını yönetmekle görevlendirildi. Uzunluğu 75ü km'ye ulaşan, denizden isviçre'ye kadar yerleşik bir cephe kuruldu (kasım ve aralıktaki, Yser ve Ypres muharebeleri.) sonuçlar. 1914 Yılı sonunda Moltke'nin planı gerçekleştirilemedi, ama alman topraklarına da düşman giremedi. Sırbistan'ı alt edemeyen Avusturya'nın durumu ise böyle olmadı. Sırp ordusu Avusturyalıları Bosna, Tser ve Rudnik'te yendikten sonra düşman elindeki topraklarını, 13 aralıkta du Belgrad'ı kurtardı. Alman donanması ingiliz donanmasıyle karşılaşmak cesaretini gösteremedi. Almanya Pasifik'teki sömürgelerini Japonlara karşı savunamadı (Kiaoçeu düşmesi, 17 kasım). Fransa, alman istilâsını durdurmayı başardı, fakat topraklarının bir kısmının işgal edilmesi, sonu belirsiz bir savaşın eşiğinde memleketin her alanda sonsuz çabalar harcamasını gerektiren şartlar, bu ülkenin iktisat ve insan potansiyelini azalttı.


TÜRKİYE AÇISINDAN

BALKANLAR. 1914 Eylülü ortalarında Bulgaristan m Romanya'ya verdiği notada, Romanya'nın savaşa katılması halinde, Bulgaristan'ın Romanya sınırını geçeceği belirtiliyordu. Böylece Bulgaristan'ın bu davranışı, inmen ordusunun Galiçya'da çekilmekte olan avusturya ordusunun gerisine taarruz etmek imkânını ortadan kaldırdı. Bu sırada alman savaş gemilerinin Karadeniz'de harekâta girişmeleri, alman ordusunun Lehistan'daki harekâtı, kral Carol'un tacını bırakması, Romanya'nın sava§ isteklerini yatıştırdıysa da, bu ülke kendi topraklarından Türkiye ve Bulgaristan'a malzeme ve cephane geçirilmesine razı olmadı. Bulgaristan'a ait 400 ve Türkiye'ye ait 200 vagon askerî malzeme ve cephane Almanya'da kaldı. Türkiye'nin bu sıradaki harb imalâtı ise, üç milyon mermiyi geçmiyordu. Kasım ayı başında Avusturya'mn 16 tümenle Sırbistan'a karşı yaptığı ikinci taarruz da başarıya ulaşamadı. Avusturya bu harekâtta çok büyük kayba uğradı. Bu sırada Yunanistan, Sırbistan'ın müttefiki olarak itilâf devletlerinin tarafını tutmakta, Bulgaristan ve Türkiye topraklarına göz dikerek, savaşa katılmak için durumu dikkatle takip etmekteydi, özellikle Yunanistan'daki Venizelosçular böyle bir fırsatı dört gözle bekliyorlardı.
Osmanlı devletinin \a\as_a girmesi. Bu sırada siyasî ve askerî durum, Türkiye nin henüz savaşa katılmasına elverişli değildi. Osmanlı devleti, Balkan harbi yenilgisinden sonra kara ve deniz kuvvetlerini yeniden düzenlemek için gerekli tedbirleri almağa başlamıştı. Bu maksatla ingiltere ve Fransa'ya sava; gemileri ısmarlanmış olduğundan, bunların katılmalarıyle Karadenizde hâkimiyeti sağlamak mümkün olacaktı. Bu arada daha önce Almanya'dan getirilmiş bulunan alman ıslah heyeti de, orduyu kısa zamanda düzenlemeğe var gücüyle çalışıyordu.
Birinci Dünya savaşının Avrupa'da başlamasından sonra, Osmanlı devleti tarafsızlığını korumak amacıyle daha önce 20 temmuz 1914'te (2 ağustos; genel seferberlik ilân etti. 31 Temmuzda (13 ağustos) ise, padişahın bu konudaki teşvik edici iradesi yayımlandı. Osmanlı devleti ile Almanya arasındaki ittifak gizli tutulmuş ve genel seferberlik özellikle tarafsızlığı koruma amacı belirtilerek ilân olunmuştu.
Türk devlet adamlarından Enver ve Talât Paşaıar derhal savaşa katılmak taraflısı oldukları halde, Başkumandanlık karar gah ı ndaki yetkili kurmay subaylar, ilkbahara kadar hazırlanmak ve bekleme durumunda kalmak yolunu savunuyorlardı. Almanlar Türkiye'yi savaşa sokabilmek için gerekli propagandadan başka bir olupbitti yaratmağa çalıştılar. Bu sırada Akdeniz'de bulunan Göben ve Breslau adındaki alman savaş gemileri Mesina'dan Türkiye'ye gitmek için yola çıktılar. 5 Ağustosta başkumandanlık, Akdeniz Boğaz kumandanına alman ve avusturya gemilerinin Boğazdan girişlerine izin verilmesi konusunda emir verdi. Ingiltere've bir süre önce Armstrong tezgâhlarında yapılmak üzere sipariş edilmiş bulunan «Reşadiye» ve «Sultan Osman» savaş gemilerine ingilizlerce ambargo konulması, kamuoyunda ağır tepkilere yol açtığı için onların yerine bu iki alman gemisinin konması yolu bulundu. 89 Ağustos gecesi Boğazdan girişlerine izin verilen gemilere, ikmalleri ve satın alma işlemleri bitirilerek Yavuz ve Midilli adları verildi. Yavuz ve Midilli'nin türk donanmasına katılması, itilâf devletleri tarafından sert protestolarla karşılandı. itilâf devletleri Osmanlı devletinin tarafsız kalmasını sağlamak üzere 17 ağustosta ona bütünlüğünü ve istiklâlim muhafaza edeceklerini, kapitülasyonların kaldırılacağını, Türkiye'ye mâli bakımdan yardımda bulunacaklarını vaat ettiler. Ama o sırada Türkiye'ye gelmiş bulunan Yavuz ve Midilli savaş gemileri ile, alman ıslah heyetinin geri gönderilmelerini de şart koştular. Yine de Sultan Osman ve Reşadiye gemilerine ingilizlerce el konmasının bu satın almayı zorunlu kıldığı belirtilerek teklifler geri çevrildi. Alman savaş gemilerini takip eden ingiliz ve fransız savaş gemileri Çanakkale boğazını ablukaya alınca, boğaz l ekim tarihinde tamamen kapatıldı, önceleri iki yıl içinde savaşa girilebileceğini belirten türk genelkurmay ikinci başkanı alman Bronzar Paşa çeşitli baskılar karşısında «Rus donanmasına baskın yaparaksavaşın başlatılmasını öngören bir teklif ileri sürdü. Osmanlı devlet adamları, ilkbahara kadar beklemek niyetindeyken osmanlı donanma kumandanı amiral Suşon, yeni rus gemileri Karadeniz'e çıkmadan, rus donanmasını baskına uğratmak istedi. Almanların, Türkiye'nin savaşa girişini bir olupbittiye getirmek isteklerine uygun olarak amiral Suşon başkumandan vekili Enver Paşadan aldığı yazılı izin üzerine türk donanmasını 23 ekimde Karadeniz'e çıkardı. Karadenizde Ruslarla yapılan çarpışmada bazı rus gemileri batırılarak, Odessa, Sivastopol, Novrossiyk, Teodosya limanları bombardıman edildiğinden, Rusya 2 kasım 1914 tarihinde Osmanlı devletine sava; ilân etti. 3 Kasımda ingiliz donanması Çanakkale boğazını bombardıman etti, 5 kasımda itilâf devletleri Türkiye'ye savaş ilân ettiler. Oysa, siyasî ve askerî yönden, Osmanlı devletinin Birinci Dünya savaşından sakınması ve zorunlukta kalmadıkça girmemesi mümkündü. Ayrıca siyasî ve askerî tedbirlere rağmen, savaşa katılmak zorunda kalınırsa bunun her çareye başvurularak mümkün olduğu kadar geciktirilmesinde ae büyük yararlar vardı. Çünkü Karadeniz olayları sırasında, yukarıda da belirtildiği gibi Almanlar Marne'da, Galiçya'da ve Sırbistan'da yenilgiye uğramışlardı. Böylece savaşın, merkezî devletler tarafından kazanma şansının zayıfladığı anlaşılmıştı. Bundan sonra Cihadı Ekber (Cihadı Mukaddes) ilânı 14 kasım cumartesi günü Fatih camisinde okundu ve ertesi günkü gazetelerle yayımlandı. İslâmlıkta bir fikir mücadelesine ve tasavvufta insanın kendi nefsi ile olan mücadelesi anlamına gelen cihadın ilânıyle bütün müslümanlar, halifenin yanında savaşa çağrılmak isteniyordu. Bu sırada Rusların Arhangelsk ve Viladivostok limanlarıyle iskandinav bölgeleri, ingilizlerin de Pasifik okyanusundaki sömürge ve dominyonları ile Süveyş üzerinden irtibatları kesilmek tehlikesiyle karşılaştığından, Hidiv Abbas Hilmi Paşayı düşüren ingilizler Mısır'ı hâkimiyetleri altına aldılar.
Osmanlı devletinin harekât planı. Türk ve almart kurmaylarının işbirliğiyle hazırlanan harekât planının temeı prensipleri, merkezî devletlerin kesin sonuç bölgesi olan Avrupa cephelerindeki başarısını kolaylaştırmak amacıyle, Almanya'nın yükünü hafifletmek için Romanya ve Bulgaristan bölgesinden Karadeniz'de çıkarma yapmaktı. Böylece gelişecek durumu da dikkate almak ve Kafkasya'da Ruslara ve Süveyş kanalında ingilizlere taarruz etmek suretiyle bu bölgelerden asıl kesin sonuç yerine kuvvet kaydırılmasını önlemek; istanbul, Marmara ve Boğazlar bölgesinde stratejik alanda savunmada kalarak merkezî devletlere en etkili bir şekilde yardım etmekti. Bu maksatla 900 000 mevcutlu türk ordusundan 1. ve 2. ordular Marmara ye Boğazlar bölgesinde, 3. ordu Kafkas cephesinde, 4. ordu Suriye ve Filistin cephesinde seferberlik ve yığınaklarını tamamlamış olarak savaşa hazırlandılar. Bunlar dışında iran ve Afganistan'ı da birlikte savaşa sürüklemek için, Hindistan'a karşı yapılacak muhtemel harekâtta kullanılmak üzere, Basra'da Irak bölgesi kumandanlığı olarak 38. tümen ve çeşitli aşiretlerden kurulu kuvvetler teşkilâtlandırıldı.
Kafkas cephesi. Ruslar savaş ilânından sonra ilk olarak Kafkas cephesinden KarsSarıkamış yönünde taarruza geçerek doğu cephesinde harekâta girişmişlerdi. Kafkas veya doğu cephesi adı verilen bu harekât bölgesinde, önce önemli arazi kesimlerini içine alan NarmanVelibabaEleşkirtDoğubayazıl çizgisini ele geçirmek isteyen Ruslar, 3. türk ordusuyle 69 kasımda yaptıkları Köprüköy savaşını kaybederek, sınırlara geri çekildilerse de daha sonra başkumandan vekili Enver Paşanın yaptırdığı Sarıkamış kış taarruzu (bk. SARIKAMIŞ HAREKÂTI) ağır yenilgimizle sonuçlandı.
Irak cepheni, özellikle petrol kaynakları bakımından ele geçirmek istedikleri Basra körfezi bölgesinde ingilizler, Hintlilerle birlikte IS ekimde Bahreyn adasına ve savaş ilânından on gün önce 23 ekimde Fav kesimine asker çıkardılar. Harekâta devam ederek 23 kasımda Basra'yı ele geçirdiler ve Korne'ye girdiler. Burada bulunan pek çoğu yerli Araplardan kurulu 38. tümen erleri savaş alanını terk ettiklerinden, ingilizler kolaylıkla ilerlemeğe devam ettiler ve İran'da Ahvaz'ı ele geçirdiler.
ORDU MEVCUTLARI


ordu mevcutları. FRANSA: 93 tümen. |] Belçika: 7 tümen. || BÜYÜK BRİTANYA: 5 tümen. || ALMANYA: 94 tümen (77'si batıda, 17'si doğuda). || AVUSTURYAMACARİSTAN: 49 tümen. || RUSYA: 99 piyade tümeni, 42 süvari tümeni, jj SIRBİSTAN: 11 tümen. || (bir piyade tümeninde 12 tabur vardır). Uçak sayısı. Almanya: 174, Fransa: 15ü, ingiltere: 66, Belçika: 24.
Ağır top sayısı. Fransa: 308, Almanya: 548.
Ağır makineli sayısı. Fransa: 2200, Almanya: 2 450 (bunun 2 250'si batıda). Aralık ayında Batı cephesinin uzunluğu 720 km. (Bu cephenin 650 km'Gini Fransızlar; 50 km'sini ingilizler; 20 km'sini Belçikalılar tutuyorlardı.) Fransız çelik imalâtının yüzde 80'ini yapan ve demir madenlerinin yüzde 90'mm bulunduğu topraklar Almanlar tarafından istilâ edilmişti.




__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi
birçok kere yitirdim denizde kendimi
gidiyorum aramaya, suyu bilmeden
beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri.

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Serhad üyemize tesekkür ettiler
güldas (26-08-2017)
Eski 10-01-2007, 14:45   #2
Onursal Dost
Serhad - ait Avatar
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
63 mesajina 141 kez tesekkür edildi
 Serhad isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı 1915 Yili

SİYAS DURUM

Bu yıl içinde savaşçılara iki devlet daha katıldı: İtalya daha şubat ayında müttefikler safında savaşa gireceğini belli etmişti. Ancak ordusundakı hazırlığın yetersizliği ve siyasî çevrelerdeki görüş ayrılıkları yüzünden (büyük nüfuza sahip olan Giolitti'nin tarafsızlığı desteklemesi, D'Annunzio'nun ise italya'nın savaşa girmesi için hararetli bit propaganda faaliyetine girişmesi) bu kararı geciktirdi, öte yandan İtalya ile Avusturya arasındaki görüşmelere bir hayli geç başlandı. Avusturya, yalnız Trentino bölgesinde olmak üzere bazı toprak tavizleri vermeğe razı olacaktı. Londra antlaşmasıyle (26 nisan) italyan müttefikler safında savaşa girmeğe söz vermişti: italya 20 mayısta Avusturya Macaristan'a savaş açarak sözünü yerine getirdi, daha sonra da Almanya'ya savaş ilân etti. Bulgaristan'ın savaşa katılması ise müttefiklerin Balkanlardaki durumunu büyük ölçüde tehlikeye soktu. 1915 Yılı sonbaharında müttefikler Bulgaristan ile merkezî imparatorluklar ara
sında sıkışıp kalan Sırbistan'ın çökmesini önleyemediler.
iki olay Akdenizle ilgili meseleler arasında ön plana geçti. Basta Churchill olmak üzere bazı ingiliz siyaset adamları kesin sonucun Akdeniz bölgesinde alınacağı inancında idiler. Müttefik kıtaları ekim ayından itibaren Selanik'te bulunmasına rağmen Yunanistan ikiye bölünmüş durumdaydı: Venizelos taraftarları Müttefiklere yardıma hazırdılar; kral Konstantin ise kayınbiraderi Guillaume H'ye bağlıydı. O yıl Kuzey Atlantik bölgesinde kesin sonuca varılamadı, içinde ameri k al ı yolcuların da bulunduğu ingilizlere ait Lusitania gemisi bir alman denizaltısı tarafından torpillendi (7 mayıs). Bu olay A.B.D.'de büyük heyecan yarattıysa da siyasetinde önemli bir değişikliğe yol açmadı. A.B.D. borç verme konusunda müttefiklere eylülden itibaren kolaylıklar sağladı, ama bu, A.B.D.'nin geniş ölçüde ihracat yapabilme isteğinden doğan bir davranış sayıldı.

ASKERİ DURUM

Alman stratejisi, 1915'te savasın genel yönetimi Almanların elindeydi. Falkenhayn bir süre kararsızlık geçirdikten sonra, alman batı cephesinin kuvvetli olduğu kanısına vardı (Nötre Dame de Lorette'te fransız başarısızlığı bu kanıyı doğruluyordu.) Rusların Stanislav ve Przemysl şehirleri üzerine yaptıkları baskıya karşılık olarak martta doğu cephesinde kesin bir darbe indirme kararını verdi. Nisandan eylüle kadar hindenburg ve mackensen kuvvetleri, güneyden avusturyamacaristan kıtalarıyle desteklenerek Rusları, Doğu Prusya ve Polonya'yı terke zorladı ve RigaPinsk Çernoviç hattında cepheyi yeniden kurdu. Bu cephede 1917'ye kadar durum değişmeyecektir. Almanlar doğu sınırlarındaki tehlikeyi böylece uzaklaştırdılar. Fransızların Artois ve Champagne'daki saldırıları Almanların doğu taarruzlarını kesintiye uğrattı (25 eylül). Bu arada Falkenhayn ocak ayından itibaren Süveyş kanalına yapılan bir akınla ingilizleri endişeye düşürdü. (Bk. FİLİSTİN.) Almanya, Bulgaristan'ın ittifakından yararlanarak Sırzistan'ı zaptetti. Türklerle işbirliği kurdu, böylece müttefiklerin Balkanlarda ve Boğazlardaki teşebbüslerini bir süre durdurdu. Müttefik gayretlerinin dağılması. 1915 Yılı, ingilizlerin müttefik savaş yönetimine siyasî bakımdan müdahale ettikleri yıldır. Ordularını teçhiz eden ingiltere lord Kitchener'in (Kiçner) teşvikiyle, general Jofıre'un isteklerine rağmen kuvvetlerini fransız cephesinde harcamaktan kaçınıyor, Almanya'yı dışarıdaki zayıf noktalarından vurarak yıpratmayı daha uygun görüyordu. Bu karara uyarak Türkiye'ye saldırıya geçtiler. Ortadoğu'da yerleşebilmek için Basra körfezine çıkarma yaptılar. Mezopotamya'da ilerlediler. Şubat ayı içinde istemeye istemeye kendilerine uyan Fransızlarla birlikte Çanakkale'ye saldırdılar. Bu saldırı Çanakka
le hezimetinden (18 mart) ve Sırbistan'ın çökmesinden sonra, Selânik'e yöneldi, tngiliz kuvvetleri temmuzda Alman Güneybatı Afrika'sını işgal ettiler.
Fransızlar ise bütün çabalarını, düşman cephesini yarıp alman işgali altındaki toprakları kurtarmak üzerinde topladılar. Bu sebeple general Joffre'un Artois'da, Champagne'da, Argonne'da ve Vosges'larda şubattan ekime kadar yaptırdığı şiddetli, ama faydasız taarruzlar sonucunda Trentino'da bir italyan cephesi kuruldu, Falkenhayn ihtiyat kuvvetlerini batı cephesinde kullanmak zorunda kaldı, böylece de rus ordusunun yükü hafiflemiş oldu. Sonuçlar. Bu yıl içinde müttefiklerin askerî harekâtı hayal kırıcı sonuçlar verdi. Yalnız askerî potansiyelin açık şekilde iyi duruma girdiği görüldü. Denizlerde serbestliği elde tutarak silâhlanma çabaları, sanayinin güçlenmesine, orduların bünyesinde değişiklikler yapılmasına, yeni muharebe usullerinin denenmesine imkân verdi. Chantilly konferansında (aralık) müttefikler arasında daha geniş ölçüde işbirliğine ihtiyaç olduğu ileri sürüldü, 1916 yılına ait savaş plan; görüşüldü, büyük askerî kayıplara uğrayan Rusya'ya maddî yardım meselesi karara bağlandı, öte yandan Almanya da istediği hedefe ulaşamadı, çünkü Rusya'ya alman imparatoru tarafından yapılan barış teklifinin reddedilmesi (haziran) ve Bukovina'da Ivanov'un yaptığı taarruz Rus imparatorluğunun daha tamamen Dökmediğini göstermekteydi. Abluka yüzünden sıkışık duruma düşen Falkenhayn, A.B.D.'nin tepkisinden çekinmesine rağmen denizaltı silâhını kullanmağa karar verdi. Fransız cephesinin önemi iki taraf için de başta gelmekteydi. Bu cephe 1915 yılında da alman ordusunun bütün ağırlığına, baskısına karşı dayanabildi.

TÜRKİYE AÇISINDAN

Suriye ve Filistin cephesi. Mısır'dı. Osmanlı nüfuz ve hâkimiyetini yeniden kurmak ve alman batı cephesine dolaylı olarak yardım sağlamak için Süveyş kanalına karşı bir harekât düşünüldüğü için Filistin ve Sina çölü stratejik bir değer kazanmıştı. Suriye ve Mısır'ı içerisine alan bu geniş harekât bölgesi için o sırada aynı zamanda bahriye nazırı olan Cemal Paşa buradaki 4. ordu kumandanlığına getirildi. Orta doğudaki ingiliz kuvvetlerinin Avrupa'ya taşınmasına engel olmak, Süveyş kanalını ele geçirerek ingiltere'yi doğu ve özellikle Hindistan ile Ümit burnu yoluyle bağlantıya zorlamak ve bölgedeki ingiliz kuvvetlerini Mısır'a bağlamak amacıyle Osmanlı genelkurmayında 3. derecede önemli bir harekât planı hazırlanmıştı. Bu plana göre başkumandanlıkça 4. orauya, Süveyş kanalına taarruz etmesi emrolundu. Ordu kumandanı Sina çölünü geçmek için gereken hazırlıkları yaptıktan sonra S. kolordusunu bu taarruz için görevlendirdi. Yetersiz hazırlıklarla 14 ocak 191S'te başlayan harekât, biri kıyıdan, diğeri güneyden olmak üzere iki grup halinde batı kanadından Süveyş kanalına doğru ilerledi. 3 Şubatta Elkantara kesiminden Süveyş kanalı geçilmek istendiyse de başarılamadı. Bunun üzerine 4 şubatta çekilme emri verilerek 15 şubatta Birüssebi ve Gazze bölgesinde toplanıldı.
Çanakkale cephesi. Müttefiklerin Rusya ile birleşmek için bu cepheden denizden ve karadan yaptıkları çeşitli taarruzlar, kahramanca yapılan başarılı savunma harekâtı sayesinde büyük bir zaferle sonuçlandı. Dünyanın en büyük birleşik müttefik donanmasıyle, ingiliz, fransız ve uiğer müttefik kara kuvvetleri, Çanakkale'de yenilgiye ve ağır kayıplara uğradılar, sonbaharda geldikleri gibi çekilip gitmek zorunda kaldılar. Rusya ile direk bağlantı kurulamadığından gerekli yardım yapılamadı. Bu yüzden 1917 yılına kadar savaşa dayanabilen Rusya'da Bolşevik
ihtilâli başladı ve böylece büyük bir müttefik devletin erkenden çökmesine yol açılmış oldu. (Bk. ÇANAKKALE SAVAŞLARI.) Kafkas cephesi. Enver Paşanın Kara kışta yaptırdığı Sarıkamış kış taarruzu, ağır kayıplara mal oldu ve Ruslar kuvvetlerini yeniden getirdikleri taze birliklerle takviye ederek Erzurum genel istikametinde ve diğer kesimlerde taarruzlarına devam ettiler. Bu sırada Erzurum çevresindeki 3. ordu birlikleri arasında tifüs salgını başladı. Savaş bölgelerinde fırsat gözeten, Ermeni azınlığı da ayaklanmağa başladı. Bunların en büyük hareketleri nisan 1915 ortalarında Van bölgesinde görüldü. Askerî hareketleri baltalayan ve silâhsız türk halkına yönelen ermeni saldırıları doğudaki illerin birçoğunda yayıldı. Bu yüzden hükümet, buralardaki ermeni halkını Suriye ve Kuzey Irak'a yerleştirmek suretiyle, gerekli güvenlik tedbirleri aldı. Ruslar 27 nisan 1915'te Tortum ve Karaköse'de taarruzlarına devam ederek Van ve Malazgirt'i ele geçirdiler. Fakat 22 temmuzda yapılan genel karşı taarruzla Van ve Malazgirt kurtarılarak Ruslar eski sınırları gerisine sürüldü.
Irak cephesi. 1914 Yılında İngilizlerin ele geçirdikleri Basra'yı geri almak için bu cephe kumandanlığına getirilen Süleyman Askerî Bey, yerli halkın da yardımıyle 12 nisanda giriştiği taarruzdan sonuç alamadı ve Kut'ül Amare'ye çekilmek zorunda kaldı, tngilizler ileri harekâta devam ederek, Kut'ül Amare'yi aldılar. Eylül sonunda general Tavvnshend emrindeki kuvvetlerle Bağdat üzerine yöneldiler. Fakat Bağdat'ta toplanan türk kuvvetleri, ingilizleri Selmanpak'da durdurarak 26 kasımda düşmanı çekilmek zorunda bıraktı. Bu çekilme sırasında Kut'ül Amare'deki general Tavvnshend kuvvetleri, 8 aralıkta Dicle kenarında kuşatıldı. Aralık ayında, Basra'dan Tavvnshend'i kurtarmağa gelen ingilizlere karşı Felahiye'de savaşlar verildi.

Ordu gücü. ALMANYA: 160 tümen (ağustos), batıda 93 tümen, doğuda 66 tümen, italya cephesinde l tümen (eylülde) [batıda 102 tümen, doğuda 48 tümen, Balkanlarda 9 tümen, italya cephesinde l tümen.] |j FRANSA: (ara
lık) batıda 107 piyade tümeni, 10 süvari tümeni. || BÜYÜK BRİTANYA: 54 tümen (450000 kişilik kuvveti Fransa'da). j| AVUSTURYAMACARİSTAN: 3 piyade tümeni, 10 süvari tüme
ni, il İTALYA: 36 tümen, il RUSYA: 132 piyade tümeni, 42 süvari tümeni. || Çanakkale'de 5 ingiliz tümeni, 2 fransız tümeni, 7 türk lümeni.

__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi
birçok kere yitirdim denizde kendimi
gidiyorum aramaya, suyu bilmeden
beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri.

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Serhad üyemize tesekkür ettiler
güldas (26-08-2017)
Eski 10-01-2007, 14:47   #3
Onursal Dost
Serhad - ait Avatar
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
63 mesajina 141 kez tesekkür edildi
 Serhad isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı 1916 Yili

SİYASİ DURUM

Merkezî devletler. Romanya yeni bir muharip devlet olarak müttefikler safında savaşa katılmağa karar verdi (28 ajşustos). italya da Almanya ya savaş ilân etti. Bulgaristan'a karsı bir denge kurmak ve rus ordusunu desteklemek amacıyle yapılan rumen harekâtı başarısızlığa uğradı. Almanlar tarafından işgal edilen Romanya toprakları bu yılın sonunda Almanlara değerli buğday ve petrol kaynakları kazandırdı. Bu sırada Almanya'nın Avrupa'daki durumu çok kuvvetlenmişti,. Alman imparatorluğu gelecek hakkında geniş tasarılar kuruyordu. Bu tasarılar arasında aralıkta Polonya'ya bağımsızlık tanıyacağı vaadi vardı. Buna rağmen, iktisadî sıkıntılar ortadan kalkmamıştı: ikmal maddelerini sağlamak, ayrıca işçi bulmak meselesi zorluklar yaratıyordu (Belçika'da mecburî çalıştırma usulünün uygulanması, jj ekim). Bu arada müttefikler uzun vadeli tedbirler almak gereğini duydular: tarafsız ülkelere gönderilecek malları kontenjanlara bağlayarak deniz ablukasını daha sıkı bir hale getirmek (mart); ingiltere'de mecburî askerlik hizırıetini genelleştirmek. Bıı yıl
içinde doğuda Kurlu adasında yeniden kurulan Sırp ordusu Selanik cephesinde toplanan müttefik kıtalarını takviyeye kullanıldı. Fakat Yunanistan'ın siyasî durumu eski karışıklığından kurtulamadı, ingiltere ve Fransa'nın Yakındoğuda kendilerine nüfuz alanları bulmağa çalıştıkları sırada (SykesPicot antlaşması, 9 mart) Osmanlı imparatorluğuna karşı patlak veren Arap isyanı (Mekke emîri Hüseyin ve ailesi) kesin bir etki yarattı. A.B.D.'de, VVilson, Cumhuriyetçi parti adayı Hugues'e karsı yeniden cumhurbaşkanı seçildi (7 kasım); müttefikler Hugues'un savaşa karışma konusunda daha kararlı davranacağını umuyorlardı, Hugues Doğu Amerika'nın en kalabalık yerlerinde oy kazanmıştı, ancak Batı Amerika'daki oy çoğunluğu Wilson'un başkan seçilmesini sağladı. Wilson savaşan devletlerin savaş hedeflerini açıklamalarını istedi (aralık). Bütün hükümetler kendi siyasetlerini belirlemek zorunda kaldılar. Bu da müttefikler arasında her alanda görülen anlaşmazlıkların ortaya çıkmasına yol açtı.

ASKERİ DURUM
Her iki tarafın 1916'ya ait askeri planları, Fransa cephesindeki mevcut ve malzemelerinin yıpratma taarruzlarıyle yok edilmesine dayanıyor ve kesin sonuç bu yoldan alınmak isteniyordu. Joffre yaz başlangıcında Somme üzerine birbiri ardına güçlü ve sistematik saldırılar yapmak kararını verdi; bu harekâtın Rusların Galiçya'daki taarruzu ile desteklenmesi gerekiyordu. Fransa'da insan kaynaklarının tükenmek üzere olduğunu tahmin eden ve yeni ingiliz orduları işe karışmadan önce fransız ordusuna bir darbe indirmek isteyen Falkenhayn 21 şubattan sonra Verdun'e karşı taarruza geçti. Fransız savunma imkânlarının tükenmesi sonunda Verdun düştü. Bu düşüşün savaşın sona ermesi üzerinde bir etki yarat
ması bekleniyordu, Ne var ki, Verdun savaşı (şubataralık) her ne kadar fransız ordusunu yıpratmakla beraber, alman stratejisindeki başarısızlığı da ortaya koydu. Gerçekten de Joffre l temmuzda Somme üzerine taarruza geçti, bu saldırılar dört ay sürdü, böylece Almanların Verdun'de bütün güçlerini kullanmalarını önlemiş oldu.
örek/ cepheler, öteki cephelerde de aynı yıpratma taktiği kullanıldı. Fransız cephesindeki bellibaşlı muharebelerle ilgili olarak mayısta Avusturyalıların Trentino'ya taarruzu başladı, harekât önce başarı kazandı, sonra italyanların isonzo'ya yaptıkları karşı taarruz ile (Brussilov taarruzu) Almanların Doğu'daki kuvvetleri oldukları yerde durduruldu. Bukovina ele geçirildi ve Lwow şehri tehlikeye düştü.
Balkanlarda. Makedonya'da Fransız generali Sarrail'in kuvvetleri bir bulgar taarruzuna karşılık vermek için 14 eylülde karşı saldırıya geçtiler ve Manastır'ı zaptettiler (kasım), fakat Transilvanya'da tehlikeli bir duruma düşen Romanya ordularının Falkenhayn tarafından ezilmesine ve Bükreş'in Almanların eline geçmesine engel olamadılar.
Sonuçlar. Romanya'nın zaptedilmesi, alman başkumandanlığının Verdun'da uğradığı manevî başarısızlığı ortadan kaldıramadı. Al
man kumanda merkezinin itiraf ettiği gibi, Verdun, savaşın «dönüm noktası» idi. Askeri alanda bütün cephelerdeki teşebbüsler iki taraf için de dengeli oldu, iki tarafın giriştiği yıpratma muharebeleri iki orduya da, onların başkumandanlarına da zarar verdi. Falkenhayn ağustosta yerini Hindenburg'a bıraktı, aralık ayında Joffre'un yerini Nivelle aldı. Alman ve avusturya kuvvetleri 6 eylülde emir ve kumandayı, tek elden yönetmek üzere, Hindenburg'a bırakmıslard.. Fakat, düşmanlarının askerî gücü günden güne artıyor, denizdeki üstünlükleri de, kesin bir sonuca bağlanamayan Jutland savaşına (31 mayıs) rağmen, açıkça belli oluyordu.

TÜRKİYE AÇISINDAN

1915 Yılı sonuna kadar yeni teşkil edilenlerle birlikte türk sev'yar ordusu 48 piyade, 2 nizamiye ve l ihtiyat süvari tümenine yükselmişti. Ayrıca Arabistan'da da 4 tümen bulunuyordu. Çanakkale cephesinde düşman yenilgiye uğrayarak çekildikten sonra, bu cephede bulunan 16 türk tümeni serbest kaldı. Böylece Türk başkumandanlığı, bu kuvvetlerin yeni kullanma yerlerini doğru seçerek, kesin sonuca önemli ölçüde yardım edebilecek duruma geldi. Kafkas cephesinde, 1915 sonbaharında duraklayan çalışmalardan sonra 1916 kışında yeni bir taarruz bekleniyordu. 1916 Baharında Kut'ül Amare düşünce iran'daki rus süvari kolordusuna karşı taarruza geçildi. Uzun hazırlıklara ihtiyaç gösterdiği için ingilizlerin çölü geçerek Filistin'e taarruzları beklenemezdi. Türk başkumandanlığı Avrupa cephesine göndermeyi düşündüğü Trakyadaki 2. ordunun hareket hazırlıklarını başlattı. Kafkas cephesindeki kritik durumu gören 3. ordu kumandanı Malınıud Kâmil Paşa, istanbul'a gelcıek başkumandan vekili Enver Paşadan yardım istedi. Fakat Çanakkale'de serbest kalan kuvvetlerin Avrupa cephelerinde kullanılmasını tasarlayan başkumandan, 3. ordu kumandanına «Ruslar baskılarını artırırlarsa Sivas'a kadar çekilirsin» diye cevap verdi. Alman genelkurmay başkanı general Falkenhayn'ın Mısır'a karşı yapılmasını istediği taarruz için türk başkumandanlığı, Trakya'daki 5. kolorduyu Halep'e göndermeğe karar verdi. Daha önce, kumandanların tekliflerine uyularak 14. tümen Suriye, 4. tümen de Irak cephesine taşınmağa başlandı. Durumun gelişmesfhe göre Halep'ten Irak veya doğu cephelerine gönderilmesi mümkün görünen 5. kolordu, Erzurum yolu düşmana açıldığı için doğu cephesindeki 3. ordu emrine gönderildi. 15 Şubat 1916'da Erzurum'un düşmesi Üzerine, Trakya'daki 2. ordu da doğu cephesine sevk edilerek Erzurum'un kurtarılmasına karar verildi. Süveyş kanalına taarruz için Almanya'dan bir miktar ağır topçu, makineli tüfek, muharebe birlikleri ve motorlu araçlarla, iki hava müfrezesinden kurulu Asya kolu adındaki kuvvet gönderildi. Fakat Paşa kolu da denilen bu müfrezenin gönderilmesi geç kaldığından, temmuz 1916'da Süveyş kanalına yapılan baskın başarıya ulaşamadığı gibi, İngilizlerin Gazze çevrelerine kadar ilerlemelerine sebep oldu. Irak cephesinde İngilizler, Kut'ül Amare'de kuşatılmış bulunan general Tawnshend kuvvetlerini teslim olmaktan kurtaramadı. Irak sınırında Hanikin'e kadar ilerleyen rus kolordusuna yapılan taarruz sonucunda 15. kolordu, Hemendan'a kadar ilerledi. Irak'taki iki kolordunun birisinin bu şekilde ıran içerilerine kadar ilerlemesi ile 18. kolordu cephede yalnız kalmış oldu. Bunu fırsat bilen ingilizler, yeniden aldıkları takviyelerle sonbaharda Bağdat'a doğru taarruza geçtiler. Doğu cephesinde ise, Erzurum'u alan Ruslar, ilkbaharda kıyı yoluyle Çoruh vadisinden ve Fırat bölgesinden yaptıkları taarruzlarda başarı gösteremediler. Bu sırada 2. türk ordusu DiyarbakırElazığ bölgesinde toplanmağa çalışırken, Ruslar 3. orduya karşı giriştikleri taarruzu geliştirerek Tirebolu doğusu —Erzincan batısı çizgisine kadar ilerledi. 3. Ordunun bu şekilde yenilgiye uğramış olması güneyde yığınağını yapmakta olan 2. ordunun da taarruzunu önlemiş oldu.
Galifya cephesi. Selanik bölgesindeki general Sarrail kuvvetlerinin taarruza geçmesi ve Rusya'nın da Bulgaristan'ın Karadeniz kıyılarına asker çıkaracağı haberlerinin yayılması üzerine Bulgarlar, Türkiye'den yardım istediler. Rus orduları bu sırada Caliçya'da ilerlemeğe başladığı için, alman başkumandanlığınca yardımın Galiçya cephesine yapılmasına karar verildi. Bunun üzerine türk başkumandanlığı TJzunköprüKeşan bölgesindeki 14 kolorduyu (19. ve 20. tümenleri) Galiçya'ya göndermeyi uygun buldu. Bir ay süren hazırlıklardan sonra, 23 temmuz günü bu kolordunun trenle Galiçya'ya şevkine başlandı. Böylece ilk gönderilen 19. tümen, 12 ağustosta Lemberg doğusunda Botmer ordusu enirine girdi. 20. tümen de 21 ağustosta cepheye girerek bir avustmya tümenini değiştirdi. Böylece Yakup Şevki Pasa kumandasındaki 15. kolordu tamamen Galiçya cephesine girmiş oldu, 623 subay, 21 560 er ve 5 293 hayvandan meydana gelen bu kolordu 56 havan bataryası, makineli tüfek bölükleri ve fennî kıtalarla takviye edildi. Eylül başında rus taarruzları bu cephede yeniden başlayınca 15. kolordu verdiği başarılı savunma muharebeleriyle çok önemli görevler yaptı ve Merkezî devletlerin bu cephedeki kuvvetlerine büyük yardım ve destek sağladı.
Romanya cephesi. 27 Ağustosta Romanya'nın Avusturya'ya savaş ilânından sonra,. 29 ağustos Türkiye ve Almanya; ı eylülde de Bulgaristan Romanya'ya savaş ilân ettiler. Türk başkumandanlığı, bu cepheye de iki tümenli bir kolordu göndermeğe karar verdi. Rumen ordusu, büyük kısmı iıe Avusturya'ya taarruz ettiği sırada Bulgar sınırlarına ayırdığı kuvvetleri de müttefiklere karşı üstün durumda bulunuyordu. Bu bölgede dengeyi kurabilmek üzere cepheye iki tümen ayıran Bulgarları takviye için 15. ve 25. tümenlerden kurulu 6. kolordu Dobruca cephesine gönderildi. Bu kuvvetin toplanması ve hazırlanması bir buçuk ay sürdü. Kolordu 6 ekime kadar iki ayda cepheye taşınabildi. Böylece Dobruca cephesine giren türk birlikleri, Mustafa Hilmi Paşanın kumandasındaki taarruzlarla, Rusların takviye ettiği Rumenleri yenilgiye uğrattılar. Dobruca'daki bu başarı üzerine, Transilvanya'daki rumen taarruzu da durdurulmuş oldu. Rumen orduları, al
man ve avusuırva kuvvetleri karsısında 10 ekimde çekilmeğe başladılar. Türk kuvvetlerinin de etkisiyle II kasımda tamamen yenilgiye uğradılar. Dobruca'da harekât yapan cephe kumandanı mareşal Mackensen, kuzeyden ilerleyen alman ve avusturya kuvvetleriyle birlikte Bükreş doğrultusunda taarruza geçmeyi kararlaştırdı. Bölgedeki tuna ordusu, birinci ve ikinci bulgar piyade tümeni ve bir bulgar müfrezesiyle, bir alman piyade ve bir alman süvari tümeninden kurulmuştu. Cepheye taşınmakta olan 26. türk tümeni de kasım ayı başında bu kuvvetlere katılmak üzere görevlendirildi. Tuna ordusu 23 ekimde büyük kısmı ile Tuna'yı Ziştovi'den geçerek Bükreş doğrultusunda ileri hareketine devam etti. Rumenler gilneyden ve kuzeyden ilerleyen bu kuvvetlere karşı yer yer karşı taarruzlar yaptılarsa da bunları durduramadılar. Böylece müttefik kuvvetlerin birleşmelerine engel olamadıklarından Bükreş önünde yapılan Argesu meydan savasını ka>bcttileı. Bu muharebede özellikle 26. türk tümeni büyük başarı gösterdi, özellikle bu tümenin üstün düşman taarruzlarını kırarak karşı taarruza geçmek suretiyle cephesindeki düşmanı Argesu nehrinin gerisine atması ve 3 600 esir ve 37 top ve 20 makineli tüfek ele geçirmesi büyük takdir topladı, özellikle 78. türk piyade alayı, muharebede üstün başarı ve kahramanlıklar göstererek ün yaptı. 3 Aralık 1916'da Bükreş ele geçirildikten sonra, Merkezî devletler Romanya içerilerine harekâta devam ettiler. Dobruca'daki birlikler de bu arada Tuna ağzına kadar ulaşmışlardı. Diğer birlikler de, 1916 yılı sonuna doğru Seret nehrine kadar ilerlediler.
Makedonya cephesi, itilâf devletleri Çanakkale'de sonuç alabilmek için yeni bir ordu getirmeyi planlarken, sırp ordusu alman, avusturya ve bulgar orduları karşısında ağır bir yenilgiye uğrayarak çekilmeğe başladı. Eylül 1915'te Selânik'e çıkarılan ge , neral Sarrail kumandasındaki Uç fransız, bir ingiliz tümeni, Vardar vadisi boyunca kuzeye doğru ileri harekete geçti. Sırp ordusunun yenilmesi üzerine Selanik dolaylarında tahkim edilen ordugâhında kaldı; Merkezî devletlerin kuvvetlen de, tarafsız Yunan topraklarına giremedikleri için, Sırpları takip edemediler. Almanya, Çanakkale'den yeni getirilen itilât kuvvetlerinin Makedonya cephesine bağlanmasını, batı cephesine kaydırılmarnası için bulgar kuvvetlerinin burada görevlendirilmesini uygun buldu. Durumdan faydalanan Fransız ve İngilizler, mayıs I916'ya kadar general Sarrail emrindeki bu doğu ordusunu 5 ingiliz, 4 fransız, l italyan tümeni ve bir rus tugayı ile takviye ettiler. 6 Piyade ve bir süvari tümeninden ibaret sırp ordusunun da katılmasıyle bu cephede toplanı olarak 16,5 düşman piyade tümeni toplanmış oldu. Doğu ordusu l'/ ağuslus 1916'da taarruza geçti. Bulgar ordusu, bölgesel bazı başarılar elde ederek bu ordunun taarruzunu püskürttü. Bu sırada Doğu Makedonya'da bulunan 4. yunan'ordusu da büyük kısmı ile Almanlara sığındı. Diğer kısmı da denizden Yunanistan'a çekildi. Selanik'teki yunan kuvvetleri de İtilâf devletleri tarafına geçince, Venizelos hareketin başına getirildi, itilâf devletleri, bir yanuan Yunanistan'ı kendi taraflarında harbe katılmağa zorlarlarken ekim 1916'da Makedonya'daki doğu ordusunu bulgarlara karsı tekrar taarruza geçirdiler. Manastır'ı ele. aldılarsa da Bulgarlar, eski taarruz çıkış mevzilerinde direnmeyi başardılar. Bulgar ordusu bu taarruz başlayınca Türkiye'den yardım istemişti. Türk başkumandanlığı, bu defa iki tümenini de Makedonya cephesine göndermeğe karar verdi. Bu maksatla 50. tümen ekim ayında şevke başlandı. 46. Tümen de, 50. tümenden sonra gönderildi. Bu tümenler, Makedonya cephesinde bulgar sol kanadındaki tümen emrine girdi; Abdülkerim Paşa kumandasında Serez batısında toplanarak bu kanattaki savaşlara katıldı.
Kafkas cephesi. Avrupa doğu cephesindeki başarısızlığından sonra çar tarafından 24 eylül 1915'te Kafkas cephesi kumandanlığına tayin edilen grandük Nikolay kuvvetlerini arttırdı: yedi kolordu ile bu cephedeki rus kuvvetleri 700 OOO'i buldu. Bunların karşısındaki 3. türk ordusunun mevcudu, 64 000 kadar idi. Teşkilât olarak Rusların, dolgun mevcutlu 183 piyade taburu, 244 süvari bölüğü ve 386 topuna karşılık 3. türk ordusu zayıf mevcutlu 122 piyade taburu, 28 süvari bölüğü ve 150 toptan ibaret kuvvetiyle kritik bir durumda bulunmakta idi. Ruslar, Çanakkale cephesinde serbest kalacak türk. kuvvetlerinin Doğu cephesine kaydırılmasından önce, 3. türk ordusuna ağır bir darbe vurmak maksadıyle, iki kanadı sarp dağlara dayalı bulunan türk kuvvetlerinin cephesini Azap civarında (Horasan çevresi) Çilligöi dağıKöprüköy doğrultusunda yarmak üzere, II ocak 1916'da taarruza geçtiler. Gece gündüz beş gün devam eden Azap muharebeleri çok kanlı oldu ve düşman önce geri atıldıysa da, daha sonra altı kat kuvvet üstünlüğü ile yüklendiği 33. tümen yanından cepheyi yardı. 300 Kilometre genişliğindeki bir cepheyi savunmak zorunda bulunan 3. ordu kuvvetleri çok dağınık bir durumda buluıiduğundan, kritik bölgelere gerekli yardım zamanında yapılamamıştı. Böylece rus süvarileri Köprüköy doğrultusunda ilerleyerek 19 ocak 1916'da Hasankaleye girdiler. 3. Ordu ise, Erzurum mevzilerini savunmak üzere geri çekilmek zorunda kaldı. Azap muharebesinde 3. ordunun 22000 kişilik kaybına karşılık Ruslar 18000 kayıp verdiler. Bundan sonra ileri hareketlerine devam eden Ruslar, 11 şubatta Erzurum cephesinin zayıf kalan kuzey kanadındaki Kargapazarı ve Gürcüboğazı kesiminden baskın şeklinde saldırdılar. Beş gün süren çetin muharebeler sonucunda büyük çaba ve kahramanlık göstermesine rağmen 3. ordu Erzurum'un düşmesine engel olamadı. Avrupa'da rus ordularının çekildiği, müttefiklerin Çanakkale'yi boşalttığı ve Irak'ta ingiliz generali Tavvnshend'in kuşatılmasına devam edildiği sırada Erzurum'un düşmesi, Rusya ve müttefiklerinin morallerini yükseltti. 3. Ordu kumandanı Mahmud Kâmil Paşa, kendi isteğiyle görevden çekildi, yerine Trakya'daki 2. ordu kumandanı Vehib Paşa getirildi. Erzurum muharebeleri sırasında güney kanatta da taarruza geçen Ruslar, buradaki zayıf türk kuvvetlerine karşı, 17 şubatta Muş'u, 23 mart gecesi de, Bitlis'i ele geçirdiler. Çoruh vadisinden ilerleyen rus birlikleri de, 23 şubatta ispir'e girerken, kıyıdan ilerleyen birlikler de deniz kuvvetlerinin işbirliği ve yakın desteğiyle 8 martta Rize kıyılarına çıkarak bu kasabayı ele geçirdiler. Erzurum muharebelerinde türk kayıpları 13 400, düşman kaybı ise, 20450 kadar idi. 3. Ordu, ilkbaharda OfSoğanııdağKop dağıOgnutMuş ve Bitlis batı çizgisinden geçen cepheye; ordu karargâhı da Erzincan a yerleşti. Çanakkale cephesinde serbest kalan 2. ordunun ElazığMalatya bölgesine kaydırılarak Erzurum'un kurtarılması için bir karşı taarruz yapılması uygulanıncaya kadar 3. ordu kesin sonuçlu hareketlere girişmeden mevzilerini savunmada devam edecekti. Fakat Ruslar mart 1916 ortalarına doğru başlıca üç istikamette taarruza giriştiler. Bir grup, deniz kuvvetleri desteğinde Karadeniz kıyılarından Of istikametinde ilerlerken, ikinci grup Çoruh vadisinden Bayburt'a, asıl büyük kuvvetler de Mamahatun (Tercan) istikametine yöneldi; 15 martta Mamahatun. 20 martta Of düştü, fakat Bayburt ele geçmedi. Ruslar 18 nisanda Trabzon'u ele geçirerek buraya bir kolordu çıkarttılar, izzet Paşa Kumandasındaki 2. ordunun 10 tümen kadar bir kuvvetle Erzurum istikametinde taarruzu kararlaştırıldı. 3. Ordu da izzet Paşanın emrine verildi. 3. Ordu, 2. ordunun direktifine rağmen, aldığı takviyelerden faydalanarak 31 mayıs 1916 tarihinde kendiliğinden taarruza geçti. Bu taarruzla Mamahatun geri alındı, Bayburt bölgesinden Of istikametindeki taarruzla rus kuvvetleri geri atıldı ise de rus çarının müdahalesi üzerine düşman Trabzon'dan Van gölüne kadar bütün cephede 3. orduya karşı genel bjr taarruza geçti. 2. Ordu henüz toplanamadığı için 50 000 mevcutlu 3. ordu, Rusların üç kat üstün kuvvetleri karşısında yalnız kaldı. 16 Temmuzda Bayburt düştü ve Rus Kazaklarının Çardaklı boğazına ilerlemeleri üzerine Erzincan'da tutunmak mümkün olamadı. 12 Temmuzda Muş bölgesinde 2. orduya karşı iki misli kuvvetle başlayan rus taarruzları sonunda, eylül ortalarına kadar çok çetin ve kanlı muharebeler cereyan etti. 2. Ordunun sağ kanadındaki BitlisMuş cephesinde bulunan Mustafa Kemal Paşanın (Atatürk) kumanda ettiği 16. kolordu, 2 ağustosta Ruslara başarılı bir darbe indirdi ye Muş'u (seri aldı. Böylece Hınıs'ta yolu kesilen rus kuvvetleri, Bitlis ve Tatvan'da da durmayarak doğu ve kuzeydoğuya doğru çekildiler,, lojistik destek ve özellikle yiyecek bütünlemesinde rastlanan güçlükler yüzünden bu başarı daha ileriye götürülemedi. 1916' Yılı temmuz başından eylül ortalarına kadar sürüp giden bu çetin savaşlardan sonra iki taraf da yorgun düştü; eylülden itibaren mevkilerine yerleşerek tahkimata başladılar. Bu savaşlarda Ruslar, 30 000, Türkler ise, 20000 kadar kayıp vermişti. 19161917 Kışı çok şiddetli geç
tiği için iki taraf da lojistik destek ve özellikle yiyecek bakımından çok kritik duruma düştü. Bundan doğan açlık ve hastalık da büyük kayıplara sebep oldu^ İlkbaharda çıkan tifüs hastalığından Ruslar 100000 kayıp verdiler. Türklerin kaybı da bunun üçte biri kadar oldu. Sina cephesi. 4. Ordu tarafından özel olarak hazırlanan bir tümenden fazla bir kuvvet, Elariş'den 16 temmuz 19İ6'da harekete geçti, 3 koldan kanala yaklaşıldı, 4 ağustosta da taarruza geçildi, ingilizler kanaldaki mevzileri kuvvetle tahkim etmişti. Çöl şartlan yüzünden lojistik destek yetersiz kaldığı için başarıya ulaşılamadı ve 14 ağustos 1916'da Elariş'e kadar geri çekilindi. ingilizler, İ916 yılı sonlarına doğru Elariş'e yaklaştılar ve Sina bölgesinde büyük kuvvetler topladılar. 22 Aralık 1916'da ve deniz kuvvetlerinin de desteğiyle Elariş'e karsı taarruza geçerek burayı ele geçirdiler. Böylece ikinci kanal baskını sonunda Sina çölü boşaltıldı. 4. Ordu kuvvetleri de GazzeŞeriaBirüsseba çizgisinde savunmaya geçerek mevzilerini berkitmeye başladı.
Hicaz re Yemen harekâtı öteden beri Hicaz, Asir ve Yemen çevresindeki arap halkının imparatorluğa olan bağlılıklarına güvenilememekte idi. Bu yüzden savaşın ilânında, bölgedeki kuvvetlerden 7. kolordu ile 21. asir ve bağımsız 22. hicaz tümeni, kaynak yetersizliği dolayısıyle seferber edilemedfler. ingilizlerin kışkırtmalarıyle 1916 yılında bu bölgede karışıklıklar başladı. Mekke emîri Şerif Hüseyin ayaklanarak bağımsızlığını ilân etti ve harekâta geçti. Aynı şekilde Asir'ih güney bölgesine hâkim olan Seyid idris de ayaklandı; yalnız Yemen bölgesindeki imam Yahya, savaşın sonuna kadar devlete bağlı kaldı. Hicaz bölgesinde, Mekke ve çevresi âsilerin eline geçti. Asir ile Yemen bölgesinin ana vatanla bağlantısı kesildi, buradaki birliklere lojistik destek sağlanamadı, imam Yahya, bu kolorduya para ve yiyecek bakımından yardım ettiği için kolordunun Aden'e karşı yaptığı hareketlerde bazı başarılar da elde edildi. Fakat Seyid İdris'e karşı harekete girişilemedi. Buradaki savaş süresince bölgesel bazı başarılar elde edildi ise de, sonuca etkili olmadı ve 7. kolordu 15 aralık 1918'de, Medine'deki kuvvetler ise 23 ocak 1919'da başkumandanlıktan aldıkları emre uyarak ingilizlere teslim oldu.
Irak cephesi. Irak ve çevresindeki Kuvvetlerden 13. ve 18. kolordularla, karargâhı Bağdad'ta bulunan 6 orduya alman generali Goltz Paşa kumanda etmekte idi. ingilizler Kut'ül Amare'de kuşatılmış bulunan kuvvetlerini kurtarmak amacıyle 21 ocak 1916'da Felahiye mevzilerine taarruza geçtiler. (Bu sırada bir rus süvari tümeni de İngilizlerle bitlikte, İran içerisinden ve sınırımızdan geçerek Bağdat'ın kuzey doğusundaki Hanikin'e kadar yaklaştı. Bu yüzden 13. kolordu iran cephesine kaydırıldı.) Felahiye cephesindeki çekilmeyle 9 mart 1916 taarruzu durdurulmuş oldu. 69 Nisan 1916 taarruzu da kırıldı. 1719 Nisandaki 4. taarruzları da başarıya ulaşamayınca, son defa 22 nisanda taarruza geçtiler, fakat Kut'ül Amare'deki kuvvetlerini kurtaramadılar. Irak'da sürüp giden dört buçuk aylık kuşatmadan sonra aç kalan general Tawnshend kumandasındaki ingiliz kuvvetleri (5 general, 476 subay da dahil olmak üzere 13 309 kişi) 29 nisan 1916'da kayıtsız ve şartsız teslim oldu. Bu teslimden on gün kadar önce, 19 nisan 1916 günü, 6. ordu
kumandanı Goltz Paşa, tifüsten ölmüş, yerine 18. kolordu kumandanı Halil Paşa geçmişti. Bundan sonra 3 haziran 1916'da Rusların buğday almak maksadıyle Hanikin'e yaptıkları taarruz durduruldu. 13. Kolordu Ruslara karşı taarruza geçti ve Kasrı Şirin kasabasını 8 haziranda ele geçirdi. Bu sırada cepheye gelen başkumandan vekili Enver Paşa, harekâtın Tahran'a doğru devamını emretti. 13. Kolordu kumandanı da 2 temmuzda KjrmanŞah'a ilerledi. 3 Ağustosta Rusları*'geri atarak Hemedan'ı ele geçirdi. Lojistik desteğin yetersizliği yüzünden dajıa ileri gidilemedi ve Hemedan'ın doğusunda savunmaya geçilerek burada kalındı, ingilizler 1916'nın aralık ayında Irak cephesinde taarruza geçerek bölgedeki kuvvetlerimizi çekilmeğe zorladılar. Bu sırada Musul'u ele geçirmek için Ruslar da taarruza geçtilerse de Revandız'da durduruldular.
Ordu gücü: ALMANYA: 172 tümen (Batıda 116, Doğuda 55, Balkanlarda 1). j! FRANSA: 116 piyade tümeni, 7 süvari tümeni (seferber edilen insan sayısı 4,7 milyon). |j BÜYÜK BRİTANYA: 79 tümen (bunun 48'i Batı cephesinde). || AvuSTURYAMACARlSTAN: (aralık) 76 piyade tümeni, 11 süvari tümeni. [| RUSYA: (aralık) 162 piyade tümeni, 42 süvari tUmeni (bunun 2 tugayı Fransız cephesinde ve l tümeni Makedonya'da), l piyade tümeni: 9 tabur.
Verdun muharebesinde kayıplar (ölü ve yaralı): fransız 362000; alman 336000

__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi
birçok kere yitirdim denizde kendimi
gidiyorum aramaya, suyu bilmeden
beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri.

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Serhad üyemize tesekkür ettiler
güldas (26-08-2017)
Eski 10-01-2007, 14:50   #4
Onursal Dost
Serhad - ait Avatar
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
63 mesajina 141 kez tesekkür edildi
 Serhad isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı 1917 Yili

SİYASİ DURUM

Amerika'nın müdahalesi, l Şubattan itibaren Almamarın girişmiş oldukları topyekûn denizaltı muharebesi, A.B.D.'nin Almanya ile ilişkisini kesmesine yol açtı. Birkaç ay içinde kaybedilen ticaret gemilerinin tonajı çok yükseldi. 2 Nisanda Amerikan kongresi, Merkezî devletlere sava; ilânını tasdik etti. Fakat A.B.D. tam anlamıyle ittifaka katılmadı ve Almanya düşmanlarının «ortağı» durumunda kaldı.
Rus ihtilâli. Ocak ayında patlak veren kriz sonunda çar Nikola 11 martta tahttan ayrıldı, önce Lvov (mart), daha sonra Kerenski (ağustos) hükümetleri, müttefiklerle daha etkili bir işbirliği halinde savaşa devam edileceği umudunu uyandırdı. Oysa Rusya'daki iç gelişme bu memleketi yönetenlerin taahhütlere girişmelerine imkân vermiyordu. Başlangıçta, hattâ Rus Sovyetleri toplantısında bile azınlıkta olan Lenin'in Bolşevik partisi, programında «toprak» ve «barış» meselelerine geniş ölçüde yer verdi. 67 Ekimdeki isyan sonunda Lenin iktidarı ele geçirdi ve hemen barış imkânlarını aramağa başladı. 15 Aralıkta BrestLitovsk'ta anlaşma imzalandı. Bu anlaşma ağır alman şartlarını hafifletmek ~ için girişilen çetin bir pazarlığın başlangıcı oldu.
1917 Yılının bir özelliği de çeşitli barı} görüşmelerine teşebbüs hareketleri oldu. Bu alanda uğranılan iki başarısızlık, bu çeşit teşebbüslerin zorluğunu meydana koydu: 1. Avusturya'nın görüşme teşebbüsü. Kasım 1916'da Franz
Joseph'in yerine tahta geçen imparator Kari l'in isteği üzerine yapıldı. Bu görüşmelere, imparatorun kayınbiraderi olan ve Poincare'nin yanında bulunan prens Sixte de Bourbon tarafından girişildi. Genel bir barışın hazırlığı gibi görünen bu teşebbüs Avusturya elçisi Czernin'in yerdiği bilgi üzerine bir yandan Almanlar, öte yandan da istediği bütün avantajları elde edemeyeceğini düşünen italyanlar tarafından istenmedi, bu yüzden de başarısızlığa uğradı (SaintJeandeMaurienne konferansı, nisan) .
2. Papa Benedictus XV'ın çağrısı (l ağustos) da iki tarafça elverişsiz bulundu. Müttefikler durumlarını hissedilir derecede iyileştirmek, Almanlar savaştan kârlı çıkmak umudundaydılar. ama her iki taraf da harbin tahribatını durdurmak üzere bir fedakârlıkta bulunmadı.
Savaşın sürüp gitmesiyle yıpranan ülkelerde birbiri ardınca hükümet buhranları patlak verdi: Almanya'da BethmannHolh»eg'in istifasından sonra iktikrarsızlık başladı (temmuz); Fransa'da bunun tam tersi oldu, karışık bir devreden sonra bütün engelleri alt etmeğe kararlı Clemenceau iktidara geldi (kasım).
Yakındoğu'da en önemli siyasî olay, ingiltere'nin Filistin'de bir israil Millî merkezinin kurulmasını uygun gördüğünü bildiren Balfour bildirisi'dir (kasım).

ASKERİ DURUM

Fransızların başarısızlığı, Almanların yeniden güçlenmesi. Yıpratma savası kesin bir sonuç vermeyince başka yoldan sonuca ulaşmak düşünüldü; fakat Rus ihtilâli ve A.B.D.'nin savaşa girmesi iki savaşçı tarafın hazırladığı yeni planları altüst etti. Hindenburg elindeki imkânların azlığından ötürü ilk defa olarak müttefiklerin harekâtı karşısında savunmaya geçmek, birliklerini önceden tahkim edilmiş bir hat üzerinde toplamak zorunda kaldı (Saint QuentinLa Fere hattı) ve bu hatta tutunma emrini verdi (27 şubat). Denizaltı savaşından, A.B.D.'nin savaşa girme ihtimalini de göze alarak kesin bir sonuç beklenmekteydi. Her ne kadar harekâtın temposunu zorla kabul ettiremedi ise de elverişli gördüğü olaylardan faydalanmasını bildi: Aisne'deki Fransızların başarısızlığı Almanların kendilerine güvenini arttırdı. Rus cephesinin yavaş yavaş ortadan kalkması (eylülde Riga düştü, Almanlar Bukovina ve Galiçya'yr yeniden ele geçirdiler), BrestLitovsk anlaşması (15 aralık), Almanların lehine beklenmedik olaylardı. BrestLitovsk mütarekesi, Almanya'ya, özellikle mayısağustos aylarında Carso'dan yapılan italyan taarruzları sonunda kötü duruma düşen Avusturya'yı kurtarmak imkânını verdi, italyan ordusu Caporetto'da bozguna uğratıldı, İtalyanlar Piave nehrine doğru geri çekildiler (24 ekim).
Fransız orduları başkumandanı general Nivelle, Joffre'un planlarını değiştirerek geniş cephe üzerinde kısa zamanda bir yarmaya girişmek, başarıdan hemen faydalanarak da kesin sonuca varmak istedi, ingilizlerin Artois'da yaptıkları taarruzdan sonra (9 nisan) Nivelle'in büyük taarruzu 16 nisanda Chemin deş
Dames'dan başladı, fakat tam bir başarısızlıkla sonuçlandı: bu olay üzerine Nivelle'in yerine Petain getirildi (15 mayıs;.
Müttefik kuvvetlerin dağıliji. Müttefikler arasında birliğin bulunmayışı Almanların güçlerini derleyip toparlamalarını kolaylaştırdı. Gerçekten bu sırada İngilizler, Türklere karşı giriştikleri savaşta bütün imkânlarını seferber etmişlerdi. Batı cephesinde de Belçika kıyılarını ele geçirmek ve alman denizaltı yuvalarına ulaşmak üzere Flandres'dan taarruza geçtiler (haziran, aralık). İlk tank savaşı Cambrai'de yapıldı. Fransızlara gelince: orduların moralini düzeltmek ve yeni bir biçimde harekâta geçerek askerin güvenini kazanmak zorundaydılar. Petain, ağustosta Verdun'de, ekimde Malmaison'da hedefleri belirli olan, fakat kesin bir başarı sağlayan malzeme muharebelerine girişerek birliklerinin güvenini kazandı.
Selanik cephesinde emir ve kumanda General Sarrail'den alınmış, general Guillaumat a verilmişti. Bu cephede harekâta geçilmedi. Müttefikler ancak Caparettp bozgunundan sonra savaşı sona erdirmek amacıyle faaliyetlerini birleştirmek ihtiyacını duydular. Kasım ayında Foch, birkaç tümenle İtalya'ya gönderildi ve oradaki durumun düzelmesini sağladı (İtalyan başkumandanlığına Cadorna'nın yerine Diaz'ın getirilmesi). Rapallo'da Müttefik Devletlerinin daimî askerî temsilcilerinden kurulu Müttefiklerarası bir yüksek savaş konseyi kuruldu. Bu teşebbüs, emir ve kumandanın tek bir elde toplanması için atılan ilk adımdır.

TÜRKİYE AÇISINDAN

Türk cepheleri. Doğu cephesinde 1916'da büyük ölçüde ilerleyen Ruslar, Bitlis güneyi Muş Çapakçur doğusu Kiğı Erzincan batısı Suşehri doğusu Tirebolu hattında durdurulmuştu. Şiddetli kışa rağmen Ruslar bu cephede iki kat üstünlüklerini koruyorlardı, tngiliz kuvvetlerine karşı direnen 18. kolordu Kut'ül Amare ve Felahiye mevzilerinde; 13. kolordu da, bir Rus süvari kolordusuna karşı Hemedan*da bulunuyordu. Bir süre sonra 18. kolordu Bağdat güneyine kadar çekildi; ingilizler de Aziziye'ye kadar ilerleyerek Bağdat'a taarruza hazırlanmağa başladılar. Bunun üzerine 13. kolordu da mart ayı başında Hemedan'dan çekildi.
11 Mart*a ingilizler Bağdat'ı ele geçirdiler. 17. Kolorduyu Diyale nehrini geçerken Ruslarla birlikte çevirmek için Hanikin doğrultusunda ilerlediler. Fakat türk artçıları Rusları Paytak boğazında durdurunca, 13. kolordu 31 marta kadar Diyale nehrini geçmeyi başardı. Mayısa kadar sürüp giden savaşlardan, 18. ve 13. kolordular, kesin sonuç alamadı. Suriye cephesinde çölü geçen ingiliz birlikleri Birüssebi hattında taarruza hazırlanıyorlardı. Birinci (26 mart) ve ikinci Gazze (19 nisan) savaşları türk ordusunun başarısıyle sonuçlandı. Fakat ingilizler Kudüs yönünde yeni kuvvetlerle taarruza geçmeğe hazırlandılar. Hicaz'daki ayaklanmada Mekke düştü, Medine'deki türk kuvvetleri kuşatıldı. Bu sırada Bağdat'ı geri almak için uğraşılıyordu. Galiçya ve Makedonya'dan getirtilen ve Çanakkale'de serbest kalan kuvvetlerden faydalanılarak 15. ve 3. kolordulardan kurulan 7. ordu Halep'te yığınak yaptı. Falkenhayn ordular gurubu karargâhı ile ayrıca bir tugaydan ve motorlu araçlarla uçaklardan kurulu alman asya kolu da, Türkiye'ye gelmeğe başladı.
Bağdat kuzeyindeki zayıf 6. ordu, Fırat üzerinden ilerleyecek, 7. ordu da Falkenhayn kumandasında, Bağdat'taki ingiliz kuv
vetlerine taarruz edecekti. Falkenhayn emrindeki kuvvetlerle üstünlük sağlanamayacağı ve Filistin'deki tehlike de devam ettiği için Bağdat'ın geri alınması imkânsızdı. Bu sebeple 7. ordunun Halep cephesine gönderilmesine karar verildi. Falkenhayn, Sina cephesindeki kuvvetlere kumanda edecek; 6. ordu kendi emrinde kalacak, Suriye ve Batı Arabistan kumandanlığı da Bahriye nazırı Cemal Paşa'ya bırakılacaktı. Sina'cephesi kumandanı general Von Kress 8. orduyu teşkil edecekti. Fakat bu cephede ingiliz birliklerine karşı üstünlük sağlamak mümkün olamadı. Alman asya kolu yolda iken, 31 ekimde ingiliz kuvvetleri karadan ve denizden Gazze'de taarruza geçtiler. Birinci ve ikinci Gazze muharebelerinden sonra ve Gazze Birüssebi meydan muharebelerinde türk mevzileri yarılınca (7 kasım) türk birlikleri kasım ayı ortasında KudüsYafa hattına çekildi, ingilizler de Yafa'yı ele geçirerek KudUs'e yöneldiler. Kudüs 8 aralıktaki taarruzda düştü. Türk kuvvetleri çeşitli mevzilerae yaptıkları karşı taarruzlarda başarıya Ulaşamadığından, ingilizleri durdurmak mümkün olmadı ve birliklerimiz de Kudüs'ün kuzeyine çekilmek zorunda kaldılar. Irak'ta ise, ekim sonlarında karşı taarruza geçen ingilizler 5 kasıma kadar 18. kolorduyu kuzeye çekilmek zorunda bıraktılar. Aralık ayının başında ingilizler yeniden 13. kolorduya karşı taarruza geçtiler. Birçok muharebeden sonra 6. türk ordusu, 13. kolordusu ile Karatepe çevresinde, 18. kolordusu ile Dicle boyunda Fetna mevzilerine yerleşti (1917 sonu). 22 Aralıkta Musul'da Ruslarla mütareke görüşmelerinde Başkale Gevar Bane hattı mütareke sınırı olarak tespit edildi. 1917'de Kafkas cephesinde rus kafkas ordusu çok kayıp verdi. Lenin, 8 kasımda savaşa son vermek istedi ve 15 aralıkta Almanlarla 4 haftalık bir mütareke imzaladı. Bir süre sonra Rusların kafkas ordusu lağvedildi; 18 aralık 1917'de Erzincan'da Ruslarla bir mütareke imzalandı. Şundan sonra ocak 1918 sonlarında BrestLitovsk'ta başlayan barış görüşmelerine türk temsilcileri de katıldılar.
Ordu mevcutları. ALMANYA: (kasım) 239 tümen (Batıda 148, Doğuda 83, italya cephesinde 6, Balkanlarda 2). || FRANSA: Batı cephesinde (mart) 109 tümen, (aralık) 97 tümen. BÜYÜK BRİTANYA: Batı cephesinde (ağustos) 62 tümen, jj italya: 55 tümen.
TÜRKİYE: (ocak) 43 tümen (Filistin'de 10,
Doğuda 12, Makedonya'da 6, Çanakkale'de 5, Irak'ta 5, iran'da 2, Yemen'de 2, Romanya'da l tümen).
Makedonya'da: 252 Avusturya Alman Bulgar taburu (22'si Alman). 20 Tümen müttefik kuvveti (8 fransız, 6 ingiliz, 6 sırp tümeni).
Müttefiklerin ticaret gemisi kayıpları (şubat): 0,54 milyon ton; (martta) 0,58 milyon ton; (nisanda) 0,87 milyon ton; (mayısta) 0,6 milyon ton; (haziranda) 0,7 milyon ton; (temmuzdan aralığa kadar) 2,5 milyon ton. Alman ekonomik krizÇ Buğday ve çavdar ürünü: ft!3 yılına oranla yüzde 50 ve yüzde 58 düşük durumda.

__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi
birçok kere yitirdim denizde kendimi
gidiyorum aramaya, suyu bilmeden
beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri.

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Serhad üyemize tesekkür ettiler
güldas (26-08-2017)
Eski 10-01-2007, 14:53   #5
Onursal Dost
Serhad - ait Avatar
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
63 mesajina 141 kez tesekkür edildi
 Serhad isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı 1918 Yili

SİYASİ DURUM

Başkan Wilson gelecekteki barışın esasını teşkil edecek olan on dört madde bildirisini 3 ocakta açıkladı. Bu maddeler hem devletler hukukuna ait esasları, hem de çeşitli savaşçıları tatmin edebilecek bazı belirtileri taşıyordu. Fakat 1918 yılının ilk aylarında Almanlar önce Batı cephesinde yaptıkları taarruzla güvenlerini arttırdılar, hâkimiyetlerini Doğuya kadar genişleterek durumlarını kuvvetlendirdiler: Sovyetlerle BrestLitovsk (3 mart) ve Romanyalılarla Bükreş (7 mayıs) antlaşmaları. Ukrayna'nın alman kontrolü altında teşkilâtlandırılması (mart). Almanya'nın 1918 yazında uğradığı başarısızlıklar, Doğu Avrupa'ya ait planlan etkisiz bıraktı. Buna karşılık askerî olayların Orta Avrupa'da çok kesin etkileri oldu. 5 Ekimde Reich'in yeni başbakanı Max von Baden, on dört madde esasına dayanan bir barış için A.B.D.'nin arabuluculuğunu istedi. Mütarekenin im
zalanmasından önce Kiel'de (4 kasım), sonra Münih'te ve Berlin'de patlak veren isyan hareketleri Alman imparatorluğunun sona ermesine ve Wilhelm Il'nin tahttan çekilmesine yol açtı (9 kasım). Sosyalist Ebert şansölye oldu. AvusturyaMacaristan için savaş, imparatorluğun tam' bir dağılımıyle bitti; çeşitli azınlıklar eylül sonundan itibaren bağımsızlıklarını ilân ettiler, imparator Charles I, 13 kasımda devlet işlerini yönetmeyi bıraktı. Aralık ayında Güney İslavları bir krallık içinde Sırplarla birleştiler. Bu sırada Karadağ da Sırbistan'a bağlandı. Birleşik eyaletlerin Romanya ve Polonya'ya bağlanması sonucunda birbirinden ayrı iki küçük devlet ortaya çıktı: Avusturya ve Macaristan. Yeniden kurulan Polonya, Almanya ile ilişkilerini kestiği sırada batıda mütarekenin süresi uzatıldı. Barış konferansı ise ancak ocak 1919'da Paris'te toplanabildi.

ASKERİ DURUM

Planlar. Rusya cephesinin çöküşü Almanların kuvvetlerinde tasarruf yapmalarına imkân verdi ve 700 000 kişilik bir takviye sağladı; öte yandan bu olay müttefikler için çok ağır bir darbe oldu. A.B.D. birlikleri temmuz ayına kadar savaşa katılmadılar, Fransızlar ve ingilizler, birliklerindeki asker sayısının azlığı yüzünden ağır bir kriz geçirdiler, bu d» onları savunmaya çekilmek zorunda bıraktı (Petain'in 24 ocak tarihli emri). Hindenburg ise, A.B.D.'nin savaşa katılmasından ve kuvvetlerini tüketmek üzere bulunan Avusturyalıların, Bulgar'ların, Türk'lerin tamamıyle yıpranmasından önce kesin sonuca ulaşmayı düşünmekteydi. Bu sebeple Hindenburg her neye mal olursa olsun, baskın tarzında teşebbüslerle Fransız cephesini yarmak için kuvvetlerini hazırlamağa başladı.
Alman taarruzları. Hindenburg ve Ludendorf 2ı martta Picardie bölgesinde taarruza geçtiler. (Bfc. MONTEDİDİER MUHAREBESİ.) Fakat müttefikler 27 martta Doullens'te, emir ve kumandanın tek elden idaresi kararını aldılar ve Foch 14 nisanda müttefik kuvvetleri başkumandanlığına tayin edildi. Bu tedbirle Alman taarruzları başarısızlığa uğratıldı. Kcmmel üzerine yapılan ikinci bir taarruzun (9 nisan başarısızlığa uğraması üzerine Ludendorf bu yenilgilerin fransız yedek kuvvetlerinin muharebeye karışmasından ileri geldiğini düşündü, ingilizleri Flandres cephesinde saf dışı etmeden önce fransız yedek kuvvetlerini Aisne bölgesinde hareket
siz bırakmağa karar verdi. 27 Mayısta gene taarruza geçti, ChateauThierry'ye kadar ulaştı ve Paris'i tehdit etti. Foch, VillersCotterets ormanlarında ve Champagne dağlarında bu saldırının hızını kesti. Ludendorf harekâtı genişletmek isteyerek 9 haziranda batıda Metz üzerinde ve 15 temmuzda doğuda Reims üzerinde taarruza geçti. Bu sonuncu taarruz, ilerleyişinin son noktası oldu. Foch, 18 temmuzda Soîssons yönünde alman sağ kanadına sonu zaferle biten bir karşı taarruz yaparak ChateauThierry'deki cebi 3 ağustosta ortadan kaldırdı
Foch'un kargı taarruzları. 24 Temmuzdan sonra Foch'un planında kesin olarak taarruz harekâtına dönmeK kararı vardı. Bu taarruz önce Paris Amiens ve Paris Nancy stratejik yollarının Châlons'dan itibaren açılmasını ve Chateau. Thierry, MontDidier (8 ağustos muharebesi) ve Saınt Micheı (12 eylül muharebesi) ceplerinin küçültülmesini hedef alıyordu. 3 Eylülde Foch düşmana vakit bırakmadan bütün kuvvetleriyle Meuse nehrinden denize kadar uzanan cephede Mezieres yönünde genel ve sürekli bir taarruza geçti. Bu taarruz Flandres cephesinde fransız, ingiliz ve belçika kuvvetleri tarafından Gand yönünde, fransız ve ingiliz kuvvetleri tarafından Hindenburg hat ti üzerinde Cambrai ve Saint Quentin yönlerinde, fransız ve amerikan kuvvetleri tarafından da Argonne'un iki yönünde ve Sedan yönünde olmak üzere üç büyük harekât seklinde gelişti. (26 eylül). 10 20 Ekimde Foch, Almanların son olarak çekildikleri mevziye (Hermann ve Hunding hatları), hücum emrini verdi. Savaşın burada bitmiyeceğini ve Meuse nehrinin doğusuna kayacağını tahmin ediyordu. Fakat, 12 müttefik ordusunun aynı noktaya doğru yaptıkları taarruz sonunda Almanlar yenilgiye uğradıklarını kabul ettiler: 4 kasımda Ren nehri üzerinde gene! bir geri çekilme kararı verdiler; 7 kasımda alman murahhasları mütareke isteğinde bulundu, 11 kasımda Rethondes'da mütareke imzalandı, 14 kasımda Lorraine'de yapılması düşünülen taarruz da böylelikle gereksiz oldu.
öteki cepheler. Müttefik stratejisine göre, Fransız cephesinin yanısıra her tarafta taarruz hareketlerine girişildi. Bu taarruzlar zaferin kazanılmasında en önemli rolü oynadılar, italyan cephesinde, hazirandaki avusturya taarruzunu püskürtmüş olan Diaz 24 ekimde taarruza geçti ve Vittorio Veneto zaferi (24 ekim) üzerine Avusturya 3 kasımda, Padova mütarekesini imzalamak zorunda kaldı. Makedonya'da Franchet d'Esperey 15 eylülde Bulgar cephesini yarma amacıyle genel bir taarruza geçti: Dobra Porje muharebesi 29 eylülde Bulgaristan'ı silâhlarını hı. akmak zorunda bıraktı. Bu başarıdan faydalanan Franchet d'Esperey Üsküp'e yürüdü, Tuna'yı geçti, Sırbistan ve Romanya'yı kurtardı (ekim), Avusturya ile Güney Almanya'yı tehdit etmeğe başladı. Alman Doğu Afrikasında general Lettovv Vorbeck emrinde özel bir müfrezeden başka düşmana karşı koyan hiç bir kuvvet kalmamıştı, bu müfreze de 13 kasımda silâhlarını bıraktı.

TÜRKİYE AÇISINDAN

Kafkas cephesi ve ermeni hareketleri. 18 Aralık 1917'de Ruslarla Erzincan'da yapılan mütarekeden sonra, 1918 yılında Kafkas cephesinde savaş olmadı. Ancak rus kuvvetleri çekildikten sonra, Van'da toplanan ermeni taburları, teşkilâtını büyüterek Rusların işgalinde bulunan Türk topraklarını istilâ ettiler; bölgedeki Türk halkına ağır saldırılara geçtiler ve yer yer, kütle halinde öldürmeğe başladılar. Bunun üzerine Vehıp Paşa kumandasındaki 3. ordu Bitlis'ten Tirebolu'ya kadar uzanan cephede altı koldan harekete geçti. 7 Şubatta Kelkit'i, 13 şubatta Erzincan'ı, 19 şubatta Bayburt'u, 22 şubatta Tercan'ı, 24 şubatta Trabzon'u, 12 martta Malazgirt, Hınıs ve Erzurum'u, 16 martta Köprüköy ve Tortum'u, 25 martta da Oltu'yu 1914'teki OsmanhRus sınırına kadar olan bölgeyi geri aldı, 8 nisanda da Van alındı. Bundan sonra BrestLitovsk antlaşmasına göre Kars, Ardahan ve Batum sancaklarını işgal için 26 martta Yakup Şevki Paşa (Subaşı) kumandasında hazırlanan (dört tümen kadar) özel grup, Romanya'dan getirilen 6. kolordu karargâhı emrine verilen iki tümen ile birlikte 30 martta 3. ordu karargâhının bulunduğu Erzurum'a geldi. Yakup ŞevKi Paşa grubu, SarıkamışKars ve Ardahan bölgesinde, 37. kafkas tümeni de Batum'a ilerleyecekti. Ermeniler Novo Selim'e çekilmişlerdi. Ardahan 3 nisanda ele geçirildi, fakat Batum'un işgali uzun sürdü. Çünkü Gürcüler alman himayesini kabul ederek 26 martta Batum'da anlaşma yaptılar; önce Türkiye'nin hizmetinde bulunan general Von Kress, Tiflis'e geldi ve iki alman alayı da Poti'ye çıkarılarak bazı istasyon ve önemli yerler işgal edildi. Böylece Almanlar, yalnız Gürcistan bölgesini değil, bütün Güney Kafkasya'yı (Baku dahil) Gürcistan hesabına ele geçirmek istediler. 14 Nisanda Batum ve Çürüksu, türk kuvvetleri tarafından zaptedildi. 25 Nisanda da Kars, Ermenilerin elinden alındı. Arpaçayına kadar olan bölge kesin olarak işgal edildi. 18771878 Osmanlı Rus savaşında Rusların ele geçirdiği üç sancak da geri alındı. Daha sonra Ermenileri barışa zorlamak için, Yakup Şevki Paşa grubunun, Tiflis genel yönetinde ilerlemesi emredildi (12 mayıs). Grup, 15 mayısta Gümrü'yü ele geçirerek Erivan'a doğru demiryolu boyunca ilerlemeğe ve istasyonları işgal etmeğe başladı; 26 mayısta Karakilise ele geçirildi. Bu durum karşısında Nazarbekof kumandasındaki ermeni kolordusu da doğuya çekildi. Güneyde, tran topraklarına girilerek Makü ve Hoy bölgeleri; kuzeyde de AhıskaAhilkelek ve Çürüksu ele geçirildi. Bundan sonra Ermenilerin isteği ile Batum'da barış yapıldı (4 haziran 1918). Almanlar, Kafkasya'da silâhlandırdıkları Gürcü ve Tatarları İran içerisinden Hindistan'a yöneltmek suretiyle, ingiliz sömürgelerine doğru uzanmak istediler, ingilizler de bunun üzerine birliklerinin bir kısmını Bakû'de topladılar. Irak ve Filistin cephelerindeki ingiliz kuvvetlerinin bu bölgelerdeki türk birliklerine karşı saldırıya hazırlanmaları Musul, Şam ve Halep'i tehdit etmeleri karşısında, gerekli tedbirler alınamadı; tersine Türkistan'ı ele geçirmek isteğiyle 3. ordu bir kafkas islâm ordusu haline getirildi. Bu sonuçsuz macera ağustosta Tebriz'i alarak Tahran'a ve güneye sarkarak ingilizlerin Irak'taki kuvvetlerinin gerilerine etki yapmak amacıyle yönetildi. Hazar denizi batı kıyılarına, Astrahan'a ve Volga nehrine doğru ilerleme yapıldı. Fakat Suriye ve Irak cephelerinde ingilizlerin giriştikleri • taarruzlar ağır yenilgiyle sonuçlanınca, bu karar ve harekâtın yersizliği anlaşılarak çekilme yapıldı. Irak cephesi. Bağdat'ın düşmesinden sonra 6. Türk ordusunun bir grubu Fırat, diğer grubu Dicle vadilerini tutarken, büyük kısmı Kerkük'te bulunuyordu. Lojistik destek bakımından çok
yetersiz olan ordunun ancak 8 000 kişilik savaşacak kuvveti kalmıştı. Bunun karşısında ise İngilizlerin bir ingiliz ve beş hinf tümeni ile bir süvari tümeni ve bağımsız birkaç alayı bulunuyordu. Mart ayında taarruza geçen ingilizler, cephelerindeki türk kuvvetlerini çekilmeğe zorladılar, fakat Kerkük grubu karşısında başarısızlığa uğrayarak çekildiler.
İngilizler 23 ekimde Musul'u ve buradaki petrol kaynaklarını ele geçirmek amacıyle yeniden taarruza geçtiler. Buradaki Dicle grubunu ağır bir yenilgiye uğratarak 30 ekimde yapılan mütareke şartlarını ileri sürmek suretiyle 3 kasımda Musul'u ele geçirdiler. Filistin ve Suriye cephesi. Kudüs'ün düşmesinden sonra cephedeki Yıldırım Orduları grubu kumandanı general Falkenhayn'ın yerine general Liman Von Sanders getirildi. Yıldırım Orduları grubunun emrindeki kuvvetlerden Irak'taki 6. ordu ile İskenderun körfezi ve güney çevresindeki deniz cephesini koruyan 2. ordu, ordular grubu kuruluşundan çıkarıldı. Böylece Yıldırım Orduları grubunda 7. ve 8. ordularla bir kolordu ve süvari tümeninden ibaret 4. ordu bırakılmıştı.
Bu cephedeki Yıldırım Orduları grubu, on piyade ve bir süvari tümeni ile yaklaşık olarak 100 km'lik bir cepheyi savunmağa çalışmaktaydı; mevcudu da ancak 28000 kadardı. Yıldırım Orduları grubu, 1918 yılı başlarında Yafa ile Lut gölü kuzeyi arasında savunma durumundaydı, ingilizlerin mart ayı başından mayıs sonlarına doğru Şeria ırmağı vadisi ve doğusunda başlayan taarruzları önce durdurabildiyse de, lojistik durumun yetersizliği türk kuvvetlerinin sayısını 23 OOO'e düşürdü. İngiliz birlikleri kara ve hava üstünlüğünü arttırarak 19 eylülde, kıyı, orta ve doğudan üç grup halinde büyük bir taarruza girişti. Türk cephesi düştü, ingiliz süvari kolordusu 20 eylülde de ileri harekâtına devam ederek Nâsıra'daki Yıldırım Ordular grubu karargâhına kadar girdi. Yıldırım Orduları grup kumandanı ingiliz taarruzunu Şeria vadisinin doğusundan beklediğinden büyük bir baskına uğramıştı.
21 Eylülde Ordular grubu Dera'ya kadar çekilme kararı verdi. 7. Ordu kumandanı olan Mustafa Kemal Paşa, önceden aldığı tedbirlerle düşman süvarisini Bisan'da durdurmayı başardı. Türk kuvvetleri 10 ekime kadar çekilmeğe devam etti. Bu arada siyasî amaçlarla Şam güneyi Rayak ve daha sonra Baalbek'de de tutunmak mümkün olamadı. Şam, l ekimde düştü. Yıldırım Orduları grup kumandanı Von Sanders bu yenilgi üzerine kumandayı Mustafa Kemal Paşaya bırakarak Adana'ya çekildi. Bu arada emîr Faysal'm kuvvetleri, yerli Araplarla birlikte türk kıtalarına her fırsatta saldırıyordu. Mustafa Kemal Paşa, önce arap çetelerini bozguna uğratarak Halep kuzeyindeki mevzilere çekildi (26 ekim). Böylece iskenderun Tellürrifat mevziinde ingiliz taarruzlarını durdurmağa çalıştı. Bu hat, istiklâl savaşı sırasında da millî sınır olarak devam etti. Irak'ta da savunma zorlaştığı için, Osmanlı kabinesi düştü; izzet Paşa 14 ekimde başkumandanlık ve harbiye nazırlığını üzerine almak suretiyle yeni Osmanlı hükümetini kurabildi. Kut'ül Amare'de esir edilen ingiliz generali Tawnshend'in aracılığı ile tarafların temsilcileri 28 ekimde Mondros'ta toplandılar ve 30 ekimde de mütareke imzalandı.

__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi
birçok kere yitirdim denizde kendimi
gidiyorum aramaya, suyu bilmeden
beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri.

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Serhad üyemize tesekkür ettiler
güldas (26-08-2017)
Cevapla

Tags
dünya, savaşı


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:42 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1