Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Türkü Hikayeleri
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 06-06-2019, 18:01   #1
Can Dost
Üyelik Tarihi: Mar 2013
Bulunduğu Yer: artvin
Mesajlar: 4,650
Tesekkür: 7729
1214 mesajina 1746 kez tesekkür edildi
 seyyid isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı Hüseynik'ten Çıktım Şeher Yoluna

HİKAYESİ
siteadi.com - Hüseynik'ten Çıktım Şeher Yoluna

1892'de Harput Posta Müdürü olan yakışıklı, merd ve herkes tarafından sevilen sayılan Akif, Hüseynik'te oturur, sabahları Saray Yolu ile Harput'a çıkardı.


Akif bir rivayete göre uçarı, gece gündüz eğlence alemlerinde gezer tozar cinsten. Bir sürü de sevdalısı var. Kızkardeşi Ati Hanım bir kardeşi de Musul'da olduğundan abisine aşırı düşkün.


Telgrafçı Lütfü'de Akif'in Müdürlüğü döneminde PTT'de göreve başlamış, Akif'in çok sevdiği bir şahsiyettir.


Akif hiç beklenmedik bir zamanda Hüseynik'ten Şehre (Harput) çıkarken yolda kalp krizi geçirir ve ölür. Ölüm olayı duyulunca bütün bir şehir halkı hele, sevdalıları arkasından günlerce gözyaşı dökerler.


İşte tam bu sırada Saçlızade Hacı Vehbi Efendi yukarıdaki bu güzel ve hazin şarkıyı güftesiyle ve bestesiyle meydana getirmiştir.


2.HİKAYE


Hüseynik'ten çıktım şeher yoluna
Can ağrısı tesir etti koluma
Yaradanım merhamet et kuluna
Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana kastı ne


Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonraElazığda askerlik yapan bir delikanlının hikayesi bu türküde anlatılmaktadır.Ahmet Musul’dan Osmanlı döneminde askere alınır. Birinci dünya savaşı bittikten sonra kurtuluş savaşında da askerde kalır. Doğu cephesinde bir çok savaşa katılır. Savaş sırasında yaralanır. Savaştan sonra beş yıl Elazığ’ ın Hüseynik mahallesinde bir hastane de tedavi görür ve bir kolu tutmaz.


Telgırafın direkleri sayılmaz
Ati hanım baygın düşmüş ayılmaz
Böyle canlar teneşire konulmaz
Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana kastı ne


Taburcu olduktan sonra ailesine haber vermek için Musul’ a gitmeye karar verir. Ama daha sonra Musul’ un anavatandan ayrıldığını öğrenir. İyi olduğunu haber vermek için ailesine telgraf çekmeye karar verir. Bunun üzerine her hafta Huseynikten şehre yani Elazığ merkezine yürür. Bu gidiş gelişlerinde bu sözleri mırıldanmaya başlar.


Lütfü gelsin telgırafın başına
Bir tel versin Musul'da kardaşıma
Bu gençlikte neler geldi başıma
Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana kastı ne


Bu yolda ona yardım eden ve onu yalnız bırakmak istemeyen Atik adında bir hemşirede vardır. Bu gidiş gelişler sırasında Atik Hanım yorgunluktan bayılır ve onu tekrar hastaneye geri götürmek zorunda kalır. O zamanlar Telgrafı en iyi kullanan Lütfü adında bir şahıstır.Ahmet, Lütfi’ nin telgrafı kullanmasını ister.Ama Lütfi Ankara' ya gitmiştir. Bu kadar şansızlıktan sonra “bu feleğin bana cebri ne “demiştir.

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi seyyid üyemize tesekkür ettiler
HÜLYADOST (19-06-2019)
Cevapla


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:10 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1