Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Türkü Hikayeleri

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 06-09-2019, 17:56   #1
Can Dost
Üyelik Tarihi: Mar 2013
Bulunduğu Yer: artvin
Mesajlar: 4,677
Tesekkür: 7821
1219 mesajina 1755 kez tesekkür edildi
 seyyid isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı İpek Mendil (Celal Oğlan)

Celal Oğlan, beldemizde, tahminen 1920 yılında doğmuş, yakınlarından alınan bilgiye göre, 1947yılında düğününün başlayacağı günden bir gün önce vefat etmiştir. Yiğitliği, cömertliği ve etrafına gösterdiği saygı ile dikkat çeken Celal Oğlan’nın amansız bir hastalığa yakalanarak, tam da düğünün başlayacağı bir sırada ölmesi sevenlerini üzüntüye boğmuş ve ardından bu ağıt doğmuştur. Dilden dile dolaşarak meşhur bir türkü olan bu ağıt daha sonra, radyo vasıtasıyla yurdumuzun her tarafına yayılmıştır. Oldukça uzun bir metni olan bu ağıtın büyük çoğunluğunu, Celal Oğlan’ın nişanlısı Döndü söylemiştir.
siteadi.com - İpek Mendil (Celal Oğlan)

Celal Oğlan ve Döndü'nün Hikayesi


Zamanında (anlatılana göre) ata binip tüfek kuşanan, herkesin gözünü korkutan, çamurda yürüyüp beyaza bulaştırmayan, sinirlenince kelime anlamıyla berserker olabilen rahmetli dedem "deli" ya da "teyyar" Mehmet, her duyduğunda bu türküyü hüngür hüngür ağlar, o dağ gibi adam tıkanır konuşamaz, saatlerce dalıp giderdi. Çocuk halimle bir nebze anlardım, ağıt bu, dokunuyor türkü diye ama dedemdeki o kederi, o hüznü açıklayamazdım. Nihayetinde bir gun sorduğumda babanneme, "o türküdeki Celal, dedenin kardeşi sayılır, düğününden hemen önce olmuş yanlarında, canı kadar severmiş Celal’i, dayanamaz o yüzden türküyü duyunca" diye açıklamıştı. Nice yıllar gerçek hikayeyi merak etsem de bir türlü cesaret edip soramamıştım dedeme, cok üzülür, dert vermeyeyim diye. Kendisi rahmetli oldu, bende de hep merak kaldı neydi türkünün hikayesi diye. Nihayetinde bugün sordum babanneme, "neden ağlardı dedem hep bu türküde, nedir hikayesi?" diye, babannemin anlattığı şekliyle şöyle:


Aylardan Aralık, sene 1946..dedemin seferberlik sırasında ölmüş abisinin oğlu olan Celal, dedem mehmet, dedemin kardeşi Atem emmi (benim deyişimle), ve Celal'in kizkardeşi Fidan'ın hepsinin düğünü olacakmış..rahmetli dedem, Celal'i kardeşi gibi sever gözetirmiş, Celal de aynı hürmet ve sevgiyle yaklaşırmış..dört düğün olacağı zaman, uğraşması, masrafı zor olmasın diye dört düğünü de bir arada yapalım demişler..Celal o zamanlar Sivas'ta çimento işinde çalışırmış, Sivas tabi o denem köy'e (Deliilyas) uzak, ortalıkta şimdiki gibi at araba da yok,herkes yürüyerek gidip geliyo, gurbette çalısıyor derlermiş..Celal'in nişanlısı Döndü de subay kızı, aynı onun gibi aslen Deliilyasli ..dört düğün bir arada yapılacağı için Celal demiş ki, "Mehmet (dedem)in düğünü önce olsun, yetim büyüdü o küçük yaştan, önce onunkini yapalim..sonra Karakellenin (Atem emmi) düğünü olsun, ondan sonra da Fidanla Sefer'in düğününü yapalım, benimkini en sona da yapariz"..o dönem düğünler tabi şanlı şölenli, kız tarafı davul zurnayla gelini at üzerinde getirirmiş, oğlan tarafında da düğünden iki gün önce kırmızı bayrak çekilirmiş yukarı gelini beklerken..


Her neyse, dört düğünü bir arada yapalım demişler, nikah işlemleri için o dönemin memur olan en yakın yeri Şarkışla'ya gidilecekmiş..toplanılmış, yürüyerek yola çıkılmış..Şarkışla'da nikah işlemleri yapılmış, resmi nikah kıyılmış, düğün(ler) için tekrar köye dönülmeye konulmuş..o ara, (babannemin anlattığına göre bir gece Celal artık rüyasında ne gördüyse), gusül abdesti almam lazım benim, ben bu şekilde dönemem geri, yıkanmam lazım demiş..aylardan aralık, her yer kar kıyamet, buz, soğuk..yapma etme, gidersin bu şekilde, olmaz bir sey demişler, dinletememişler..Celal orda buz tutmuş bir nehrin buzunu kırmış, o suda yapmış banyosunu..


Köye dönülmüş, düğünler baslamış, ama Celal de bu arada hastalanmış..kimseye belli etmeyeyim, geçer diye de etrafa da duyurmamış, öyle geçmiş düğünler..tam Celal'in düğününe sıra geldiğinde, kırmızı bayrak çekildiğinde, gelinin gelmesinden önceki gece artık yataklık olan Celal hastalığından can vermis..kız tarafına haber verilmesi için de dedem gitmiş, zamanında Döndü'ye başlık olan verilmiş ineği gitmiş ahırdan çözmüş, dışarı salmış, o an anlamış Döndü Celal'in öldüğünü..allar beyazlar icinde geleceği evde kırmızı bayrak yerine çekilmiş kara bayrakla, Celal'in ölüsüyle karşılaşmış..işte o an bu ağıdı yakmış..


Ağıdı orjinal haliyle bilen babannemin anlattığına göre söylenen türkü şeklinde sözleri de degiştirilmiş, onun dediği "yiğidim giymiş beyazı, ışığı göğsünde parlar / kara bayrak çekilmiş göğe, nice melekler bakar", "ben ne okudum ne yazdım, dağlar koyağında gezdim / eşimin (celal oglan) başına gidince, çatlayıp da öleyazdim" şeklinde (ve daha fazlası) kısımlar da varmış..dediğine göre Döndü çok türkü yakan, söyleyen bir insanmış, babannemin hatırladığı kına gecesinde söylediği "aha kınacım geliyor, öndeki deve yata yata, benim eşim nikaha gitmiş, karlara bata bata" seklinde bir türküsü de varmış..türküdeki ipek mendil de tam olarak mendil değilmis..o dönemler beyaz gömlek sahibi olmak zormuş, evlenileceği zaman kız tarafı, hatta gelin kendi eliyle dikermiş beyaz gömleği damada, damatlık olarak verilirmiş..gömleğin yakasına da renkli ipekten fular/kravat karışımı bir şey giyilirmiş içerden, bu imiş ipek mendil diye bahsedilen..


Babannemin anılarına göre kendisi küçük bir kızken düğünden önce gelini gezdirme adetine göre onların eve de gelmiş döndü, babannemin de saçını oklayıp sevmiş, "kız sen ne güzelsin, seni de kaynıma alam" demiş..buna sinirlenen babannemin annesi "kız get, senin bekar kaynın mı var ki" demiş (babannem o dönem evlenen dedemin ikinci eşi zira)..nice yıllar sonra, Döndü'yü ailesi başka birine vermiş, hele ki ondan da dedem tarafı ile onun ailesi arasında gücenme olmuş, seneler sonra babannem dedemle evliyken Döndüyü gördüklerinde dedem sitem etmiş bizim tarafa niye varmadın da ele gittin diye, Döndü de "Memet efendi, bak bu kız sana yıllar sonra nasip oldu da ben Karamustafalara nasip olamadım" diye içini dökmüş..


Yine anlatılana göre Döndü'nün sonraki evliliğinde hiç çocuğu olmamış, doktora gidildiğinde doktor sormuş, "kızım nedir senin bu derdin, seni böyle üzen ne ki kesilmisşin herşeyden (erken menopoza girmiş benim anladığım), hiç olamıyor senin çocuğun?" diye..Döndü de o an hep göğsünde sakladığı Celal'in fotoğrafını çıkarıp doktora göstermiş, "bu yiğit yaktı içimi doktor, neyleyim ben gerisini" demiş..öyle sevmiş Celal'i, o fotoğrafı da hiç ayırmamış yanından..babannemin dediği hala yaşıyormuş Döndü köyde, hep melankoli içinde oturarak kendi basına…

İPEK MENDİL


İpek mendil dane dane
Yudular serdiler güne
Ana Celalimi yudular
Baş ucunda döne döne
Celal oy oy yavrum oy oy


Evlerinin önü yonca
Yonca kalkmış dam boyunca
Bu yoncayı kim biçecek
Celal Oğlan olmayınca
Celal oy oy yavrum oy oy


Evlerinin önü kare
Selam söylen Celal yare
Nişanlısın eller almış
Bulunmaz mı buna çare?
Celal oy oy yavrum oy oy


Sivastaki büyük ordu
Babamda talime durdu
Kalkın gidek çimentoya
Çimento Celal’in yurdu
Celal oy oy yavrum oy oy


Al işliğin mor yeleği
Kısa dilemiş dileği
Akşamdan geri gidiyor
Celal’in başlık ineği
Celal oy oy yavrum oy oy


Nazlı benim eşim nazlı,
Ok kirpikli oyma gözlü
Bende buna yanmayım mı
Her sırları bende gizli
Celal oy oy yavrum oy oy


Kurban olayım canına
Felek düşürdü şanına
İki gözüm kör olaydı
Künde geleydim yanına
Celal oy oy yavrum oy oy


Kara ceket dal istiyor
Sallanmaya kol istiyor
Uyan kürt Celalim uyan
Döndü gelin yar istiyor
Celal oy oy yavrum oy oy


Bayrağı kara kaldırın
Davulu çifte vurdurun
Hacı Mehmetler dahımı
Beni oraya indirin
Celal oy oy yavrum oy oy


Açın kapıyı kapıyı
Duyanlar gelsin sesime
Pullu keten haram olsun
Soyha kalasıca fesime
Celal oy oy yavrum oy oy


Babası trenden inmiş
Satar kızını kızını
Kaldırmam kürt Celalimi
Yatsın süzünü süzünü
Celal oy oy yavrum oy oy


Şarkışla’da muayene olduk
Beraber trene bindik
Bize nazar değer diye
Sorana kaynım dedik
Celal oy oy yavrum oy oy


Aha kınacım geliyor
Hacı kaynım düşmüş öne
Hoca namazı kılınca
Celal’e buyurmuş dua
Celal oy oy yavrum oy oy


Kurban olayım Makbule
Ne ağlıyon bağırarak
Ala çeyiz yazdırmadım
Tütün kahve dağıtarak
Celal oy oy yavrum oy oy


Yedi giyim çorap ördüm
Yedi kaynım giysin diye
Sandıktan poşu çıkardım
Celal güvey olsun diye
Celal oy oy yavrum oy oy


Kurbanlar olayım Fidan
Bayrağım geri mi indi
Yürüyerek gelin geldim
Geldim de Celalim öldü
Celal oy oy yavrum oy oy


Yaz gelirde karlar erir
Sular gelir dura dura
Celal eşim can veriyor
Avazına vura vura
Celal oy oy yavrum oy oy


Adım batsın adım Döne
Yücelerden engine indi
Sana diyom kız Nafiye
Gelin Hocalara indi
Celal oy oy yavrum oy oy


Susuz yerde bitmez söğüt
Deli oldum verin öğüt
Çevrelerde var mı ola
Celal gibi babayiğit
Celal oy oy yavrum oy oy


El camiden çıkarken
Bulandım gardaş bulandım
Döndüyü gelin getirdik
Uyku uyumadım dolandım
Celal oy oy yavrum oy oy


Kaynımın Eşe karısı
Celal derdimin yarısı
Bakın kıyamet koptu
Düşman başına darısı
Celal oy oy yavrum oy oy


Kapıdan araba geçti
Dolan Döndü bineceksin
Sevgili gardaşın yari
Kime gelin ineceksin
Celal oy oy yavrum oy oy


Tarlalarda ot yolardım
Ayak yalın başım kabak
Beni mezara götürün
Uzun gece olmaz sabah
Celal oy oy yavrum oy oy


Mezarımın kara taşı
Yandı yüreğimin başı
Çekip gitti kürt Celalim
Zehir etti bize aşı
Celal oy oy yavrum oy oy


Kurban olayım Döne bacı
Celal ordan savuştu mu?
Dünkü giden ağca bebek
Dayısına kavuştu mu?
Celal oy oy yavrum oy oy


İğde çiçek dal atıyor
Celal odada yatıyor
Ne yatıyon soysuz Celal
Nişanlını el satıyor
Celal oy oy yavrum oy oy


Kurban olam döne bacı
Ne zorumuş keskin acı
Bunun işi bitmiş diye
Doktor vermemiş ilacı
Celal oy oy yavrum oy oy


Aşağıdan gelen deve
Gevişini geve geve
Sanki bende gelin oldum
Yukarıdaki büyük eve
Celal oy oy yavrum oy oy


Celal’de cirite binmiş
Davulcuya vur diyerek
Döndü kıza altın etmiş
Nefsine dur diyerek
Celal oy oy yavrum oy oy


Neşed’e gelinlik bozdum
Hem okudum hem yazdım
Akşam başlık giderken
Çatlayıp öleyazdım
Celal oy oy yavrum oy oy


Görümümün adı döne
Ellerine yakın kına
İnce diktim ağca yudum
Helal olsun kana kana
Celal oy oy yavrum oy oy


Bağdat Teyze Bağdat Teyze
Yine oldum derdim taze
Beş kızınan davet gezdim
Bizim düğün kaldı güze
Celal oy oy yavrum oy oy


Yüksek evlik büyük bucak
Gül topladım kucak kucak
Hey n’olurdu kadir mevlam
Öksüze düğün olacak
Celal oy oy yavrum oy oy


Eser deli poyraz eser
Ciğerim içinden keser
Ana ben Sivas’a gitmem
Celal duyar bana küser
Celal oy oy yavrum oy oy


Yaz gelince biter yonca
Celalin gülleri gonca
Beşikte bebek ağladı
Karadan bayrak kalkınca
Celal oy oy yavrum oy oy


Ne yokuşun dibindeyim
Ne inişin başındayım
Bana dulluk yakışır mı?
Daha on beş yaşındayım
Celal oy oy yavrum oy oy


Ağlayıpta güleceğim
Çatlayıpta öleceğim
Yengeler kapıya geldi
Vur davulcu bineceğim
Celal oy oy yavrum oy oy


Allı entere pullu keten
Nede güzel yakışıyor
Kara bayrak kalkınca
Gökte melek bakışıyor
Celal oy oy yavrum oy oy


Daha görmeyim görmeyim
El oğlunun acısını
Ölürsem ölüme koymayın
Nazlı yarin bacısını
Celal oy oy yavrum oy oy


Celal oğlan yola gitmiş
Sanki muradına ermiş
Bayrak dikileceği gün
Felek buna ayıp etmiş
Celal oy oy yavrum oy oy


Kapımızın önü arpa
Atlar gelir kırpa kırpa
Sanki bende gelin oldum
Allı duvak çarpa çarpa
Celal oy oy yavrum oy oy


Arkamda beliğim ince
Örer dikerim kalınca
Vallaha da ata binmem
Celal eşim gelmeyince
Celal oy oy yavrum oy oy


Ben mi yazdım bu yazıyı?
Bozdurdum elli gaziyi
Bana ağlama diyorlar
Nasıl unutayım maziyi
Celal oy oy yavrum oy oy


Künde söylerim adını
Alamam ben muradımı
Mezar taşına yazarım
Celal ile benim adımı
Celal oy oy yavrum oy oy


Mezarımın sıra taşı
Yandı yüreğimin başı
Beni Yusuf’a versinler
Yusuf Celal’in kardeşi
Celal oy oy yavrum oy oy


Aşağıdan kuş geliyor
Sesi ban hoş geliyor
Celal’i götüren taksi
Dolu gitti boş geliyor
Celal oy oy yavrum oy oy


Dostlar bakın düştüm dara
Yürekte açıldı yara
Onu Allaha yoluyorum
Sebebi çekin dara
Celal oy oy yavrum oy oy


Mezarlığın böğrü çayır
Celal gitmiş orda uyur
Öksüz kız gelin oluyor
Kürt Celalim sende buyur
Celal oy oy yavrum oy oy


Bizde Şarkışlaya gittik
Çamurlara bata bata
Celal bana altın etmiş
Kuru yerde yata yata
Celal oy oy yavrum oy oy


Çerçiciler satıyor yemiş
Tepeliğım sade gümüş
Yoldaki çalışan çavuş
Hani celal oğlum demiş
Celal oy oy yavrum oy oy


Çıktım ziyaret başına
Kara çalı görünüyor
Cahildi benim eşim
Ketenliye yeriniyor.
Celal oy oy yavrum oy oy

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi seyyid üyemize tesekkür ettiler
HÜLYADOST (21-09-2019)
Eski 21-09-2019, 13:30   #2
Can Dost
HÜLYADOST - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Oct 2018
Bulunduğu Yer: Ankara
Mesajlar: 1,523
Tesekkür: 1451
1019 mesajina 8457 kez tesekkür edildi
 HÜLYADOST isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı


__________________
.



En uzak mesafe, iki kafa arasındaki mesafedir birbirini
anlamayan.....

CAN YÜCEL



.
  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi HÜLYADOST üyemize tesekkür ettiler
seyyid (15-10-2019)
Cevapla

Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:45 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1