Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Güzel Ve Anlamli Yazilar > Denemeler
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 26-02-2007, 14:23   #1
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 473
Tesekkür: 0
9 mesajina 10 kez tesekkür edildi
 kenan_412 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı Bir Erkeğin “yaratiliş Teorilerine Feminist Yaklaş

BİR ERKEĞİN “YARATILIŞ TEORİLERİNE FEMİNİST YAKLAŞ
siteadi.com - Bir Erkeğin “yaratiliş Teorilerine Feminist Yaklaş T. Serdar KALYONCU
ŞİİR / Deneysel



--------------------------------------------------------------------------------



Dünyanın yaratılışı bir yana, insanın yaratılışı konusunda da; kimi bilimsel, kimi dinsel, -enteresandır- büyük çoğunluğu da mistik bir çok teori var.
Darvin’e ve onun teorisini savunanlara göre insan nesli, maymunun zaman içinde değişerek gelişimi sonucu oluşmuş ve bu değişimini de sürdürerek bu güne gelmiş. Bu işin bilimsel denilen yanı. Dinsel cepheye baktığımızda yani dinsel teoriye göre insan nesli topraktan yaratılmıştır. Hatta bazı çevrelere göre çamurdan şekillendirilen insan pişirilmiş ve can verilmiştir. Ve bu yüzdende ilk insanlar zencilermiş. Fazla pişmişler!…Acaba cehennem pişirmek için, cennet de fırından çıkan pişmiş çamurları sağutup can vermek için mi inşa edildi diye düşünebilirsiniz. Tabi ilk insan yaratıldıktan sonra da buralların işlevi değiştirilmiş olabilir. İki üç model için koca tesisler yapılmaz ya!… Neyse bu tabi işin biraz kara mizah tarafı.

Biz dini teoriye devam edelim şimdi. İnanışa göre topraktan önce Adem yaratılmış ve ona arkadaş olsun (!) diye de Ademin kaburga kemiklerinden Havva yaratılmış. Yaratılmış ama ilk fırsatını bulduğunda da Ademi tongaya düşürüp yasak meyveyi yedirmiş ve böylece cennetten dünyaya sürgün olmuşlar. Bakın buradan bir başka hipotez de çıkarabiliriz. Demek ki dünya bir sürgün merkezi. Bilimsel ve dinsel tezlerden sonra mistik olan tezlere gelin hiç bakmayalım. Onları anlatmaya ne kitapların sayfaları ne de bu kitapları kaleme alacak yazarların ömrü yeter. Üstelik sürekli yeni mistik tezlerin üreme olasılığını da göz önüne alırsak, yazılsa bile insanın okumaya ömrü yetmez.
Gelelim iki temel teoriye. Bilimsel ve dinsel teorilere. Öncelikle her iki teori arasında hemen göze çarpması gereken bir farklılık var. Bilimsel teori insanın yaratılışında cinsiyet kavramındaki önceliği es geçmiş görülüyor.

Oysa dinsel teori net bir şekilde önce Adem sonra da onun kaburga kemiğinden Havva yaratıldı diyerek bu konuya kesin bir cevap veriyor. Şimdi gelelim. Her iki teori arasında ki ortak noktaya, hatta ortaklıktan da öte, ortak temel dayanaklarına. Dikkat ederseniz, her iki teori de insanın yaradılış noktasından itibaren konuyu detaylı olarak ele alıyor ve kendilerince somut gerçekler sıralıyorlar. Gerçi her iki görüş de varoluş konusunda insanlık öncesiyle ilgili teorilere de sahip. Ancak her iki görüş de asla “sıfır” noktasına erişemiyor. Çok yakınında, hemen yanı başında belki de çok uzakta tamamen zıt bir nokta da kalıyorlar. Gerçi her iki görüşte bilinmesi gereken noktada olduklarını savunuyorlar ama. İşte bu nokta da, her iki görüş de aynı kavramda buluşuyor. “Sonsuzda var olan bir güç, bir kudret, bir yaratıcı, bir sahip……

Bu sıfatları uzatıp gitmek mümkün. Peki hiç soruyormuyuz acaba, “sonun olduğu bir sistemde, sonsuzluk; ya da,sonsuzluğun olduğu bir sistem de son olabilir mi?” Bir başka deyişle “ Sonsuzlukla son aynı ortamda buluşabilir mi?”
Evet, sonsuzluğun içinde ki sonlarla dolu bu genel girişi bitirip asıl konuya girmemizin zamanı geldi artık.
En son söyleyeceğimi, en başta söyleyerek başlamakta fayda görüyorum. Bu teori de sonunda yukarıda belirttiğim hatta eleştirel bir açıdan yaklaştığım aynı ortak noktaya erişiyor sonunda. Ama onlardan farklı bir şekilde. Çünkü bu teorinin konusu insanın nasıl yaratıldığı değil, kadının mı yoksa erkeğin mi daha önce yaratıldığı, daha doğrusu hangisinin prototip hangisinin asıl ürün olduğu.
Teori tam olarak şu şekilde:

“Her nasıl yaratıldılarsa yaratıldılar, ama önce erkek yaratıldı ve ondaki dizayn ve program kusurları görüldükten sonra da tespit edilen yeni değer ve ölçülerde kadın yaratıldı. Erkekten tamamen ayrı bir şekilde. Öyle kaburga kemiğinden, maymundan filan türeme sözkonusu değil.”
Evet teorim tam olarak bu.
Gelelim teorinin mantıksal bütünlüğüne ve gerçekliğine. İkna olup olmamak sizlere kalmış bir konu.
Önce erkeği ele alalım.
Erkekler, genel olarak ağır iş makinası gibi kaba ama güçlü ve dayanaklı bir yapıda; bunun sonucu olarak da; adaleli, kıllı, yırtıcı, hükmedici, ben odaklı, belden yukarısı vasat altı bile olsa belden aşağısına sınısız güce sahip bir sihirli değenek görüntüsü veren,beyinleri belden yukarda akılları belden aşağıda, en önemlisi düşündüğü sanılan aslında düşünme yetisi hiç olmayıp sadece düşündürtülebilen yaratıklar.
Gelin şimdi bir de aynı değerlerle kadını irdeleyelim.

Kadınlar, genel olarak sadece otobanda gidebilen bir spor araba gibi narin ama gerektiğinde taşlı yolları geçebilmek için bir kamyonun sırtına binebilecek kadar zeki bir yapıda; bunun sonucu olarak da;narin, pürüzsüz bir cilde sahip, etkileyici, kendine güvenen, beyni ve aklı vücüdunun her tarafına gerektiği anda yetişebilen, kıvrak ve kurnaz, en önemlisi de düşünme yeteneği olmayanlarının bile güçlü ve karşı koyulmaz düşündürtebilme yetenekleri olan yaratıklar.
Evet ne düşünüyorsunuz bakalım? Sayfalar dolusu açıklamaya ve örneğe gerek duyuyormusunuz hala? Eğer hala kadınların Adem’in kaburgasından yani erkekten sonra sırf ona yoldaş olması için yaratıldığını düşünüyorsanız ve bu yüzden de biraz farklı bakıyorsanız, hadi gelin şu aşağıdaki soruların cevaplarını bulmaya çalışın bakalım.

- Neden her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler? Elbette başarısızların da!.
- Neden dünyayı erkekler yönetiyormuş gibi görünse de, gerçekte onların karıları, sevgilileri hatta anneleri yönetir?
- Kadın uğruna erkeklerin işlediği cinayetler mi daha çok, yoksa erkek uğruna kadınların işlediği cinayetler mi?
- Neden cennet anaların ayaklarının dibinde de, bablarla uzaktan yakından alakası yok?
- Erkeksi kadınlar olmasına rağmen, hiç tıbbi bir operasyonla erkek olan kadın biliyormusunuz? Peki kadın olan erkeklerin sayısı?…

Hadi bakalım arayın cevapları. Cevap bulamasnız bile mutlaka teorimi destekleyecek bir kaç soru da siz bulacaksınız.

Aslında bütün bu soruların cevabı tek ve çok basit.Biz erkekler prototip olarak yaratılmışız. Yaratanın asıl ve gurur duyduğu katında bile ayrıcalıklar tanıdığı gerçek ürünü kadınlar. Erkekler de kadınların ayrıcalıklı özelliklerinin somut bir göstergesi olarak vitrindeki yerlerini almışlar.
Yanlış olmasa, doğrunun bir özelliği kalır mı?

Evet, belki de bütün bu okuduklarınızdan sonra yazdıklarımı cahilce diye nitelendirebilirsiniz. Peki, hiç düşündünüz mü? Cahilliğe yeni bir tanım getiren bilgece bir düşünün ürünü olabilir mi?

Tayfun Serdar KALYONCU
17 Temmuz 2003
ANİÇİKA YARATIM ATÖLYESİ
(HAYAL Dergisi Kasım 2003 Sayı:2)



--------------------------------------------------------------------------------


Konu kenan_412 tarafından (26-02-2007 Saat 14:26 ) de değiştirilmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
“yaratiliş, bir, erkeğin, feminist, teorilerine, yaklaş


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:37 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1