19-05-2007, 14:09 | #1 |
Dost
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 244
Tesekkür: 3
|
Popülerlik mi, Tektipleşmek mi?
siteadi.com - Popülerlik mi, Tektipleşmek mi? Tarz sahibi olmak, kendini ifade etmek, farklı olmak, insanların ilgisini çekmek... Bu duygu ve düşünceler gençlerin çoğunun aklından geçmiştir, geçiyordur. Bize yaşatılan bu tüketim, hırs ve kâr için her türlü çirkefliğin mübah sayıldığı sistemde, bunlar bir yanıyla "doğal" isteklerdir. Toplumları, kültürleri belirleyen faktörlerin başında ekonomi gelir, der Marks. Bugün halkın içinde yaşatıldığı bu ekonomik sistemde gençliğin kendini ifade etmek, farklı olmak adına daha pek çok isteği olacaktır. Genç bir insanın kendini ifade etme ve "kişilik" arayışına; kim, ne cevap veriyor, gençliğimiz 12 Eylül Cuntası'nın yarattığı bu bataklığın içinde nereye savruluyor? Pek çok anne baba kendi çocuğunun gözleri önünde ahlâksızlıklara ortak olmasına göz yumar hale geliyor, popstar, alaturka gibi saçma sapan yarışmalara kendi çocuğunu elinden tutup götüren anne-babalar görüyoruz. Bu mudur bir gencin tarzı, popülaritesi? Örneğin Avrupa Yakası adlı dizideki 'Selin' karakteri binlerce genci etkiledi, liseli kızlar Selin gibi konuşmaya, onun gibi olmaya, hareket etmeye başladı. Belki farkında bile değil kendine yabancılaştığının. Gün içinde arkadaşlarına yaptığı birkaç şaka ile sınırlı sanıyor Selin'i ve Selin'in cümlelerini ama bir süre sonra, olaylara tepkileri bile aynı Selin gibi olmaya başlıyor. Ya da Kurtlar Vadisi dizisindeki 'Polat Alemdar' karakteri gibi olmaya, onun gibi "sert bakışlar" atıp onun gibi yürüyüp, onun gibi "racon kesen" delikanlılar. Farklı olmak adına burnunu kaşını deldirip pirsing takan, düşük belli pantolonlar giyen gençler... Akşam partilerde eğlenen, oralarda "yakışıklı" ya da "güzel" görünüp insanların ilgilerini çekmeye çalışan, kendini ifade etmeyi ayakkabıda, çantada, tişörtte bulan bir gençlik. "Benim tarzım" diyor şöyledir. ?u kotu giyerim, şu kazak olmazsa yaşayamam, şu telefon tam bana göre gibi türlü kalıpların içinde boğulan, dumura uğratılmış bir gençlik. "Ben adidas giyerim"... Peki niye? "İyi marka!" Yani tarzını, isteğini emperyalizmin belirlediği, tüketmek ve emperyalistler için çalışmaktan başka bir şey yapmayacak olan, yetenekleri köreltilen bir gençlik... Bu gençliği yaratanlar dünya halklarını katleden, başta Amerika olmak üzere emperyalistlerdir. Bu gençliği yaratanlar, 12 Eylül 1980'de 17 yaşında gençleri asan, kitapları yakan, binlerce insanı işkence tezgahlarında katleden, sakat bırakan, insanlık onurunu ayaklar altına alan, emperyalizmin işbirlikçileri cuntacılar, Kenan Evrenler, Mehmet Ağarlar, Turgut Özallar, Süleyman Demireller, Bülent Ecevitler, Tayyip Erdoğanlar'dır. Bu gençliği yaratan bu sistemin, devletin kendisi... Gençliğin kendini ifade etmek istemesi çok doğal, doğal görmememiz gereken, bu ifade tarzının gençlerin kendisi tarafından değil tekellerin reklam ve rol modeli tiplemeleri tarafından belirlenmesidir. Aslında burada bir "kendini ifade"den çok, kendine sunulan kalıba uyma vardır. Düşünün ki, bir gencimiz, "Selin gibi" davranmaya, giyinmeye başladığında artık o kendisi değildir. Evet gençlik kendini ifade etmeli ama televizyonla, gazetelerle ve türlü araçla gözümüzün içine sokulmaya çalışılan kişiliklerle değil; halkını, vatanını seven, yaşam tarzını erdemli temeller üzerine oturtan bir şekillenişle. Biz düzenin biçtiği kaftanı giymeyi, yozluğu, bencilliği reddediyoruz. Biz halkını ve vatanını, insanlığın geleceğini düşünen bir gençlik olmayı seçiyoruz. Ve tüm gençlerimizi de bu çizgiye çağrıyoruz. Her insan bambaşka bir dünyadır. Ama farklı olmak adına, özgürlük adına Anadolu kültürünün içinin boşaltılmasına, yozlaştırmaya göz yumulamaz. 'Özgürlük', tüketim kültürü içinde boğulmak değildir. İki insan tipinden hangisi irade sahibidir, özgürdür. Kapitalizmin kendine biçtiği kaftanı giyen, onun bu kültürü içinde kulaç atanlar aslında kendini özgür sanan kölelerdir. İnsanlığın gerçekten kendini ifade ettiği, kişiliğini, yeteneklerini geliştirdiği, isteklerine cevap bulduğu tek bir sistem vardır, Sosyalizm. O, insanın insanlığını büyüttüğü tek sistemdir. Gençlik içine itildiği bir yozlaştırma batağından sihirli bir değnekle çıkmayacaktır. Biz ancak mücadeleyle yol alacak ve kazanacağız. Tüm gençlerimize de, bize çizilen bu çürümüşlüğü reddetme, bataklığı kurutma mücadelesine katılma çağrısı yapıyoruz. Gençlik Federasyonu
__________________
Sorma be birader mezhebimizi Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardir Cagirma meclis-i riyaya bizi Biz serbet bilmeyiz dolumuz vardir NESİMİ |
19-05-2007, 14:26 | #2 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
konuları doğru yerlere açalım, bildirinin yeri dertleşme köşesi olamaz.
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
19-05-2007, 14:39 | #3 |
Can Dost
Üyelik Tarihi: Sep 2006
Bulunduğu Yer: Yer yüzü
Mesajlar: 1,446
Tesekkür: 19
|
bence durum kişilerin karakter ve psikolojilerinin zayıflığından kaynaklanıyor ve kendisini ifade etmek için öncelikle dikkat çekmesi gerektiğini biliyor ve tarz yaparak bu dikkat çekimini sağlamaya çalışıyor oysa toplumun bilinç seviyesinin alt seviyelerde olduğunu bilip elalem ne der mantığını yıkması kişinin karakter ve psikolojisinin güçlenmesini olumlu yönde etkiler
mesela toplumların bilinçsiz olması ihtiyacları ile (neye göre belirlendiği şuanki durumda meçhul olan) isteklerini olumsuz ve çevresine de kötü örnek olacağı şekilde etkiler oysa bilinçli toplum ihtiyaclarının dışındaki istekleri adaletli bir gelir seviyesine göre dağılımı daha doğrudur görüldüğü gibi türkiye de gelir dağılımı adaletli değildir yanısıra toplumun bilinç seviyesi düşük ve düşük kalması için ilgililerce çaba sarf edilmektedir bunun nedenide sömürge oluşumuzdan birşey kaybetmemek içindir. boranjudge.. |
Tags |
popülerlik, tektipleşmek |
|
|