Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Güncel Olaylar
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 03-06-2007, 16:49   #1
Dost
Üyelik Tarihi: May 2007
Yaş: 43
Mesajlar: 132
Tesekkür: 53
7 mesajina 11 kez tesekkür edildi
 albatros isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı DEVRiMCI DEMOKRATIK CEPHE

Devrimci Demokratik Cephe
siteadi.com - DEVRiMCI DEMOKRATIK CEPHE
Devrimci Demokratik Cephe'ye
NEDEN ihtiyacımız var?
NELER engel oluyor?

Devrimci Demokratik Cephe, pratik olarak nedir? Elbette bir Cephe gündeme geldiğinde politik muhtevasından nasıl oluşacağına, nasıl karar alacağına kadar tartışılacak çok şeyi olacaktır. Ama bugün tartışmaları bunlarla boğmak yerine, bir cephe fiiliyatta hangi ihtiyaca cevap verecek, en başta bunu somutlayalım.

Bir; sol güçleri biraraya getirir.

İki; örgütlü halk güçlerini bir- araya getirir.

Üç; karşı-devrim karşısında halkı maddi bir güç haline getirir.

Dört; daha geniş kitleler, örgütsüz kesimler için örgütleyici bir çekim merkezi olur.

Cepheler, salt birileri istediği için hayat bulmaz elbette. Onların nesnel zemini, halkın mücadelesinin ihtiyaçlarıdır. Yukarıda sıraladığımız dört madde, eğer mücadelenin ihtiyacıysa, o halde buna cevap verecek birlikteliklerin oluşturulması görevi de tartışılamaz.

O noktada solun "birliğin/cephenin olup olmaması"nı değil, nasıl olabileceğini tartışması gerekir.

Fakat ne yazık ki biz bu noktanın gerisindeyiz.

Anlaşamadığımız nedir peki?

Esasında bu soruya doyurucu bir cevap vermek, ilk elde oldukça zordur. Çünkü, ne karşı karşıya olduğumuz tehlikeler konusunda, ne güncel görevler konusunda, çok farklı şey söylemek durumunda olan kimse yoktur.

Ülkemiz ve halkımız, faşizmle, cuntacılıkla, şeriatçılıkla, bunların ortaklaşa uyguladığı her türlü zulüm ve sömürüyle karşı karşıyadır.

Faşizm 60 yıldır varolan bir olgu. Yok sayılması, küçümsenmesi sözkonusu olamaz. Cuntacılık, cunta tehditleri de ortada. Gericiliğin öncelikle veya baş tehlike olmasa da bir tehdit oluşturmadığı söylenemez. Fakat bunlara karşı nasıl mücadele edeceğiz? Siyasi sürece, nasıl, hangi cepheden müdahil olacağız. Tüm bunları önlemenin yolu olarak parlamentoyu göstermek, büyük bir yanılgı veya aldatmacadır.

Faşizme, cuntalara, gericiliğe, şeriatçılığa karşı tek kurtuluş yolu, devrimci mücadeledir. Bunların karşısına halkın birliği ve mücadelesiyle çıkılabilir. Ve Devrimci Demokratik Cephe, işte tam da bu noktada, tüm karşı-devrim güçlerine karşı mücadelenin bu zeminde sürdürülmesini sağlayabilecek bir zemindir.

Cephe, tarihsel olarak halkların mücadelesi içinde böyle bir misyonu yerine getirebileceğini kanıtlamış bir örgütlenme biçimidir. Mesele, ona hayat verebilmektir.

Her cephenin olduğu gibi, Devrimci Demokratik Cephe'nin de bir programı, tüzüğü olur elbette; fakat ona hayat verecek olan, o cephe içinde yeralacak güçlerin halka karşı sorumluluğu, mücadeledeki kararlılığı, birlikteki samimiyeti olacaktır.

Devrimci Demokratik Cephe'ye ihtiyacımız hem stratejik, hem taktiktir, hem uzun vadeli, hem günceldir.

Güncel ihtiyaçların bazılarından sözedelim hemen burada:

AKP faşizmi pekiştiren politikalarını, bir "seçim arifesinde" olunmasına rağmen, sürdürüyor. Polise daha fazla yetki veren bir yasa tasarısını gündeme getirmiş durumda.

Ne yapabiliyoruz buna karşı?

Onlarca, bazen 40-50 imzayla biraraya geliniyor, bir basın açıklaması, tamam... "Karşı" olduğumuzu açıklamanın ötesinde hiçbir işlevleri yok bunların. Oysa solun görevi, "karşı" olduğunu ilan etmenin ötesinde, karşı olduğu politikaları, kararları, yasaları, durdurmak için militanca mücadele vermektir. Bu militanca mücadeleye kitleleri katarak, şu veya bu politikaya "karşı" olmaktan öte, "yana" olduğu bir düzenin kurulması kavgasını büyütmektir.

Cepheler, işte bu noktada, solu "protesto" hareketi olmaktan çıkartıp, halkı mevzi mücadelesi verir hale getirmeleriyle, bunun daha ötesinde ise, iktidar hareketi yapmalarıyla gelip geçici, güncel birlikteliklerden ayrılırlar.

1 Mayıs 2007, hemen herkesi umutlandırmıştı. Ama şu an itibariyle, o birliktelik ve mücadele, süreklileşmiyor, daha ileri gitmiyor. 1 Mayıs, kitlesel ve militan bir güçle ortaya çıkıldığında, sonuç alabileceğimizin bir göstergesiydi. Aynı birlikteliğin ve aynı mücadelenin birçok yerde gerçekleştiğini düşünün. Kuşkusuz böyle bir tablo, solun sınıflar mücadelesine iradi müdahalelerde bulunabilen bir güç haline gelmesi demektir. Fakat belirttiğimiz ve zaten herkesin de bilmekte olduğu gibi, o zeminde, o anlayış temelinde geliştirebildiğimiz bir birliktelik de yoktur. Daha da kötüsü, öyle bir birliktelik solun şu anki ufkunda da görünmüyor.

Tüm devrimci, demokrat, ilerici güçleri, daha ileri, militan bir birlikteliği, bir Devrimci Demokratik Cephe'yi ufukları içine almaya davet ediyoruz.

Parlamentoya girmek için ittifak yapmak, Devrimci Demokratik Cephe'yi oluşturmak değildir. Bu ittifaklar, sandıkla kurulur, sandık kalkınca dağılır. Seçim ittifaklarının bizzat tarafı olanlar, bunu defalarca yaşadılar. Ama ısrarla, bu seçim ittifakları sanki seçimle sınırlı değilmiş gibi teoriler, propagandalar yapılarak, hem kendilerini, hem solu yanıltmaya devam ediyorlar. Bu tür tarif ve benzetmeler, propagandif olmanın ötesinde hiçbir anlam taşımazlar. Nitekim, bugüne kadar "parlamento için" oluşturulan birliklere yakıştırılan bu tür rollerin, misyonların hayatın içinde hiçbir karşılık bulmadığı ortadadır.

Eğer gerçekten, emperyalizmin, oligarşinin saldırıları karşısında bir birlik isteniyorsa, bunu oluşturmanın yolu, zemini bellidir.

Aşağıdaki şu satırlar, ufuksuzluğun veya başka bir deyişle beyinlerin sandıkta kilitlenmesinin bir örneğidir:

"Demokrasi güçlerinin bu gidişat karşısında hiç kayıp vermeden birleşmesi tarihi bir zorunluluk. Birlik ve ortak bağımsız adaylarla seçime girmek yükselen milliyetçilik ve gericilik yarışına karşı bir odak oluşturabilir." (Kamil Tekin Sürek, Evrensel, 29 Mayıs 2007)

Linç politikalarına, gericiliğe karşı barikatı parlamenter koltuklarıyla örecek anlaşılan bu anlayış sahipleri.

"Bu oyunu bozmanın yolu gerici-faşist kliklere karşı demokrasi talebi etrafında geniş bir ittifak oluşturmaktır" diye söze başlayıp, "Demokrasi için bir birlik kurulamazsa TBMM'ye girebilmek hiç kolay olmayacaktır" diye devam edilirse, orada demokrasi mücadelesi parlamentoya endekslenmiş, başka deyişle sandığa gömülmüştür. Oradan bir şey çıkmaz.

Solun birliğini, bir cephe oluşturmasını engelleyen nedenler neler diye kafa yoruyoruz biz. Ufku sandıkla sınırlı olanların buna bakış açıları bile çarpık:

"Kimse kendi grup ya da kişisel çıkarını böyle bir birliğin oluşmasının önüne çıkarmamalıdır. Milletvekili pazarlığı, 'benden olsun' tavrı, birliğin önündeki en büyük engellerden bazılarıdır."

Her şeyini seçime endekslemiş reformizmin dertleri başka, halkın mücadelesinin ihtiyaçları başka.


Politik engeller
Subjektif engeller

Solun bazı kesimlerinin bağımsızlığı iyice tali plana atıp "demokrasiyi" ön plana alması, başka bir deyişle bağımsızlık ve demokrasi mücadelesini birbirinden koparması sözkonusudur. Bu koparmada, demokrasi de aslında Avrupa Birliği üyeliğine endekslenmişti. Bu çizginin artık pratik olarak da iflas ettiği açıktır. O halde bu anlayıştakiler de sorumlu bir muhasebeyle, Devrimci Demokratik Cephe'nin bir parçası olabilirler ve olmalıdırlar.

Mesela, sorun cephenin siyasal niteliğinin ne olacağında anlaşamamak değildir. Kim niye kaçıyor Devrimci, Demokratik Cephe'den? Böyle bir oluşum, kimin hangi amaçlarıyla çelişebilir? Bunu da tartışmalıyız.

Parti-Cephe çizgisinin Mahirler'den bu yana savundukları bir cephe anlayışı ve modeli vardır. Farklı grupların da bu noktada yıllardan beri savundukları çeşitli cephe anlayış ve modelleri var. Fakat dikkat edilecek olursa, biz gerek bu yazımızda, gerekse de "Devrimci Demokratik Cephe" üzerine önceki yazılarımızda, bunları tartışmıyoruz.

Devrimci Demokratik Cephe, bugünün görevlerinden, bugünün somutundan hareketle şekillendirmemiz gereken bir birlikteliktir. Bunu, kendi modellerimize uydurmaya çalışmak veya kendi modellerimize uygun koşullar ortaya çıkıncaya kadar her türlü birlikten, cepheden uzak durmak, dogmatik ve şabloncu bir yaklaşımdır ve böyle bir yaklaşımla da somut görevleri omuzlayamayacağımız açıktır.

Anti-faşist, anti-emperyalist olmak, solda hemen herkesin birleştiği, birleşebileceği bir zemindir. Emperyalizme ve faşizme karşı Devrimci Demokratik Cephe'nin muhtevasında anlaşamamak sözkonusu değildir bu anlamda.

Keza, örgütlenme sorunları, biçim sorunları da aynı şekilde aşılabilir sorunlardır kanımızca. Solun devrimci bir cephe temelinde bir araya gelmesinin önüne klasik hastalıklar çıkıyor. Halkın ve solun ihtiyaçlarına cevap vermek temelinde yürütülmesi gereken tartışmalar, öncülük, grupçuluk kaygılarıyla gölgeleniyor.

Gerçekten izahı güç bir riya sürdürülüyor bu arada. Birlikten kaçanlar, çeşitli sol çocukluk hastalıklarıyla birliklerin önünde engel olanlar, sanki en birlikçi kendileriymiş gibi davranıyorlar.

Mesela, "ÖDP listelerini sola açtı" denilerek ÖDP'nin aslında bir "cephe örgütü" olarak kurulduğu söyleniyor. DTP'nin birkaç "batı" ilinde kendi dışında bağımsız adayları desteklemesi "demokrasi cephesi" diye adlandırılıyor. Birlik, cephe bu kadar basit ve ucuz bir şey değildir.

ÖDP, kuruluşunda da kendisini "solun birliği" olarak ilan etmişti hatırlanacak olursa. Aslında böyle bir söylem kullanmak, ben, "benim çatımın altında yeralmayı kabul edenlerin dışında hiç kimseyle birlik yapmam" demektir.

1995'ten beri, ısrarlı bir şekilde gündeme getirdik bu öneriyi. Bir- çok zeminde tartışmaya açtık. Kalıplaşmış birlikler, şabloncu modeller yerine, içinde yeralacaklar tarafından şekillendirilmesini esas alan bir anlayış önerdik. Aydınlardan legal partilere, sendikalardan odalara, devrimci gruplardan tek tek devrimci, demokrat kişilere kadar herkesin yeralabileceği meclisleri gündeme getirdik. Fakat geniş bir tartışma zemini bile oluşmadı bilindiği gibi.

Çünkü "öncülük, artçılık" kaygıları hemen hiçbir zaman aşılmadı. Bugün de halen aşılmamış olduğu gibi... Keza, "icazetçilik" birçok çevrenin birlik konusundaki davranışlarını yönlendiren temel unsurlardan biri olmuştur. Devrimcilerle yanyana görünmenin kendilerine ne getirip ne götüreceği üzerine "kılı kırk yaran" hesaplar yapmıştır reformizmin çeşitli kesimleri. Böyle bir yanyana gelişin oligarşinin icazetini daraltacağını gördükleri noktada devrimcilerden de, doğal olarak onların tüm önerilerinden de köşe bucak kaçtılar.

Aynen "AB'ye dayalı demokrasi" konusunda olduğu gibi, bu konuda da solun bir muhasebe yapması gerek. Bu süreçte ileriye doğru atılan her adımda, devrimciler vardır. ABD'nin Irak'ı işgaline karşı mücadelede, Saraçhane ve Taksim 1 Mayıs'larında devrimcilerle yanyana oldukları sürece mücadele geliştirildi.

Gerek sendikalar, gerekse de legal parti çevreleri, bu ve benzeri başka birlikteliklerin ardından hep "demekki birlikte iş yapabiliyor- muşuz" dediler ama bunların devamı gelmedi, bu söylemler siyasi anlamda yansımasını bulmadı; siyasi anlamda süren icazetçilik oldu.

Türkiye solunun her kesiminin şunu görmesi gerekiyor: Linç saldırıları, şovenist kuşatma, F Tipleri, terör demagojisi, bunların hiçbiri tek başına bir veya iki siyasi harekete yönelmekle sınırlı kalmıyor. Evet, karşı-devrimin bu saldırı politikalarının öncelikli olarak hedeflediği hareketler var, ancak bu, saldırının esasta tüm sola yönelmiş olduğu, muhteva olarak tüm solu kapsadığı gerçeğini değiştirmiyor.

F Tipleri saldırısı sendikalardan legal partilere kadar herkese bir şekilde darbeler vurmadı mı?

Linç saldırılarının oluşturduğu siyasi atmosfer, tüm solu kuşatmadı mı?

En son Anafartalar Çarşısı'nın bombalanmasının ardından tırmandırılan terör demagojisi, hayatın her alanında devrimci, demokratik mücadelenin önüne engel olmuyor mu?

Terör demagojileriyle, linç politikalarıyla devrimcilerin önüne gözle görülecek kadar açık ve kalın bir duvar örülüyor; oligarşi devrimcileri halktan tecrit etme politikasını çok değişik araçlarla zenginleştirerek sürdürüyor. Bunlara karşı da yeterince mücadele edemiyoruz. Örülen o duvarı yerle bir edemiyoruz. Hatırlanacaktır, linç saldırıları yaygınlaşırken, tüm sola, tüm Türkiye çapında ortaklaşa olarak "gerçekleri açıklama kampanyası" yürütmeyi önermiştik. Gerçek şu ki, bu kapsamda, bu yaygınlıkta kampanyalar yürütmek, tam da Devrimci Demokratik Cephe'nin işidir; böyle bir mücadelenin altından ancak böyle bir birliktelik kalkabilir.

Halka yönelik eylemler kullanılarak, linç politikaları uygulanarak, kitleler sola karşı kışkırtılıyor. Sola karşı kışkırtılmış kitleler içinde politika yapmak durumunda kalıyoruz.

Anafartalar'daki patlamayla ilgili, patlama yerinde bir kınama yapmak, politika sanılıyor. Mesele bu değil; kitleleri bu etkiden nasıl çıkartacağız? Meselemiz buradadır.

Sol bu duvarı yıkamadığı sürece parlamenter mücadeleden de istediği sonucu alamayacağını görmekten uzak ne yazık ki. Evet, yukarıdaki kısa özetten de anlaşılacağı gibi, devrimci, demokratik güçlerin bir-araya gelmesinin önünde hem politik engeller, hem subjektif nedenler vardır. Fakat, neticede tüm bu engeller aşılamaz değildir. Devrimci Demokratik Cephe, zaten bu engelleri aşma iradesinin adıdır.

İster legal particilik çerçevesinde bir mücadele yürütülüyor olunsun, isterse de devrimci bir çizgide; hatta isterseniz sadece sendikal mücadele düzeyinde, her halükârda, kitleleri bir mücadele içine çekmek durumundayız. Geniş kitleler üzerinde düzen güçlerinin etkisi yoğunlaştıkça, solun alanı daralıyor. Sol kitlesellik açısından en geri dönemlerinden birini yaşarken, aynı kesitte bir bakıyorsunuz, solun dışında Türkiye tarihinin en kitlesel gösterileri gerçekleşiyor. Elbette solun bu konjonktürden çıkaracağı dersler olmalı. Bunun ışığında atacağı adımlar olmalı. Bu adımlardan biri Devrimci Demokratik Cephe olmalıdır.

Her siyasi hareket, kitleleri kendi anlayışı doğrultusunda bir mücadeleye kanalize etmeyi hedefler kuşkusuz. Ama bugün ortada şu veya bu yöne "kanalize" edilebilecek bir akış yoktur. Devrimci Demokratik Cephe, bu akışı yaratmanın aracıdır aynı zamanda.

***
Devrimci,
demokratik güçlerin biraraya
gelmesinin önünde hem politik
engeller, hem subjektif nedenler
vardır. Fakat, neticede tüm bu
engeller aşılamaz değildir. Devrimci Demokratik Cephe, zaten bu
engelleri aşma iradesinin
adıdır.

www.yuruyus.com

Benzer Konular
      Alıntı ile Cevapla
    Eski 03-06-2007, 18:24   #2
    Dost
    devrimche - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: Feb 2007
    Mesajlar: 244
    Tesekkür: 3
    19 mesajina 35 kez tesekkür edildi
     devrimche isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    Bİlgilendirme için tşkrler.

    __________________
    Sorma be birader mezhebimizi
    Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardir
    Cagirma meclis-i riyaya bizi
    Biz serbet bilmeyiz dolumuz vardir


    NESİMİ
      Alıntı ile Cevapla
    Eski 03-06-2007, 22:37   #3
    Dost
    HAWIN_ZEL - ait Avatar
    Üyelik Tarihi: Nov 2006
    Bulunduğu Yer: kimse bilmez nereli oldugunu?
    Mesajlar: 1,169
    Tesekkür: 0
    47 mesajina 86 kez tesekkür edildi
     HAWIN_ZEL isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    biliclenmek ve biliclendirmek icin yaptigin bu calisma icin emegine saglik dost

    __________________
    SENI ANLAMAK YASMAKTIR
    SENI YASAMAK
    AMANSIZLIGA KAVGA VE POSTAL SESLERI ARASINDA
    DIRENGENLIGE DURMAKTIR
    SENI BILMEK YASAMI BILMEK
    SILAH OMZUNDA TOPRAGA DUSMEKTIR
    SENI ANLATMAK EYLULU GUNLERI GECMISE YOLAMAKTIR`



    BANA MAVI ETIKETLI BIR RAKI GETIR
    DIYARBAKIR’DAN BIR AVUC TOPRAK
    BİTLİS’TEN BIR TUTAM TÜTÜN
    AVUCLARINDAN İÇECEGİM
    BIR TAS SU GETIR MUNZUR’DAN
    BANA ISTANUL’DAN BIRAZ LODOS
    MALATYA’DAN SARI KAYISILAR GETIR
    BANA KENDINIDE GETIR MEMLEKETIMDEN
    SENINLE BIRLIKTE GETIR MEMLEKETIMI
    ..
      Alıntı ile Cevapla
    Eski 05-06-2007, 17:03   #4
    Dost
    Üyelik Tarihi: May 2007
    Yaş: 43
    Mesajlar: 132
    Tesekkür: 53
    7 mesajina 11 kez tesekkür edildi
     albatros isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
    Tanımlı

    merhaba arkadaslar,
    ilgilendiginiz icin de ben tesekkur ediyorum.
    Bu konu hakkinda ki dusunclerinizi yazarsaniz sevinirim.

      Alıntı ile Cevapla
    Cevapla

    Tags
    cephe, demokratik, devrimci


    Yetkileriniz
    You may not post new threads
    You may not post replies
    You may not post attachments
    You may not edit your posts

    BB code is Açık
    Smileler Açık
    [IMG] Kodları Açık
    HTML-Kodları Kapalı
    Trackbacks are Açık
    Pingbacks are Açık
    Refbacks are Açık



    Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:00 .
    Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
    Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

    Modified by HAKANDOST

    eXTReMe Tracker




    Valid XHTML 1.0 Transitional


    Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1