Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Güncel Olaylar
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 14-07-2007, 23:38   #1
Dost
Üyelik Tarihi: May 2007
Yaş: 43
Mesajlar: 132
Tesekkür: 53
7 mesajina 11 kez tesekkür edildi
 albatros isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı | Avrupa'da Faşizmin Gölgesi Dolaşıyor

Avrupa'da Faşizmin Gölgesi Dolaşıyor
siteadi.com - | Avrupa'da Faşizmin Gölgesi Dolaşıyor
Irkçı, faşist uygulamaların ardı arkası kesilmeyen Almanya'da devletin infaz özgürlüğü tartışılıyor; İngiltere muhaliflere ve göçmenlere baskıyı

yoğunlaştırmak için her fırsatı kullanıyor; Belçika'da göçmenlere sokağa çıkma yasağı uygulanıyor

Avrupa burjuva sınıfı, tekelci kapitalizmin en gerici, en şoven, en saldırgan sistemini, faşizmi yaratarak milyonlarca halkın kanını dökmüştü. Kapitalizmin krizinin had safhaya çıktığı 1930'lu-'40'lı yıllarda tekellerin çıkarları böyle gerektirdiği için Hitler Almanya'nın başına geçmiş, Nazizm tarih sahnesine çıkmıştı.
Bugün Nazizm, komünistlerin kahramanca direnişiyle bir sistem olarak Avrupa topraklarından silindi. Ancak ruhu, Almanya başta olmak üzere Avrupa'da dolaşmaya devam ediyor. Tekellerin ve onların hükümetlerinin ırkçı söylem ve yasaları, ırkçı-faşist partilerin hızla yükselişi, yeni Naziler'in Alman devletinin koruması altında sokaklarda boy göstermesi ve daha pek çok olay ve olgu, Nazi ruhunun "burjuva demokrasisi" şemsiyesi altında dolaştığını gösteriyor.

Irkçı Göçmen Yasası

Burjuva hükümetler 11 Eylül saldırılarından sonra Amerikan emperyalizminin yarattığı ortamı fırsat bilerek, ırkçı, gerici politikalarını, baskılarını "terör tehlikesi" ve "terörle mücadele" söylemi altında yaşama geçirmeye çalışıyorlar. 11 Eylül'den bu yana Avrupa'da "antiterör" yasası adıyla, faşist yasaların çıkarılmadığı ülke kalmadı. Özelde göçmenleri, genelde tüm emekçileri, muhalefeti hedef alan bu yasalar, burjuva "hukuk devletlerini" işlevsiz hale getirerek polis devletlerini ortaya çıkarıyor.
Almanya bu konuda da başı çekiyor. Her türlü demokratik muhalefeti "terör" diyerek takip ve baskı altında tutan, özellikle yabancı ülkelerin devrimci, ilerici hareketlerini sindirmeye çalışan Almanya'nın son olarak çıkardığı yeni Göçmen Yasası da göçmenleri "potansiyel tehlike" olarak gören, demokratik haklarını kısıtlayan bir nitelik taşıyor. "Uyum" adı altında açıkça asimilasyon, "Almanlaştırma" dayatılıyor. Üretim sürecinde emeğini sömüremediği göçmenleri, muhalif yabancıları sınır dışı etmek kolaylaştırılıyor. Öyle ki, "uyum karşıtı" ve "düşmanca tavırlar" gibi tamamen keyfi yorumlara açık gerekçelerle sınırdışıların önü açılıyor. Yani 'Almanlaşmayı' kabul etmeyenler, muhalif düşünce ve örgütlenmeye sahip olanlar "kurtulunması gereken unsurlar" olarak görülüyor.
Tam bir burjuva ikiyüzlülükle "uyumu kolaylaştırıcı" diye sunulan yasa, başta Türkiyeliler olmak üzere bazı uluslardan göçmenler açısından tam bir ayrımcılık belgesi niteliğinde. Alman burjuva demokrasisi, ülkesinde yaşayan 7.3 milyon yabancıya kendi kültürünü dayatıyor. Örneğin, göçmenler için evlilikler bile şartlara bağlı olacak. Aile birleşimi ile Almanya'ya gelecek olanların Almanca bilmeleri şartı koşuluyor. Ayrımcılık oturma izni ile ilgili düzenlemenin 41. maddesinde aleni şekilde kendini gösteriyor. Avusturya, İsrail, Japonya, Kanada, Yeni Zelanda, Güney Kore ve ABD vatandaşları için ikamet hiçbir şarta bağlı olmazken, Almanca bilmeleri istenmezken, özellikle müslüman ülke halkları için bu oturma izni almak, ancak 'Almanlaşmak' ve muhalif hiçbir düşünce taşımamakla mümkün hale geliyor.

Bu bakan burjuva
demokrasisinin mi,
faşizmin bakanı mı?

Ancak görünen o ki, protestolara rağmen yasallaştırılan Göçmen Yasası, Alman burjuva gericiliğini tatmin etmiş değil.
Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble, diline doladığı "terörizm" kavramı altında, hak ve özgürlükleri askıya almayı daha aleni şekilde dile getirmeye başladı. Tekellerin isteyip de çeşitli nedenlerle yaşama geçirilemeyen tüm faşist uygulamalar bakan tarafından ortaya atılıp ısıtılıyor.
Örneğin Schaeuble, "sınır dışı edilmeleri mümkün olmayan terör zanlılarının" dış dünya ile ilişkilerinin kesilmesini; bunun için bu kişilerin internet ve cep telefonu kullanmalarının yasaklanmasını, bilgisayarlarının incelenmesini sağlayacak anayasal değişiklik yapılmasını istedi. (8 Temmuz Sabah)
Bununla da kalmayan Schaeuble ayrıca, potansiyel risk oluşturan kişilerin "ihtiyaten tutuklanması"nı istiyor. Devlete özellikle "önlem" alanında kapsamlı yetkiler verilmeli, diyor.
"Terör şüphelisi" diye tanımladıklarının "saldırı yapmadan tutuklanmasını" içeren yeni anti-terör yasasını çıkarılmasını isteyen İçişleri Bakanı, örnek olarak da Amerika'yı gösterdi. Der Spiegel Dergisi'ne konuşan bakan, "bizde de benzer bir yasanın yürürlüğe girmesi gerekir. Terör saldırılarının önüne ancak bu şekilde alabiliriz" diye konuştu.
Göreve geldiği günden bu yana "güvenlik" kavramı altında özgürlükleri yok etmek için çalışan Wolfgang Schaeuble, yabancı düşmanı açıklamalarının ardından bu kez de, devletin cinayet işleme özgürlüğü olmasını istedi. Bakanın gündeme getirdiği "hedefli öldürme hakkı" ile, polisin şüpheli gördüklerini öldürmesi hakkı olacak. Bakan şimdi bunun için gerekli "hukuki" düzenlemelerin yapılmasını istiyor.
Bu bakan burjuva demokrasisinin mi, faşizmin bakanı mı?
Mesele bir bakanın hezeyanları değildir; bir kesimin, Alman burjuvazisinin isteklerini dile getiriyor Schaeuble. Kafasından, beyin kıvrımlarında ataları Naziler'in ve dünyayı kana bulayan Amerikan emperyalizminin uygulamaları var.
Sözünü ettiği yasaların çıkması durumunda; "terörist" dediklerinin "teröristlikleri" ispatlanmamış dahi olsa, "şüpheli" sıfatıyla suçlu muamelesi yapılacak. Tıpkı Amerika'nın Guantanamo'da yaptığı gibi hiçbir suçlama ve yargılamada bulunmadan "zanlı-şüpheli" sıfatlarıyla kamplara doldurulacaklar. Bunlar da yetmediğinde, Türkiye faşizminin sıkça başvurduğu, Amerika'nın işgal ettiği ülkelerde yaptığı gibi, infazlar, cinayetler devreye girecek.
Bakan açıkça, benim şüphelendiklerimin özel yaşamları, kişisel dokunulmazlıkları, hak ve özgürlükleri, can güvenliği olamaz diyor. Hani herkes suçu ispat edilene kadar suçsuzdu?!
Dizginlerinden boşalan Alman burjuva gericiliğinden güç olarak yeni gerici talepleri gündeme getirmeye devam ediyor.
Önce kendileri bir terörizm ve terörist tanımı yapıyor, kapitalist dünya düzenine karşı çıkan, bir şekilde tekellerin çıkarları önünde engel teşkil eden, tehlike olarak görülenler "terörist" ilan ediliyor. Ardından bu kavrama sığınılarak, burjuva hukuk normları dahi askıya alınıyor, her türlü faşist baskı meşrulaştırılmak isteniyor. Türkiye faşizminin dahi, demokrasicilik oyunu gereği, açıkça yasallaştırmaktan çekindiği "hedefli öldürme hakkı" gibi bir faşist terörün tartışılıyor olması, burjuva demokrasisinin tekellerin çıkarları sözkonusu olduğunda, nasıl gericileşebileceğinin açık kanıtıdır.
Neonaziler işte bu politik zeminde varolabiliyor, bu politikanın hoşgörüsü altında gelişiyor ve yabancıları hedef alan ırkçı saldırılara rahatça yönelebiliyorlar. Örneğin aynı bakan, açık bir suç örgütü, ırkçı yapılanma olan Nazi partilerinin kapatılmasını asla gündeme getirmiyor.

AB merkezinde
sokağa çıkma yasağı


Sadece Almanya'da değil, ırkçı uygulamalar, faşist baskılar diğer Avrupa ülkelerinde de giderek yaygınlaşıyor.
Belçika'da Türkiyeliler'in yoğun olarak yaşadığı Bilzen Belediyesi'nin Schoonbeek semtinde 22.00-06.00 saatleri arasında "4 kişiden fazla gruplara" sokağa çıkma yasağı getirildi. Karar uymayanlara 100 Euro ceza verilecek.
Avrupa Birliği'nin merkezinde sokağa çıkma yasağı!
Bir kent ya da ülke genelinde, herkes için değil. Göçmenlerin yoğun olduğu bir semtte böyle bir uygulamanın yaşama geçirilmesinin adı ırkçılıktır, göçmen gençleri potansiyel suçlu olarak görmektir.

İngiltere, Amerika'nın
izinde yürüyor


İngiltere'de ise, Londra'da ve İskoçya'nın Glasgow kentinde yaşanan bombalı saldırı girişimlerinin ardından yeni baskı yasaları tartışılıyor. AB İnsan Hakları Konvansiyonu'ndan çıkmayı tartışma noktasına gelen İngiltere'nin yeni başbakanı Gordon Brown, "antiterör" adıyla uygulanan terörü artırmak için bu saldırı girişimlerini bahane olarak kullanmaya çalışıyor.
Sahibinin sesi burjuva medyada, saldırı girişimlerinde adı geçenlerin, Ortadoğulu ve sağlık çalışanı olmaları yoğun şekilde tartışılıyor. İngiliz medyası "şaşkınlık" içinde. Başbakan'a göre; İngiliz emperyalizmi Amerika'yla birlikte Ortadoğu'da, Asya'da ülkeleri işgal etmemiş, kan dökmemiş, yüzyıldır dünyanın dört bir yanında halkları sömürmemiş; durup dururken(!) bir grup Ortadoğulu, "Batı değerlerine ve medeniyetine düşman" oldukları için onlara saldırmış!!!
Amerika da 11 Eylül sonrası aynı söyleme sarılmış ve içeride milliyetçiliği, ırkçılığı yükselterek yeni baskı yasalarına zemin hazırlamış, dışarıda da saldırganlaşmıştı.
Başbakan Brown, saldırıların ardından ırkçı 'Kimlik Yasası' gibi yasaları gündeme getirdi, parlamentoda, "ülkemizdeki sıkıntıların temelinde Britanyacılık anlayışına karşı net olmamak yatıyor. Teröre inat her devlet binasına, okullara, hastanelere ve evlere, Birleşik Kraliyet'in bayrağı asılmalıdır" çağrısı yaptı. Ertesi günü sağcı basın müslüman göçmenleri hedef alan yazılar yayınlayarak bayrak dağıttı.
İşgal suçunu ve dünya halklarına yönelik uyguladığı zulmü, ırkçı bir milliyetçilikle gizlemeye çalışan İngiliz burjuvazisi, müslüman göçmenleri hedef haline getirerek gündeme getireceği baskıları, polis devleti uygulamalarını meşrulaştırmaya, ırkçılığı kurumsal hale getirmeye çalışıyor.

Demokrasi havarileri!

Görülmesi gereken şudur: Avrupa'da, ırkçılık devletler eliyle geliştiriliyor. 'Güvenlik' adına, faşist yasalar çıkarılıyor.
Nazi ruhunun üzerinde dolaştığı Avrupa'nın ülkemize demokrasi getireceğini söyleyenler, Avrupa burjuvazisinin bu gerici, faşist yüzünü görmek ve göstermek istemiyorlar.

Benzer Konular
      Alıntı ile Cevapla
    Cevapla

    Tags
    avrupada, dolaşıyor, faşizmin, gölgesi


    Yetkileriniz
    You may not post new threads
    You may not post replies
    You may not post attachments
    You may not edit your posts

    BB code is Açık
    Smileler Açık
    [IMG] Kodları Açık
    HTML-Kodları Kapalı
    Trackbacks are Açık
    Pingbacks are Açık
    Refbacks are Açık



    Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:53 .
    Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
    Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

    Modified by HAKANDOST

    eXTReMe Tracker




    Valid XHTML 1.0 Transitional


    Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1