siteadi.com - Madem sürekli görüşülüyor!...


Adalet Bakanı Ergin, yakalandığından bu yana Öcalan'la görüşüldüğünü açıkladı. Ergin'in açıklamaları yeni bir tartışma başlattı. Öcalan'la sürekli görüşülüyorsa neden yaklaşık 10 yıldır Öcalan üzerinden yürütülen şoven siyaset hız kesmedi? Öcalan muhatap alınsın diyenler siyaseten linç edilmek istendi?

PKK liderlerinden Murat Karayılan’ın ateşkes kararı almalarında devletin Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmelerin etkili olduğunu açıklamasından bu yana “Öcalan’la görüşme” tartışması sürüyor. Tartışma dün Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in açıklamasıyla yeni bir boyut kazandı. Ergin, Abdullah Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirildiği günden beri devletin çeşitli kurumlarınca ziyaret edildiğini anlattı. İstihbarat örgütleri ve terörle mücadele kurumlarının Öcalan ile zaman zaman görüştüğünü söyledi.

Daha bir hafta önce, Karayılan’ın açıklamasına dayanarak hükümeti PKK ile masaya oturmakla suçlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi yüklenen Erdoğan, böyle bir görüşme ya da pazarlık olduğunu reddetmiş, eleştirilerini miting meydanlarında küfür etmeye kadar vardırmıştı. Erdoğan, PKK ile görüşme iddiasına karşı “Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir” demişti. Birkaç gün içinde Erdoğan’ın söyleminde değişikliğe gittiği görüldü. Erdoğan, kendilerinin iktidar olarak bu tür görüşme yapmadığını savunarak “devlet onu kendisi yapar” dedi.

Görüşülüyor ama urganlı siyaset bitmiyor
Sadullah Ergin, açıklamasıyla, İmralı’da yatan Abdullah Öcalan’la sadece kendi hükümetleri döneminde görüşülmediğini kastederek, ABD tarafından Türkiye’ye teslim edildiği 1999 yılından bu yana Öcalan’la görüşüldüğünü açıkladı.

Öcalan’la görüşüldüğüne ilişkin çok sayıda bulgu olmasına rağmen Ergin’in bu görüşmeyi bu kadar rahatlıkla açıklayabilmesi yine de şaşkınlık yarattı. Öcalan Türkiye’ye getirilerek İmralı’da hapsedildiği günden bu yana aralarında bugün siyaset sahnesinde bulunan AKP, CHP, MHP başta olmak üzere siyasi partiler, liderler ve çeşitli kurumlar, PKK ve Öcalan konusunu kullanarak sayısız şoven açıklama yaptılar. Ergin’in açıklaması, perde arkasında devletin Öcalan’la sürekli görüştüğünü perde önünde ise siyasetçilerin Öcalan üzerinden şoven şovlar yaptıklarını gösterdi.

Bu şovlardan biri hatırlanacağı gibi AKP ve MHP arasında yaşanmıştı. 2007 yılında seçim mitinglerinde konuşan Erdoğan, Bahçeli’ye yüklenmek için MHP’nin zamanında “Öcalan’ı asamadığını” söylemiş, Bahçeli ise yanıtını miting kürsüsünden halka doğru urgan atarak vermiş ve, "Al sana ip veriyorum, al da as" demişti.

Açılım tartışmaları sırasında da iki parti sık sık “Öcalan’ı asamadınız”, “siz niye asmıyorsunuz” polemiği yürüttü.

AKP’nin Kürt açılımından bahsettiği ve muhtemelen Öcalan’la görüşmelerin sürdüğü bir dönemde basın karşısına geçerek MHP’nin “açılımın Amerikan projesi” olduğu yönündeki eleştirilerini yanıtlayan AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, “Asıl Amerikan projesi, bölücübaşının idamdan kurtarılması, boynundan ipin çıkarılması” dedi. Bozdağ, ''İktidarda gürlemek lazım. Erciyes ovasında kurt olup Ankara’da kuzu olmamak lazım'' dedi şöyle devam etti:

“Bölücübaşını niye asmadın da bir ada tahsis edip besledin. Aradın da ip mi bulamadın ayağının altına sehpa mı bulamadın.”

Avukatlarına ve ailesine zorluk
Öcalan’la görüşme açıklaması ve açıklamanın Adalet Bakanı’nın ağzından bu kadar rahat dile getirilmesi, İmralı adasına Öcalan’la görüşmeye giden avukatlara ve Öcalan’ın yakınlarına yıllardır neden bu kadar zorluk çıkarıldığı sorusunu da gündeme getirdi. İmralı’ya giderek Öcalan’la görüşmek isteyen avukat ve yakınlar hava muhalefeti, deniz motorlarının yakıt ya da teknik eksiklikleri gibi pek çok nedenle İmralı adasına geçemeden Bandırma’dan dönmek zorunda kalıyorlardı.

Üstelik Haziran ayı sonunda, AKP hükümetinin Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmeleri yoluyla dışarıya mesaj ilettiğini düşünerek, gerekirse konuşmasını kesmeye hazırlandığı bildirildi.

AİHM davası süren Öcalan’ın örgüte verdiği öne sürülen talimatların örnekleriyle toplanarak İngilizce’ye çevrildiği açıklandı. Öcalan’ın görüşmelerinin kesilmesi için destek arayan Adalet ve Dışişleri bakanlıklarının uluslar arası destek sağlamak için bu yola başvurdukları, Almanya ve İngiltere’de bu tür görüşmelerde suç unsuruna rastlanırsa, görüşmenin kesilmesi söz konusu olabiliyor.

“Sayın Öcalan” diyenler neden tutuklandı?
Ergin’in açıklamalarının gündeme getirdiği bir diğer konu BDP ve kapatılan DTP milletvekilleri başta olmak üzere çok Kürt siyasetçisine ve yerel yöneticiye Öcalan’a “sayın” diye hitap ettikleri için açılan davalar. Türkiye’de hakim siyaset dilinde ve medyada Öcalan için “teröristbaşı”, “bebek katili” gibi Türkçe’ye dahi uymayan hakaret içeren ifadeler kullanılırken, “sayın” demek suç kabul edildi.

2008 yılında Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in DTP Diyarbakır Milletvekili ve Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş’ın soru önergesine verdiği yanıt, 2006 ve 2007 yıllarında, toplam 7 bin 884 kişi hakkında “Sayın Öcalan” davası açıldığını ortaya koydu. Bu davalarda toplam 949 kişi ceza alırken, 773 kişi de beraat etti. Öcalan’a “sayın” dendiği için haklarında 2007 yılında dava açılanlardan 167’sinin ise çocuk olduğu açıklandı.

Bu davalarda cezalar, Türk Ceza Kanunu’nun “suç ve suçluyu övme” suçunu düzenleyen 215. maddesinden açıldı.

Çok sayıda kişi hakkında açılan “sayın davaları” hala sürüyor. 2010 yılında da bu davaların bazılarından hapis kararı çıktı.

(soL – Haber Merkezi)