Dostun Sayfasi

Dostun Sayfasi (http://www.dostunsayfasi.com/)
-   Hatiralar ve Anilar (http://www.dostunsayfasi.com/hatiralar-ve-anilar/)
-   -   Yilmaz Güney'den "yenice'nin Atlari" (http://www.dostunsayfasi.com/hatiralar-ve-anilar/13537-yilmaz-guney-den-yenice-nin-atlari.html)

AYIŞIĞI 17-08-2007 21:41

Yilmaz Güney'den "yenice'nin Atlari"
 
Yenİce’nİn Atlari

Çocukluk günlerim, anamın acıklı, türkülü masallarıyla, hikayeleriyle doludur. Yenice’de, o uzun kış geceleri, masal anlatsın diye zengin evlerine çağırırlardı anamı. Anam, beni ve benden iki yaş küçük bacımı da götürürdü. Kadınlar, çocuklar bir odaya doluşur anamı dinlerdik. Herkesi anlatırdı anam. Biz de ağlardık. Masal kahramanlarının ağzından türküler söylerdi anam; dokunaklı ve etkili...

Zengin evlerinde bize, ceviz, kızılcık kurusu, pestil verirlerdi. Ben bunların bir kısmını yer, bir kısmını da kankardeşim İsmail’e götürürdüm. Kara kuru bir çocuktu İsmail. Dişleri kapkaraydı. Sekiz yaşlarındaydık. Ben ve İsmail. Yüreğir ovasında, Yenice’nin iki küçük atıydık. Varlıklı çocukların atı olurduk ikimiz. İpleri renkli kağıtlarla süslenmiş gemilerimiz vardı. Akşamları okuldan çıkınca, at olur uçardık, ben ve İsmail. Çocuklar yorulup evlerine gidince ikimiz kalırdık. Ben onun atı, o da benim atım olurdu, sırayla. Akşamları at olur uçardık Yenice’de. İkimiz de dal gibi inceydik. İsmail hepimizi, bütün atları geçerdi; hep birinci olurdu. Birgün, sonuncu olduğum için, atı olduğum çocuk beni dövdü. Çok dokunmuştu bu İsmail’e. Ben ağlıyordum sümüğümü çekerek. Çocuklar bırakıp gitmişlerdi bizi. Duvarın dibinde, akşamın serinliğinde yalnızdık. İsmail gözlerini uzaklara dikmiş, suskun bekliyordu.

"Bir daha kimsenin atı olmıyalım” dedi bana.

O güne dek, hep başkalarının atı olurduk. Bizim hiç atımız olmadı birbirimizden başka. Düşündük, karar verdik. Kimsenin atı olmayacaktık artık.

Fakat sözümüzde duramadık. Bizi dövdü çocuklar...Korkumuzdan yine at olduk onlara.

“Şimdi çocuğuz” dedi İsmail, “ama birgün büyüyeceğiz, kocaman olacağız İşte o zaman atı olmayacağız kimsenin.”

Büyüyünce kimsenin atı olmıyacaktık.
Bir yıl sonra İsmail öldü. Su toplamıştı karnı. Öküz arabasıyla acele Adana’ya götürmüşlerdi; hastaneye. Kurtulamadı... öküz arabasyıla getirdiler ölüsünü. Onu, köyümüzün küçük mezarlığında, küçücük bir mezara gömdüler. Eski bir tahta diktiler başucuna... helvasını dağıttılar. Anası çok ağladı İsmail’in. Bende çok ağladım. Ve ona söz verdim.
Büyüyünce kimsenin atı olmayacaktım.
İşte benim savaşım İsmail’in ölümüyle başlar. Yoksul çocuklar kimsenin atı olmasın diye de sürer gider. Ve İsmail, bütün dünyanın ezilmiş, yoksul çocukları adına yaşar, büyür içimde

Yılmaz GÜNEY,Selimiye 1973

pınar09 18-08-2007 12:01

çok anlamlıydı bidenem,teşekkürler bizlerle paylaştığın için.


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:08 .

Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1