Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Güzel Ve Anlamli Yazilar > Hatiralar ve Anilar
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 20-06-2012, 15:40   #1
Yeni Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2011
Mesajlar: 28
Tesekkür: 0
12 mesajina 21 kez tesekkür edildi
 Serdar52 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Post Bir Yılmaz Güney Anısı

Yıl 1973. Ben 14 yaşındayım. Babam İbrahim Yıldırım, İnegöl Kaşıkçıoğlu İlkokulu’ nda öğretmen. Hükümet Konağı'nın sol tarafındaki Öğretmenler Derneği'ne devamlı gider, gelir. Bazen annem, Serdar, git babanı çağır gel, der. Ben öncelikle Öğretmenler Derneği'ne uğrarım ve babamı orada bulurum. Dernekteki öğretmenlerin çoğu beni tanır ve Yıldırım, buraya gel, diye yanlarına çağırırlardı. Oradaki öğretmenlerin sorduğu sorulara akıllı, uslu öyle cevaplar verirdim ki, bana sevgiyle sarılırlar ve alnımdan öperlerdi.
siteadi.com - Bir Yılmaz Güney Anısı
İşte o günlerden birinde, bir akşam evde oturuyorduk. Babam eve geldi ve duydunuz mu çocuklar, bugün Yılmaz Güney, Öğretmenler Derneği'ne geldi. Film çekmek için gelmiş. Dernekte oturmuş, öğretmenlerle fikir alışverişinde bulunuyordu. Etrafı çok kalabalıktı. Ben uzun bir süre uğraştım ve sonunda başardım: Yılmaz Güney'i gördüm. Daha sonra Yılmaz Güney, Öğretmenler Derneği'nden çıkıp gitti. Sonradan duyduğuma göre, İnegöl Lisesi yolunda yaya kaldırımından yürüyormuş. Yeni Hal'in yanındaki bahçeli kahvenin yanından geçerken, bahçede oturan dört kişinin sözlü tacizine uğramış.

" Şuna bakın Yılmaz Güney değil mi bu? Hani filmlerde vurup kırıyordu. Gelsin de dağıtsın bakalım burayı. "

" Tabi kolay öyle vurup kırmak. Karşında canlı kuklalar yok. Biz hanım evladı mıyız, gelsin bizi dövsün bakalım."

Yılmaz Güney bu sözlere aldırmamış ama adamlar hakaret etmeye başlayınca Yılmaz Güney durmuş ve adamlardan yana dönmüş. Adamlar, Yılmaz Güney'in yanına gelip, vurmaya kalkınca işler değişmiş. Bam, bam, bam, bam. Yılmaz Güney'den dört yumruk ve dört saygısız yerde. Daha sonra Yılmaz Güney istifini bozmadan yürüyüşüne devam etmiş.

Olayı gören bir öğretmenin Öğretmenler Derneği'nde anlattığı bu olayı babam o akşam evde bize anlattı. Ben uzun yıllar boyunca TV'de ne zaman bir Yılmaz Güney filmi seyretsem veya İnternet'te ne zaman O'nun hayat hikâyesi ve bir şiirini okusam bu olay aklıma gelir. Hep bu olayı başkalarıyla paylaşmak ihtiyacı hissedip, yükümün hafiflemesini arzu etmişimdir.

Yılmaz Güney, gerçek hayat ile filmi birbirinden ayırt etmesini başarıyordu da, bazı insanlar bunu başaramadıkları için, O'nun sonunu hızlandırdılar. Böylelikle bir yıldız çabucak kayıp gitti aramızdan.

Yazan: Serdar Yıldırım

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Serdar52 üyemize tesekkür ettiler
DEDE KARTAL (20-06-2012), MEHMETDOST (20-06-2012), müslüm (13-09-2023), nurten: (02-01-2020), serdarbyrm (13-01-2020)
Cevapla

Tags
anısı, bir, güney, yılmaz


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:22 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1