30-11-2006, 20:06 | #1 |
Dost
Üyelik Tarihi: Nov 2006
Bulunduğu Yer: kimse bilmez nereli oldugunu?
Mesajlar: 1,169
Tesekkür: 0
|
Dersim Efsaneleri....
DÜZGÜN BABA EFSANESİ:
siteadi.com - Dersim Efsaneleri.... Şah Haydar Seyyit Mahmud-i Hayrani'nin oğludur. Zeve yakınlarında bulunan Zargovit tepesinde hayvanlari otlatmak için bir ev yapar. Burada hayvanlari ile mesgul olur. Kisin zemherinde keçilerinin gayet güzel beslendiklerini gören Seyyit Mahmud-i Hayrani "Acaba sah Haydar bu kisin ortasinda bu hayvanlara ne yediriyor ki hayvanlar bu kadar güzel besleniyorlar. "Diye merak eder ve sah Haydar ile hayvanlarin bulundugu yere gider. Bir de bakar ki sah Haydar elindeki çubugu hangi mese agacina degdiriyorsa agaç hemen yeseriyor.Taze süsleniyor,keçilerde bu filizlerden yiyerek besleniyor. Seyyit Mahmud-i Hayrani durumu görünce sesini çikarmadan geri dönmek ister. Ancak o sirada bir keçi,bir kaç kez üst üste hapsirir. sah Haydar da ne oldu Babam Dervis Mahmud'umu gördün ki bu kadar hapsirirsin, der ve arkasına baktığında babasının kendisine görünmeden gitmek istediğini görür. Babasına bizzat ismi ile hitap ettiği için utanır mahcup olur.Mahcubiyetinden kaçıp halen Düzgün baba dağı olarak söylenen bir tepeye çıkar ve burada mekan tutar.(Rivayet olunur ki şah Haydar babasına ismen hitap ettiği için Mahcubiyetinden ötürü kaçtığı zaman ayağında kışın karda giyilen hedik veya lekan varmış.Bu hediklerle Zargovit'den Düzgün Baba tepesine kadar (takriben 5km) üç adım atmış bastığý her yerde hedikler taşa iz bırakmış ve bu izler hala durmaktadır.) Bir iki gün eve gelmeyen şah Haydar'ın annesi endişelenir. Durumunu öğrenmesi için babasına rica eder. O da yanındaki müritlerine gidin bakın bakalım bizim şah Haydar ne alemde? der. Müritlerinden birkaç kişi bu 24500 m. yüksekliğindeki dağın tepesine çıkar şah Haydar ile görüşürler. Durumun iyi olduğunu her hangi bir sorununun olmadığını öğrenirler ve tekrar Zeve'ye dönerler. Seyyid Mahmud-i Hayrani'ye durumu düzgündü merak edilecek herhangi bir şey yoktur.Selam ve hürmet eder ellerinizden öper derler. (Bu iþi düzgündür sözü dilden dile dolaşır ve asıl adı ıah Haydar olan bu zata artık bir süre sonra Düzgün Baba olarak bir isim atfedilir. O günden bu güne Düzgün baba olarak söylenir.) Bugün de dahi halk şifa bulmak için Düzgün Baba'ya gider adaklar adar ve ziyaret eder. -------------------------------------------------------------------------------- |
30-11-2006, 20:13 | #2 |
Dost
Üyelik Tarihi: Nov 2006
Bulunduğu Yer: kimse bilmez nereli oldugunu?
Mesajlar: 1,169
Tesekkür: 0
|
Gelin Pinari Efsanesi
GELİN PINARI EFSANESİ:
Gelin Pınarı veya diğer adıyla Gençlik Şelalesi, Nazımiye ilçesinin kuzeyinde, Nazimiye ilçesine 13 km. uzaklıktaki Dereova bucağının yanında bulunmaktadır. 30-40 m. yükseklikteki kayalardan sarkıtlar ve dikitler yaparak ince ince akan sular, alışılmış bir şelale görünümünün dışında, buraya bir efsane havası vermektedir. Yazın bunaltıcı sıcağında şelalenin 50 m. yakınına varıldığında, bir anda sanki binlerce vantilatörün çalışarak meydana getirdiği bir serinlik insanın bedenini sarar. Kayalardan aşağıya iplik iplik akan suların gerek sesi, gerek serinliği ve gerekse manzarası görülmeye değer bir tabiat harikasıdır.Tunceli'de her tabiat güzelliğine bir efsane yakıştırılmıştır. Buranında kendisine özgü efsanesi şöyledir: Bu yörede yaşayan ailelerden birinin oğlu ile kızı evlendirilir. Yeni gelin, yöre adetlerine göre belli bir süre evde kaldıktan sonra, bir gün kaynanası kendisine: -Hadi gelinim. Su bakracı al. Sağım yerine getirilen hayvanları sağ ve sütü al getir, der. Gelin bakracı alır. Köyün diğer genç kızları, gelinleri gibi oda sağım yerine gelir ve kendine ait bütün sütlü hayvanları sağar, bakracını sütle doldurur. Ancak en son sağdığı kara keçi birden ayağını vurur. Süt dolu bakracı devirir, süt akar, gider. Gelin birden şaşırır, çok üzülür. Ağlamaya başlar. "Daha yeni gelinim. Bana elinden iş gelmez, beceriksiz gelin diyecekler. Benimle alay edecekler diye sızlanır ve bir yandan da kara keçiye beddualar yağdırır. O sırada gelinin geciktiğini gören kaynana, yüksekçe bir yere çıkarak, acele gelmesi için gelinine seslenir. Gelin mahçup ve üzgün bir şekilde, önündeki boş bakracı, boş götürmektense, yaradana sığınarak, yanındaki pınardan su ile doldurur ve ağzına da bir bez kapatıp, o şekilde getirip sepetin altına koyar. Bir müddet sonra sütü kaynatıp, mayalamak için,bulunduğu yerden almaya gelen kaynana, bezi kaldırdığında, bakracın içindeki su, süt olmuştur. Bir kenarda durarak olanları üzüntü ile seyreden gelin, kendisini mahçup etmediği için Tanrıya şükreder. O gün bugündür, bu pınardan akan sular koyunlar sagılmaya başlandığında, süt renginde akarlar. Koyunların sütü kesilince de, tekrar tabii rengine dönerler. Manzaralar Harita Köyler Düzgünbaba Efs. Gelin Pınarı Efs. |
29-01-2007, 18:13 | #3 |
Dost
Üyelik Tarihi: Jan 2007
Bulunduğu Yer: heryer
Yaş: 37
Mesajlar: 314
Tesekkür: 0
|
Arapkızı Dağı Efsanesi
Çok eski cağlarda Pülümür´de yaşayan iki genç varmış, erkeğin adı Ali, kızın adı ise Yasemin´miş Ali Pülümür´lü, Yasemin ise Arap soyundanmış. Onun için Yasemin´e "Arap Kızı" diye hitap ederlermiş Ali ile Yasemin biribirlerine aşık olmuslardir fakat aileleri evlenmelerine izin vermemiştir. Ali ile Yasemin bu acilara dayanamayarak el ele vererek bugünkü "Arap Kýzý Daðý" denilen daga tirmanmişlardır Kızın babası kaçtıklarını farkedip peşlerine düşmüştür. Ay ışığından faydalanan baba, onları görür, kızına ateş eder ve geriye döner. Ali uyandiginda Yasemin´in taş kesildiğini görür ve eve döner, küllerinin Yasemin´e serpilmesini vasiyet ederek kendisini yakar... Gece ay ışığından bu dağa bakıldıgında tam bir Arap Kızı silueti görülür |
29-01-2007, 18:47 | #4 |
Dost
Üyelik Tarihi: Jan 2007
Bulunduğu Yer: heryer
Yaş: 37
Mesajlar: 314
Tesekkür: 0
|
kullanıcı resmınde gordugunuz resım arap kızı dagıdır ve montajsızdır arkadaslarr ıyı bakarsanız arap kızını gorebılırsınız gercı ıyı bakmaya gerek yok bellı oluyor zayen
|
29-01-2007, 21:12 | #5 |
Can Dost
Üyelik Tarihi: Sep 2006
Bulunduğu Yer: Yer yüzü
Mesajlar: 1,446
Tesekkür: 19
|
Alıntı: DERSİM62´isimli üyeden Alıntı | Mesajı Göster
kullanıcı resmınde gordugunuz resım arap kızı dagıdır ve montajsızdır arkadaslarr ıyı bakarsanız arap kızını gorebılırsınız gercı ıyı bakmaya gerek yok bellı oluyor zayen
evet benziyor karanlık hem esmerlik bakımdan araplara benziyor hemde sanki bir simaya benziyor ama bayan siması ilginç |
05-03-2007, 17:47 | #6 |
Yeni Üye
Üyelik Tarihi: Mar 2007
Mesajlar: 30
Tesekkür: 0
|
paylaşım için tşkler !!
|
05-03-2007, 18:13 | #7 |
Aktif Üye
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 210
Tesekkür: 0
|
paylaşım için sağolun dostlar.işallah kısmet olurda birgün bizde gidebiliriz...
|
05-03-2007, 18:46 | #8 |
Dost
Üyelik Tarihi: Nov 2006
Bulunduğu Yer: kimse bilmez nereli oldugunu?
Mesajlar: 1,169
Tesekkür: 0
|
tabiki buyrun gelin basimizin ustunde yeriniz var gelin gorun
__________________
SENI ANLAMAK YASMAKTIR SENI YASAMAK AMANSIZLIGA KAVGA VE POSTAL SESLERI ARASINDA DIRENGENLIGE DURMAKTIR SENI BILMEK YASAMI BILMEK SILAH OMZUNDA TOPRAGA DUSMEKTIR SENI ANLATMAK EYLULU GUNLERI GECMISE YOLAMAKTIR` BANA MAVI ETIKETLI BIR RAKI GETIR DIYARBAKIR’DAN BIR AVUC TOPRAK BİTLİS’TEN BIR TUTAM TÜTÜN AVUCLARINDAN İÇECEGİM BIR TAS SU GETIR MUNZUR’DAN BANA ISTANUL’DAN BIRAZ LODOS MALATYA’DAN SARI KAYISILAR GETIR BANA KENDINIDE GETIR MEMLEKETIMDEN SENINLE BIRLIKTE GETIR MEMLEKETIMI |
05-03-2007, 19:27 | #9 |
Dost
Üyelik Tarihi: Mar 2007
Mesajlar: 1,670
Tesekkür: 3
|
merhaba
bu güzel efsaneleri bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederim
zeynep |
06-03-2007, 11:46 | #10 |
Guest
Mesajlar: n/a
Tesekkür:
|
hawinzel emeğine sağlık dost
|
Tags |
dersim, efsaneleri |
|
|