Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Kadınca > Kadın Sorunu
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 12-10-2007, 23:54   #1
Onursal Dost
ZiLAN - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 1,415
Tesekkür: 0
41 mesajina 63 kez tesekkür edildi
 ZiLAN isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı Kadın sorunu sosyalizmin sorunudur!

Can Ilgın
siteadi.com - Kadın sorunu sosyalizmin sorunudur! Sosyal mücadeleler açısından son yıllarda kavruk ve bereketsiz olan topraklarımızda, Kürdü ve Türkü ile kadınlarımızın görkemli bir şekilde mücadeleye girişi, erkek hakimiyeti altındaki bu toplumda salt kadın olmaktan kaynaklanan sorunları etrafında seferber oluşu, hayatın her alanında ezilenden yana, ezene karşı olanlar için öylesine sevindirici ki! Hele biz Marksistler için: sadece işçi sınıfının değil, bütün insanlığın kurtuluşu için mücadele eden Marksistler için, insanlığın yarısının köleliğe karşı başkaldırısı, tarihin bu en eski ezme/ezilme ilişkisini sorgulaması, kadın olalım, erkek olalım muazzam potansiyeller taşıyan bir mücadelenin habercisidir. Marx’ın uluslar için söylediğini cinslere kolayca uyarlayabiliriz: nasıl bir başka ulusu ezen ulus kendi zincirlerinden kurtulamazsa, öteki cinsi ezen cins de gerçek bir özgürlüğü yaratamaz. Daha açık ifade edelim: kadının kurtuluşunu sağlamayan bir sosyalizm, sosyalizm olmayacaktır. Er ya da geç, 20. Yüzyılın sosyalizm deneyimlerinde olduğu gibi rayından çıkmaya mahkum olacaktır!
Bu toprakların sosyalist hareketinin büyük bir çoğunluğunun, aynen Sovyet devriminin ve onu izleyen öteki sosyalizm deneyimlerinin bürokratik yozlaşmasının derslerini çıkaramadığı gibi bunu da anlayamadığı, kadın mücadelesine yaklaşımında yeniden ve yeniden ortaya çıkıyor. Bu yaklaşımın en çarpıcı ifadesi ise, her 8 Mart öncesinde kutlamaların hazırlık çalışmalarında Türkiye’nin her kentinde yaşanan tablodur. Sosyalist hareketin büyük bölümü, her 8 Mart kutlamasına kadınlarla birlikte erkeklerin de mutlaka katılmasını dayatarak, kadınların kendi ezilmelerine karşı kendi ayaklarının üzerinde, bağımsız biçimde dikilmelerine engel olmaya çalışıyor. Bunun nedenini sorsanız, hepsi başka şeylerin yanı sıra iki gerekçeye sığınacaktır. Birincisi, kadın mücadelesini sınıf mücadelesinden koparmamak gerekir. İşçi sınıfı, kendi iktidarında başka bütün sorunları ortadan kaldıracağı gibi kadının kurtuluşunu da sağlayacaktır. Öyleyse, kadınların erkeklerden bağımsız bir mücadele vermesi, yılda tek bir gün için bile olsa, sınıf hareketini amaçlarından saptırır. İkincisi, kadınların kurtuluşu için erkeklerin de mücadele etmesi gerekir. 8 Martları ya da benzeri eylemleri sadece kadınların yapması güçleri böler.
Kadın mücadelesinin sınıf hareketini ve sosyalizmi amaçlarından saptıracağı yönündeki genel iddiayı şimdilik bir kenara bırakalım. Sadece ezilenlerin kurtuluşunun ancak ezilenlerin kendi mücadelesi ile gerçekleşeceği yolundaki Marksist ilke ile bu yaklaşımın nasıl uyuşacağını sorup geçelim. Ama ikinci gerekçede en ufak bir samimiyet olsa, o zaman sosyalist hareketin bu tavrı benimseyen kümelerinin politik programında kadın sorununun bambaşka bir yer tutması gerekirdi. Madem kadınların kurtuluşu ‘kadın-erkek el ele” bir mücadele ile sağlanacaktır, sosyalist hareket neden kadınların ezilmesine ilişkin sorunları mücadelesinin merkezi alanlarından biri haline getirmemiştir bugüne kadar? Kadına karşı şiddet ya da ayrımcılığın çeşitli biçimleri karşısında sosyalist hareket neden kendini mücadelenin içine atmamıştır? Bu soruyu sormak bile her 8 Mart’ta kadınların mücadelesine erkekleri de katma konusundaki dayatmaların samimi olmadığını gösterir. Eğer “kadın-erkek el ele” mücadele etmek gerekiyorsa, neden 8 Mart’ın dışında kalan günlerde de sosyalist hareket erkeğiyle kadınıyla kadınların ezilmesine karşı mücadele etmiyor? Geri kalan 364 gündeki tavır durumu açıkça ortaya koyuyor: 8 Mart’ı kadınların kendi başlarına kutlamasına karşı çıkmanın ardında, onların mücadelesine destek olma dürtüsü değil, kadınların bağımsız sesini yükseltmesinden duyulan kaygı, kadın mücadelesini zapt u rapt altına alma isteği vardır!
Ne var ki, madalyonun öteki yüzündeki hatayı da unutmamak gerekiyor. Kadınların kendi kurtuluşları için bağımsızca örgütlenip mücadele etmesini, gönüllü ya da gönülsüz biçimde ilke haline getirmiş sosyalist hareketlerde de çok köklü bir başka hata gelenek haline gelmek üzere. Bu hareketler, bir kez kadın sorununun asli bir sorun olduğunu tescil ve kendi kadın üyelerinin bağımsız kadın hareketi içinde çalışmasını kabul ettikten sonra, deyim yerindeyse “yan gelip yatmakta”dırlar. Elbette kadın üyeleri değil. Onlar, söz konusu parti ya da hareketlerin üyesi olmasalar da yapacakları mücadeleyi bu durumda da sürdürmektedirler. Yani aynen dışarıda çalışmaya başlayan kadının çifte işgünü gibi, kadının kurtuluşu için mücadeleye gönül vermiş sosyalist kadınlar da çifte iş yapmaktadırlar. “Yan gelip yatanlar” hareketin erkekleridir. Bu da hareketin bütününün kadının kurtuluşu mücadelesine sahip çıkmadığını, bu konuya sadece “hoşgörü” (!) ile yaklaştığını gösterir. Üstelik bu hareketler bir de kendilerini “yenilemiş” olmanın, daha “çağdaş” olmanın, “feodal değerlerden kurtulmuş olma”nın prestijine de sahip çıkarak durumu kendi lehlerine yontmaktadırlar.
Sosyalist hareketin tavrını değiştirmesinin zamanı gelmiştir. Ne kadınların bağımsız sesini bastırmaya çalışmak, ne kadınları yalnız bırakmak. Bırakın kadınlar kendi mücadelelerini versinler. Kadınları sosyalizme yaklaştıracak olan, onların bağımsız inisiyatiflerini bastırmak değildir. Sosyalist hareketin kadının kurtuluşu konusunda samimi olduğunu kanıtlamasıdır. Öyleyse, yapılacak şey açıktır: sadece kadınlarıyla değil erkekleriyle de, sosyalist hareket kadınların ezilmesinin bin bir suratına karşı mücadele bayrağını yükseltmelidir.
>Bu mücadele bütün sosyalistleri birleştirecek konulardan başlayabilir. İlk akla gelen, kadına uygulanan her tür şiddete karşı amansız bir savaş açmaktır. Sokakta tecavüze, koca dayağına, devletin kadına yönelik özel işkencesine, namus cinayetine ve kadını ezmeye yönelik her tür şiddete karşı amansız bir savaş. Kadın ve erkek hep bir ağızdan haykıralım: “Kızkardeşime dokunma!”

__________________
Serbest piyasa dostluklar

ikilem kıskacında

Hüküm sürüyor iktidar

Hükümlü olmuşuz

Hükmettiğimiz çarkın sahte zarında

Her gün,

Biraz daha zalimleştiriyor

İçimizdeki canavarı

Her kuvvet,

Biraz daha zalimleştiriyor

İçimizdeki şeytanı


DİLİMİN SINIRI DÜNYAMIN SINIRLARIDIR...
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
kadın, sorunu, sorunudur, sosyalizmin


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:54 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1