08-10-2006, 21:22 | #11 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
EDİP
CANSEVER Yeşil ipek gömleğinin yakası Büyük zamana düşer. Her şeyin fazlası zararlıdır ya, Fazla şiirden öldü Edi Cansever.
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
08-10-2006, 21:24 | #12 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
FOTOĞRAF
Durakta üç kişi Adam kadın ve çocuk Adamın elleri ceplerinde Kadın çocuğun elini tutmuş Adam hüzünlü Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü Kadın güzel Güzel anılar gibi güzel Çocuk Güzel anılar gibi hüzünlü Hüzünlü şarkılar gibi güzel
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
08-10-2006, 21:24 | #13 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
GECE
BİTKİLERİNDEN Gece bitkilerinden korkuyorum, Hayır, geceleri bitkilerden! Gizlenirken vurulmuş ulaklara ağıttır Bana açtığın her telefon. İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen İki kol. An ki fıskiyesi sonsuzluğun Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
08-10-2006, 21:24 | #14 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
GÖÇEBE
Sen sık sık gülen gülerken de Sevecen bir Akdeniz çizgisini Sol yanına ağzının İliştiren çocuk özenle Yabana mı atıyorum yani seni Yabana mı atıyorum saat altı buçukları Çocuk ve Allah'ın en eski baskısını Değil, değil bunların biri Gözlerimin gemileri kuş istiyor Açılıp kapandıkça sevdam Kapanıp açılıyor bir mavi Şahmaran süt istiyor kefeninden Üç aylık ölmüş çocukların Kerem ile Arzu geliyor Aslı ile Kanber Ay kana kana batıyor Ay kana kana batıyor Eşkiyalar gecenin yangınını izliyor uzakta Kargapazarı dağlarını dolanan yaşlı ve öfkeli bir otobüsteyim Jandarma daima nesirde kalacaktır Eşkiyalar silahlarını çapraz astıkça türkülerine Ve bu dağlar böyle eşkiya güzelliği taşıdıkça Patronun karısını zimmetine geçirip Amasya'dan Kars'a kaçmakta olan sayman yardımcısıyla Alevilikten konuşuyoruz uzun süre Yanımdaki hep bir gazetede Marilym Monroe'nun resimlerine bakıyor Marilyn Monroe öldü diyorum ona Ölümü siyah bir kakül gibi alnına düşürmesini bildi Şimdiyse Cennette Nietzsche'nin metresi olması gerekir Bunları diyorum daha ne varsa diyorum İşte hiçbir sebep olmadığını sevişmemeye İşte çocukluğumdan beri içimde bir önsezi olduğunu Bunun bir gün birine rastlamak gibi bir şey olduğunu Belki de bir günler bunun için Aydın'da bulunduğumu Zaten nedense hep bir şehirden bir şehre yolcu olduğumu İşte eflatun kakalı çocuklar olduğunu Kütahya'da Ankara'da dokunak Yozgat'ta becerik olduğunu Van'da güreşçi develer gibi süslediklerini kamyonları İstanbul'da minarelerin lirik olduğunu köprülerinse dialektik Acemi bir bulut bozuyor bütün görüntüyü eski bir şarkı gibi Bu şarkıyı ne zaman duysam aklıma Sinirli bir elin uysal bir bardağa Çok yukardan döktüğü bir içki gelir Sonsuz ve olağanüstü bir bira Köpüklene köpüklene biçimlendirir Soyunarak ağlayan bir kadını Acı bilincinde sonrasızlığın Ama bırakalım bırakalım bunları Yoldan piyade erleri geçiyor tahta bavullarıyla ve büyük yakalarıyla Ve faytoncular görüyorum Yere basışlarındaki ağırlığı azaltmak için Tanrısal bıyıklarıyla durumlarını paraşütlendiren Kars'tayım bu ne biçim Kars bir kenarda Pekala yalçınlık iddiasında bulunabilecek bir tepenin üstünde Kars kalesi yükseliyor Gökyüzünü Ankara kalesine göre daha soyut ve daha elverişli bir şekilde Hırpalayan bu kale de olmasa N'olacak bakalım hırpalayan bu kale de olmasa Kuşkusuz artacak yalnızlığım sevgili çocuk Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası Bir de yine sevgili çocuk Biliyorsun kişi tutkularıyla Yalnızlığını adlandırıyor o kadar Arkada bir su devrile devrile akıyor Rastgele bir ağaca soruyorum Bir şey var sanki onu soruyorum Değil orda diyor belki biraz daha ilerde Tanrı meleğini ağırlamaya çalışan Ataerkil bir aile gözümü alıyor Dedelerin yüzlerinde erozyon Silip götürmüş bütün evetleri Annelerinse ağızlarında hiyeroglif Babalarınsa ağustoslar atasözleri Amcalarınsa avdan boş dönüyor elleri Teyzelerse elleriyle yargılıyor gök güzelliğini Ablalarınsa boyunları soru işareti Ağabeylerse utançlarından emrah Sıralanmışlar su boylarına Bıçakla soyuyorlar kelimeleri Ya suya giden küçük kızlar Onlar Tıpkı o kuşlar gibi Uçan daha bir süre Sonra da vurulduktan Bir mezarın doğurduğu iştahlı bir çocuktur Anadolu şiiri Ey şiir arayıcısı ey esrik kişi Şu son dönemecini de aşınca gecenin Doğacak gün artık gündüze ilişkin değil Bu ağartı ancak yürekle karşılabilir Bütün iş orda işte, ordan usturuplu geçmesini bil Tutsaksan ellerini sıvışır gibi zincirlerinden Ve balyozla vursalar mısralarına Soylu bir demir sesi yükselir Soylu büyük ve mavi bir demir sesi Ellerim egece yatısına çağrılmış Ve Teleşsız görünmeye çalışan bir Kafka gibi Yüzüm giyotine abone
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
08-10-2006, 21:24 | #15 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
GÜL
Gülün tam ortasında ağlıyorum Her akşam sokak ortasında öldükçe Önümü arkamı bilmiyorum Azaldığını duyup duyup karanlıkta Beni ayakta tutan gözlerinin Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum İstasyonda tiren oluyor biraz Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım Gülü alıyorum yüzüme sürüyorum Her nasılsa sokağa düşmüş Kolumu kanadımı kırıyorum Bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı Ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
08-10-2006, 21:25 | #16 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
Ğ Vitamini
Bilginlerimiz sağolsunlar Bir vitamin buldular Çalışınca azıcık; Yumuşak G vitamini: Ulusalcılık!
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
08-10-2006, 21:25 | #17 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
GÜZELLEME
Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü Bak bu sensin çocuğum enine boyuna Bu da yatak olduğuna göre altımızdaki Sabahlara kadar koynumda yatmışsın Bak bende yalan yok vallahi billahi Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur İşe bak sen gözlerin de burda Gözlerinin ucu da burda yaşamaya alışık İyi ki burda yoksa ben ne yapardım Bak çocuğum kolların işte çıplak işte Bak gizlisi saklısı kalmadı günümüzün Gözlerin sabahın sekizinde bana açık Ne günah işlediysek yarı yarıya Sen asıl bunlara bak bunlar dudakların Bunların konuşması olur öpülmesi olur Seni usulca öpmüştüm ilk öptüğümde Vapurdaydık vapur kıyıya gidiyordu Üç kulaç öteden İstanbul gidiyordu Uzanmış seni usulca öpmüştüm Hemen yanımızdan balıklar gidiyordu.
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
08-10-2006, 21:25 | #18 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
HÜKÜMET
Bu hükümet Pir Sultan'a pasaport vermiyor, Onu anladık. Yunus Emre'ye de Bası kartı vermiyor, Onu da anladık. Ama bu hükümet Ferman çıkarmış Karacaoğlan'ı Otobüse bindirtmiyor.
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
08-10-2006, 21:25 | #19 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
İNTİHAR
Sen tam tabancayı Şakağına dayamışsın; Kapı açılıveriyor Ve üstündekileri Bir bir fırlatıp atan Bir leylak sesi...
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
08-10-2006, 21:25 | #20 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: May 2006
Yaş: 41
Mesajlar: 1,387
Tesekkür: 4294967295
|
KAHVALTI
Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı
__________________
bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi birçok kere yitirdim denizde kendimi gidiyorum aramaya, suyu bilmeden beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. |
Tags |
cemal, süreyya, Şiirleri |
|
|