24-04-2007, 16:07 | #1 |
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 473
Tesekkür: 0
|
Birkaç güzel şiir
Ben savaş çocuğuyum
siteadi.com - Birkaç güzel şiir Acıya ağıt yakanların dünyasından kopup gelmişim buraya... Güldü mü yaşlar boşanırdı atalarımın gözlerinden.. Kavmimdeki çocuklar, beklentilerini ümitsizliklerinin en can alıcı noktasındaki ümide bağlayıp, analarının gözlerindeki hüznü yazarlardı gökyüzüne uçurdukları uçurtmalara... Umutlar uyutulurdu salıncakta.. Ninni söyleyerek.. İçlenerek.. İç çekerek.. Dalgın yürürdü gençkızlar yerle bir olmuş kentin enkaz kırıntıları arasında.. Her siren sesi, ürkek yüreklere düşen amansız bir korku, her silah sesi, beklentili gönüllere yuvarlanan bir çığlık olurdu, savaş kadınlarının ürpertili bakışları arasında... Yarısı kopmuş kollarıyla güneşe kucak açan çocuklar gördüm şehrimin barut kokan sokaklarında... Ve çiçekler.... Her şeye rağmen, onca kirliliğe, onca zorbalığa rağmen açmayı ve gönüllere sürur vermeyi becerebilen çiçekler gördüm.... Dağ adamlarının arasında, üzerine sulama vazifesi düşmüş bir ninenin kıpırdayan dudaklarından düştüm gönüllere..... Sert bakışların ardındaki gözyaşlarını ben okuyabilirim yalnızca..... Bir bebeğin çığlığında saklandım... Ve bir annenin feryadında... Hep temkinli adımlar attım mayınla döşenmiş hayatın ortasında... Şehrimin genç kızları, en korkuç ejderhaların bile masum kalacağı heveslere kurban edildiler.. Analar ağlamayı bildiler sadece.. Yeri geldiğinde ölmeyi ve dua etmeyi.. Çocuklar, oyun alanlarında savaş türküleri söylemeyi öğrendiler.. Başlarını iki omuzlarının arasına sıkıştırıp, ekrandaki dramatik filmlerde ağlamayı vicdanlı olduğuna yorumlayan siz Sayınlar! Bayanlar! Efendiler! Hanımlar!.... Unutmuşum seçkin kelimeler kullanmayı... Bomba dedim.. Savaş dedim.. Acı dedim... Anne dedim... Ve öldü..... dedim sadece... Oysa size seslenebilmek için yeterli değildi bütün bunlar... “SAYIN BAYIM... BEN AÇIM DA....” demeliydim.. ve sizler iğrenç bir mahluka bakar gibi, gözlerimdeki acıya bakıp, bir yaka süsü gibi dudağınızın kenarına kondurduğunuz alaycı tebessümünüzle bir kaç kuruş sıkıştırmalıydınız nasırlı ve kirli avucuma... Ve böylece hayırsever bir vatandaş olmanın rahatlığıyla vicdanınızı koltuk altınıza sıkıştırıp bir çanta gibi, gömülmeliydiniz yumuşak koltuklarınıza.... bilemezdim.... Aykırı sözler edişimi mâzur görün! Ben savaş çocuğuyum ve savaşın haricinde pek fazla kelime öğrenemedim!.. Anonim |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi kenan_412 üyemize tesekkür ettiler | sergen92 (27-03-2011) |
24-04-2007, 16:08 | #2 |
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 473
Tesekkür: 0
|
Hüzünlü vakitler
Sonsuzluğun kapısıdır yüreğim Güneş batisi değer gözbebeklerine... Rüzgâr bakışlarımın, mor dağları uğuldatan gölgesi düşlerimi savurur, sarsar... Ruhsuz bir iklimi yaşarım. Güneşe uzanırken, kaybolup gider ellerim... Sevdadır bekleyen beni sonsuzluğun kapısında... Akçabardakların karakışa meydan okuması, yürek dolusu sevda içindir. Tufanlar kopar da, ürkek hayalim saklanır gözlerimin karanlığına... Kasırgaların seher yeline, şimşeklerin lâlelere dönüştüğü zamanların bir zamanlar olduğunu biliyorum. Rüzgârın sıcacık avuçlarının geçmişin âhengini bugünlere taşıdığı şafak vakitlerinin var olduğunu... Veya çok ötede... Öteler ötesinde selâmımızı fırtınaların dahi sevgiyle karşıladığı gündoğumlarının... Simdi karanlığı çatlatır, ışığı sonsuzluğun... Kağıtlarımda can çekişen sevda şiirlerinin başkaldırısıdır düşlerim. Asaletin görüntüsüdür sayfalardaki kelimeler... Yıldızları tutsak ederim sabahlara dek... Gizli hayallerde ufku beklerim. Dostum! Can dostum! ufka yönel üşüyen duygularının yetimliğiyle... Saatler kıyâmeti vurmadan haydi! Ne duruyorsun? Körolası zincirlerini kir yüreğinin... Bu dünyaya dar gelmeyecek sevginin şimşekleri doluşsun gözlerine... Çöz artık yalnızlığın kör düğümünü... Dostum! Sevgi hangi elektrik teline takıldı ki, uçuramıyoruz gönlümüzce?.. var misin tüm telleri keselim sevdamıza mani olmasınlar diye?.. Avuçlarıma doldur gökkuşağını... Gözlerimden bir yol bul gönlüne... Hasret orda... Ufuk orada... Ümit orada... Şafak yüreğimde söker benim... Sevgisizliği tutup kollarından uzaklara savururum. sevgi ekerim yürek toprağıma... Ümit ekerim. Haydi! tut ellerimden... Seninle saklambaç oynayalım. Ebemiz dünya olsun. İnan ki, bulamaz bizi sevginin göğünde... İçinden çıkılmaz sükuta tutsaktır hülyam... Mevsimin, besinci mevsimin fısıltıları kulağımdadır. Hangi pembe yağmurdur yüreğimdeki izlere değen?... Gökkuşağını istilâ eden dipsiz karanlık neredir. Ah dostum! İçimdeki haykırışların suskunluğumun izdüşümüdür. Amansız bir mum ateşidir sevgi... Biliyorum, ama sana sevgiyi anlatmak, askı anlatmak zor... Çok zor... "Kafdağı’nın eteklerine varmaya çalışan ben, Kafdağı’nın sevgilinin yüreği olduğunu yeni anlıyorum." Çatlayan dudaklara sunulan bir pınardır sevgi... Gönül bahçesinde açan çiçeklerin çiğ tânesidir. Umuttur... Senden Ona (c.c.) varılan... Gökkuşağı kapında bekler simdi... Sen de avuçlarına doldur bütün renklerini gökkuşağının... Sonra tohum gibi serp yürek toprağına... Gönül yangınına çiseleyen rahmet yağmurlarıyla yeşersin sevgi demetlerin... Sev! Sadece sev!.. Sevmeyi öğret, sevgiden anlamayan insanlara... Daha önce de söylemiştim: "Bir yudum sevgin herseye değer, yeter ki Allah (c.c) için olsun." Bereketli olsun hasadın dostum... dermansız insanlar, modern şehirlerin yalnız kalabalıklarına, sevgisizlik uçurumuna bir gül de sen at! Ne oldu? Ağlıyormusun? Dipsiz kuyulara su indiriyor gözlerin... Ve ulaşamayan mermiler... Bir can sayende kurtuluyor. Canlar kurtuluyor sayende... Ellerinden tutup getirdiğin güneş selâmlıyor ıslak kaldırımları... Ve... Ve dünya bulamıyor bizi sevginin göğünde. Sevdandan inan ona varılıyor. Simdi kasırgalar seher yeline, şimşekler lâlelere dönüstü. Uzak mecnunların sarhoşluğuna uçurduk sevgiyi... Ötelerde... Öteler ötesinde selamımızı fırtınalar karşılıyor. Ve biz, seher vakti sevgiyi kazıyoruz insan yüreklerine... |
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi kenan_412 üyemize tesekkür ettiler | sergen92 (27-03-2011) |
Tags |
birkaç, gÜzel, Şiir |
|
|