Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Güncel Olaylar > Köse Yazilari
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 11-03-2023, 16:45   #1
Admin
MEHMETDOST - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Jul 2009
Bulunduğu Yer: Defne / Hatay
Yaş: 54
Mesajlar: 19,980
Tesekkür: 7379
2694 mesajina 33665 kez tesekkür edildi
  MEHMETDOST isimli üye çevrimiçidir (Online)
Tanımlı Antakya yıkıldı Antakyalı yıkılmaz

BUNU YAZMAK GEREK
siteadi.com - Antakya yıkıldı Antakyalı yıkılmaz
Antakya yıkıldı Antakyalı yıkılmaz

Depremin*en şiddetli vurduğu*yerlerden biri Antakya.

Tarihin en eski kentlerinden biri olan*Antakya*bin bir çeşit kültürün de merkezi.

Bu kente gelin olarak giden*Yasemin Mıstıkoğlu*“Antakya kültürü” hakkında kendi deneyimlerine dayanarak bir yazı yazmış.

Bugün sizlere bu yazıyı sunmak istiyorum;

“Antakya yıkıldı, yok oldu”*yorumlarına cevaben yazıyorum bu yazıyı… 18 yıldır Antakya’da yaşayan bir*Antakya gelini*olarak.

Konuya geçmeden önce*Antakya*neresidir? Hatay neresidir? Basın mensubu arkadaşlarım da dahil, TV’lerde yayına katılan birçok kişinin*bu ayrımı hâlâ yapamıyor*olduğunu görmek çok üzücü.

Çünkü*Hatay ve Antakya*sıradan yerler değiller.

Antakya, o bölgede kurulan ilk yerleşim yeri.*M.Ö. 300’lü*yıllarda*‘Antioch’*adı altında kuruluyor.*Onlarca medeniyet*doğuyor bu bölgede.

Bizans İmparatorluğu*döneminde imparatorluğun 3. büyük şehri unvanına sahip olan*Antioch, tarihsel süreçte*Antakya*oluyor.

Hatay*ise*Atatürk*ile giriyor hayatımıza.*Antakya 1938 yılında Türkiye’ye dahil olunca Atatürk o bölgeye bu ismi veriyor.*Hatay’ın 15 ilçesi var. Antakya da Hatay’ın en büyük ilçesi.

Evet;*Antakya’nın binaları yıkıldı, yolları yarıldı, ağaçları devrildi. O binalarda yaşayan canlarımız hayatını kaybetti. Ama Antakya yok olmadı, zaten olamaz.

Bakın neden olamaz yazayım buraya madde madde. Mesela*Antakya kahvesini*hiç duydunuz mu bilmiyorum.*Antakyalı*nereye giderse gitsin*kahvesini*yanında taşır. Yurtiçi-yurtdışı seyahatlerinde*bavulunun bir köşesinde*mutlaka bu*kahveye*ve bir*cezveye*her zaman yer vardır.

Çünkü Türkiye’nin ve dünyanın*hiçbir yerinde yok böyle bir kahve tadı*ve*pişirme şekli.

Kahvenin en az iki kez kavrulmuş olması gerekiyor ve kaynayarak pişiriliyor. Kahvenin püf noktası: kesinlikle*köpüksüz*olacak. Köpük olursa içmez o kahveyi Antakyalı.

Antakyalı*misafirine geldiğinde*“hoş geldin”*der, hepimiz gibi. Ama giderken de*“hoş geldin”*der hepimizden farklı olarak. “İyi ki geldiniz, ne iyi ettiniz”*anlamında. Benim ezelden beri bildiğim gibi*“güle güle, hadi güle güle”*deyip kapıyı kapatmaz.

Antakyalı misafirine bir kez değil, iki kez değil, üç kez değil defalarca sorar*“Bir şey içer misiniz, bundan da yer misiniz?”*diye. Hatta şehir efsanesidir; eski tarihlerde herkesin evinde telefon olmadığı zamanlarda bir eve misafir olarak giden kadına, ev sahibinin en son ikramının*“Buyurun bir telefon açın”*olduğu söylenir.

Bu görgü ile büyüyen*Antakyalıların*binalar yıkıldı diye*bu alışkanlıklarından vazgeçeceği mi*düşünülüyor?

Bir Antakyalının evinde,*akşam yemeği değil öğlen yemeği*daha önemli bir yer tutar. Yemekler*öğlen*için hazırlanır, kalan yemekler*akşama*yenir. Çünkü*okula giden çocuklar, evin babası ve annesi, hatta varsa çalışan çocuk, öğlen yemeğinde buluşurlar*evde.

En önemli ayrıntı da yemekte ne yenilecek ise hepsi*servis tabakları*ile masada yer alır. Yani evin annesi ikide bir*masadan kalkıp*yemek servisi yapmaz. Aile*hep*birlikte*oturur masaya. Misafir geldiğinde de usul aynı. Çeşit ve sunum şekli biraz daha farklı olur sadece.

Ev sahibi mutlaka ve mutlaka*kendi elleriyle servis yapar*misafirine. Gelir düzeyleri, dinleri, mezhepleri farklı olsa da*yemek ritüeli*budur Antakya’da. Ben*Antakyalı*olmadığım halde bu usulü çok benimsedim, masamı hep böyle hazırlarım.* Şimdi şehirde yollar yarıldı diye*Antakyalı vazgeçecek mi bu alışkanlığından*sizce?

Antakyalı*iyi gününde yalnız bırakmaz eşini dostunu. Yeni evlenen bir çift ya da dünyaya yeni gelen bir bebek veya okul mezuniyeti için*“tebrik”*alınır evde. Hele ki gelin tebriği ise bu,*gelin gelinliği ile*oturur 3 gün boyunca.

Tebriğe gidenler*hediyesini*götürür, ev sahibi de bol bol ikram yapar.**“Ay ne zahmetli iş”*diye düşünmeyin ikramların çoğu tebriğe gelenlerin evinde hazırlayıp getirdikleridir. Konu komşunun eşin dostun elinde getirdiği*ikram ile hazırlanan masayı*unutmak mümkün mü şimdi?

Acı gününde de bir araya gelir Antakyalı.**Cemaatlere göre*ritüeller değişse de*saygı*hep önceliklidir.*Aleviler*mesela*saat ile alırlar taziyelerini*evlerinde. Taziye evinde sürekli*dua*okunur, hoca ara verdiği zaman giriş çıkış yapılır taziye yerine.**Cemevi*yoktur bizde. Çünkü*Antakya Alevi’si, Nusayri Alevi’sidir. Anadolu Alevi’sinden farklıdır ibadet şekilleri.

Hristiyan dostlarımız*kilisede alırlar taziyelerini.* Sessizce beklersin sana*ikram edilecek kahveyi, kahven bitince de yan yana oturan aile fertlerine*başsağlığı dileyerek yine sessizce ayrılırsın*o mekandan.

Sünniler, saat vermezler gelmek isteyenlere. Her saat gidilebilir taziye için. Eş-dost sıraya girer o evde yenilecek*yemek ikramı*için. Bu acı zamanlarda bu*ritüellerin hiçbiri yapılamıyor*maalesef, ama*unutulur mu*sizce bu adetler?

Kilisede besmele çeken de vardır, mum yakan da. Cenaze töreninde dua eden de vardır, arya söyleyen de. Garip gelebilir ama biz böyleyiz işte.

Yılda en az*60 bayram*kutlanır Antakya’da.*Alevi’si, Sünni’si, Hristiyan’ı, Yahudi’si. Herkes*ayrı ayrı ama birlikte*kutlar bayramlarını.

Hristiyanların*Paskalya Bayramı’nda*boyadıkları yumurtalar*hepimizin evinde olur o tarihlerde. Komşularımız gönderir çünkü.

Ramazan Bayramı’nda*yapılan*kömbenin*(özel tatlı bir çörek) kokusu unutulacak mı sizce bu deprem ile birlikte?

Pohur*vardır mesela Antakya’da. Adaçayına benzeyen bir bitki*pohur.* Kabukları*tütsü*gibi yakılır. Nazara iyi geldiğine inanırız biz. Ne olacak yani şimdi*Antakya*yıkıldı diye*pohur yakmayacak mıyız?

Evet*Antakya’nın binaları yıkıldı, yolları yarıldı, ağaçları devrildi. O binalarda yaşayan canlarımız hayatını kaybetti. Ama Antakya yok olmadı, zaten olamaz. Antakya’nın üstünde yıkılan tarihi binalardan daha fazlası şehrin altında yer alıyor,*bunu herkes biliyor.

Antakya’nın*neresini kazsanız tarih çıkardı. Ve hep söylenen şuydu;*“Alttaki şehri çıkartmak için, buraların tamamen istimlak edilmesi ve yıkılması* gerekiyor ama bu mümkün değil”.

İşte tam zamanı.*Madem şehrin üstü yıkıldı, şehrin altını ortaya çıkartmak ve Antakya’yı yeniden ayağa kaldırmak gerekiyor. “Antakya yok oldu” söylemleri Antakyalılara, Antakya severlere iyi gelmiyor.

Biz biliyoruz ki*Antakya’nın*sadece*zamana*ihtiyacı var. Üstelik*Antakya*ne kadar kısa sürede toparlanırsa*Hatay*o kadar kısa sürede ayağa kalkar.

Antakya sadece yıkıldı, yok olmadı.

Alinti(Yasemin Mistikoglu)

__________________
Bizim paşa gönlümüzden çıkmış paylaşıyoruz kıymet bilmeyenler UTANSIN!!
‐----------‐-----‐---------‐-----
Seni her halinle niye seveyim?FENERBAHÇEmisin sen.
  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi MEHMETDOST üyemize tesekkür ettiler
DEDE KARTAL (12-03-2023), jdean (24-03-2023)
Cevapla


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:41 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1